21 Ağustos 2022 Pazar

Aradığın da Seni Arıyor


‘‘Aradığın da seni arıyor’’ der Rumi. Gerçekten de ‘aradığın’ her an seni ‘aramakta’.. Peki sen aradığının ne olduğunu biliyor musun? Çoğu zaman ‘bilmeden’, farketmeden ‘arıyorsun’ ve bulduğun sonuçlar seni üzünce ‘ben böyle bir şey aramadım ki’ diyorsun.. Bir şeyi ‘aramak’ nasıl olur? ‘Onu’ zihninin içine aldığında ya da ‘onun’ hakkında sözcükler söylediğinde ‘arama süreci’ otomatik olarak başlar ve ‘aradığında otomatik olarak seni aramaya’ başlar. Örneğin ‘soygun’ ya da ‘hastalıkla’ ilgili bir film izledin, bu filmi ve onun öğelerini ‘zihninin içine’ aldın, işte ‘arama sürecini’ başlatmış oldun! ve ‘aradığın da’ otomatik olarak seni aramaya başladı.. Sonra ‘aradığın’ şey gelip sana çattı! Bundan sonra ‘neden böyle bir şey oldu?’ diye sorman anlamsız.. Kural neydi ‘Zihninin içine ne girerse bu aradığın şeydir!’.. Acı, hayal kırıklığı, üzüntü, ihanet vb. zehirli öğeler içeren bir şarkı söyledin ya da ‘dinledin’ ve bunları zihninin içine alarak ‘arama sürecini’ başlatmış oldun, sonunda ‘aradığın’ şey seni bulup ilişkin mahvolunca, ‘neden böyle oldu?’ diye soruyorsun.. Ama ‘arayan’ sendin sadece ‘aradığın’ seni buldu.. Zihnine ne girerse o ‘aradığın’ şeydir unutma, ‘aradığın şey’ kesinlikle seni ‘bulacaktır’.. Yani zihnimize alacağımız düşüncelerin ne kadar ama ne kadar önemli olduğunu anlıyor musun? Rumi diyor ki ‘’Bu dünya bir dağa benzer. Nasıl seslenirsen, onun yankısı sana geri gelir.. Bu dağa bülbül sesi gönderip te eşek anırması duyman imkansızdır.. Eğer eşek anırması duyuyorsan bil ki bunu dağa gönderen sensin’’.. ‘Dağa seslenmek’ nasıl olur? ‘Öğeleri’ zihnimize alarak ve bunları cümle içinde kurarak.. Özellikle yerli-yabancı yapılan şarkıların çoğunluğunun sözlerinin ne kadar ‘korkunç’ olduğunu görmüyor musunuz? Bunları zihninize aldığınızda ya da söylediğinizde hemen ‘arama süreci’ başlıyor ve ‘aradığınız da’ sizi aramaya başlıyor.. Peki ya o yerli-yabancı filmler/diziler? İhanet, çarpık ilişkiler, cinayet, kan, açgözlülük ve bir çok zararlı öğe.. Ve maalesef hepsi ‘zihninize’ giriyor ve ‘aradığınız’ şeye dönüşüyorlar ki ‘onlar da’ sizi ‘aramaya’ başlıyorlar.. Kendinizi koruyun.. İyi şeyler ‘arayın’..

.

.

©Kadim Astroloji Analisti – Erdem Çalışkan

20 Ağustos 2022 Cumartesi

Dr. Neslihan İskit ile Kadim Nefes Teknikleri ve Astroloji'ye Dair Sohbet

Evet sürpriz bir video ile karşınızdayım. ‘Kadim Astroloji Analisti’ Youtube kanalımda sevgili Dr. Neslihan İskit ile nefes teknikleri ve astroloji konu başlığı altında güzel bir sohbet yaptık. Sohbetimizde kadim nefes sırlarından tutun da bir çok enteresan konuya değindik. İşte sevgili Dr. Neslihan İskit ile yaptığımız sohbetten bazı konu başlıkları;


✅ Tüm hayatımız boyunca alacağımız nefes sayısı önceden Yüce Allah tarafından belirlenmiş mi? Yani nefesimiz sayılı mı?

✅ Yaşamımızı yönetmek neden nefesimizi yönetmekten geçiyor?

✅ Bize ait 5’li beden yani zihin, akıl, duygu, ve ruhumuz arasında ki köprü nefes mi?

✅ Bütün kadim medeniyetler neden ‘nefese’ çok önem vermişler?

✅ Nefes teknikleri öğrenerek anksiyete, depresyon, panik atak gibi hastalıklar önlenebilir ya da şifalandırılabilir mi?

✅ Stresin vücudumuza olan etkileri ve nefes teknikleri ile hayatımızdan stresi tamamen çıkarmak.

✅ 'Anuloma Viloma' nefes tekniği nedir ve nasıl tatbik edilir? Bu tekniğin insana faydaları nelerdir?

✅ Nefesinizin akma hızı bile vedik doğum haritanızdan görülebilir mi?

Erdem Çalışkan

16 Ağustos 2022 Salı

Dhana Karaka - Jüpiter

 


Dhana karaka.. Sanskritçe’de ‘dhana’ zenginlik demektir, ‘karaka’ ise temsilci demektir, bu gezegen naisargika karaka yani doğal temsilci olarak her vedik harita için Jüpiter’dir. Jüpiter vedik haritada kişinin birikmiş zenginliğini ve şansını kontrol eder. Vedik doğum haritasında Jüpiter ‘zenginliğin’ her türünü kontrol eder, en büyük zenginlik ise ‘yaptığımız güzel işler’ yani ‘ellerimizin kazandıklarıdır’. İşte bir kişinin vedik doğum haritasında Jüpiter kişinin tüm yaşamlarında toplamış olduğu iyi ‘karmanın’ sonuçlarını kişinin hayatına yansıtmakla görevlidir.. Kişinin vedik doğum haritasında Jüpiter’in konumlandığı ev ve burç konularında kişi de ‘her açıdan’(manevi-maddi) bir 'zenginleşme' görülür, kişi bu alanlarda kolaylık yaşar ve bu konularda şanslıdır. Örnek vermem gerekirse bir kişinin vedik doğum haritasında Jüpiter’i Akrep burcunda konumlanmış olsun.. Bu konum ile kişi tıp bilgisi, astroloji bilgisi açısından zenginleşecektir, bu manevi yöndür. Maddi yönden ise ‘borçların’ burcu olan Akrep’te zenginliğin temsilcisi olan Jüpiter kişinin borçlarını kolayca ödemesine ve ‘borçsuz’ kalmasına neden olacaktır ki bunun anlamı ‘zenginliktir’, aynı zamanda miras açısından da şanslı olacaktır..  Jüpiter, kişinin vedik doğum haritasında konumlandığı ev ve burç konularında kişiye maddi-manevi zenginliğin kapısını açar, tabi ki bunu yapan Jüpiter değildir, bu sonuç kişinin tüm hayatlarda ellerinin kazandıkları tarafından belirlenmiştir zira Yüce Allah kuluna zulmetmez(Yunus 44).. Leyl 5-6-7 ‘’Kim verir ve erdemli davranırsa ve iyiyi, güzeli doğrularsa, biz ona iyice kolaylaştırırız’’ ve Leyl 8-9-10 ‘’Ama kim cimriliğe sapar ve kendisini tüm ihtiyaçların üstünde görür, ve iyiyi, güzeli yalanlarsa, onu da zora yöneltiriz.’’.. Özetle vedik haritanızda şans ve zenginlik gezegeni Jüpiter güçlü mü yerleşmiş yani şanslı ve maddi açıdan rahat mısınız? Bu sizin tüm hayatlarda ‘ellerinizin kazandıklarının’ (Şura 30) iyi olduğunu gösteriyor ve bu hayatta Leyl 5-6-7 ‘nin söylediği gibi ‘kolay olana’ yönlendiriliyorsunuz, peki ellerinizin kazandıkları olumsuz mu(Jüpiter haritada zarar görmüş)? Bu sefer Leyl 8-9-10 devreye giriyor..

.

.

© Kadim Astroloji Analisti – Erdem Çalışkan

11 Ağustos 2022 Perşembe

Ellerimizin Kazandıkları


 

Fatır 43 ‘’Yeryüzünde kibirlendi ve kötülük tezgâhladılar. Oysaki tezgâhlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öncekilerin başına gelenlerden başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın sünnetinde asla değişme bulamazsın!’’. Yüce Allah’ın ayette koyduğu yasa şudur ‘’Tezgahlanan kötülük sahibinden başkasını kuşatmaz’’, yani yapılan/planlanan bir kötülük bunu yapandan başkasına zarar vermez/kuşatmaz, ayetin sonunda geçen ‘’Allah’ın sünnetinde asla değişme bulamazsın’’ ibaresi Yüce Allah’ın koyduğu yasanın kıyamete kadar geçerli olduğunu bildirir bize. Kötü bir şey planlayan bir kimse aslında ‘kendine karşı’ bir kötülük planı hazırlamaktadır. Kişi kötü niyetli bir plan yaptığında zihni tutulma (Rahu-Vesvese-Şeytan) altındadır ve işte burası kişinin sistem tarafından ‘şaşırtıldığı’ yerdir. Bu aşamadan sonra şu ayet devreye girer Al-i İmran 54 ‘’Onlar hile yaptılar, Allah’ta hile yaptı, Allah hile yapanların en hayırlısıdır’’. Sistemde insanların ‘hileleri’ ve bunların sonuçları kendilerine geri döndürülür. Ve bunlara insanların ‘ellerinin kazandıkları’ denir, Şura 30 ‘’Size gelip çatan her musibet ellerinizin kazandığı yüzündendir. Allah birçoklarını da affediyor.’’, Rum 41’’İnsanların ellerinin kazandıkları yüzünden denizde ve karada bozgun çıktı. Böylece, dönerler diye yaptıklarının bir kısmını onlara tattırıyor.’’ Yunus 52 ‘’Kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?".. Vedik felsefe de Yüce Allah’ın ‘ellerimizin kazandıklarını’ bize döndürmesine ‘karma’ denir. Bir vedik doğum haritasında 3. ev kişinin fiziksel olarak ‘ellerini’ gösterir aynı zamanda bu ev kişinin ‘elleriyle’ yaptığı tüm işlerden(parakrama), karmadan, efordan sorumludur. Yani ‘ellerimizle kazanacaklarımız’, neye efor sarfedeceğimiz ve bize neyin ‘geri döneceğini’ gösteren ev vedik haritadaki 3. evdir ve burası aynı zamanda fiziksel ellerimizden de sorumlu, tesadüfe bakın! Ki Yüce Allah’ın sisteminde tesadüfe yer yoktur, her şey en ince ayrıntısına kadar planlanmıştır.. Ellerimizin kazandıkları bize ya ‘musibet’ ya da ‘ihsan’ olarak hayatın her saniyesi geri dönecek, çünkü Fetih 23 ’’Allah’ın sünnetinde bir değişme bulamazsın!’’..

.

.

© Kadim Astroloji Analisti-Erdem Çalışkan

5 Ağustos 2022 Cuma

Beş Duyu

 


Çok sevdiğim Sri Ravi Shankar şöyle diyor ‘’Dünya’yı beş duyumuz ile deneyimleriz. Gözlerimiz çok fazla şey gördüler.. Kulaklarımız çok fazla şey duydular.. Burnumuzla aldığımız günlük havanın ne kadar olduğunu biliyor musunuz? Her gün 10.000 litre.. Ağzınızla her gün yaklaşık 2 kilo kadar yemek yiyorsunuz.. Bu 1 yılda toplam 700-800 kg civarında yemek yediğinizi gösterir.. Yani 40 yaşına ulaşmış bir insanın ağzından yaklaşık 32 ton yiyecek geçmiş demektir.. Peki şu an nerede bu gördüklerimiz, duyduklarımız, aldığımız kokular, yediklerimiz, dokunduklarımız? Yoklar.. Dokunduğun güzel şeyler, zevkli şeyler, zevksiz şeyler, nerdeler? Yoklar.. Beş duyunun bize verebileceği tek şey koca bir ‘boşluk’. Beş duyuyla deneyimlediğin herşey anlamsız çünkü kalıcı değil. Örneğin çok güzel bir manzara gördün, bundan geriye bir şey kaldı mı? Gözlerin ayna gibidir, içinde hiçbir şey kalamaz.. Beş duyu aleminde herşey gelir ve gider.. ‘Ayna’(gözler) hiçbir şeyi kayıt altına alamaz, sadece yansıtır.. Beş duyunun tamamı da ‘aynadır’, beş duyuyla deneyimlediğin hiçbir şey seninle kalmaz.. Bunların hepsinin kocaman bir boşluk olduğunu bilerek içine dön, kalbine git.. Çünkü tek gerçek olan şey senin ‘kalbin’, o seninle kalır.. ‘Kalp’ derken fiziksel olanı kastetmiyorum, derinlerde yatan, o saf ve güzel ‘duygudan’ bahsediyorum.. Tavuşkuşunun tüyleri bu illüzyona örnektir. Görünüşte çok güzel, gösterişli ve heybetlidir ama onun tüyünü tuttuğunda çok ama çok hafif olduğunu görürsün. Beş duyu alemi de böyledir, güzel göründüğüne şüphe yok ama ‘kalıcı’ değil! Kalıcı olan ‘sensin’, içindeki sevgi, merhamet duygusudur gerçek olan.. Bu aynı ilişkilerde olduğu gibidir, ilişki de çift fiziksel zevklere sahip olsa da, bu yetmez daha ‘derin’ bir şey ararlar.. Eğer ilişki de ‘aşk’ yoksa bu hiçbir zaman tatmin edici bir ilişki değildir.’’ Üstad’ın belirttiği gibi beş duyu alemi de böyledir, istediğin zevki yaşayabilirsin ama tatmin yoktur, tatmin olman için ‘gerçek duygular’(inanç, sevgi) gerekir.. Yoksa gerçek ortadadır, Ankebut 64 ‘’Bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise gerçek hayattır; bir bilselerdi.’’

.

.

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan