8 Kasım 2025 Cumartesi

Seher Vakti

 

Seher vakti günün en özel vaktidir.. Tüm Allah dostları doğudan, batıya hep bu vaktin kıymetini bildiler.. Büyük alimler kendi divanlarında seher vaktine atıf yapan binlerce farklı beyit yazdılar.. Hepsinin de seher vaktine olan bu saygısı Yüce Allah’ın Kur’an’da bu çok kıymetli vakte işaret etmesiydi.. Zariyat 15-18 ‘’Şüphesiz muttaki olanlar, cennetlerde ve pınarlardadırlar; Rablerinin kendilerine verdiğini alanlar olarak. Çünkü onlar, bundan önce de ihsanda (güzellikte) bulunanlardı. Gecenin az bir kısmında uyurlardı.. Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi..’’ Yüce Allah burada cennet boyutlarına hak kazanmış varlıkların her seher vaktinde kalkıp ‘bağışlanma’ dileme ‘alışkanlıkları’ olduğunu söylüyor.. Ve burada varlıklara büyük bir ‘yol’ göstermiş oluyor..Ve Yüce Allah üst bilince ulaşmış varlıkları açıklarken şöyle dedi; Al-i İmran 16-17 ‘’Onlar: 'Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru' diyenler; Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve 'seher vakitlerinde' bağışlanma dileyenlerdir.’’. Burada da açıkca Yüce Allah ‘seher vaktini’, bir ‘arınma’, ‘günahlardan temizlenme’ vakti olarak işaret ediyor.. Seher vakti her sabah Güneş’in doğuşundan 90 dakika önce başlayan ve Güneş’in doğuşuna kadar süren vakittir.. Alimler bu değerli vakte çok ama çok saygı duydular.. Rumi dedi ki; ‘’Bu seher vakti esen rüzgar, Hakk aşıklarının gönüllerindeki sırlara aşinadır. Bu uğurlu zamanda sen de uyuma. Bu zaman yalvarma, yakarma zamanıdır, uyuma zamanı değildir! İki cihanın halkına, ilahî bir lütuf olarak ezelden ebede kadar kapanmayan dilek kapısı, seher vaktinde açıktır. Fırsatı kaçırma, yatıp uyuma!’’.. Seher vakti çok değerliydi.. Rumi dedi ki; ‘’Şafağın sana söyleyecek sırları var, uykuya geri dönme. Gerçekten istediğin şeyi sormalısın, uykuya geri dönme. İki dünyanın birbirine dokunduğu kapının eşiğinden insanlar girip çıkıyor, Kapı dönüyor ve açılıyor, sakın uykuya geri dönme.’’. İki cihana da ‘lütuf’ olan bu değerli vaktin, bize verilen bu yaşam fırsatında kaçırılmaması gerekiyor.. ‘Bilenler’ bu ‘kıymetli fırsatı’ her daim kullandılar..

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan





13 Ekim 2025 Pazartesi

Yalan

 

Tüm dünyada popüler kültür filmler, diziler, eğlence programları aracılığıyla ve fırsat bulduğu her alanda ‘yalan söylemeyi’ normalleştiriyor.. Popüler kültür ‘iyi yalan söyleyen’ çok zekidir, algısını oluşturuyor insanların gözlerinde.. Oysa Yüce Allah ‘kalbinde olmayan şeyi dilinle söylemeyi’ kınadı.. Fetih 11 ‘’Bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: 'Bizi mallarımız ve ailelerimiz uğraştırdı. Bundan dolayı bizim için bağışlanma dile.' Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: 'Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah'a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah yaptıklarınızı haber alandır.'’’ .. Ve Yüce Allah insanları yalan konusunda uyardı; Saff 2-3 ‘’Ey iman edenler yapmayacağınız şeyi niye söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz Allah katında büyük günahdır.’’.. Demek ki kişi yapmayacağı bir şeyi söylediğinde, yani yalana başvurduğunda büyük bir günahı ‘yüklenmiş’ oluyor.. Ve ‘yüklenilen’ her günah kişiye sistemde bir ‘musibet’ olarak geri döndürülür(Şura 30).. Yani bu ne demek? Çok yalan söyleyen kişinin, başına çok fazla musibet gelir.. Bu nedenle Yüce Allah ‘yalan söz söylemekten uzak durun’ diyor; Hac 30 ‘’İşte böyle; kim Allah'ın haram kıldıklarına saygı duyarsa, Rabbinin katında kendisi için hayırlıdır. Size okunanlar dışındaki hayvanlar helal kılındı. Öyleyse putların pisliğinden kaçının, yalan söz söylemekten de kaçının.’’.. Çünkü sürekli ‘yalan söylemek’ Şeytan’ı ‘taklit etme’ halidir, Şeytan’da aynı şeyi yapıyor zaten; Nisa 120 ‘’Şeytan, onlara vaatlerde bulunur, onları olmayacak isteklere sürükler, kuruntular verir; ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez.’’.. Yani sürekli yalan söyleyen kişi ‘Şeytanlaşıyor’, çünkü neyi ‘taklit edersen’ zamanla ona benzersin.. Şuara 221-222 ‘’Şeytanların kimlere inmekte olduklarını size haber vereyim mi? Her bir çok yalancı/iftiracı günahkâr üzerine iner onlar.’’.. Rumi’den bir tavsiyeyle bitirsin; ‘’Söküklerini dik sözlerinin, dilini kalbine yanaştır; dilinle söylediğini kalbinlede söyle. Kalbinden geçmeyeni diline değdirme..’’

©Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan 


28 Ağustos 2025 Perşembe

Dört Yönden Sarılmış Durumdasın!

 


Şeytan kovulduğunda, Yüce Allah’a şöyle diyor;  A’raf 16-17 ‘’Dedi ki: "Beni azdırmana andolsun, senin dosdoğru yoluna oturacağım. Sonra muhakkak onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Çoğunu şükredici bulmayacaksın’’. Yüce Allah burada bize Şeytan’ın çalışma mantığını anlatıyor (Bilgi: Emrah Eryılmaz-Hakikat Planı #reklam değil tavsiye). İlk olarak Şeytan insanlara ‘önlerinden’ ve ‘arkalarından’ sokulacağını söylüyor.. Şeytan’ın ‘önlerinden’  demesi insanları sürekli ‘geleceklerine’ dair endişelendirmesi ve ‘geleceklerine’ dair korkutmasıdır(fakirlik-hastalık-ölüm ile). Şeytan’ın ‘arkalarından’ sokulacağım demesi insanları ‘geçmişleriyle’ korkutmasıdır, insanların geçmişte yaptığı hatalar, günahlar nedeniyle onlara sürekli vesvese-korku-üzüntü vermesi halidir. Veliler bunubiliyordu.. Rumi bu nedenle dedi ki ‘’Geçmiş de gelecek te seni Allah’tan ayıran bir perdedir. Her ikisini de ateşe vur. Geçmiş ve gelecek endişesiyle ne vakte kadar ney gibi boğum boğum olacaksın?‘’.. Lao Tzu ise dedi ki ‘’Depresyondaysan geçmişte yaşıyorsun.Endişeliysen gelecekte yaşıyorsun. Huzurluysan ‘şimdi de’ yaşıyorsun demektir.”  Yani Şeytan sürekli insanları geçmişleriyle (arkalarından) ve gelecekleriyle(önlerinden)
korkutur. Ayette(A’raf 16-17) Şeytan başka hangi taraftan yaklaşıyordu insanlara?Sağlarından ve sollarından..Sağ tarafta yaptığımız tüm iyi ameller var, Allah inancı var, keza kıyamet gününde ‘kitabı’ sağ tarafından verilenler (İnşikak 7-8-9) cennet boyutlarına girmeye hak kazananlardır.. Şeytan sağ taraftan insana nasıl yaklaşır? İnanç kavramını bir aldatma aracı olarak kullanarak, ‘inanç sömürüsü’(Fatır 5) tarih boyunca pek yabancı olmadığımız bir konu.. Şeytan’ın kişiye sol taraftan yaklaşması? Kıyamet günü kitabı sol tarafından verilenler başarısız olan varlıklardır(Hakka 25), bu günahlarının sevaplarını  geçmesi nedeniyledir.Sol tarafta işlediğimiz bütün günahlar, bütün kötü ameller var, Şeytan sol taraftan 'günahlara’ teşvik etmek için insana yaklaşır..Yani ‘dört tarafımız’ sarılmış durumda.Peki çare? Al-i İmran 103 ‘’Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp bölünmeyin’’.

©Kadim Astroloji Analisti-Erdem Çalışkan 

4 Temmuz 2025 Cuma

İcabet


Her ne şartta olursa olsun dua etmeyi bırakma.. Yüce Allah ‘’Bana dua edin, duanıza icabet edeyim’’(Mümin 60) dedi, yani dua edenin duasına icabet edilir.. Rumi bu nedenle şöyle dedi ‘’Kardeş elini duadan ayırma! Kabul edilmiş, edilmemiş bununla ne işin var senin?’’.. Çünkü ilahi sistemde Yüce Allah’ın insanlara olan yardımı ‘kesintisizdir’, Muhyiddin Arabi şöyle diyor: ‘’Bilmelisin ki, varlıklara dönük ilahi yardım, kesilmez. Eksilirse, eksiklik yardımı alandan kaynaklanır, yoksa yardım eden yönünden değildir. Belirli bir durumda yardımın olmayışı Hakkın katına izafe edilirse, bu eksiklik, yardımdan mahrum kalan kimse hakkında bir maslahattır. ‘’.. Yani duayı bırakma çünkü duan duyuluyor(Semi) ve görülüyor(Basir).. Bu konuda Rumi’den bir hikaye dinleyelim; ‘’Birisi her gece Allah der durur, bu zikrinden ağzı tatlılaşır, zevk duyardı. Şeytan “Ey çok söz söyleyen, bunca Allah demene karşılık onun Lebbeyk demesi nerde? Tanrı tahtından bir cevap gelmiyor. Böyle utanmadan, sıkılmadan ne vakte dek Allah deyip duracaksın” dedi. Adamın gönlü kırıldı, başını yere koydu, yattı. Rüyada yeşiller giyinmiş Hızır’ı gördü. Hızır “Kendine gel, niçin zikri bıraktın, çağırdığın addan nasıl usandın, zikrinden nasıl pişman oldun?” dedi. Adam, cevap olarak “Lebbeyk sesi gelmiyor, kapıdan sürüleceğimden korkuyorum” deyince, Hızır ‘’Senin o Allah demen, bizim Lebbeyk dememizdir. Senin o niyazın derde düşmen, yanıp yakılman, bizim haberci çavuşumuzdur. Senin hilelere düşmen, çareler araman, seni kendimize çekmemizden, ayağını çözmemizdendir. Korkun da bizim lûtfumuzun kemendidir, aşkın da. Her Yarabbi demende bizim, efendim, buyur dememiz gizli” dedi. Bilgisiz adamın canı, bu duadan uzaktır. Çünkü Yarabbi demesine izin yok ki! Zarara, ziyana uğrayınca Tanrı’ya sızlanmasın diye ağzında da kilit var, gönlünde de. Ağzı da bağlı, gönlü de. Firavun’a yüzlerce mal, mülk verdi, o da nihayet ululuk, büyüklük dâvasına girişti. O kötü yaradılışlı, Hakk’a sızlanmasın diye ömründe baş ağrısı bile görmedi. Tanrı, ona bütün dünya mülkünü verdi de dert, elem, keder vermedi. Dert, Allah’ı gizlice çağırmana sebep olduğundan bütün dünya malından yeğdir.’’

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan


Bilmelisin ki, varlıklara dönük ilahi yardım, kesilmez. Eksilirse, eksiklik yardımı alandan kaynaklanır, yoksa yardım eden yönünden değildir. Belirli bir durumda yardımın olmayışı Hakkın katına izafe edilirse, bu eksiklik, yardımdan mahrum kalan kimse hakkında bir maslahattır. Çünkü Allah yaratıklarının maslahatlarını en iyi bilendir. Bu nedenle Allah'ı bilenler, dua ederken belirli bir ihtiyacı belirlememelidir. Bunun yerine, bir belirleme yapmadan, kendisinde iyilik bulunan şeyi istemelidir. Nice insan vardır ki, duasında belirli bir şeyi ister, sonra -Allah'ın bildiği bir hikmet nedeniyle- ihtiyacı karşılandığında, belirlemiş olduğu ihtiyacı hakkında pişmanlığa kapılır, belirlememiş olmayı temenni eder durur. Yardım, Rahman kaynaklı bir rahatlatmadır (teneffüs). Varlıklardaki ilahi yardım ise, doğal ve artan bir şeydir. Doğal olan, zatın varlığı ve kendisindeki bir acının uzaklaştırılması için ihtiyaç duyulan şeydir. Artık olan ise, buna ilave olup gerçekte kendisine gerek duyulmayan şeylerdir. - Muhyiddin Arabi

.

.

O'na dua ettiğin zaman, O'ndan duanın kabulünü iste: çünkü O, kendisinden icabet istemeyenlerin duasına icabet etmez. Eğer icabet istemeden sadece dua ederse, bu dua etmemiş olmaktan farksızdır. - Muhyiddin Arabi


Not: 'Seher vaktini'de değerlendirmeyi unutma, seher vakti her sabah Güneş'in doğuşundan 90 dakika önce başlayan ve Güneş'in doğuşuna kadar süren vakittir..


Bu seher vakti esen rüzgar, Hakk aşıklarının gönüllerindeki sırlara aşinadır. Bu uğurlu zamanda sen de uyuma. Bu zaman yalvarma, yakarma zamanıdır, uyuma zamanı değildir! İki cihanın halkına, ilahî bir lütuf olarak ezelden ebede kadar kapanmayan dilek kapısı, seher vaktinde açıktır. Fırsatı kaçırma, yatıp uyuma! - Celaleddin-i Rumi


10 Haziran 2025 Salı

Deniz

 

Denizde ‘devasa dalgalar’ varsa en görkemli gemiler bile alabora olur, üzerindeki herkes boğulur, kimse yol alamaz.. ‘Deniz’ bizim ‘zihnimizdir’.. Vedik astrolojide Ay, zihnimizi kontrol eden gezegendir ve Ay, ‘su’(deniz-ırmak) elementine mensuptur.. Yani ‘denizin’ tüm karakteristik özellikleri zihminiz için de aynıdır.. Endişeler, evhamlar, korkular ‘suyu bulandırır’(zihin), suyun dibini göremezsin(doğru düşünemezsin) ve hayatın belirsizlik içinde geçer.. Olumsuz düşünceler, kuruntular, korkular, acı, üzüntü denizdeki(zihnimiz) ‘devasa dalgalardır’ bizi her daim aşağıya çeker, başarısızlık yaratırlar.. Binlerce yıldır ‘meditasyon’, nefes teknikleri gibi pratikler, ‘denizi’(zihnimizi) sakinleştirmek için kullanıldılar hep.. Çünkü su(deniz-zihnimiz) doğası gereği en küçük bir ‘esintiden’(negatif ya da pozitif düşünce) bile etkilenir.. Pozitif düşünceler denizi sakinleştirirken, negatif düşünceler devasa dalgaları körükler.. Pozitif düşünceler nasıl elde edilir? Güçlü bir inançla, iyi amellerle(doğru işler-sevaplar-helal para), temiz gıdalar yiyerek, insanlarda kusur aramayarak, kanaatkar olarak, dedikodu, kıskançlık, açgözlülük, hırs, öfke, intikam, bencillik bunların ‘denize’(zihnimize) girmesine izin vermeyerek.. Prensip neydi ‘İyilik, iyilik getirir’.. Yaptığımız iyi işler ve uzak durduğumuz ‘negatif öğeler’, denizimizin(zihnimizin) dalgalardan uzak ve sakin olmasına neden olur.. Bunun sonucunda ne olur? Hayatta ‘mutlu ve başarılı’ oluruz.. Negatif düşünceler ve negatif insanlar ise seni fırtınalı bir ‘denizin’ ortasında bırakırlar.. Bu konuda çok sevdiğim bir hikaye var; Kurbağalar bir kulenin tepesine ilk kim tırmanacak diye yarış yapmaya karar vermişler.. Hepsi birden başlamış tırmanmaya ama altta yarışı izleyen diğer kurbağalar yarışan kurbağalara şöyle tezahürat yapıyorlarmış; ‘Yapamazsın!’, ‘Başarısız olacaksın!’, ‘Bırak artık!’. Kurbağaların çoğunluğu kulenin tepesine ulaşamadan teker teker düşmüşler, sadece birisi zirveye ulaşmış.. Kazanan kurbağaya sormuşlar, ‘’Nasıl başardın?’’, ama şaşkınlığa düşmüşler, çünkü kazanan kurbağanın ‘sağır’ olduğunu farketmişler, olumsuz tezahüratların hiçbirini duymamış..


©Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan


8 Haziran 2025 Pazar

Öfkenin Asıl Sebebi

 

Öfkenin, kızgınlığın ana sebebi, ‘acı duymaktır’, ‘üzüntü’dür. Kişi bir konuya öfkeleniyor, kızıyorsa o an kişi o konuda ‘acı’, ‘üzüntü’ hissediyor demektir. Bunu vedik astrolojiye göre açıklayayım. Vedik astrolojide öfke, kızgınlık konularını kontrol eden gezegen Mars’tır. Vedik astrolojide her gezegenin ‘yücelimde’ ve ‘düşüşte’ olduğu burçlar vardır.. Yücelim burçları gezegenlerin sahip olduğu özelliklerin ‘yücelmesini’ sağlar, düşüş burçları ise gezegenlerin sahip oldukları özelliklerin ‘düşmesini’ sağlar.. Öfkeyi, kızgınlığı kontrol eden Mars, vedik astrolojiye göre hangi burçta yücelir? Oğlak burcunda.. Oğlak burcunda acı, sıkıntı, üzüntü, depresyon temaları vardır, öfkeyi temsil eden Mars, Oğlak burcunu gördüğü ‘anda’ yücelir.. Yani acı(oğlak), üzüntü(oğlak), depresyon(oğlak), çaresizlik(oğlak), kısıtlanma(oğlak) öfkeyi(Mars), kızgınlığı(Mars) ‘yücelmektedir’, yani öfkeyi ‘aktive’ etmektedir.. Yani bütün öfkeler, kızgınlıklar ‘acı duymanın’, ‘üzüntünün’, ‘kısıtlanmanın’, ‘çaresizliğin’ sonucudur.. ‘Öfkeli’ insan aslında; ‘Bu konuda üzülüyorum!’, ‘Bu konu bana acı veriyor!’, ‘Bu konuda çaresiz hissediyorum!’ demektedir.. Peki öfkenin, kızgınlığın gezegeni Mars hangi burçta düşer? Yengeç.. Demek ki Yengeç konuları öfkeyi(Mars) yok ediyor.. Nedir başlıca Yengeç konuları? Sevgi(yengeç), merhamet(yengeç), anlayış(yengeç), öfkenin(Mars-ateş) üzerine su(Yengeç-su) döker.. Sevgi(yengeç), merhamet(yengeç), anlayış(yengeç), acıyı(oğlak), üzüntüyü(oğlak) ortadan kaldırır ve öfke(Mars) düşer.. Yani öfke(Mars) varsa kesinlikle ‘üzüntü’(oğlak), acı(oğlak) ve çaresizlik(oğlak) var.. Bol suya(sevgi-anlayış-merhamet) sahip Yengeç burcunun temaları bunu ortadan kaldırırr. Yani birini öfkeli görüyorsan ona ‘acı veren’, onu ‘üzen’ konuyu bul ve bunu ortadan kaldır, öfkenin ‘devam etmesi’ imkansız hale gelir.. Haykırış(öfke-hiddet-Mars) canın yanmasından(acı-üzüntü-Oğlak) ileri gelir, sen elinde bir tas suyla(sevgi-merhamet-anlayış-Yengeç) karşılık ver.. Tüm ‘haykırışlar’ bu şekilde yok olur.. Al-i İmran 134 ‘’Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yenenlerdir onlar, insanları affedenlerdir. Allah, muhsinleri sever.’’

©Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan