Amerika'da köleliğin yaygın olduğu 1849 yılında,Harriet Tubman adlı bir kadın,köleleri esaretten kurtarmak için gizli bir örgüt kurdu ve 7.000’e yakın köleyi esaretten kurtardı.Bu konuda öncü bir figür haline gelen Harriet'e sordular:Köleleri kurtarmak için en zor adım nedir?Derinden bir iç çekip cevap verdi:'Bir köleyi,köle olmadığına ikna etmek'.Harriet devam etti ‘Binlerce köleyi özgürleştirdim ama binlercesini daha özgürleştirebilirdim,köle olduklarını bilselerdi!’.Asya’da fil tacirleri filleri nasıl köleleştirirler?Küçüklükten fili tek ayağından sağlam bir zincirle bağlarlar,fil daha küçük olduğu için ne kadar uğraşsa da bu zinciri kopartamaz ve hergün bu işlem uygulandığı için bir süre sonra fil denemekten vazgeçer.Fil büyümüştür artık 5 tonluk muazzam bir hayvana dönüşmüştür ama hergün ayağına bağlanan zinciri artık koparmaya çalışmamaktadır,aslında 5 tonluk bir hayvan için bu zincirin hiçbir bağlayıcılığı yoktur fil bunu kolayca kopartabilir.Ama file küçüklüğünden beri empoze edilmiş ‘öğrenilmiş çaresizlik’,bu büyüklükte bile bu zincirden kurtulamayacağını düşündürtmektedir ve çok kolay yapabileceği halde fil bu zincirden asla kurtulamaz.Harriet’in kurtardığı köleler de ‘köle’ olarak doğmuşlardı ve bu öğrenilmiş çaresizlik onlara hiçbir zaman bu durumu değiştiremeyeceklerini düşündürtmüştü..Şimdi gelelim günümüze.Para hırsı ile tüm hayatını harcayanlar modern çağ köleliğinin neferleridir.Çünkü çocukluktan itibaren sistem ‘Zengin olmak güzeldir,para sana herşeyi verir,tek dostun paradır,amerikan rüyası‘gibi terimlerle öğrenilmiş çaresizliği beslemektedir.Ve şu an milyonlarca hatta milyarlarca insan bu terimlerin peşinden koşmaktadır..Zincirlerini kırmak istediklerinde sistem onlara sunduğu ‘sahte mutlulukları’ göstererek ‘paran olmazsa bunlara ulaşamazsın’ der ve esareti kırabilecekleri halde aynı ‘esaret’ içinde çırpınmaya devam ederler.Oysa esaret ‘farkedilebilir’ olduğunda artık ‘esaret’ olmaktan çıkar..Gözünüzü açmanız ve sistemin size sunduğu ‘sahte’ mutluluklardan uzaklaşmanız gereken bir zamandayız.İçinize dönün,Yüce Allah’ın içinize koyduğu İlahi ışığa dönün.O ‘ışık’ bütün ‘zincirleri’ eritecek güçtedir..
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
14 Şubat 2021 Pazar
6 Şubat 2021 Cumartesi
"Kırkayak mutlu ve sakindi,
Ta ki karşısına bir kurbağa çıkıp
Şakayla karışık, söyle bakalım
Hangi ayak hangisini takip eder
Diye soruncaya kadar.
Bu kırkayağın kafasını
Öyle bir karıştırdı ki
Dikkati dağıldı zavallının
Ve bir hendeğe yuvarlanıverdi
Nasıl yürüyeceğini düşünerek."– Lao Tzu – Milattan önce 400 yılı
.
.
Demem o ki boşuna hayatınızı planlamaya uğraşmayın başaramazsınız.Hayatın işleyişine kafa yorup müdahale etmeye çalışırsanız,hendeğe yuvarlanırsınız.Hayat sizin planlarınızla yürüyecek bir süreç değil.Ne geçmiş ne de geleceği kontrol edebilirsiniz.’An’ da kalırsanız yani sadece şu ‘anı’ yaşarsanız ‘yürümeye’ devam edebilirsiniz..
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
4 Şubat 2021 Perşembe
Mutluluk paylaştıkça çoğalır değil mi ? Kötü olan herşey de paylaştıkça çoğalır..Üç maymun arketipi vardır,maymunlardan biri gözlerini kapatır,biri ağzını kapatır,biri ise kulaklarını kapatır..Bu maymunların ezoterik bir anlamı mevcuttur,yani insanlığa bir ‘mesaj’ verirler.İlk maymun ‘insanlardaki kötülüğü görme’der,ikinci maymun ‘kötü konuşma’ der,üçüncüsü ise ‘kötülüğü duyma’ der..Birde bilinmeyen bir dördüncü maymun vardır o da elleriyle ‘kötülük yapma’ der.. Hindistan'da ise üç maymun felsefesi Vadjra düşüncesine dayanıyor: Görmezsek, işitmezsek, konuşmazsak şeytan da bize dokunmaz, işimize karışmaz’..Gerçektende ne kadar çok kötü kelimeleri ağzınıza alırsanız o kadar kötü şey yaşarsınız.Ne kadar kötü davranırsanız o kadar fazla kötülüğü hayatınıza çekersiniz. İnsanların sadece kötü taraflarını görmeye odaklanırsanız,sadece onları daha kötü olmaya itersiniz.Size söylenenlerden sadece kötü olanlara odaklanırsanız daha fazla kötü şey duyarsınız.Kötülüğe ‘yok’ muamelesi yapmanız gerekiyor aksi halde kötülük siz onu farkettikçe hayatınızda canlanacaktır.Özellikle kötü şeyler hakkında cümle kurmayın,ölüm,hastalık,felaketler,fakirlik,korkularınız kesinlikle bunları cümle içinde kullanmayın.Bunları cümle içinde kullandığınız anda bu temalar hayatınızda canlanacaktır.İnsan Yüce Allah tarafından inanılmaz güçlü bir varlık olarak yaratılmıştır ama bu aynı zamanda insanın sınavıdır.Çünkü çoğu zaman gücünün farkında olmayan insan kendini felaketini yaratır.Kötü birşey hakkında konuşmak onu canlandırdığınız için kendinizi sabote etme yöntemidir.Kötü bir şey hakkında bilgi sahibi olmayın bu o ‘kötü şeye’ zihninizde yer vermenize neden olur.Örneğin kesinlikle hastalık ismi söylemeyin,çünkü söylediğiniz anda o hastalığa enerji verip hayatınızda canlanmasına sebebiyet veriyorsunuz,’ana kumanda’ sizsiniz,herşey sizin kelimelerinizle yani ‘motoru ateşlemenizle’ başlıyor.Peki bu holywood filmlerinin,dünya ve türkiye sinemasının envai çeşit hastalığı filmlerinde insanlara öğretmesi,televizyonlarda sürekli hastalık konuşulan programlar,sürekli hastane-hastalık film-dizileri ne için acaba? ‘..Kuran’ın tabiriyle ‘Siz hiç akıl etmez misiniz?’.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
2 Şubat 2021 Salı
Büyük Çin’de Konfüçyüsçülüğün yerleşmesine sebep olan Büyük Üstad Mensiyus milattan önce 372 yılında doğdu.Mensiyus insan doğasının her zaman ‘iyi’ olduğunu düşünüyordu,bir insan ancak dış etkilere maruz kaldığında kötü olabilirdi.Bunun için ’Kuyuya düşen’ çocuk örneğini veriyordu.Her kim olursa olsun yolda giderken bir çocuğun kuyuya düştüğünü gördüğü anda refleksif olarak koşarak çocuğu kurtarmaya çalışacaktır.Bunu yapan kimse,çocuğun evebeynlerinden bir çıkar sağlamak,paye elde etmek,herhangi bir kazanç sağlamak için yapmaz.Bunu yapar çünkü yaratılışı nedeniyle insanların ‘acı’ çekmesini istemez,bu da her yaratılanın saf olarak ‘iyi’ yaratıldığını gösteriyordu.Mensiyus insanın iyi karakterini kaybetme sürecini ise şöyle anlatıyordu;’Niu dağlarının ağaçları eskiden muhteşem güzellikteydi ama ağaçlar defalarca sınır ülke tarafından yakıldı ve kesildi.Kalan ağaçlar ise güzel yağmurla ve besleyici çiğ taneleriyle filizlendiler ve yeni dallar çıkardılar ama sonrasında dağın üstüne kurulan keçi çiftlikleri,ormancılar yeniden herşeyi yok ettiler..Bu nedenle Niu Dağı çorak ve kel görünüyor.İnsanlar Niu dağının bu halini görünce üstünde hiçbir zaman ağaç yaşamadığına kanaat getiriyorlar ‘..İnsan doğası da böyledir,sürekli yaşanan ve tatbik edilen negatif olaylar insanın doğasını kötüleştirmeye başlar,bu durum insan düzenli iyi bir eğitim (yağmur) alsa da değişmez..Ama bu,insanın orjinal doğası değildir.Mensiyus her zaman insanın orjinal doğasının ‘iyi’ olduğunu söyler,insanın içindeki kötülük ‘dış etkilere’ maruz kalması nedeniyledir.İnsanlar birbirine doğa olarak çok yakındılar ama düzenli olarak tekrarlanan alışkanlıklar nedeniyle doğaları farklılaşır.’Eğer hayatta kişi öğrenmeyi seçmiyorsa iyi bir yemek,güzel kıyafetler ve cinsellik insanı sadece hayvan yapar’ diyordu Mensiyus ve insanın ‘iyi’ doğasının bozulması da bununla başlıyordu,öğrenmeyi seçmeyen insanların hayvansal içgüdülerine saplanıp içteki ‘iyi’ özlerinden uzaklaşıp,kendilerini dış negatif özelliklere maruz bıraktıklarını söylüyordu.Ve bunu milattan önce 342 yılında söylüyordu..Şu an etrafınıza bakın büyük Üstad Mensiyus’un söylediklerini etrafınızda görmüyormusunuz ?
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem