28 Kasım 2017 Salı

Karaktere Dair
İlkbahar ve Yaz mevsimleri doğumdur,yaşama sevincidir,dinamik enerjidir, büyüyüp gelişmektir,Güneş tepede ve sıcaktır,insanlığa gülümsemektedir, ağaçlar,çiçekler her yerde en canlı halleriyle bulunurlar.Sonbahar ve Kış ise pasiflik ve ölümdür,doğanın canlı halinden eser kalmamıştır her yer karla kaplıdır,hava kapalıdır, Güneş yüzünü çok daha az gösterir,çiçekler solmuştur, soğuk rüzgarlar her taraftadır.İlkbahar ve Yaz da doğanlar ile Sonbahar ve Kış da doğanlar arasında da bu denli karakter farkı vardır,örneğin yaz burçlarıyla,kış burçları arasında çok keskin karakter farklılıkları görülür.Tüm bunlardan öte bir kişinin beğenileri bize kişinin karakteri hakkında çok güçlü ipuçları verir. Örneğin bir kişiye sorulan 'Yazı mı seviyorsun kışı mı?' sorusu ile kişinin karakterine dair bir çok şey anlaşılabilir.Yaz'ı seven kişi seven aynen yaz gibi daha hayat dolu,neşeli,sabırsız, dışa açık,sosyalleşmeyi seven,kolay başlangıçlar yapabilen, duygularıyla yaşayan,istikrar sorunu olan,daha sıcak,samimi ve içten davranabilen biri olacaktır.Kış'ı seven kimse daha içine kapanık,işlerini gizli yapan,daha pasif,zorlu koşullara dayanıklı, karamsar,sabırlı,daha ciddi,sorumluluk sahibi,istikrarlı, yakınlaşmayı sevmeyen,duygularını dışa vurmayan,mantıkla yaşayan bir karaktere sahip olacaktır. Unutmayın insanların beğenileri insanların karakterlerini ortaya koyar.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

24 Kasım 2017 Cuma

Tatlı
Doğum haritasında Jüpiter-Venüs etkileşimi olan kişiler yada haritada Jüpiteri yada Venüsü kuvvetli yerleşmiş kişiler tatlı bağımlısıdır.Tatlı şeyler yemeyi ana yemeğe tercih ederler,tatlı konusunda abartıya kaçmayı çok severler.Bu nedenle bu konumlara sahip kişiler kilo almaya meyillidirler.Jüpiter-Venüs etkileşimi olan kişiler hayatın zevkini doyasıya yaşamak isteyen kişilerdir.Bu kişilerin en temel özellikleri olarak bariz bir iyi niyet,tembellik ve olayları abartmaya yatkınlık görülür.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

23 Kasım 2017 Perşembe

Ay ve Güneş
Gezegenlerin döngüsü de bir sistem dahilinde olur.Örneğin Plutonun 12 burcu geçmesi 246 yıl alır.Neptünün 12 burcu geçmesi 146 yıl alır,Satürnün 12 burcu geçmesi 29,5 yıl,Jüpiterin 12 burcu geçmesi 12 yıl alır,Marsın 12 burcu geçmesi 2 yıl alır.Gezegenler bu kadar ağır hareket ederken Ay'ın 12 burcu geçmesi sadece 28,5 gün alır,Ay bir burçta 2,5 gün kalır,bu özelliğiyle gezegenlerin en hızlısı,huzursuzu ve en yerinde duramayanıdır.Ay çok huzursuz olduğu ve sürekli yer değiştirdiği için yöneticisi olduğu Yengeç burçlarının ruh halleri de çok değişkendir,bu kişilerin bir anı bir anını tutmaz,bir an ağlarken bir süre sonra kahkahalar atabilirler,ruh hallerinin değişkenliğini kendileri kontrol edemez Yengeçler,çünkü yöneticileri Ay sürekli yer değiştirmektedir,yeni burçlara geçip gezegenlerle yeni açılar kurmaktadır kısa bir süre içinde.Şimdi büyük çerçeveden bakarsak Ay nedir?Ay astroloji de dişil prensiptir yani kadındır.Bütün kadınlar Ay'ın yönetimi altındadır.Yani genel olarak kadınların ruh hali değişkendir ve erkeklere göre çok daha fazla kararsızlık yaşarlar.Aynı zamanda kadınlar erkeklerden her zaman daha aktif ve hareketlidirler, çünkü erkeğin temsilcisi Güneş sadece 1 burçta 1 ay boyunca kalırken,Ay yaklaşık 28 günde 12 burcu da dolaşır,yani hayat içinde kadınlar erkeklerden 12 kat daha aktiftir,huzursuzdur ve değişkendir.Bu durum ayrıca kadınların karakter olarak erkeklerden çok daha kısa zamanda olgunlaşmasına neden olur,çünkü erkeğin temsilcisi Güneş 1 ay içinde 1 burçta konaklarken,kadının temsilcisi Ay 28,5 günde 12 burcu da dolaşır.Erkekler bu sebepten dolayı hayata kadınlardan arkada başlarlar karakter olarak,bu ara ancak zamanla kapanır,çünkü kadın(Ay) erkeğe(Güneş) tur bindirmiştir..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

22 Kasım 2017 Çarşamba

Kibir
Güneş batı astrolojisinde iyicil bir gezegen olmasına rağmen vedik astroloji de kötücül bir gezegendir.Bunun sebebi Güneşin egoyla olan bağlantısıdır.Güneş teklik simgesidir,emir almaz,kendi istediğini yapar,bencil hareket eder.Güneş başkalarıyla ilgilenmeyip sadece kendini düşündüğü için en büyük günahlardan biri olan 'kibir' in tetikleyicisidir.Bu nedenle vedik astroloji de Güneşin bulunduğu ev zarar görmüş sayılır.Kibirin olduğu yerde alınan kararlar ancak insanı zarara sokacak kararlardır.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

19 Kasım 2017 Pazar

Düşüş Gezegenleri
Düşüş burcunda ki gezegenlerin durumu bir hayli zordur.Güneş Terazi burcunda,Ay Akrep burcunda,Merkür,Balık burcunda,Mars Yengeç burcunda,Venüs Başak burcunda,Jüpiter Oğlak burcunda,Satürn ise Koç burcunda düşüştedir.Gezegen düşüşte olduğu burç tarafından hoş bir şekilde karşılanmaz ve düşmanlık görür,gezegende bu düşmanlığa düşmanlıkla karşılık verir ve gezegenin yönettiği konular hayat boyu türbülanslı,kaoslu bir hal alır.Marsı ele alalım.Mars Yengeç burcunda düşüştedir ve burayı hiç sevmez,Yengeç burcu Ay'ın kontrolünde olduğu için Mars burada istenmeyen misafirdir ve bunu gören Mars hiç olmadığı kadar agresifleşir,Mars bu burçta Ay'a tabi olduğu için de sakin kalmak zorundadır çünkü Ay yumuşak bir gezegendir,gereksiz baskı altında kalan Mars Yengeç burcundayken kişiye ani sinir patlamaları yaşatıp tekrar sakin haline dönecektir.Bu durum kişinin eline aldığı olaylarda istikrarsızlaşmasına ve Marsın yönettiği konular hakkında yanlış tepkiler vermesine neden olacaktır.Düşüşteki gezegenlerin durumlarını çok dikkatle incelemek gerekir,aldıkları açılar,kavuşum yaptıkları gezegenler, yönettikleri evler kişinin hangi konularda zorlanacağını rahatlıkla ortaya koyar.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

18 Kasım 2017 Cumartesi

Derin Mana



Gezegenler içlerinde 'derin' manalar barındırırlar, simya gibi ruhsal bir ilmin içinde gezegenlerin büyük rol oynaması da bu yüzdendir. Jüpiter, vedik astroloji de 'koruyucu' gezegen olarak bilinir. Kökeni 10.000 yıl öncesine dayanan Vedalar'da Jüpiter gezegeni çok farklı tanımlanır. Veda'larda Jüpiter gezegeni, Yüce Allah'ın korumasının, kutsamasının kişinin hayatına girdiği 'noktadır'. Jüpiter, kişinin vedik doğum haritasında bulunduğu evin konularını ve kaynaklarını korur, açı yaptığı gezegenlere koruma sağlar. Jüpiterin elementi 'kalay' elementidir. Şu an gelişmiş granit tencereler,kap kacak çıkmadan önce hep bakır tencereler vardı. 'Bakır' zehirli bir elementtir ve bakır bir tencere sadece 'kalay' ile kaplandığında insanı zehirlemesi önlenir.. Bu nedenle bütün bakır mutfak araç gereçleri 'kalayla' kaplanırdı. Peki insanı zehirleyen bu bakır elementi hangi gezegene aittir? Bakır Venüs'ün elementidir. Peki Venüs neden insanı zehirler? Venüs kişinin vedik doğum haritasında 'eğlence, para harcama ,şehvet, cinsellik ve dünyasal tüm arzular' konularını yönetir ve tıpkı bakır gibi bu konuların içine fazla düşen kişiler 'kendilerini zehirlerler'. Peki 'zehirlenmemek' için ne yapmak lazım? Bakırın (Venüs) üstünü kalay(Jüpiter) ile kaplamak lazımdır. Jüpiterin vedik astrolojide yönettiği konular nedir? Allah inancı, ilim (Oku- Alak 1), ilim öğrenmek, bilgelik, din, ahlak ,ibadet, kişisel gelişim konularıdır. Hayatınızı kalayın(Jüpiter) temsil ettiği konular ile kaplamazsanız bakır (Venüs) tarafından zehirlenirsiniz.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

17 Kasım 2017 Cuma

Ekonomi
Dünyada ki ekonomik hareketler gezegenler ile birebir ilişkilidir.Örneğin Altın madeninin borsa da değer kazanıp kazanmaması altını madeninin kontrol eden Güneşin hareketlerine bağlıdır,keza gümüşte Ay'ın kontrolündedir ve değerini Ay'ın hareketleri belirler.Tahıl fiyatları Satürnün kontrolündedir.Yurtiçi taşımacılık ücretleri Merküre dayalıdır,uluslarası taşımacılık ücretleri Jüpitere dayalıdır.Dövizde ki dalgalanmalar Satürn-Jüpiter ortak etkisi altındadır.Dünya da ki ekonomik krizler ise dış gezegenlerin(Uranüs,Neptün Pluton) kontrolündedir. Uranüs,Neptün,Pluton ne zaman birbirleriyle zorlu açılara girişmişlerse o zaman ekonomik kriz olmuştur,dünya tarihinde yaşanmış bütün büyük ekonomik krizlere bakın Uranüs,Neptün,Pluton zorlu açılarını göreceksiniz.Göyüzünde ki kavgalar her zaman yer yüzüne yansır..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

15 Kasım 2017 Çarşamba

Ev Sahipliği mi Yücelim mi?
Başkasına tabi olmak rahatsız edici ve can sıkıcı bir şeydir.Başkasının keyfine göre hareket etmek,bir işi yaparken başkasına bağımlı olmak,başkasının zevklerine riayet etmek insan egosunu ciddi şekilde yıpratan bir şeydir.Hoşlandığınız veya yapmak istediğiniz bir şey için başkasına tabi olmanız size ezilme duygusu yaşatır ve sizi büyük anlamda kısıtlar.Aynı durum gezegenler için de böyledir.Bir gezegenin 4 hali vardır.Kendi burcunda yerleşim hali,Yücelim burcunda asalet kazanmış hali,Düşüş burcunda güç kaybetmiş hali yada standard-zayıf hali (herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı burçta konumlanması ).Gezegenin kendi evinde konumlanması dışında diğer 3 durumda da başka gezegenlere tabi olacaktır ve onların keyfiyetine göre hareket etmek zorunda kalacaktır.Örneğin Ay'a bakalım.Ay Yengeç burcunda kendi evindedir ve güçlüdür,Boğa burcunda asalet kazanır ve yücelim durumundadır,Akrep burcunda ise düşüştedir ve asalet kaybeder.Çoğu astrolog ve astroloji prensibi bir gezegenin yücelim durumunda ki halinin kendi evinde ki halinden daha güçlü olduğunu söyler ama bu yanlıştır.Gezegenin yücelim durumu gerçekten çok güçlü ve şanslıdır ama gezegen burada kendi evinde gibi hissedemez.Ay'ın yücelim sahibi olduğu Boğa da konaklaması Ay'ın 5 yıldızlı lüks bir hotelde konaklaması gibidir,burada gerçekten zevk alır ama burada tam olarak hükmü yoktur çünkü başka bir gezegene tabidir.Örneğin kişi 5 yıldızlı otelde odasının mimarisini değiştirebilirmi,odasının içini yeniden dekore edebilir mi,tüm yemek menülerini kendi oluşturabilir mi?Hayır..Kişi 5 yıldızlı otelde gerçekten güzel vakit geçirecektir ama orada da başkalarına tabi olacaktır,önüne koyulanla yetinecektir,tam olarak Ay'ın Boğa burcunda bulunması da bu şekildedir.Ay'ın en güçlü olduğu yer asıl olarak kendi evi olan Yengeç burcudur,evinde istediği herşeyi kontrol edebilir,evini yapıp yıkabilir,istediği gibi dekore edebilir,istediği yemeği pişirebilir,bahçesini istediği gibi kullanır yani orada tek otorite kendisidir.Ay yücelimde olduğu ve asalet kazandığı Boğa burcunda Venüse tabi olup tam kapasite çalışamazken,kendi burcu Yengeçte mükemmel bir şekilde özgür,hesapsız ve güçlü çalışır.Yani gezegenlerin yücelim burcunda kendi burçlarından daha güçlü çalıştıkları yanlış bir kanıdır.Ay'ın düşüşte bulunduğu Akrep burcunda konumlanmasını ise bir kişinin tenekeden evde yaşamasıyla eşleştirebiliriz,tüm imkanlar kısıtlıdır içinde yaşıyan için ve Ay da burada her açıdan kısıtlanır..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

9 Kasım 2017 Perşembe

Geçmiş Aslında Gelecektir
Günümüz dünyasında 'yeni olan iyidir,yeni şeyler daha güzeldir,yeni olan daha gelişmiştir' anlayışı insanlara empoze edilmeye çalışılıyor,gerçekten de yeni mi iyidir eski mi?Bilinçli bir insanın yeni ile iyi arasında ki farkın bilincinde olması gerekir,bu bir zorunluluktur.Ama günümüz dünyasının bunca beyin yıkama seansları,insanları sürekli 'yeniye' doğru yönlendiriyor.Herşeyden önce 'eski' olan her zaman daha değerlidir,eski olan tecrübeler sonucuyla oluşmuştur,yeni olan ise herhangi bir tecrübeye dayanmaz,daha denenecektir.Eski olanın arkasında belki 1000 yıllık bir tecrübe yatar yeni olanı destekleyecek doneler nerdedir?Daha o yeni başlamıştır emekleme sürecindedir..Yeniyi eskiden kıymetli yapan nedir?Örneğin mesleğini 30 yıldır yapan mı daha ustadır,mesleğini 1 aydır yapan mı ?Şimdi ki insanların örf ve adetleri,gelenekleri hiçe sayarak 'artık yeniçağdayız bunlara gerek yok ' diyerek köşeye atması yaklaşık 4000 yıllık birikimin getirisi olan altın kuralları,gelenekleri,kültürü çöpe atıyor ve daha hiç denenmemiş,nasıl bir sistem ve toplum yaşamı getireceği bilinmeyen,nesillerce onaylanmamış tatbikleri insan yaşamına sokuyor.Bir konu hakkında uzmanlaşmak gerçekten zaman alan bir konudur,herhangi bir konu hakkında tam kapasite uzman olabilmek için kişi 20-30 yıl bu ilimle uğraşmak zorundadır.Şimdi düşünelim,kültürümüz,örfümüz,adetimiz kolay mı bu hale geldi,bu yaşam sistemini,kuralları,gelenekleri, adetleri ortaya çıkarmak için kaç insan yaşamı geçti,kaç nesil,kaç yüzyıl geçti ve bu örf,adetler en sonunda bu şekilleri aldılar. Yaşam kurallarımız,yaşam sistemimiz,kültürümüz, örfümüz,adetimiz 4000 yıllık uzmanlığın sonucudur,nesillerin onu geliştirmesi sonucu ortaya çıkmıştır.Şimdi en basit konuda bile uzmanlaşmak 20 yıl gerekirken sen elinde ki 4000 yıllık uzmanlığı bu eskidi diyerek nereye atıyorsun,onun iyi tarafı zaten eski olması, mükemmeliğe ulaşmış olması..Toplum kurallarından, kültüründen,örfünden,adetinden bağımsız yaşamak yanında dejenere olmayı,dejenerasyonu getirir.100 yıllık bir devlet olup dünya da şekillenen şartlara göre yaşayabilir bazı milletler,çünkü tarihleri,geliştirdikleri şeyler bu kadardır,köklü bir kültürleri yoktur ve dünyanın trendlerine göre kültürleri savrulur.Ama Türk milleti en az 4000 yıllık bir medeniyete sahiptir ve şu anda ki insanlarımızın 4000 yıllık uzmanlığı,bilgeliği çöpe atıp 'yeni olan iyidir,artık eski şeylere ne gerek var'demesi elinde ki altın yumurtlayan tavuğu kesmek demektir zira böyle geniş bir kültür,sağlık bilgisi, örfler, adetler,toplum kuralları,büyük tarih dünya da çok az millete nasip olmuştur.Bunları söylerken yeniliğe kapalı olmanız gerektiği anlaşılmasın tabiki sağlıkta,insan hayatında ki çeşitli yenlikler faydalıdır ve kullanılmalıdır ama bu kadar..Peki nedir bu dünyada ki yeniliği empoze etme derdi? Yeni iyidir,çünkü telefonun 'yeni' çıkan modelini satın almalısınız,yeni 'iyidir' çünkü arabanın yeni modelini satın almalısınız,yeni iyidir çünkü mobilyalarınızı, elektronik aletlerinizi 'yenilemelisiniz'.Yeni iyidir her sene değişen modayı takip edip kıyafetlerinizi yenilemelisiniz yani siz yeniyi sevmezseniz bazı insanlar çok üzülür...Kültürünüz,örf ve adetiniz,ahlak duygunuz sizi aşırıya kaçmaktan koruyor,ama size 'yeni iyidir' kültürü verilsin ki sizde 'eski kültürünüzün' sizi bağlayıcılığından kurtulup daha fazla harcayabilesiniz, kültür ve ahlak sınırlarınızı yanlış bir şekilde aşabilesiniz.Yani anlayacağınız 'yeni' de iyiye dair bir şey yok,bilgelik geçmişte,kültürde,örf adette,yaşam kurallarında,toplum kurallarında..Bir de ortada dolaşan yeni kültür lafı var..Kültürün yenisi olmaz,zaten kültür algısının oluşması için bile yüzyıllar geçmesi lazım..O zaman neden dünyada bu 'yenilik' algısı insanlara empoze ediliyor bir düşünün..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

8 Kasım 2017 Çarşamba

İlişki İhtiyaçları
Bir aşk ilişkisi 2 tarafında dahili olması gereken bir konudur.Aslında iki tarafında ilişkiye eşit şekilde emek vermesi,fedakarlıklar yapması gerekir ama bu genellikle böyle yürümez.Koç,Aslan burçları partnerlerine ilgi göstermekten çok partnerlerinin kendilerine ilgi göstermelerini beklerler. Yengeç, Balık gibi burçlarda ilişki de almaktan çok vermek isterler, partnerlerini sürekli duygusal olarak beslemek isterler, partnerlerini şımartırlar.İkizler,Yay,Kova gibi burçlar ise partnerlerini özgürlüklerini kısıtlamadıkları sürece mutludurlar ama genelde partnerlerine karşı ilgisiz kalırlar.Boğa,Başak,Oğlak gibi burçlar ilişki de düzen ve kurallar isterler,bu burçlar ilişkiyi resmi bir sorumluluk olarak görürler.Akrep gibi bir burç ise ilişki de olduğunda partnerini çok kıskanır,herşeyini kısıtlar adeta dünyayı ona dar eder ve bu davranışının normal olduğunu düşünür.Terazi ise yöneticisi Venüsün sayesinde tam bir ilişki burcudur,kendini partnerine adar,ona göre karar verir,ona göre hayatını şekillendirir,Terazi ilişkiye %80 verir partneri ise %20 verir bazen partneri %20 bile vermez ilişkiye.Terazinin karşı burcu yani doğal 7. evi(İlişki Evi) Koç olduğu için,Terazi insanı genellikle kendine hep egoist tipleri çeker,tam bir uyumlu ilişki burcu olan Terazi hayatında en fazla ilişkilerden çeker,egoist partnerlerinden gereken ilgiyi alamaz ve genellikle aşk ilişkilerinden yeterince mutlu olamaz.İkizler,Kova burçları yeterince zeki olmadığını düşündükleri partner adaylarına duygu olarak bir şey hissetmezler,zeki olmayan biriyle ilişki yaşamaya tahammülleri yoktur.Başak burcu için ilişki de olduğu partnerinin bir işe yaraması lazımdır,ona bir şekilde faydası olması lazımdır,yoksa Başak için bu aşk ilişkisi bir şey ifade etmez.Aşk ilişkisi ve evlilik zor bir iştir,günümüz ilişkilerinin genellikle hüsranla sonuçlanması partnerlerin birbirlerinin ihtiyaçlarına cevap vermeyi bilmemeleri yüzündendir.Bu yüzden zamanımızda boşanma oranları çok yüksek,partnerler birbirini tanımıyor,işte bu yönde astroloji devreye giriyor..Astroloji insan tanıma ilmidir.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

6 Kasım 2017 Pazartesi

Toprak Burçlarının Aşk İlişkisi
Toprak burçları olan Boğa,Başak,Oğlak burçları rutin hayatı en çok seven burçlardır.Bu kişiler hoşlandıkları bir aktiviteyi 100 defa yapabilirler yine de sıkılmazlar,her defasında zevk alırlar yaptıkları şeyden.Bu burçlar toprak elementinin onlara verdiği sakin ve istikrarlı enerjiyi yaşam tarzlarına da yansıtırlar, alışkanlıklarında değişikliğe gitmeyi çok sevmezler,gündelik işler ve sürekli aynı şeyleri tekrarlamak onları diğer burçlar gibi sıkmaz.Toprak burçlarının en değişken burcu Başaktır o bile alışkanlıklarına çok bağlıdır.Bu nedenle iki toprak burcunun aşk ilişkisi oldukça uzun ömürlü olur çünkü ilişki de 'sakinlik' vardır ancak iki toprak burcunun aşk ilişkisi 'aşırı monotondur',ilişki de hep aynı şeyler tatbik edilir,aynı aktiviteler yapılır,duygu durumu inişli-çıkışlı değil sabittir buda ilişkinin heyecanına zarar verir.Ama ilişkide 'istikrar' vardır.Bu nedenle iki toprak burcunun aşk ilişkisi (Boğa,Başak,Oğlak) ilişkileri aşırı monotonluktan kaçtıkları sürece çok verimli ve uzun ömürlü olur.Toprak burçları aynı 'toprak' gibi istikrarlı insanlardır,toprak elementini en iyi simgeleyen öğe taşlar,kayalar,dağlardır,her birinin milyonlarca yıllık tarihi vardır,yine de değişmeden(En fazla aşınırlar) 'sağlam' bir şekilde doğa da yerlerini alırlar.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

3 Kasım 2017 Cuma

İnsan İlişkilerinin Kimyası

Hayatınıza giren hiç kimse sizin doğum haritanızla etkileşimle olmadan sizinle temasa geçemez, yani doğum haritanızda hayatınıza giren kişinin gezegenleri belirli noktalara değmiyorsa basit olarak bu kişiye hayatınızda rastlamazsınız yanından bile geçmezsiniz. Hayatınızda muhatap olduğunuz her insan sizin doğum haritanızda bir yeri tetikler aksi halde o kişi hayatınızda olamaz, o kişinin varlığını bile farketmezsiniz. Örneğin kızdığınız bir kişinin gezegenleri doğum haritanızda ki Marsınızla kavuşum durumundadır, sevdiğiniz, aşık olduğunuz kişilerin gezegenleri sizin Venüsünüzle temas halindedir, zorluk çıkardığınız sınava tabi tuttuğunuz kişilerin gezegenleri sizin Satürnünüzle ilişki içindedir, eğer biri size zorluk çıkarıyorsa sizin gezegenleriniz onun Satürnü ile ilişki içindedir. Birine iyilik yapmak istiyorsanız, o kişi sizin içinizde iyimser duygular uyandırıyorsa o kişinin gezegenleri sizin Jüpiterinizle ilişki halindedir. Yani birine karşı kızgınlık, nefret, küçümseme, övme, sevgi, saygı, aşk, arkadaşlık, şüphe, takdir yada hayal edebileceğiniz herhangi bir duyguyu hissedebilmeniz için o kişinin gezegenlerinin sizin doğum haritanızda bir yere dokunmaları gerekir ki sizde o kişiye karşı bir farkındalık içinde olasınız, eğer bir kişinin gezegenleri sizin gezegenlerinizle herhangi bir bağlantı içinde değilde o kişi sizin için 'yok' hükmündedir ve ona karşı herhangi bir bir duygu hissetmeniz imkansızdır ve bu kişiyle hayatınızda karşılaşmanız da imkansızdır. Eğer bir kişiyle karşılaşmışsanız ve hayatınıza bir şekilde girmişse kesinlikle ve kesinlikle o kişiyle sizin gezegenleriniz arasında bir bağlantı vardır. Yani hiç bir şey tesadüf değildir, ayrıca hayatınızda olan hiç bir kimseye karşı nötr kalamazsınız, hayatınızda olan her insana karşı illa ki bir duygu tarzıyla yaklaşırsınız, sizin gezegenlerinizle karşıda ki insanın gezegenlerinin birbirlerine temasları bu kişiyle ilişkinizin genel duygu durumunu belirleyecektir. Astroloji insan kimyasının ilmidir, bazı elementler tepkimeye girdiğinde zehir oluştururlar, bazı elementler ise tepkimeye girdiklerinde ilaç oluştururlar, iki insanın bir araya gelmesi de aynı kimya da ki gibi sonuçlar üretir, bu kimyasal birleşmenin sonuçlarını da 'astroloji' laboratuvarı verir.

 

© Kadim Astroloji Analisti Erdem