7 Ocak 2018 Pazar

Yay'ın İki Yüzü
Yay burcunun enteresan bir yanı vardır.En iyi kalpli insanlarda Yay burcundan çıkar,en kötü yürekli insanlarda Yay burcundan çıkar.Yay burcunun amblemi bir Centaurondur(Sentauron diye okunur).Centauron insan ve at karışımı mitolojik bir yaratıktır. Centauronun üst kısmı insandır Kafası,göğüs bölgesi,kolları normal insanda ki gibidir,buradan aşağısı ise bir atın bedenidir,yani insanla at birleşimi bir varlık..Neden Yay burcuna bu sembolizm verilmiştir?Bu sembolün üst kısmı normal olan insan tarafı Yay da ki olumlu ve insana yakışır güzel özellikleri simgeler,altta ki at kısmı ise Yay burcunun hayvani tarafını, dizginleyemediği hayvansal ihtiyaçlarını temsil eder.İki tür Yay vardır biri insanlığa iyi örnek olan,güzel kalpli ve bütün rafine güzel özellikleri barındıran Yay.İkincisi ise hayvani içgüdülerine esir olmuş,hırslı,kıskanç,sağduyusuz bencil Yay dır.İyilikte en üst düzeye ulaşan da,kötülükte en son raddeye varanda Yay burcudur.Bir Yay burcu insanı ya Centauronun alt kısmının temsil ettiği hayvani içgüdüleriyle yaşayıp kötü biri olacak,ya da Centauronun üst kısmının temsil ettiği insanlığın onurlu ve güzel ,rafine özelliklerini kendinde barındıracaktır,bunun ikisi de aynı anda olamaz Yay hayatında yaşadığı olaylara göre sonunda bu iki yoldan birini seçecektir.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
Ay Fazları
Ne zaman doğduğunuz kadar hangi Ay fazında doğduğunuz da büyük önem arz eder.Ay'ın fazları yani kademeleri vardır,bunlar Yeni Ay Fazı,Hilal Fazı,İlk Dördün Fazı,Kambur Ay Fazı,Dolunay Fazı,Solan Kambur Ay Fazı,Son Dördün Ay Fazı ve Balzamik Ay fazı olarak adlandırılırlar.Ay kademe kademe fazdan faza geçer ve sadece bir insanın Ay'ın hangi fazında doğduğuna göre bile o insanın karakter tahlili yapılabilir,Ay'ın fazları insanın karakteri üzerinde büyük etkiler bırakırlar.Şimdi Ay'ın hangi fazında doğduğunuza göre karakterinize yerleşecek özelliklere bakalım.
Yeni Ay Fazı
Yeni Ay Fazında doğan kişi öğrenmeye ve gelişmeye açık biri olur.Bu kişi her zaman hayatında yeni detaylar keşfetmeye hazır olur,hayatı hakkında yeni bir şey keşfetmek ona zevk verir.Yeni Ay da doğanlar çocuk gibi meraklı kimseler olurlar.Düşüncelerini paylaşmaktan çekinmezler ve hareket biçimleri planlı olmaktan çok spontanedir.Çok kolay başlangıçlar yaparlar,çok hevesli oldukları için yaptıkları işlerde hırsları ve acelecilikleri önplana çıkar.Güçlerini çok kolay harcamalarından dolayı başarıya ulaşmadan kendilerini çok yıpranmış bir şekilde bulabilirler,bu da başarısızlıklara neden olur,bu kimselerin güçlerini nasıl etkili kullanmaları gerektiğini öğrenmeleri lazımdır.Çok ben merkezci olurlar,olayların ortasına hep kendilerini yerleştirirler,egoları güçlüdür.Genç yaşlarda hırs,heves ve azimleriyle büyük başarılar kazanırlar,onlar için problem başardıklarını daimi tutmak,ileri ki yaşlara da bu başarıyı taşımaktır,çünkü istikrar sorunları vardır.
Hilal Fazı
Hilal Fazında doğan kişi maceracı ve meraklı bir ruha sahiptir.Oldukça yaratıcıdır.Ruhu eski ve yeni arasında sıkışmıştır,olayları hangi perspektife göre yorumlayacağını anlamak onun için zordur,sürekli gelenek mi yoksa yenilik mi problemi arasında kalır.Hilal Fazında doğmuş kişinin yaptığı hayat planları sık sık engellemelere uğrar,sorunlarla karşılaşır,burada doğmuş kişinin hayatta engelleri nasıl aşması gerektiğini keşfetmesi onun hayat sınavlarından biridir.Özellikle 20-30 yaşları arası en verimli en üretken olduğu yaşlardır.
İlk Dördün Fazı
İlk dördün fazında doğmuş insanlar güçlü bir azim ve iradeye sahip olurlar.Yerinde duramayan kişilerdir bunlar sürekli bir aktivite,sürekli bir arayış içindedirler,önlerine gelen herşeyle ilgilenirler,ilgi alanları çok fazladır.Sorgulayan bir akıla sahiptirler,sebepli sebepsiz herşeyi sorgularlar.Huysuz bir yapıdadırlar,sürekli bir şeylere karşıt olup hayatlarını kaosa sürükleme ihtiyaçları vardır.Çok tartışmacı ve talepkar olabilirler.Eski olanı yıkmaya ihtiyaçları vardır,çünkü yerine yenisini getirmek için içlerinde büyük bir güç bulunur.Bu insanlar özellikle 30-40 lı yaşlar arasında en verimli zamanlarını yaşarlar.
Kambur Ay Fazı
Kambur Ay Fazında doğan insanlarda belirgin bir sakinlik görülür,oldukça sevecen,besleyici,merhametli ve çevrelerine sürekli yardım eden insanlardır.Başka insanlara faydaları dokunmuyorsa kendilerini kötü hissederler,hatta bilinç altlarında 'başkalarına faydalı olmak' teması çok güçlü bir şekilde yerleşmiştir.Bu insanların sahte ideolojilere,yanıltıcı fikirlere sorgulamadan inanma gibi bir zaafı vardır,inandıkları fikirlerin peşinden gözü kapalı bir biçimde giderler.Hayatta çok sıkıntı çekerler ve engellerle karşılaşırlar ama bu sıkıntılar onlara güçlü tecrübeler olarak döner ve bir çok konuda uzmanlaşacak duruma gelirler.
Dolunay Fazı
Dolunay fazında doğmak bir kişinin kafasının içi huzursuzdur,çok kolay sinirlenir.Ay burada sert enerjiler yayar ve bu kişi anlaşılması zor biridir.Geçmiş ve gelecek arasında ki bağlantıyı çok iyi kurar.Geçmişte yaşadıklarını,geleceğe aktaracak tecrübesi vardır.Sosyal ilişkileri ve aşk ilişkilerinde oldukça şüphecidir,kendine gereksiz korkular yaratır.Duygularını kontrol etmesi çok zordur,ancak ilişki hayatında güvenebileceği birini bulduktan sonra hem iş hayatı hem de genel hayatı yoluna girer.
Solan Kambur Ay Fazı
Bu Ay fazında doğan kişiler doğal öğretmenlerdir.Sahip oldukları bilgiyi çevrelerine adeta saçarlar ve insanların farklı bakış açıları kazanmalarını sağlar.Bu kişiler oldukça bilgili ve entelektüel kapasiteye sahip insanlardır.İletişim yetenekleri bir çok insandan üstündür.İdeal ve prensip sahibidirler,ruhlarında mucitlik yatar,yeni şeyler üretmeye,yeni icatlar yapmaya meraklıdırlar.Bu insanlar başkalarının yaşamalarını 'iyileştirme' arzusundadır, aykırı bir ruha sahiptirler,toplum içinde devrimci özellikler gösterirler.Özellikle 50 li yaşlar bu insanlar hayatında başarılı olacakları zamana denk gelir.
Son Dördün Ay Fazı
Bu insanlar doğal danışmanlardır,bu kişiler çok akılcı tavsiyeler verirler.Onların sözleri başkalarının ufuklarını açar.Plancı bir kafaya sahiptirler,hayatlarında esnekliğe yer yoktur,farklı koşullara kolay uyum sağlayamazlar.Geçmişe bağımlıkları vardır,karamsardırlar,bu Ay Fazında doğanların çoğu depresif özellikler gösterirler.Bu insanlar için geçmişi unutmak,geçmişin zincirlerinden kurtulmak yapabilecekleri en iyi olacaktır,geçmişe takıntılı kaldıkları sürece hayatta ilerlemeleri hiç bir zaman mümkün değildir.Özellikle geç yaşları oldukça verimli geçecektir.
Balzamik Ay Fazı
Balzamik Ay fazında doğan kişilerin sezgileri çok keskin kişilerdir.Burada artık ışık yoktur,kişi içine dönük,derin bir ruhsallığa sahiptir.'Bitirmek' bu kişi için önemlidir ,eskimiş,çürümüş olanı sonlandırmak bu kişinin tabiatında vardır.Bu fazda doğan kişinin dünyada bilemediği bir misyonu vardır,hayatında kendini büyük olayların ortasında çok kolay bulabilir.Hayatı garip ilerleyen bir hayattır,kişi de kendi hayatına üstün gelememe ,kendi kararlarını hayata geçirememe gibi durumlar görülür,çünkü hayatın her zaman bu kişi için başka bir planı vardır ve genellikle bu plan kişinin iyiliği içindir.Doğayı sever,içinde doğal bir bilgelik vardır,evrenle bir olduğunu hisseder.Gizemli ve mistik olan herşeyden hoşlanır.Hayatı sürekli değişimlere tabidir.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

5 Ocak 2018 Cuma

Dedeler,Büyükanneler ve Torunları
'Dedesi koruk yemiş,torununun dişi kamaşmış' bu Anadolu Ata sözü nesillerin birliğini gösteriyor,büyükbabalarımızın ve büyükannelerimizin yaptığı hareketlerin,yaşadıkları yaşamların bize etki edeceğini ve kaderimizi şekillendireceğini gösteriyor.Vedik Astroloji de yaşam yolumuzu gösteren Rahu(Kuzey Ay Düğümü) ve Ketu(Güney Ay Düğümü) gezegenleri bir çok konuyu temsil ederler ve yaşamımızda bu konuları yönetirler,şüphesiz en önemli temsilcilikleri yaşam yolumuzu göstermeleridir,gideceğimiz yönü işaret etmeleridir.Bunun dışında Rahu neyi temsil eder?Rahu doğum haritamızda babamızın babasını(dedemizi) ve annemizin annesini(Ananemizi) temsil eder.Ketu ise Vedik astroloji de Annemizin Babasını(Dedemizi) ve Babamızın Annesi(Babaannemizi) temsil eder.Ama bu nasıl olur Rahu bizim yaşam yolumuz?Evet tam olarak öyle yaşam yolumuzda kesinlikle babamızın babası ve Annemizin Annesinin kaderleriyle büyük benzerlikler olacaktır,aynı fırsatlar yakalanacak,aynı zorluklar yaşanacaktır,hayatta neler yaşayacağınızı bilmek istiyorsanız Babanızın Babasının ve Annenizin Annesinin kaderlerini dikkatli şekilde inceleyin.Peki Ketu nedir?Ketu bizim yaşam yolumuzda başarıya ulaşmak ve ruhumuzun doyuma ulaşması için bize yardım edecek yeteneklerdir ve nasıl yeteneklere sahip olduğunuzu nasıl anlarsınız?Ketunun temsilciliğini yaptığı Annenizin Babasının ve Babanızın Annesinin sahip olduğu yeteneklere,hayatta başardığı işlere bakın bunlar sizde de mevcut olacaktır.Dedeler,Ananeler, Babaanneler ve torunları ömür boyu etkileşim içinde olacaklardır ve yaşam yolları birbirlerininkine çok benzeyecektir,Dedelerin ve Büyükannelerin günahlarının da,sevaplarının da ilahi cevapları torunlarının hayatında ortaya çıkacaktır.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem






4 Ocak 2018 Perşembe

Lahmacun
Eski paganik gezegen ritüelleri hayatımızın bir çok yerinde yaşamaya devam etmektedir.Örneğin Lahmacun bir ritüel yemeğidir ve eski kadim medeniyetlerde Güneş ritüelleri sırasında ritüel sonrasında yenildiği için Güneş diski şeklinde hazırlanırdı hala da öyle hazırlanır.Arapça da adı “lahm ü macin”dir, et ve yoğurulmuş hamur anlamına gelir.Asıl ismin kökeni ise Lahm-ı Acun dur.Lahm leyimlemek,birleştirmek anlamına sahiptir ayrıca 'et' anlamı da vardır,Acun ise evren demektir,yani Lahmacun 'Evrenin Birleştirilmesi ' anlamına gelir,alternatif olarak 'Evrenin Ekmeği' yada 'Evrenin Eti' anlamları da vardır.Eski paganik toplumlarda ritüel sonrası yapılan yemekler meşhurdur..Lahmacun konusunda en eski belgeler yaklaşık 5000 yıl önce Mezopotamyada kurulmuş Babil medeniyetinin yazıtlarında bulunmuştur.Şimdi eskinin bir çok paganik ritüel yemekleri Anadolunun güzel sofralarında yaşıyor..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
Gezegen Karakteristikleri
Gezegenlerin belirgin karakteristik özellikleri vardır,bu özellikler her daim doğum haritasında bu gezegenlerden sorulur.
Yükselen Burç:Kişinin karakteri,kimliği,dış görünüşü,sağlığı
Güneş-Kişinin liderlik yetenekleri,ün ve isim kazanması,Kişinin ruhu
Ay-Kişinin yaratıcı hayal gücü,duygusal tepkileri
Mars- Kişinin cesareti ve azmi
Merkür-Kişinin iletişim yeteneği,entelektüel kapasitesi
Venüs-Kişinin aşk hayatı ve sosyal hayatı,zevkleri,beğenileri
Jüpiter-Kişinin dünya görüşü,din ve ahlak anlayışı
Satürn-Kişinin sorumluluk duygusu,zorlu işlerin altından kalma potansiyeli
Uranüs-Kişinin özgür olma ihtiyacı hissettiği hayat alanı,sıradışı yaklaştığı konular
Neptün:Kişinin kandırıldığı,ilüzyona uğradığı alan,derin sanat yetenekleri
Pluton:Kişinin sürekli değişime tabi olduğu hayat alanı,kişinin üstün gelemediği hayat şartları
Kişinin hayatının hangi alanı hakkında bilgi alınmak istiyorsa,öğrenilmek istenen konuyu temsil eden gezegenin doğum haritasında ki durumuna bakılmalıdır.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
Ketu
Hintli bilgelerin yazdığı 2000 yıl geriye giden eski vedik belgelerde Ketu bütün gezegenlerin babası olarak tanımlanır.Ketu batı astrolojisinde Güney Ay Düğümüne karşılık gelir.Vedik bilgelere göre bütün gezegenler Ketu dan doğmuştur.Ketu öyle güçlü bir gezegendir ki yıkıcı olduğunda 10 tane Pluton gücündedir,yapıcı olduğunda ise 10 tane Jüpiter gücündedir.Rahu diğer gezegenler tarafından bir nebze baskı altına alınabilse de Ketu hiç bir şekilde baskılanamaz,tahmin edilemez,kontrol altına alınamaz. Ketu ölçüsüz bir gezegendir verdiği iyilik de aşırılıklar vardır, verdiği kötülükte de kesinlik vardır.Ketu kesinlik abidesidir,diğer gezegenlerin önlenebilen etkileri Ketu için geçersizdir,bir şey Ketunun iradesindeyse olacağına kesin gözüyle bakılır.Bütün gezegenlerin babası olarak bilinen bu gezegen en ruhsal gezegendir,evrenin derin enerjileri bu gezegenin potansiyelinde yatar.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

3 Ocak 2018 Çarşamba

Zaman
Zaman kavramı hem hiç olmadığı kadar karmaşık hemde hiç olmadığı kadar basit bir kavramdır.Çoğu insan zamanı düz bir çizgi gibi ileriye doğru akan bir olgu olarak görür ama eski Yunan filozofları,eski İslam alimleri,Tibet rahipleri zamanın düz bir çizgi olarak akmadığını,dairesel bir şekilde aktığını söylerler, yani zaman bir çemberdir,dairesel şekilde işler.Zamanın dairesel olarak aktığı bizim dilimize bile girmiştir 'devran dönüyor' deriz burada ki devranın anlamı 'alınyazısı' veya 'kader' dir.Zaman böyle hiç arkasına dönmeyen düz bir çizgi olarak akmaz,aynı gezegenler gibi o da bir dairesel şekilde döner,yörüngesi sadece daireseldir,gezegenlerin belirli vakitlerde aynı yerlerine dönmesi gibi zamanda hep aynı çemberde döner ve aynı yerlerde konaklar.Bir dairenin özelliği nedir?Başı ve sonunun bilenememesi,yani şurası dairenin başıdır diyemezsiniz,her yeri eşittir.Aynı şekilde bu dairesel olgunun neresinden seyahat ederseniz edin yine aynı yere gelirsiniz.Geçmiş de,gelecek de aynı hattın üstündedir çember de geçmişten geçip geleceğe,gelecekten geçip geçmişe gidebilirsiniz.Çember üzerinde her yer eşittir dedik,o zaman ilerleyen zaman hep aynı noktaya çıkacağına göre,geçmişinde, geleceğinde aynı noktaya çıkacağı aşikardır,peki bu ne demek oluyor?Gelecek diye bir şey yoktur,bu sadece geçmişte ki olayların tekrarlanmasıdır,ayrıca geçmiş diye de bir şey yoktur bu da gelecekte ki olayların bir yansımasıdır.Tarih tekerrürden ibarettir lafı burdan gelir,çünkü çember üzerinde dönen zaman hep aynı olayları ayağınıza getirir.Geleceğinizi öğrenmek istiyorsanız,geçmişinize bakın zira çember üzerinde ilerleyen zaman eninde sonunda geçmişte yaşadığınız olaylara tekrar ulaştıracaktır ve bunu size 'gelecek' olarak sunacaktır.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

28 Aralık 2017 Perşembe

Gezegenlerin Dünyada ki İzdüşümleri
Bir yerin dağlık ve soğuk bir alan olması o yeri otomatikman Satürnün yönetimi altına sokar.Dağlık bölgelerin insanları oldukça zorlu koşullarda yaşarlar hayat sınavları çok daha ağırdır,dağlar ne kadar yüksekse kişilerin hayatında ki sınavlarda o derece zorludur.Bir yer düzse ve sıcaksa,ovalar hakimse orada zorluk ve sınav gezegeni Satürn minimum seviyede etkindir ve o düzlük bölgenin insanları dağlık bölgede ki insanlara göre bolluk ve refah içinde yaşarlar.Soğuk ve dağlık bölgelerin insanları çok daha çalışkandır,bu kişilerde Oğlak-Satürn özellikleri önemli miktarda görülür,bu kişiler yılmak nedir bilmez,oldukça dayanıklıdırlar,zorlu koşullarla nasıl başa çıkabileceklerini sert sınavlarla öğrenmiş kişilerdir.Sıcak ve düzlük bölgelerin insanları ise daha günlük yaşayan,daha istikrarsız ve biraz daha tembelliğe hayan bir çizgidedirler çünkü bu insanlarda Jüpiter-Venüs özellikleri baskındır,böyle insanlar zor koşullara katiyen gelemezler.Aynı durum insanların sağlıkları içinde geçerlidir dağlık ve soğuk bölgelerin insanlarının sağlıkları uzun yaşam simgesi Satürn kontrolü altında olduğu için çok daha iyi ve sağlamdır,sıcak ve düzlük yerlerde yaşayan insanlarda ise daha fazla sağlık problemleri görülür özellikle bu problem aşırı yemek yeme kaynaklıdır.Çünkü sıcak ve düzlük bölgelerde ki insanlar Jüpiter-Venüs kontrolünde oldukları için eğlenceleri,yemeleri, içmeleri abartılıdır,dağlık ve soğuk bölge insanları ise Satürn yönetiminde oldukları için her alanda daha mütevazi hayat şartlarını benimserler.Yer şekilleri de o yerde hangi gezegenin etkili olduğuna göre şekillenir.Deniz,göl olan yerler Ay'ın etkisindeyken,soğuk ve dağlık bölgeler Satürn,sıcak ve düzlük olan bölgeler Jüpiter-Venüs kontrolündedir.Eğer bir bölgede özel yer şekilleri varsa oraya düşen gezegen açısı da farklıdır,örneğin bir bölgede yanardağ yani volkan mevcutsa burası Marsın kontrolündedir,orada yaşayan halkta savaşçı, agresif,patlamaya hazır insanlar olurlar.Evrenin her zinciri birbirine bağlıdır özellikle dünya üzerinde ki hiç bir öğe ilahi sistemden bağımsız değildir.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

25 Aralık 2017 Pazartesi

Dost-Düşman
Gezegenler arasında dostluk,düşmanlık gibi tanımlar vardır.Yani birbirlerini seven gezegenler vardır yada birbirlerine düşman olan gezegenler vardır,3. seçenek olarak da birbirlerine nötr olan gezegenler vardır.Mesela Ay ve Jüpiter birbirleriyle dosttur,Mars ve Satürn birbirlerine düşmandırlar,Güneş ve Venüs te birbirlerine düşmandırlar.Şimdi birbirlerine düşman olan gezegenlerin kavuşum olarak bir araya geldiklerini düşünelim örneğin Güneş-Venüs kavuşumu.Bu kavuşum kötücül bir kavuşumdur çünkü iki gezegende birbirlerine düşmandırlar,yani iki gezegeninde birbirine kötü özellikleri sirayet edecektir.Güneş egodur,Venüs ise beğenilerdir,ikisi bir araya gelince Venüs Güneşin düşmanı olduğu için onu kötü etkiler ve kişi de 'şımarıklık' görülür,egoist (Güneş) bir beğenilme(Venüs) ihtiyacı kişide ortaya çıkar.Venüs aynı zamanda parayı temsil eder.Kişi parayı (Venüs) egoist (Güneş) amaçları için kullanır.Kişinin tembel tarafı (Venüs) daha çok parlar (Güneş).Kişinin ruhu (Güneş) materyalistiktir (Venüs).Birbirlerine düşman gezegenlerin kavuşumları kötü özellikler ortaya çıkarır çünkü her iki gezegende birbirinden nefret etmektedir,karşı tarafa iyi özelliklerini vermek yerine olumsuz özelliklerini vermeyi tercih ederler.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

23 Aralık 2017 Cumartesi

Işıltı
Aslan burcuna giren gezegen ışıldar.Burası ışıkların efendisi Güneşin yeridir,Güneş Aslan burcunu yönetir.Aslan burcunun bölgesine giren gezegen parlamaya ve ışık saçmaya başlar,etkileyicilik kazanır,kralın burcunun asaleti üzerine siner.Örneğin bir kişinin doğum haritasında Merkürü burada diyelim Merkür kişinin hitabet yeteneğiyle alakalıdır,kişinin asil bir konuşma tarzı olur,konuşmasıyla çevresini etkiler,düşüncelerini ifade etme biçimi karizmatiktir.Aşk ilişkilerini temsil eden Venüs buradaysa kişi aşkını abartılı,parıltılı,gösterişli bir şekilde dile getirecektir, aşk hayatının üzerine Aslan burcunun ışıkları vuracaktır.Mars buradaysa kişinin ışıltılı bir vücudu,asil bir savaşçı ruhu olur,hareketlerinde gösteriş,ışıltı,parıltı sıkça kendini gösterir. Aslan burcunda yerleşen gezegen Güneşin ışınlarına otomatikman sahip olur ve adeta parıldar,genel Aslan özellikleri olan asalet,gösteriş,cesaret,pırıltı, liderlik, karizmatiklik, abartı,cömertlik burada konumlanan gezegene nüfuz eder.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

21 Aralık 2017 Perşembe

İstikrar
Sabırlı olmak,istikrarlı olmak ve dayanıklı olmak hayatta her başarı için ön koşullardır bu koşulları sağladığınız sürece hayatta başaramayacağınız hiç bir şey yoktur.Tabi pek az kişi bu niteliklere sahiptir,zaten bu niteliklere sahip olabilen kişiler fazla olsaydı toplumda elinizi salladığınızda başarılı insana çarpardı,gerçekte ise tablo böyle değil.Özellikle sabır,istikrar ve dayanıklılık konusunda değişken burçlar dediğimiz İkizler,Başak,Yay ve Balık burçları hayata handikaplı başlarlar.Bu değişken burçların mensupları çok kolay bir işe başlarlar,uyum sağlarlar ama çabuk sıkıldıkları için işin arkasını getiremezler,sabır ve disiplinleri eksiktir,çoğu kez başladıkları işleri yarım bırakırlar,bu da onların başarı yakalamalarını engeller.Başarı ve zirveye ulaşmak Satürnün kontrolündedir,yani dayanıklılık,istikrar,sabır,disiplin olmazsa olmazdır başarı için İkizler,Başak,Yay,Balık burçlarının hayat derslerinden biri de istikrarlı,sabırlı,dayanıklı ve disiplinli olmayı öğrenmektir,bu burçlara mensup kişiler çok zekilerdir ama bu özelliklere sahip olmadıkları için zekaları ve büyük potansiyelleri boşa harcanır.Öte yandan sabır dayanıklılık istikrar deyince bu özelliklere doğuştan sahip olan burçlar sabit burçlar olarak adlandırılan Boğa,Aslan,Akrep ve Kova burçlarıdır.Bu burçlara mensup kişiler inanılmaz derecede dayanıklı ve sabırlı insanlardır,handikapları ise çok yavaş olmaları,bir olaya zor adapte olmaları ve ağır ilerlemeleridir ama yinede başarıya ulaşırlar hayatta,çünkü sabırlı ve istikrarlıdırlar,kolay sıkılıp ellerinde ki işleri bırakmazlar.Bir de bütün bunların dışında Satürnle birebir ilişkili Oğlak burcu vardır.Oğlak burcuna mensup kişi,hırslı,disiplinli,sabırlı,inatçı,yılmak nedir bilmeyen biridir,Oğlak'ın karşısında hiç bir zorluk ve hedef duramaz.Bu nedenle 'başarıya ulaşmak ' konusunda Oğlak tüm burçların üstadıdır.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

20 Aralık 2017 Çarşamba

Zenginleşme Yöntemi
Nasıl zenginleşmeniz gerektiği konusunda doğum haritanızda baskın gezegenler söz sahibidir.Doğum haritasında güçlü olan her gezegenin kişiyi 'zenginleştirme' tarzı vardır,kişinin hangi gezegeni doğum haritasında baskınsa o gezegen kişinin zenginleşmesinde büyük rol oynar.Bir gezegenin doğum haritasında baskın ve üstün olması için sevdiği bir burçta yerleşmesi ve iyi açılar alması,köşe bir evde(1-4-7-10) yerleşmesi gerekir,bu koşulları sağlayan gezegene güçlü bir gezegen diyebiliriz.Eğer kişinin haritasında Satürn güçlü yerleşmişse kişi toprak,inşaat,tarım,arsa gibi konular ile ilgili zenginleşir.Eğer kişinin haritasında Jüpiter güçlü yerleşmişse kişi insanların ona olan güveninden dolayı zenginleşir,arkadaşlarından büyük yardımlar görür,büyük miraslar alır,spiritüel insanlardan maddi kazançları olur.Mars güçlü gezegen olduğunda kişi cesareti sayesinde zenginleşir,risk almayı bilir ve iyi bir girişimcidir,kendi eforu sayesinde zenginleşir,ağır işler,sanayi,endüstrinin bir çok alanı zenginleşmesinde rol oynar.Kişinin Venüsü güçlü gezegense kişi sanat,evlilik ve ortaklıklar yoluyla zenginleşir,lüks ve pahalı hediyeler alır,başkalarının parasını istediği gibi kullanır.Kişinin Merkürü güçlüyse bilim yaparak,ticaret yarapak,eğitim vererek,hitabet yeteneğiyle zenginleşir.Kişinin Ay'ı güçlü gezegense beslenme içeren herşey,otelcilik,restaurant,suyla ilgili herşey, denizcilik, emlakçılık gibi alanlar sayesinde zenginleşir.Kişinin Güneşi doğum haritasında güçlü yerleşmişse devlet kanalıyla,devlette çalışarak zenginleşir yada sahne sanatları,turizm,yöneticilik yollarıyla zenginleşir.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

17 Aralık 2017 Pazar

Yükselen Burçta ki Gezegen
Yükselen burcunuzda bulunan gezegen direk karakterinize eklenir.Örneğin Yükselen burcunuzda Venüs varsa sizde Venüsyen özellikler baskın olacaktır,Venüs güzelliktir,yükselen burcunuz ise dış görünüşünüzdür,karakterinizdir,Yükselen Burcunda Venüs olan kimse çok güzel birdir,çok güzel görünür ve kişisel bakımına önem verir.Peki Yükselen burcunda Mars olan biri ne olacaktır,Mars etkilerini karakterine ekleyecektir,yani bu kişi agresif,saldırgan,tartışmacı,fetheden ve güçlü iradeli biri olacaktır.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

14 Aralık 2017 Perşembe

Bölgeler
Yabancıların ve bizim kullandığımız bir çok ismin kökeni gezegenlerden veya mitolojiden gelmedir.Örneğin Vanessa ismi 'Venüs' ten türemiştir.Nevşehirin ünlü Avanos ilçesinin eski adı ise Venessa dır,yani Venüs isminden türemiştir en sonunda 'A-Vanos' halini almıştır.Gezegenler ve burçlar bir çok yere isim vermekte kullanılmıştır.Örneğin Akdeniz bölgesinde ki Toros dağlarının adı Latince ve İngilizce de ki 'Taurus' dan türemiştir, Taurus İngilizce de Boğa burcu demektir,halen İngilizler Toros dağlarımıza 'Taurus Mountains' demektedirler.Tabi bu isim gelişi güzel verilmemiştir,o bölgeye düşen açılar nedeniyle bu dağlar 'Boğa Burcu Dağları' adını almışlardır.Gerçekten Toros eteklerinde yaşayanların ve Toros dağlarının geçtiği şehirlerde yaşayanlar güçlü Boğa burcu etkisi altındadır.Boğa burcunun en ünlü özelliklerinden biri muhteşem yemek zevkidir,Boğa yemek yemeği çok sever ve en iyi yemeği de yapar.Toros Dağlarının geçtiği Çukurova bölgesinin halkı ve Antalya tarafı da bir o kadar yemeğe düşkündür ve lezzetli yemekleri tüm Türkiyede ünlüdür.Sadece Adana bölgesinin muhteşem yemekleri bile bunun bir örneğidir,örnek olarak Kebap dünyaca ün kazanmıştır.Dünya üzerinde her bölge bir gezegenin ve bir burcun güçlü etkisi altındadır,bu yüzden bir bölgenin halkının farklı özellikleri,yaşam tarzları ve zevkleri varken diğer bölgenin halkının çok daha farklı bir yaşayış biçimi ve farklı zevkleri vardır,çünkü bu bölgeler ayrı burçlara ve ayrı gezegenlere tabilerdir ve bölge özellikleri de buna göre şekillenir.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

12 Aralık 2017 Salı

Dönen Devran
Hayat duygu buhranları arasında gelip geçiyor.Her insanın ama her insanın mutlu zamanları aynı zamanda mutsuz ve zorlanacağı zamanlar olacaktır.Gökte gezegenlerin oluşturduğu sert ve zararlı bir konum varsa milyarlarca dolar servetiniz olsa bile o sıkıntıyı,o acıyı hayatınızda yaşarsınız,yani ilahi sistemden kaçış yok.Tabi gezegenlerin sürekli hareket halinde olduğu,sürekli burçtan burca geçtiği,açılar kurdukları bir evrende sabit kalabilecek hiç bir şey yoktur bu insan hayatı içinde geçerli.Ne mutluluk kalıcıdır,ne de acı,hayatınızda olan herşey değişime mahkumdur.Peki ne mutluluk kalıcı olabiliyorsa ne de acı kalıcı olabiliyorsa yaşamın asıl amacı nedir?Dünya hayatına dair kalıcı plan yapmanın mümkün olmadığı sürekli dönen bir devranın olduğu aşikar,şu hayatta değişmeyen tek şey hayata karşı olan tavrımızdır.Sürekli değişen hayat şartlarına rağmen inanmayı sevmeyi öğrenmeyi,hissetmeyi,keşfetmeyi düstur edindiğiniz zaman ne mutluluk ne de acı hayatınızda iz bırakır,değişen evrenin ortasında bilge bir insan,bilge bir ruh olarak yaşarsınız..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

6 Aralık 2017 Çarşamba

11. Evin Zarar Görmesi
Bir doğum haritasında arkadaşlık,sosyal çevre 11. evin konusudur.Doğum haritasında 11. everinde benefik yani iyicil gezegenler yerleşmiş olanlar (Jüpiter,Ay,Merkür,Venüs,) kişiler iyi ve sadık arkadaşlara sahip olurlar ve arkadaşlarından hem maddi hemde manevi destek görürler.Doğum haritasında 11. evlerinde malefik yani kötücül gezegenler (Satürn,Mars, Güneş,Neptün,Pluton,Rahu,Ketu)yerleşmiş olanlar ise arkadaşlarından bir çok problemler yaşarlar,arkadaşları onların iyi niyetlerini suistimal eder,kimi zaman tehlikeli tipleri kendilerine arkadaş olarak seçerler,eğer konumlar çok zararlı ise arkadaşları nedeniyle maddi-manevi kayıplar yaşarlar.Bir doğum haritasında 11. ev kişinin sosyal çevresini göstermesi,arkadaşlarının karakterini göstermesi açısından önemli bir yer tutar.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

3 Aralık 2017 Pazar

Tesadüf
İnsan yapımı terimler her zaman yetersizdirler ya da ilüzyon yaratmak için kullanılırlar.Örneğin 'tesadüf' kavramına bakalım.Evren bu kadar büyük bir matematiğin üstüne kuruluyken,bir kelebeğin kanat çırpışı bile milyonlarca olayı tetiklerken tesadüften bahsedilebilir mi ?Tesadüf terimini çevresindeki olaylardan bi-haber olan ve farkındalığı olmayan insanlar kullanır.Örneğin yolda giderken eski bir arkadaşınızla karşılaştınız ve tesadüfe yordunuz ama o sırada Merkür retrosu var..Matematik işliyor yani..Attığınız her adım bile sayılı atmanız gerekenden ne bir fazla ne de bir eksik adım atarsınız,çünkü ilahi düzen matematik üzerine kuruludur ve bu düzende tesadüfe yer yoktur..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

28 Kasım 2017 Salı

Karaktere Dair
İlkbahar ve Yaz mevsimleri doğumdur,yaşama sevincidir,dinamik enerjidir, büyüyüp gelişmektir,Güneş tepede ve sıcaktır,insanlığa gülümsemektedir, ağaçlar,çiçekler her yerde en canlı halleriyle bulunurlar.Sonbahar ve Kış ise pasiflik ve ölümdür,doğanın canlı halinden eser kalmamıştır her yer karla kaplıdır,hava kapalıdır, Güneş yüzünü çok daha az gösterir,çiçekler solmuştur, soğuk rüzgarlar her taraftadır.İlkbahar ve Yaz da doğanlar ile Sonbahar ve Kış da doğanlar arasında da bu denli karakter farkı vardır,örneğin yaz burçlarıyla,kış burçları arasında çok keskin karakter farklılıkları görülür.Tüm bunlardan öte bir kişinin beğenileri bize kişinin karakteri hakkında çok güçlü ipuçları verir. Örneğin bir kişiye sorulan 'Yazı mı seviyorsun kışı mı?' sorusu ile kişinin karakterine dair bir çok şey anlaşılabilir.Yaz'ı seven kişi seven aynen yaz gibi daha hayat dolu,neşeli,sabırsız, dışa açık,sosyalleşmeyi seven,kolay başlangıçlar yapabilen, duygularıyla yaşayan,istikrar sorunu olan,daha sıcak,samimi ve içten davranabilen biri olacaktır.Kış'ı seven kimse daha içine kapanık,işlerini gizli yapan,daha pasif,zorlu koşullara dayanıklı, karamsar,sabırlı,daha ciddi,sorumluluk sahibi,istikrarlı, yakınlaşmayı sevmeyen,duygularını dışa vurmayan,mantıkla yaşayan bir karaktere sahip olacaktır. Unutmayın insanların beğenileri insanların karakterlerini ortaya koyar.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

24 Kasım 2017 Cuma

Tatlı
Doğum haritasında Jüpiter-Venüs etkileşimi olan kişiler yada haritada Jüpiteri yada Venüsü kuvvetli yerleşmiş kişiler tatlı bağımlısıdır.Tatlı şeyler yemeyi ana yemeğe tercih ederler,tatlı konusunda abartıya kaçmayı çok severler.Bu nedenle bu konumlara sahip kişiler kilo almaya meyillidirler.Jüpiter-Venüs etkileşimi olan kişiler hayatın zevkini doyasıya yaşamak isteyen kişilerdir.Bu kişilerin en temel özellikleri olarak bariz bir iyi niyet,tembellik ve olayları abartmaya yatkınlık görülür.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

23 Kasım 2017 Perşembe

Ay ve Güneş
Gezegenlerin döngüsü de bir sistem dahilinde olur.Örneğin Plutonun 12 burcu geçmesi 246 yıl alır.Neptünün 12 burcu geçmesi 146 yıl alır,Satürnün 12 burcu geçmesi 29,5 yıl,Jüpiterin 12 burcu geçmesi 12 yıl alır,Marsın 12 burcu geçmesi 2 yıl alır.Gezegenler bu kadar ağır hareket ederken Ay'ın 12 burcu geçmesi sadece 28,5 gün alır,Ay bir burçta 2,5 gün kalır,bu özelliğiyle gezegenlerin en hızlısı,huzursuzu ve en yerinde duramayanıdır.Ay çok huzursuz olduğu ve sürekli yer değiştirdiği için yöneticisi olduğu Yengeç burçlarının ruh halleri de çok değişkendir,bu kişilerin bir anı bir anını tutmaz,bir an ağlarken bir süre sonra kahkahalar atabilirler,ruh hallerinin değişkenliğini kendileri kontrol edemez Yengeçler,çünkü yöneticileri Ay sürekli yer değiştirmektedir,yeni burçlara geçip gezegenlerle yeni açılar kurmaktadır kısa bir süre içinde.Şimdi büyük çerçeveden bakarsak Ay nedir?Ay astroloji de dişil prensiptir yani kadındır.Bütün kadınlar Ay'ın yönetimi altındadır.Yani genel olarak kadınların ruh hali değişkendir ve erkeklere göre çok daha fazla kararsızlık yaşarlar.Aynı zamanda kadınlar erkeklerden her zaman daha aktif ve hareketlidirler, çünkü erkeğin temsilcisi Güneş sadece 1 burçta 1 ay boyunca kalırken,Ay yaklaşık 28 günde 12 burcu da dolaşır,yani hayat içinde kadınlar erkeklerden 12 kat daha aktiftir,huzursuzdur ve değişkendir.Bu durum ayrıca kadınların karakter olarak erkeklerden çok daha kısa zamanda olgunlaşmasına neden olur,çünkü erkeğin temsilcisi Güneş 1 ay içinde 1 burçta konaklarken,kadının temsilcisi Ay 28,5 günde 12 burcu da dolaşır.Erkekler bu sebepten dolayı hayata kadınlardan arkada başlarlar karakter olarak,bu ara ancak zamanla kapanır,çünkü kadın(Ay) erkeğe(Güneş) tur bindirmiştir..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

22 Kasım 2017 Çarşamba

Kibir
Güneş batı astrolojisinde iyicil bir gezegen olmasına rağmen vedik astroloji de kötücül bir gezegendir.Bunun sebebi Güneşin egoyla olan bağlantısıdır.Güneş teklik simgesidir,emir almaz,kendi istediğini yapar,bencil hareket eder.Güneş başkalarıyla ilgilenmeyip sadece kendini düşündüğü için en büyük günahlardan biri olan 'kibir' in tetikleyicisidir.Bu nedenle vedik astroloji de Güneşin bulunduğu ev zarar görmüş sayılır.Kibirin olduğu yerde alınan kararlar ancak insanı zarara sokacak kararlardır.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

19 Kasım 2017 Pazar

Düşüş Gezegenleri
Düşüş burcunda ki gezegenlerin durumu bir hayli zordur.Güneş Terazi burcunda,Ay Akrep burcunda,Merkür,Balık burcunda,Mars Yengeç burcunda,Venüs Başak burcunda,Jüpiter Oğlak burcunda,Satürn ise Koç burcunda düşüştedir.Gezegen düşüşte olduğu burç tarafından hoş bir şekilde karşılanmaz ve düşmanlık görür,gezegende bu düşmanlığa düşmanlıkla karşılık verir ve gezegenin yönettiği konular hayat boyu türbülanslı,kaoslu bir hal alır.Marsı ele alalım.Mars Yengeç burcunda düşüştedir ve burayı hiç sevmez,Yengeç burcu Ay'ın kontrolünde olduğu için Mars burada istenmeyen misafirdir ve bunu gören Mars hiç olmadığı kadar agresifleşir,Mars bu burçta Ay'a tabi olduğu için de sakin kalmak zorundadır çünkü Ay yumuşak bir gezegendir,gereksiz baskı altında kalan Mars Yengeç burcundayken kişiye ani sinir patlamaları yaşatıp tekrar sakin haline dönecektir.Bu durum kişinin eline aldığı olaylarda istikrarsızlaşmasına ve Marsın yönettiği konular hakkında yanlış tepkiler vermesine neden olacaktır.Düşüşteki gezegenlerin durumlarını çok dikkatle incelemek gerekir,aldıkları açılar,kavuşum yaptıkları gezegenler, yönettikleri evler kişinin hangi konularda zorlanacağını rahatlıkla ortaya koyar.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

18 Kasım 2017 Cumartesi

Derin Mana



Gezegenler içlerinde 'derin' manalar barındırırlar, simya gibi ruhsal bir ilmin içinde gezegenlerin büyük rol oynaması da bu yüzdendir. Jüpiter, vedik astroloji de 'koruyucu' gezegen olarak bilinir. Kökeni 10.000 yıl öncesine dayanan Vedalar'da Jüpiter gezegeni çok farklı tanımlanır. Veda'larda Jüpiter gezegeni, Yüce Allah'ın korumasının, kutsamasının kişinin hayatına girdiği 'noktadır'. Jüpiter, kişinin vedik doğum haritasında bulunduğu evin konularını ve kaynaklarını korur, açı yaptığı gezegenlere koruma sağlar. Jüpiterin elementi 'kalay' elementidir. Şu an gelişmiş granit tencereler,kap kacak çıkmadan önce hep bakır tencereler vardı. 'Bakır' zehirli bir elementtir ve bakır bir tencere sadece 'kalay' ile kaplandığında insanı zehirlemesi önlenir.. Bu nedenle bütün bakır mutfak araç gereçleri 'kalayla' kaplanırdı. Peki insanı zehirleyen bu bakır elementi hangi gezegene aittir? Bakır Venüs'ün elementidir. Peki Venüs neden insanı zehirler? Venüs kişinin vedik doğum haritasında 'eğlence, para harcama ,şehvet, cinsellik ve dünyasal tüm arzular' konularını yönetir ve tıpkı bakır gibi bu konuların içine fazla düşen kişiler 'kendilerini zehirlerler'. Peki 'zehirlenmemek' için ne yapmak lazım? Bakırın (Venüs) üstünü kalay(Jüpiter) ile kaplamak lazımdır. Jüpiterin vedik astrolojide yönettiği konular nedir? Allah inancı, ilim (Oku- Alak 1), ilim öğrenmek, bilgelik, din, ahlak ,ibadet, kişisel gelişim konularıdır. Hayatınızı kalayın(Jüpiter) temsil ettiği konular ile kaplamazsanız bakır (Venüs) tarafından zehirlenirsiniz.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

17 Kasım 2017 Cuma

Ekonomi
Dünyada ki ekonomik hareketler gezegenler ile birebir ilişkilidir.Örneğin Altın madeninin borsa da değer kazanıp kazanmaması altını madeninin kontrol eden Güneşin hareketlerine bağlıdır,keza gümüşte Ay'ın kontrolündedir ve değerini Ay'ın hareketleri belirler.Tahıl fiyatları Satürnün kontrolündedir.Yurtiçi taşımacılık ücretleri Merküre dayalıdır,uluslarası taşımacılık ücretleri Jüpitere dayalıdır.Dövizde ki dalgalanmalar Satürn-Jüpiter ortak etkisi altındadır.Dünya da ki ekonomik krizler ise dış gezegenlerin(Uranüs,Neptün Pluton) kontrolündedir. Uranüs,Neptün,Pluton ne zaman birbirleriyle zorlu açılara girişmişlerse o zaman ekonomik kriz olmuştur,dünya tarihinde yaşanmış bütün büyük ekonomik krizlere bakın Uranüs,Neptün,Pluton zorlu açılarını göreceksiniz.Göyüzünde ki kavgalar her zaman yer yüzüne yansır..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

15 Kasım 2017 Çarşamba

Ev Sahipliği mi Yücelim mi?
Başkasına tabi olmak rahatsız edici ve can sıkıcı bir şeydir.Başkasının keyfine göre hareket etmek,bir işi yaparken başkasına bağımlı olmak,başkasının zevklerine riayet etmek insan egosunu ciddi şekilde yıpratan bir şeydir.Hoşlandığınız veya yapmak istediğiniz bir şey için başkasına tabi olmanız size ezilme duygusu yaşatır ve sizi büyük anlamda kısıtlar.Aynı durum gezegenler için de böyledir.Bir gezegenin 4 hali vardır.Kendi burcunda yerleşim hali,Yücelim burcunda asalet kazanmış hali,Düşüş burcunda güç kaybetmiş hali yada standard-zayıf hali (herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı burçta konumlanması ).Gezegenin kendi evinde konumlanması dışında diğer 3 durumda da başka gezegenlere tabi olacaktır ve onların keyfiyetine göre hareket etmek zorunda kalacaktır.Örneğin Ay'a bakalım.Ay Yengeç burcunda kendi evindedir ve güçlüdür,Boğa burcunda asalet kazanır ve yücelim durumundadır,Akrep burcunda ise düşüştedir ve asalet kaybeder.Çoğu astrolog ve astroloji prensibi bir gezegenin yücelim durumunda ki halinin kendi evinde ki halinden daha güçlü olduğunu söyler ama bu yanlıştır.Gezegenin yücelim durumu gerçekten çok güçlü ve şanslıdır ama gezegen burada kendi evinde gibi hissedemez.Ay'ın yücelim sahibi olduğu Boğa da konaklaması Ay'ın 5 yıldızlı lüks bir hotelde konaklaması gibidir,burada gerçekten zevk alır ama burada tam olarak hükmü yoktur çünkü başka bir gezegene tabidir.Örneğin kişi 5 yıldızlı otelde odasının mimarisini değiştirebilirmi,odasının içini yeniden dekore edebilir mi,tüm yemek menülerini kendi oluşturabilir mi?Hayır..Kişi 5 yıldızlı otelde gerçekten güzel vakit geçirecektir ama orada da başkalarına tabi olacaktır,önüne koyulanla yetinecektir,tam olarak Ay'ın Boğa burcunda bulunması da bu şekildedir.Ay'ın en güçlü olduğu yer asıl olarak kendi evi olan Yengeç burcudur,evinde istediği herşeyi kontrol edebilir,evini yapıp yıkabilir,istediği gibi dekore edebilir,istediği yemeği pişirebilir,bahçesini istediği gibi kullanır yani orada tek otorite kendisidir.Ay yücelimde olduğu ve asalet kazandığı Boğa burcunda Venüse tabi olup tam kapasite çalışamazken,kendi burcu Yengeçte mükemmel bir şekilde özgür,hesapsız ve güçlü çalışır.Yani gezegenlerin yücelim burcunda kendi burçlarından daha güçlü çalıştıkları yanlış bir kanıdır.Ay'ın düşüşte bulunduğu Akrep burcunda konumlanmasını ise bir kişinin tenekeden evde yaşamasıyla eşleştirebiliriz,tüm imkanlar kısıtlıdır içinde yaşıyan için ve Ay da burada her açıdan kısıtlanır..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

9 Kasım 2017 Perşembe

Geçmiş Aslında Gelecektir
Günümüz dünyasında 'yeni olan iyidir,yeni şeyler daha güzeldir,yeni olan daha gelişmiştir' anlayışı insanlara empoze edilmeye çalışılıyor,gerçekten de yeni mi iyidir eski mi?Bilinçli bir insanın yeni ile iyi arasında ki farkın bilincinde olması gerekir,bu bir zorunluluktur.Ama günümüz dünyasının bunca beyin yıkama seansları,insanları sürekli 'yeniye' doğru yönlendiriyor.Herşeyden önce 'eski' olan her zaman daha değerlidir,eski olan tecrübeler sonucuyla oluşmuştur,yeni olan ise herhangi bir tecrübeye dayanmaz,daha denenecektir.Eski olanın arkasında belki 1000 yıllık bir tecrübe yatar yeni olanı destekleyecek doneler nerdedir?Daha o yeni başlamıştır emekleme sürecindedir..Yeniyi eskiden kıymetli yapan nedir?Örneğin mesleğini 30 yıldır yapan mı daha ustadır,mesleğini 1 aydır yapan mı ?Şimdi ki insanların örf ve adetleri,gelenekleri hiçe sayarak 'artık yeniçağdayız bunlara gerek yok ' diyerek köşeye atması yaklaşık 4000 yıllık birikimin getirisi olan altın kuralları,gelenekleri,kültürü çöpe atıyor ve daha hiç denenmemiş,nasıl bir sistem ve toplum yaşamı getireceği bilinmeyen,nesillerce onaylanmamış tatbikleri insan yaşamına sokuyor.Bir konu hakkında uzmanlaşmak gerçekten zaman alan bir konudur,herhangi bir konu hakkında tam kapasite uzman olabilmek için kişi 20-30 yıl bu ilimle uğraşmak zorundadır.Şimdi düşünelim,kültürümüz,örfümüz,adetimiz kolay mı bu hale geldi,bu yaşam sistemini,kuralları,gelenekleri, adetleri ortaya çıkarmak için kaç insan yaşamı geçti,kaç nesil,kaç yüzyıl geçti ve bu örf,adetler en sonunda bu şekilleri aldılar. Yaşam kurallarımız,yaşam sistemimiz,kültürümüz, örfümüz,adetimiz 4000 yıllık uzmanlığın sonucudur,nesillerin onu geliştirmesi sonucu ortaya çıkmıştır.Şimdi en basit konuda bile uzmanlaşmak 20 yıl gerekirken sen elinde ki 4000 yıllık uzmanlığı bu eskidi diyerek nereye atıyorsun,onun iyi tarafı zaten eski olması, mükemmeliğe ulaşmış olması..Toplum kurallarından, kültüründen,örfünden,adetinden bağımsız yaşamak yanında dejenere olmayı,dejenerasyonu getirir.100 yıllık bir devlet olup dünya da şekillenen şartlara göre yaşayabilir bazı milletler,çünkü tarihleri,geliştirdikleri şeyler bu kadardır,köklü bir kültürleri yoktur ve dünyanın trendlerine göre kültürleri savrulur.Ama Türk milleti en az 4000 yıllık bir medeniyete sahiptir ve şu anda ki insanlarımızın 4000 yıllık uzmanlığı,bilgeliği çöpe atıp 'yeni olan iyidir,artık eski şeylere ne gerek var'demesi elinde ki altın yumurtlayan tavuğu kesmek demektir zira böyle geniş bir kültür,sağlık bilgisi, örfler, adetler,toplum kuralları,büyük tarih dünya da çok az millete nasip olmuştur.Bunları söylerken yeniliğe kapalı olmanız gerektiği anlaşılmasın tabiki sağlıkta,insan hayatında ki çeşitli yenlikler faydalıdır ve kullanılmalıdır ama bu kadar..Peki nedir bu dünyada ki yeniliği empoze etme derdi? Yeni iyidir,çünkü telefonun 'yeni' çıkan modelini satın almalısınız,yeni 'iyidir' çünkü arabanın yeni modelini satın almalısınız,yeni iyidir çünkü mobilyalarınızı, elektronik aletlerinizi 'yenilemelisiniz'.Yeni iyidir her sene değişen modayı takip edip kıyafetlerinizi yenilemelisiniz yani siz yeniyi sevmezseniz bazı insanlar çok üzülür...Kültürünüz,örf ve adetiniz,ahlak duygunuz sizi aşırıya kaçmaktan koruyor,ama size 'yeni iyidir' kültürü verilsin ki sizde 'eski kültürünüzün' sizi bağlayıcılığından kurtulup daha fazla harcayabilesiniz, kültür ve ahlak sınırlarınızı yanlış bir şekilde aşabilesiniz.Yani anlayacağınız 'yeni' de iyiye dair bir şey yok,bilgelik geçmişte,kültürde,örf adette,yaşam kurallarında,toplum kurallarında..Bir de ortada dolaşan yeni kültür lafı var..Kültürün yenisi olmaz,zaten kültür algısının oluşması için bile yüzyıllar geçmesi lazım..O zaman neden dünyada bu 'yenilik' algısı insanlara empoze ediliyor bir düşünün..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

8 Kasım 2017 Çarşamba

İlişki İhtiyaçları
Bir aşk ilişkisi 2 tarafında dahili olması gereken bir konudur.Aslında iki tarafında ilişkiye eşit şekilde emek vermesi,fedakarlıklar yapması gerekir ama bu genellikle böyle yürümez.Koç,Aslan burçları partnerlerine ilgi göstermekten çok partnerlerinin kendilerine ilgi göstermelerini beklerler. Yengeç, Balık gibi burçlarda ilişki de almaktan çok vermek isterler, partnerlerini sürekli duygusal olarak beslemek isterler, partnerlerini şımartırlar.İkizler,Yay,Kova gibi burçlar ise partnerlerini özgürlüklerini kısıtlamadıkları sürece mutludurlar ama genelde partnerlerine karşı ilgisiz kalırlar.Boğa,Başak,Oğlak gibi burçlar ilişki de düzen ve kurallar isterler,bu burçlar ilişkiyi resmi bir sorumluluk olarak görürler.Akrep gibi bir burç ise ilişki de olduğunda partnerini çok kıskanır,herşeyini kısıtlar adeta dünyayı ona dar eder ve bu davranışının normal olduğunu düşünür.Terazi ise yöneticisi Venüsün sayesinde tam bir ilişki burcudur,kendini partnerine adar,ona göre karar verir,ona göre hayatını şekillendirir,Terazi ilişkiye %80 verir partneri ise %20 verir bazen partneri %20 bile vermez ilişkiye.Terazinin karşı burcu yani doğal 7. evi(İlişki Evi) Koç olduğu için,Terazi insanı genellikle kendine hep egoist tipleri çeker,tam bir uyumlu ilişki burcu olan Terazi hayatında en fazla ilişkilerden çeker,egoist partnerlerinden gereken ilgiyi alamaz ve genellikle aşk ilişkilerinden yeterince mutlu olamaz.İkizler,Kova burçları yeterince zeki olmadığını düşündükleri partner adaylarına duygu olarak bir şey hissetmezler,zeki olmayan biriyle ilişki yaşamaya tahammülleri yoktur.Başak burcu için ilişki de olduğu partnerinin bir işe yaraması lazımdır,ona bir şekilde faydası olması lazımdır,yoksa Başak için bu aşk ilişkisi bir şey ifade etmez.Aşk ilişkisi ve evlilik zor bir iştir,günümüz ilişkilerinin genellikle hüsranla sonuçlanması partnerlerin birbirlerinin ihtiyaçlarına cevap vermeyi bilmemeleri yüzündendir.Bu yüzden zamanımızda boşanma oranları çok yüksek,partnerler birbirini tanımıyor,işte bu yönde astroloji devreye giriyor..Astroloji insan tanıma ilmidir.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

6 Kasım 2017 Pazartesi

Toprak Burçlarının Aşk İlişkisi
Toprak burçları olan Boğa,Başak,Oğlak burçları rutin hayatı en çok seven burçlardır.Bu kişiler hoşlandıkları bir aktiviteyi 100 defa yapabilirler yine de sıkılmazlar,her defasında zevk alırlar yaptıkları şeyden.Bu burçlar toprak elementinin onlara verdiği sakin ve istikrarlı enerjiyi yaşam tarzlarına da yansıtırlar, alışkanlıklarında değişikliğe gitmeyi çok sevmezler,gündelik işler ve sürekli aynı şeyleri tekrarlamak onları diğer burçlar gibi sıkmaz.Toprak burçlarının en değişken burcu Başaktır o bile alışkanlıklarına çok bağlıdır.Bu nedenle iki toprak burcunun aşk ilişkisi oldukça uzun ömürlü olur çünkü ilişki de 'sakinlik' vardır ancak iki toprak burcunun aşk ilişkisi 'aşırı monotondur',ilişki de hep aynı şeyler tatbik edilir,aynı aktiviteler yapılır,duygu durumu inişli-çıkışlı değil sabittir buda ilişkinin heyecanına zarar verir.Ama ilişkide 'istikrar' vardır.Bu nedenle iki toprak burcunun aşk ilişkisi (Boğa,Başak,Oğlak) ilişkileri aşırı monotonluktan kaçtıkları sürece çok verimli ve uzun ömürlü olur.Toprak burçları aynı 'toprak' gibi istikrarlı insanlardır,toprak elementini en iyi simgeleyen öğe taşlar,kayalar,dağlardır,her birinin milyonlarca yıllık tarihi vardır,yine de değişmeden(En fazla aşınırlar) 'sağlam' bir şekilde doğa da yerlerini alırlar.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

3 Kasım 2017 Cuma

İnsan İlişkilerinin Kimyası

Hayatınıza giren hiç kimse sizin doğum haritanızla etkileşimle olmadan sizinle temasa geçemez, yani doğum haritanızda hayatınıza giren kişinin gezegenleri belirli noktalara değmiyorsa basit olarak bu kişiye hayatınızda rastlamazsınız yanından bile geçmezsiniz. Hayatınızda muhatap olduğunuz her insan sizin doğum haritanızda bir yeri tetikler aksi halde o kişi hayatınızda olamaz, o kişinin varlığını bile farketmezsiniz. Örneğin kızdığınız bir kişinin gezegenleri doğum haritanızda ki Marsınızla kavuşum durumundadır, sevdiğiniz, aşık olduğunuz kişilerin gezegenleri sizin Venüsünüzle temas halindedir, zorluk çıkardığınız sınava tabi tuttuğunuz kişilerin gezegenleri sizin Satürnünüzle ilişki içindedir, eğer biri size zorluk çıkarıyorsa sizin gezegenleriniz onun Satürnü ile ilişki içindedir. Birine iyilik yapmak istiyorsanız, o kişi sizin içinizde iyimser duygular uyandırıyorsa o kişinin gezegenleri sizin Jüpiterinizle ilişki halindedir. Yani birine karşı kızgınlık, nefret, küçümseme, övme, sevgi, saygı, aşk, arkadaşlık, şüphe, takdir yada hayal edebileceğiniz herhangi bir duyguyu hissedebilmeniz için o kişinin gezegenlerinin sizin doğum haritanızda bir yere dokunmaları gerekir ki sizde o kişiye karşı bir farkındalık içinde olasınız, eğer bir kişinin gezegenleri sizin gezegenlerinizle herhangi bir bağlantı içinde değilde o kişi sizin için 'yok' hükmündedir ve ona karşı herhangi bir bir duygu hissetmeniz imkansızdır ve bu kişiyle hayatınızda karşılaşmanız da imkansızdır. Eğer bir kişiyle karşılaşmışsanız ve hayatınıza bir şekilde girmişse kesinlikle ve kesinlikle o kişiyle sizin gezegenleriniz arasında bir bağlantı vardır. Yani hiç bir şey tesadüf değildir, ayrıca hayatınızda olan hiç bir kimseye karşı nötr kalamazsınız, hayatınızda olan her insana karşı illa ki bir duygu tarzıyla yaklaşırsınız, sizin gezegenlerinizle karşıda ki insanın gezegenlerinin birbirlerine temasları bu kişiyle ilişkinizin genel duygu durumunu belirleyecektir. Astroloji insan kimyasının ilmidir, bazı elementler tepkimeye girdiğinde zehir oluştururlar, bazı elementler ise tepkimeye girdiklerinde ilaç oluştururlar, iki insanın bir araya gelmesi de aynı kimya da ki gibi sonuçlar üretir, bu kimyasal birleşmenin sonuçlarını da 'astroloji' laboratuvarı verir.

 

© Kadim Astroloji Analisti Erdem

29 Ekim 2017 Pazar

Bilinçaltının İlacı
Bilim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre insanlar bir şeyi satın alırken mantık yerine duygusal nedenleri baz alıyorlar.Yani kişi parasını mantığına göre değil duygusal nedenlere göre harcıyor.Burada bilinçaltı devreye giriyor işte.Kişinin bilinçaltı ne kadar karışıksa ve yıpranmışsa o kadar fazla duygusal harcama yapıyor.Bilinçaltını yöneten yegane gezegen Ay'dır.Ay aynı zamanda bir kişinin doğum haritasında aile hayatı,aile sevgisi,kendine güven.sevildiğini hissetme,duygular, algılar, korkular,beslenme,alışkanlıklar gibi konuları yönetir. Kişinin doğum haritasında Ay ne kadar zararlı açılar almışsa (Kare,Karşıtlık) ve sevmediği burçlarda (Akrep,Oğlak) yada doğum haritasında herhangi bir burçta zayıf şekilde yerleşmişse kişinin bilinçaltı da zararlı etkilere bir o kadar maruz kalır ve bu kişi bilinçsiz harcamalar yapar,parasını duygusal eksikliklerini kapatmak için harcar,aile hayatında ki ve ilişki hayatında ki problemler onu para harcamaya ve fazla yemek yemeye (Ay) iter.Sadece para harcama kararında değil,insan hayatının her alanında aldığı kararları duygusal olarak bilinçaltının etkisiyle alır ama o mantığını kullandığını zanneder.Bilinçaltı yıpranmış olan insan herşey de aşırıya kaçar,fazla para harcar,fazla yemek yer,fazla tepkiler verir,fazla sinirlenir ve fazla hüzünlenir.Bu kaos durumundan kurtulmak için kişi bilnçaltını temizlemelidir,doğum haritasında Ay'ı zararlı yerleşmiş kişiler bile bunu yapabilir.Bu da kişinin korkularıyla yüzleşmesinden geçer,kişi içinde ne kadar korku barındırırsa bilinçaltı da bir o kadar olumsuz etkilenir. Bilinçaltının ilacı 'korkusuz' bir hayattır,sürekli korkmayı bırakın ve korkularınızla yüzleşin,bunu başardığınızda esiri olduğunuz korkularınız bir süre sonra sizin esiriniz olacaklardır.Bu süreçten sonra bilinçaltınız rahatlayacaktır, hayatınız huzur dolacaktır.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem