27 Temmuz 2022 Çarşamba

Arayan, Bulur


 

‘Dışta’ olanla ‘içi’ tatmin edemezsiniz, dıştaki ‘bedeninizin cinsinden’, içte ise ‘ruh’(nefs) var.. ‘Dışta olana’ sevinen ‘bedendir’, ‘ruh’(nefs) değil.. Dünyadaki bütün zenginliklere ulaşsanız da, bütün zevkleri tatsanız da içeride ‘tatmin’ olmayacak bir şey var o da ‘ruhunuz’(Hicr 29). Nefsiniz(ruh) ‘bir şey’ arıyor ama ifade edemiyor, çünkü ruhani planda sözcükler yetersizdir.. Elde ettikleriniz, yani parayla satın alınabilen her şey ya da dünyaya, toprağa ait olan her şey ufak bir mutluluk hissinden sonra insan da daha fazla bir ‘susuzluk’ hissi yaratırlar.. Bu şeylerin verdiği ‘geçici’ mutluluklar o kadar yetersiz ve o kadar tatmin edici değildirler ki, insan ufacık bir mutluluk hissi yaşamak için materyal şeylere bağımlı olur, ama sonu hüsrandır.. Çünkü su götürmez gerçek, maddesel olan hiç bir şey ‘ruhu’ kandıramaz, tatmin demez, mutlu edemez.. Çünkü kişinin sadece ‘bedeni’ maddeden yani topraktandır, dıştaki her şey ‘bedene’ hitap eder, ruha(nefse) hiç bir şekilde etkili olamazlar.. Ama insan ‘ruhtan’(nefs) başka bir şey değil ki, bedenin sevdiği dünya nimetlerini ne yapsın? Ruhun(nefsin) bir şey arıyor.. Rumi’yi dinleyelim ‘’İnsanın araması, şudur; insan bulamadığı şeyi arar, gece gündüz onu araştırır durur. Fakat bulduğunu, maksadına erdiği hâlde arayıp istemesi, şaşılacak bir şeydir. Bu çeşit arayış, insanın aklına sığmaz; insan bunu düşünemez bile. Çünkü insanın arayışı, bulmadığını elde etmek içindir. Bulduğunu arayıp isteyiş, Hak Teâlâ’nın arayıp istemesidir. Çünkü Hak Teâlâ, her şeyi bulmuştur; her şey onun kudretindedir, “Ol der, olur”(Mü’min 68). Bulandır, yüceler yücesidir. Bulan ona derler ki her şeyi bulmuştur. Bununla beraber Hak Teâlâ, “Odur isteyen, odur üst olan” dediği gibi isteyendir de. Bu sözden maksat şudur öyleyse: Ey insan, sen, şu sonradan meydana gelen isteklere düşmüşsün ya, bu isteklere düşüş, insanlık huyudur. Fakat böylece de maksattan uzaksın sen. İsteğin, Hak Teâlâ isteğinde yok oldu mu, Hak Teâlâ’nın isteği kavrar, kaplar seni; o zaman Hak Teâlâ isteğiyle isteyen bir hâle gelirsin.’’ Yani ‘maddesel’ isteği yok edersek, Rahmani istek gönlümüzü kaplar, böylece ‘Arayan, bulur’.

.

.

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

21 Temmuz 2022 Perşembe

Sabır Ancak Yüce Allah'ın Yardımıyladır

 


Sabır, bulunduğumuz Sekar sisteminde kişinin ‘mutlak kurtuluşa’ ermesi için gereken en önemli özelliklerin başında geliyor.. Tohum ekiyorsun, bekliyorsun, sabrediyorsun zaman geçiyor, tohum sabırla ‘ürüne’ dönüşüyor.. Sabrettiğin şey sonunda ‘altına’ dönüşüyor.. Sabır çok güçlü bir ‘ateş’ demiri dövmeye yardımcı oluyor, sonunda ‘kılıç’ oluyorsun, sabır bu sistemde mükemmel bir şekilde işe yarıyor.. Yüce Allah diyor ki Al-i İmran 142 ‘’Yoksa siz, Allah, içinizden cihad edenleri ve sabredenleri ayırt etmeden cennete girebileceğinizi mi sandınız?’’.. Sabır ‘imtihanı’ geçmek için ‘anahtarlardan’ biri.. Bakara 155 ’’Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele!’’ Yüce Allah’ın gün be gün bizi sınadığı aşikar bu sınamanın oktavı insanların ‘ellerinin kazandıklarına’(Şura 30) bağlı olarak artıyor ya da azalıyor ama bu sınamanın düzenli olduğu su götürmez bir gerçek.. Mearic 5 ‘’Öyleyse sen güzel bir şekilde sabret!’’.. Sabreden insan aynı ‘bilen insan’(Zümer 9) gibi Allah katında farklı bir yerdedir, Ankebut 58-59 ‘’İşte onlar, sabretmiş olmalarına karşılık yüksek konaklarla ödüllendirilirler..’’ Sekar sisteminde çoğu imtihan bizim sabrımızı denemek içindir, sabır yaratılmışların en üstün özelliklerinden biridir, ona ‘sahip’ olanlar ayırt edilir, Al-i İmran 146 ‘’...Allah yolunda başlarına gelen sıkıntılardan dolayı gevşemediler, zaafa düşmediler ve boyun eğmediler. Allah, sabredenleri sever.’’ Yüce Allah her an sabrımızı test ediyor, Furkan 20 ’’.. Biz sizi birbiriniz için imtihan aracı yaptık. Sabrediyor musunuz? Rabbin her şeyi görmektedir.‘’ Sabredenler ‘kazanacak’ olanlardır,  Asr suresi ‘’Asra yemin olsun ki, gerçekten insan ziyandadır. Ancak iman edip salih işler yapanlar, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna.’’ Sabret.. Mü’minun 111 ‘’Bugün ben, onlara sabretmelerinin karşılığını verdim. Başarıya erip kurtulanlar, onlardır.’’ Rad 24 "Selam size, sabrettiğiniz için! Ne güzeldir şu sonsuzluk yurdu!" Peki sabır nasıl elde edilir? Yüce Allah’tan isteyerek (dua ve doğru namaz), Nahl 127 ‘’Sabret! Sabrın ancak Allah'ın yardımıyladır.’’

.

.

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

19 Temmuz 2022 Salı

Zihnindeki Kötü Düşüncelere Sebep Günahların

 


Epiktetos demiş ki ‘’İnsanı endişelendiren kendi düşünceleridir..’’ Bu cümle içinde çok derin bir mânâ içeriyor.. Bizi kendi düşüncelerimizden başka bir şey rahatsız edebilir mi? Kötü bir şey düşünüp huzursuz olduğunuzda o anda dışarıda bir düşman mı bekliyor? Yoksa o ‘düşman’ kendiniz misiniz, kendiniz mi kötü düşüncelere gark olmanıza sebep oldunuz? Yönetim mekanizması sizin zihniniz, anahtar siz de, ama işlediğiniz günahlar ya da yaptığınız hatalar zihninizin ‘bariyerinin’ kırılmasına endişelere, sıkıntılara, depresyona gömülmenize neden oluyor.. Nasıl mı? Açıklayayım.. Bir vedik doğum haritasında 4. ev kişinin zihnini gösterir, kişinin zihni burdadır. 6. ev ise kişinin günahlarını, kişini zihnine saldıran bütün negatif düşünceleri, ihtilafları, düşmanlıkları, depresyonu temsil eder.. Bir de bunların arasını ayıran 5. ev var burası da ‘mantra bhava’(mantra ‘dua’ demektir ‘bhava’ ise ev), yani dua/tövbe evidir.. Bir günah işlediğimizde(6.ev), eğer bu günahı hemen telafi etmez(5.ev) ya da tövbe etmezsek(5.ev), 6.ev (günahlar, bütün negatif düşünceler, depresyon) zihnimize (4.ev) saldıracaktır.. Yani 4. ev(zihin) ve 6.ev(günahlar, negatif düşünceler, depresyon) arasında 5.evin (dua/zikir/namaz/tövbe) evinin olması tesadüf değildir.. Rumi diyor ki ‘’Sana gelip çatan şu can sıkıntılarının, şu karanlıkların, şu hoşa gitmeyen şeylerin, birisini incitmen, kırman, bir suç işlemen yüzünden meydana geldiğini bilesin diye karşılığı gelip-çatar. Ne ettin, ne yaptın, etraflıca hatırında değildir amma karşılığından çok kötü bir iş yaptığını anla; onun kötü olduğunu ya bilgisizliğinden, ya gafletinden, yahut da suçları kolayca sana yaptıran bir eş-dost yüzünden suç saymıyorsun, bilmiyorsun onu; fakat karşılığına bak da ne kadar ileri gittiğini, ne kadar sıkıldığını anla. Kesin olarak can sıkıntısı, suç karşılığıdır; gönül ferahlığı ise ibâdet ve itaat karşılığı.’’ Yani zihninin(4.ev) bariyerini(5.ev) günah vesilesiyle sadece sen ‘kırabilir’(6.ev-günah) ve sadece sen ‘tamir edebilirsin’ (5.ev-Tövbe). Şura 30. ayet ‘’Size gelip çatan her musibet ellerinizin kazandığı yüzündendir. Allah birçoklarını da affediyor.’’

.

.

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

13 Temmuz 2022 Çarşamba

En Üstün Özellik

 

Yunus 100 ‘’Allah'ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanların üzerine bırakır.’’ Bu ayette Yüce Allah iman etmek ile akletmek kavramlarını bir tutuyor ve insanın ‘akletmemesini’ büyük bir suç olarak görüyor.. Düşünmek, akletmek insana verilmiş en üstün özelliklerden biridir.. Beynimiz tüm evrenin bilgisini kaydedebilecek kadar yüksek kapasitededir.. Kişi eğer akletmiyorsa, düşünmüyorsa teknik olarak ‘yaşamıyor’ demektir..Maalesef günümüz insanlığının çoğu aklını kiraya vermiş durumda, herhangi bir konuda başkaları ne düşünmüşse doğru/yanlış sorgulamadan benimsemeyi seçiyor, başkalarının kendi yerine düşünmesini yadırgamıyor, akletmiyor, düşünmüyor..Ama Yüce Allah Kur’an’da yüzlerce ayette belirterek akletmeyi, düşünmeyi üzerimize farz kılmadı mı? Sahip olduğumuz beyin müthiş bir makinedir, ama insanların çoğu onu kullanmaktan çekiniyor ki bu da bir imtihan.. İnsanların çoğunluğu genel-geçer bilgileri kabul etmiştir, sorgulamaz ve bunları aynen benimseyerek yaşar.. Birey bir toplumun içine doğduğunda ‘aklını kullanmadığı takdirde’ o da doğru/yanlış her şeyi aynı çoğunluk gibi benimseyecektir(En’am 116). Avrupa’da 6 kişiyle bir deney yapılmış, 5 kişi deneyin parçası ve deneyden habersiz 1 kişi. 5 kişiye denilmiş ki size söylenen ‘yanlış’ bilgileri ‘doğru’ gibi onaylayın ve diğer deneğin ne yapacağına bakalım. 6 kişi oturmuşlar diğer 5 kişi yanlış olan bilgileri ‘doğru’ olarak onaylıyorlarmış altıncı kişi(denek) bu söylenenlerin yanlış olduğunu biliyormuş başta itiraz etmiş ama sonra diğer 5 kişi bu yanlış bilgilerin ‘doğru’ olduğuna ısrar edince bir süre sonra altıncı kişi de yanlış bilgilere ‘doğru’ demeye başlamış..Bu, insanın kendini çoğunluğa adayıp ‘düşünce’ tembelliğine geçmesinin bilimsel kanıtıdır ki Yüce Allah bu davranışı Kur’an’ın her yerinde kınıyor..(Bakara 170, Lokman 21,Maide 104 ).. Bir vedik doğum haritasının ‘tahtı’ kişinin Yükselenidir, çünkü burada kişinin ‘aklı’ vardır, yani akıl = taht.. Yüce Allah insana ‘taht’(akıl) bağışlamış, insan bu ‘tahtı’(akıl) başkalarına kiralıyor.. Akletmek lazım.. Ne demiş Sokrates ‘’Sorgulanmayan bir hayat yaşamaya değmez!’’..

.

.

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan