28 Mart 2021 Pazar
Newton’un Eylemsizlik yasası..Canlılar hareket edebilmek için kaslarının kasılıp gevşemesine ihtiyaç duyarlar.Hareket yeteneğinin kaynağı canlılar için bu kas sistemlerinden gelir.Peki cansız varlıklarda bu olay nasıl gelişiyor ? Cansız varlıklar hareket etmek için dışarıdan bir kuvvete ihtiyaç duyarlar,yani Newton’un söylediği şekilde ‘Doğadaki nesneler dışarıdan bir kuvvet uygulanmadıkça düzgün doğrusal hareketini ya da durağanlığını korur’ işte buna ‘eylemsizlik ilkesi’ denir.Bu ilkenin en dikkat çekici vurgusu ‘düzgün doğrusal’ tanımlamasındadır,örneğin bir at arabası dünya üzerinde sürtünme olmasa(Sürtünme Kanunu),ata bile gerek duymadan ona verilen ilk hareket ile durmadan sonsuza kadar gidebilir.Gök cisimleri de bu ilkeyle hareket ederler.Yani gezegenler yaratılışlarında onlara dışarıdan uygulanan ‘ilk kuvvet’ ile gereken gücü almışlardır ve onları döndüren işte dışarından verilen bu ‘ilk’ kuvvettir.’Allah göğe yöneldi, o gaz bulutu halinde idi. Böylece Göğe ve Arz'a dedi ki: "İsteyerek veya istemeyerek gelin!" İkisi de: "İsteyerek(itaat ederek) geldik" dediler.Böylece onları, 'iki gün'de,'yedi Gök' olarak tamamladı ve her bir Göğe, emrini vahyetti. Biz, 'Dünya Göğü'nü de, lambalarla (yıldızlarla) donattık ve muhafaza ettik. İşte bu, Aziz(üstün-şerefli) ve Âlim olan Allah'ın takdiridir. FUSSİLET 11-12.’ O, geceyi, gündüzü, güneşi, ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.’Enbiya 33.Bu demek oluyor ki dışarıdan gezegenlere durmaları için gelecek tek bir kuvvet sonucunda bu döngü sonlanacaktır. ‘O dehşet günü gökleri yazılı kâğıt tomarlarını dürer gibi düreriz. Yaratmaya başlamadan önceki hale döndürürüz. Sözümüz sözdür; biz bunu mutlaka yaparız.’(ENBİYA/104).Yüce Allah kıyamet gününün tasvirini Kuran’da şöyle yapmaktadır ‘Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman.O gün yer,Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır. (ZİLZAL/1-5)Sûr'a bir tek üfleme üflendiği, Arz ve dağlar yerlerinden kaldırılıp şiddetle birbirine çarpılarak darmadağın olduğu zaman,İşte o gün olacak olur. O gün gök yarılmış, sarkmıştır.’Hakka/13-16
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
27 Mart 2021 Cumartesi
İlahi sistemin en güçlü ilmi Vedik Astroloji’de 3 çeşit aşk vardır.Birinci aşk tipini Venüs kontrol eder..Venüs beğeniyi,hoşlantıyı ve cinsel çekimi gösterir,bu aşkın yüzeysel halidir.İkinci aşk tipi Ay tarafından kontrol edilir,bu bir insanın başka bir insana duyduğu ‘gerçek’ aşktır. Üçüncüsü ise Jüpiter tarafından kontrol edilir,bu ise aşkın en üst modu olan ‘İlahi Aşk’ tır,bütün güzel aşkların varacağı nokta burasıdır.Bir insan başka bir insana aşık olduğunda İlahi enerjiler bedeninde canlanmaya başlar yani Venüs fazını geçip Ay fazına girmiştir.Buradan sonra iki insanın birbirlerine olan aşkları Jüpitere dönüşür,buradan sonra artık dualite yok olmuştur,iki kişi ‘birlik’ bilincinde yok olmuşlardır,artık dualite yoktur ve İlahi enerjiler artık ‘bir’ olmuş bu iki insana ardına kadar açılır..Ancak Dervişler-Aydınlanmışlar bu aşamaları atlayıp başka birine ihtiyaçları olmadan direk Jüpiter fazına geçebilirler,işte o dervişlerden biri Mevlana; ‘Ey sevgili; heyben acıyla dolar da nefes alamazsan gel. Huzur bulacağın kıyılarım senindir. Umutların solar kurur da su bulamazsan beraber sulayalım, gözyaşlarım senindir. Kanadın kırılır da maviye uçamazsan, ne güne duruyor al, kanatlarım senindir. Çaresiz çilelere bir umut bulamazsan, kendime ettiğim dualarım senindir.Misafirsin bu hanede ey gönül, umduğunla değil bulduğunla gül, hane sahibi ne derse o olur, ne kimseye sitem eyle, ne üzül. Aşk nasip işidir hesap işi değil! Aşk adayıştır arayış değil! Sen adanmışsan ve yanmışsan bu uğurda aşk seni bulmaya gelir.Dediler ki: gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: gönle giren gözden ırak olsa ne olur. Beni çok özle, bir daha bu kadar sevmeyecekler seni. Aşksız olma ki ölü olmayasın. Aşkta öl ki diri kalasın. Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan Ay gibi belli olur.Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil,sessiz sedasız can veren pervanelere sor. Bir gönülde aşk ve sevgi ateşi yoksa o kişi karanlıklarda, Allah’ın nurundan habersizdir. Sana kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok, sen zaten bunlara sahipsin. O yüzden sana bir ayna getirdim. Kendine bak beni hatırla.’
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
21 Mart 2021 Pazar
Nefs dediğimiz olgu Rahu tarafından kontrol edilir.Rahu insanı yanlışa düşürmekten,insanı yanlış yola saptırmaktan sorumludur.Nefsimizi göremeyiz tıpkı Rahu gibi,çünkü Rahu bedensiz bir gezegendir yani matematiksel bir noktadır bu da Rahunun sadece zihin (vesvese) bazında insana etki etmesi demektir.Mevlana der ki ‘Nefsin ejderhadır.Öldü sanma, uykuya dalar o.Dertten eline fırsat düşmediği için uyur.Derdin bitince çıkar hemen. Hüner,dertsizken de nefsi uykuda tutmadadır’.Mevlananın Ejderha tanımı,Hint Vedalarında Rahu’ya verilen isimdir(Diğeri ismi Yılan). Rahu(Nefs) tatmin olmaz,sürekli ister,sahip oldukça daha fazla ister ve yine tatmin olmaz..İnsanın boşluğunu kullanır ve kontrol altına alır ‘Boş kafa,şeytanın çalışma alanıdır’ sözündeki gibi..Rahu şeytanın ta kendisidir.Abartıyı sever,lüksü sever,israfı sever,ahlakın dışına çıkmayı sever,zararlı bağımlılıkları sever,suç işlemeyi sever ve bunlara yeltendiğinizde sizi daha da bunlara meyilli eder ve içinden çıkamamanızı sağlar.Üstad Buddha ‘Bir kişinin kendi kendini yenerek kazandığı zafer,bir başkasının savaşta bin kişiyi yenerek kazandığı zaferden daha iyidir’ der..Burada insanın nefsinin onun en büyük düşmanı olduğunu vurgular.Kutsal kitabımız Kuran’da Yusuf suresi 53. Ayette ‘ Yine de ben nefsimi temize çıkarmıyorum.Çünkü nefis,Rabbimin acıyıp koruması dışında,daima kötülüğü emreder,şüphesiz rabbim çok bağışlayan,pek esirgeyendir."der.Nefs bizim dünyadaki sınav araçlarımızın en büyüğüdür,sürekli bizi yoldan çıkarmaya çalışır ama buna biz meyil etmezsek hiçbir şey yapamaz.Ama bir kere bir yanlışa meyil ettik mi Rahu(Şeytan) düzinelerce vesveseyle saldırıp aklımızı ‘tutulmaya’ uğratır,yani bu ancak kişi meyil ettiğinde olur.Peki çare nedir?Hiçbir şekilde yanlış bir şeye meyil etmezsek,vesvese de gelemez..Yüce Kitabımız Kuran şunu tavsiye eder ‘Şeytandan sana bir vesvese gelirse,hemen Allah’a sığın.Muhakkak ki O; işitendir,bilendir.’Araf/200.Kuran Şeytandan gelen vesveselere karşı Nahl 98. Ayette ‘Euzu billahi mineşşeytanirracim’ yani ‘Kovulmuş Şeytanın şerrinden sana sığınırım’ dememizi emreder.Deneyin,bu sözle zayıf bir anınızda gelen vesvese kesinlikle yok olacaktır.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
11 Mart 2021 Perşembe
Tarih boyunca kurulmuş en güçlü hanedanlıklardan biri olan ve Çin üzerinde hüküm sürmüş Zhou Hanedanlığının en bilge adamı Zhuangzi (Milattan önce 369) arkadaşı Chuang Tzu’ya(Aslında Kendi) bir anektod anlatıyor’’Bir keresinde rüyamda bir kelebek olduğumu gördüm, farkında olduğum tek şey bir kelebek olarak yaşadığım inanılmaz mutluluktu ve insan halimin farkında değildim.Sonrasında uyandım ve tekrar ‘kendim’ olmuştum.Şimdi halen şunu düşünüyorum,ben bir insanım ve kelebek olduğumu rüyamda mı gördüm yoksa şu an ben bir kelebeğim de insan olduğum rüyasını mı görüyorum ? ..Tabi bunları söze aktarmakla sana bunları anlatmayı ne kadar başarabilirim bilmiyorum.Balık tuzakları balıkları yakalamak için vardır,bir kere balığı yakaladın mı artık tuzakla ilgilenmezsin.Aynı şekilde kelimeler de ‘anlam’ yüzünden varolurlar,bir kere kelimenin anlamını kavradın mı kelimeyi unutabilirsin. Eğer ‘anlamı’ kelimelerin fiziksel varlıklarının içinde arıyorsan kelimelerin hiçbir anlamı olmadığını bilmelisin.Bazı zamanlar kelimeler herşeyin anlamı gibi görünecekler, bazı zaman da hiçbirşey ifade etmeyeceklerdir.’Gerçek’ kelimeleri aşar..’’
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
2 Mart 2021 Salı
Neden abdest var ? Namaz abdesti,boy abdesti ..Sadece bizim dinimizde ‘abdest’ yok,Hristiyanlıkta,Yahudilikte,Budizmde ,Hinduism’de hepsinde ‘Abdest’ alma mevcut.İbadetler öncesi ya da gündelik hayatın bereketli geçmesi için abdest almak birçok dinde tavsiye edilen bir durumdur.Ama neden ? Çünkü durum çok basittir.Temiz bir su damlasını ya da canlı bir su damlasının bir kabın içindeki ölü yada enerjisi düşük suya atarsanız o kabın içinde mevcut olan su’da canlılaşmaya ve enerjisini temizlemeye başlar ve tamamen enerji dolar.Bu değişimi sadece bir damla ‘temiz su ya da canlı su ‘ yapar.Vücudumuzun duş sırasında 1 buçuk litreden fazla suyu derimiz vasıtasıyla emdiği bilimsel kanıtlanmış bir gerçek.Vücudumuzun %80’i su ve gün içinde bir çok yıpratıcı enerjiye maruz kalıyoruz,auramız kirleniyor,belki kötü şeyler söylüyoruz,kötü şeyler duyuyoruz,kötü şeyler izliyoruz,içimizdeki ‘Su’ bunların hepsinden etkileniyor,kirleniyor,kötü enerjileri içinde barındırmaya başlıyor ve zararlı hale dönüşüyor (Bunun nasıl gerçekleştiğini ‘Suyun Sırrı’ adlı Youtube Kanalımdaki Videomda anlattım,neden bahsettiğimi bilmeyenler önce o videomu izleyip sonra bu yazıyı okusunlar).Tabiki %80 imiz sudan oluştuğu bu bizim ruh halimizi kötü yönde etkiliyor.İşte o anda en basitinden dışarıdaki temiz ve kötü enerji değmemiş suyla alacağımız bir namaz abdesti,derimiz altından emilerek direk vücudumuzda gün için yıpranmış suyla buluşuyor ve yeni gelen su içerde yıpranmış suyu yenilemeye,temizlemeye ve içindeki kötü enerjileri dışa atmaya başlıyor,tamamen onu yeniye,dönüştürüyor.Namaz abdestinde neden eller ve ayaklar yıkanır?Modern Tıp ve geleneksel Çin tıbbı,vücudumuzdaki bütün organların ulaşım noktalarının ellerimizde yani avuçlarımızda ve ayaklarımızın tabanındaki bölgede olduğunu söyler.Yani abdest sırasında bu bölgeleri yıkıyoruz ki yeni gelen temiz,enerjisi iyi su,vücudun heryerine,her organında ki suya ulaşsın onu yenilesin ve dönüştürsün diye.Çok yerde duymuşsunuzdur,bir damla ‘zem zem suyu’ normal suya atıldığında hepsini zemzem suyuna dönüştürür diye..Yani gün içinde ‘abdest’ almak,bir nevi yenilenmektir, temizlenmektir.Biz ‘Su’ dan ibaretiz unutmayın..
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem