29 Eylül 2020 Salı

Müze

Çok fazla yurtdışına çıktım,dünya üzerinde 80 den fazla ülkede bulundum.Bu seyahatlerimden birinde Avusturyadayken,Viyana devlet müzesinde Müdire Hanımla konuşurken Viyanada ki tüm devlet müzelerini ne kadar bir sürede gezebileceğimi sordum,Müdire Hanım ise ‘1 ay’ dedi.Ben bu cevaba şaşırmıştım çünkü kabaca düşündüğümde ben bu müzeleri 3-4 günlük bir süreçte gezip bitirebileceğimi tasarlamıştım.Aslında Müdire Hanımın demek istediğini sonradan anladım bu müzeleri ‘hakkıyla’ ancak 1 ayda gezebilirsiniz diyordu yani eserlere gereken özeni göstererek.Benim kafamdaki planda ise her esere 3-5 dakika ayırıp hızlıca geçmek ve bütün müzeleri 3-4 gün içinde bitirmek vardı.Sonrasında ne kadar yanlış düşündüğümü anladım.Müzedeki bir eseri kavramak için 3-5 dakika ayırmak yetmez,bir eseri kavramak için onu derinlemesine incelemek lazım,altyapısını kavramak lazım,üstündeki her ayrıntıyı incelemek ve zamanın ruhunu kavramak lazım,kalbinizde yarattığı etkiyi anlamak için eserle vakit geçirmek lazım,bu bazen 20 dakika alır,bazen 50 dakika alır,bazen ise saatler alır..Kadın haklıydı yavaşlamalıydım yoksa müzeleri hızlı hızlı geçmek,eserleri hızlı hızlı incelemek,bunlar bana hiçbirşey katmayacaktı,ayrıca bu kadar kısa sürede eserleri anlayamayacaktım ve sadece bana zaman kaybı getirecekti.Yüzlerce eser görmüş ama hiçbirini anlayamamış olacaktım.Demem o ki..Hayatınızı yavaşlatın.Evren,dünya ve gördüğünüz herşey Yaratıcının eserlerini taşıyan muhteşem bir sanat müzesi.Hızlı hızlı yaşayayım,birşeyleri başarayım,ordan oraya yetişeyim derken eserlere göz ucuyla bakıp,anlamadan gidiyorsunuz.Paraya odaklı bu hızlı yaşamda her bir İlahi eser tüm ihtişamıyla gözlerinizin önünde dururken siz eserleri kavramak yerine bir sonraki materyalistik planınız için hazırlanıyorsunuz.Evrenin en iyi ‘müzesinin’ içindesiniz ama eserleri göremeyecek kadar körsünüz ..Hayatınızı yavaşlatın ki ‘müzenin’ içinde olduğunuzu anlayabilesiniz..Hayatınızı yavaşlatın ki İlahi eserler kalbinizi ve ruhunuzu mest etsin..

.

.

© Kadim Astroloji Analisti Erdem

26 Eylül 2020 Cumartesi

Almak ve Vermek

Mutluluk,önce başkalarını mutlu etmekten geçer.Eğer birşeyi elde etmek istiyorsan önce ‘vermen’ gerekir.Başkalarının sahip olduklarına gıpta etmemelisin çünkü bu şekilde zihnin hiçbir zaman huzur bulmaz.Mutluluğun yolu ne olursa olsun ‘vermekten’ geçer.Çünkü verirsen beklentin yok demektir,verdikçe özgürleşirsin.Vedik Astroloji de Merkür ve Venüs ‘Rajas’ elementine sahip iki gezegendir.Bu gezegenlerin mottosu aç gözlülükle bütün dünya nimetlerine saldırmak ve onları elde etmektir.Rajas elementi ‘Satwa’ elementine düşmandır çünkü Satwa ruhsal denge taşır,iyilik,saflık enerjisidir,hiçbirşeyi elde etmek istemez aksine sürekli vermeyi simgeler.Satwa enerjisine mensup gezegenler  Güneş,Ay ve Jüpiterdir.Bu gezegenler sürekli verdikleri için safdırlar, iyicildirler.Güneş dünyayı sürekli ışığıyla besler ekinleri büyütür burda hayatın olmasını sağlar.Ay geceleri ışığıyla yol gösterir, insanların karanlıkta kalmamasını sağlar.Jüpiter ise haritada İlahi gücün simgesidir,sürekli kişiyi bilgiyle ve inançla besler.Bu gezegenler hiç bir zaman almazlar,her zaman verirler,bu nedenle İlahi sistemde Satwa yani iyilik,saflık enerjisini taşırlar.Yani Yüce Allah kurduğu sistemde ‘vermeyi’ almaya karşın üstün kılmıştır.

.

.

© Kadim Astroloji Analisti Erdem

20 Eylül 2020 Pazar

Gerçek

Ünlü bir Çin atasözü vardır,’Kızgınken asla cevap verme,Mutluyken asla söz verme,Üzgünken asla karar alma’ der.Çünkü kızgınken vereceğin cevap çok acımasız olur ve normale döndüğünde bundan pişman olursun,mutluyken kolay söz verirsin ve yapamayacağın şeyler bile normal görünür onlarında sözünü verirsin,normale döndüğünde verdiğin sözün altında ezilirsin,üzgünken verdiğin karar karamsardır,aptalcadır,üzgünken iyi plan yapamazsın böyle bir zamanda karar verirsen normale döndüğünde bu kararın çok zararını görürsün.Farkındaysanız hep ‘normale döndüğünde’ diyorum,çünkü bu söylediğim anlar zihninizin,duygularınızın esiri olduğunuz anlardır,normal anlar ise ‘ruhunuzun’ devre de olduğu anlardır.Zihin sadece kişiyi kandırmaya yönelik hareket eder,dış dünyadan aldığınız tepkileri duyguya dönüştürerek sizi oyalar,duygudan duyguya sokar,bu durum sizin kendinizi ifade etmenize,akıllıca düşünmenize engel olur.Vedik Astroloji de zihni yöneten gezegen Ay’dır ve Ay 2 buçuk günde bir burç değiştirir,zihin 2 buçuk günde bir değişik konularla muhattap olur.Yani bu kadar değişken birşeyin size doğru karar aldırması imkansızdır.Esas olan Ruhtur.Ruhun rengi yoktur,uzun yada kısa değildir,görünmez yada ortadan kaybolmaz,saf yada kirli değildir,hiçbir zaman doğmadı,hiç bir zaman ölmez,her zaman sakindir,zihin gibi gelgitleri yoktur ve dış dünyayla ilişkisi yoktur.İki tip insan vardır zihniyle hareket eden ve ruhuyla hareket eden.Zihniyle hareket eden insan dış dünyada yaşadığı duygulara göre karar alır ve zihni tarafından kandırılır.Ruhuyla hareket eden insan ise karlarla kaplı dağ zirveleri kadar sakindir,zihninin dolayısıyla duygularının oyununa gelmez .. Peki bir insan nasıl Ruhuyla yaşar ? İbadet..Namaz .. Kişi ibadet ederken dış dünyadan soyutlanır dolayısıyla artık onu manipule edecek bir duygu yoktur ortada,zihni devre dışı kalır.Sadece Allah ile bir arada kalır.Kişi dua ettikten,namaz kıldıktan,meditasyon yaptıktan sonra artık zihnine geçit vermez.Zihin susunca ruh konuşmaya başlar.Bu noktadan sonra kişi hayatına dair çok başarılı kararlar alır ve zihnin esaretinden dolayısıyla duygu buhranlarının getirdiği savrulmalardan kurtulur..

© Kadim Astroloji Analisti Erdem

9 Eylül 2020 Çarşamba

Gökyüzü

Bildiğiniz gibi Ankara’da yaşıyorum ve şehre döndüğümde kafamı her gökyüzüne kaldırdığımda üzülüyorum.Çünkü kuvvetli ışık yoğunluğundan dolayı bir kaç istisna dışında gökyüzünde yıldızlar görünmüyor.Ne zaman küçük bir tatil beldesine gitsem plajda o muhteşem gökyüzünü ve yıldızları,samanyolunu izleyebiliyorum.Işık yoğunluğu olmayan doğanın herhangi bir yerinde muhteşem yıldızlarla başbaşa kalabilir ve doya doya her takımyıldızı seyredebilirsiniz.12 Burcun genel yöneticisi Güneş iken,gece çıkan 27 takımyıldızın (Nakşatranın) genel yöneticisi Ay’dır.Yani burçlar bizi ruh (Güneş) bazında etkilerken,gökteki takımyıldızlar ise bizim zihin(Ay) bakımından etkilerler.Yani gündüzün efendisi Güneş,gecenin efendisi ise Ay’dır.Şimdi benim şehirde Ay’ın yöneticiliğini yaptığı Nakşatraları (Takımyıldızları) görememem ne demek?Bunun anlamı şehirde yaşayan insanların zihinlerinin(Ay-Takımyıldızlar) bulanık olması demek,çünkü kişi havaya başını kaldırdığında zihninin içine işlenmiş takımyıldızları göremiyor şehirde,bu bir nevi kişinin zihninin kontrolünü kaybetmesi ve zihninin kaosa girmesi demek.Oysa doğa da öyle mi?Doğada yani ışık bombardımanı olmayan yerlerde gökyüzündeki takımyıldızlar(Ay tarafından yönetilen zihnin kısımları) gayet berrak şekilde görünüyor,bu aynı şekilde kişinin zihnininde berrak şekilde çalışmasını sağlıyor.Prensip ‘gökte ne varsa yerde de o vardır’ şeklinde çalışır.Gökteki yıldızlar sana berrak ve görünür değilse yerde zihninin berrak çalışmasını nasıl bekliyorsun?Şehir yaşamında kişinin zihninin depresifleşmesi ve kaosa girmesi bu yüzdendir.Aslında dünya güzel bir yer.Şehirdeki yapay ışıklardan kaçınca gökyüzündeki İlahi ışıklarla buluşuyorsunuz...

© Kadim Astroloji Analisti Erdem

6 Eylül 2020 Pazar

Temizlik

Temizlik..Çok önemli bir konudur temiz olmak.Şimdi size temizliğin önemini açıklamaya çalışacağım.Vedik Astroloji de gezegenleri iyicil ve kötücül gezegenler olarak sınıflandırırız.İyicil gezegenler (Jüpiter,Venüs,Merkür,Ay ve Güneş) kişinin inançlı,sağlıklı,mutlu bir hayat yaşamasına yol açarlar,kötücül gezegenler ise(Mars, Satürn,Rahu,Ketu) kişinin günah işlemesine, şanssız olmasına ve inançtan uzaklaşmasına yol açarlar.Temel prensip şudur iyicil gezegenler kişinin ‘temiz’ olmasına yol açarlar,kötücül gezegenler ise kişinin hijyene dikkat etmemesine ve kirli olmasına yol açarlar.Yani iyilik=temizlik, kötülük=kirlilik.Kirli olan insan herhangi bir ruhsal aktivite yapamaz,dinimizde de ‘Temizlik imandan gelir’ sözü vardır.Eğer bir kişi kirliyse onun haritasında kötücül gezegen enerjileri baskın demektir,bir kişide kötücül gezegen enerjilerinin baskın olması neye yol açar?Kişinin inançsız,hasta, şanssız,fakir olmasına yol açar,çünkü kirli olmak kötücül gezegenleri çalıştırır.Eğer bir kişi temizliğine çok önem veriyorsa bu kişi sürekli iyicil gezegen enerjilerini çalıştırır,bu kişi sağlıklı,şanslı ve maddi olarak refah içinde yaşar.Nerede kirlilik varsa kötücül gezegen enerjileri çalıştığı orada aynı zamanda hastalık,fakirlik ve şanssızlık da var demektir.Hindistanda Brahmanlar, Astrologlar sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kere duş alır,çünkü kendini temizlemeyen insan şanssızdır, üzerinde kir barındıkça Jüpiter ve Venüs çalışamayacağı için ibadetleri üst boyutlara ulaşmaz,kir ibadete engeldir,biz Müslümanlar da bu nedenle her Namaz öncesinde abdest alıyoruz.Şimdi bedeni temizledik,bu şanslı ve sağlıklı olmamıza yeter mi?Hayır..Bundan sonra iç tarafı temizleme aşamasına giriyoruz bu ise ‘Namazdır’.Su bedeni temizler,Namazda edilen dualar ise Ruhu yıkar ve temizler.Yani ilk aşama bedeni günde 2 kere duş alarak temiz tutmak,ikinci aşama ise Ruhu namaz kılarak temiz tutmak.Bu iki aşamadan sonra kişi haritasında ki kötücül gezegenlerin çalışmasını tamamen bloke eder,bedenen ve ruhen temiz olarak sadece iyicil gezegenlerin hayatında çalışmasına izin verir.Bu yöntemle inançlı, mutlu,şanslı, sağlıklı bir yaşamı garantilemiş olur.

© Kadim Astroloji Analisti Erdem