15 Mart 2023 Çarşamba

 

Kötülük olarak ne yaptında karşılığını görmedin? Kötülük yaptığını görüp ilahi sistem tarafından kötülüğü cezalandırılmamış tek bir insan gördün mü? ‘‘Tabi ki gördüm! Birçok insan kötülüklerine karşılık cezalandırılmıyorlar!’ diyeceksin ki bu senin içinde bulunduğun büyük bir ‘aldanış’, çünkü ‘ceza’ nedir bilmiyorsun ki.. Yüce Allah, Şura 30’da ‘’Size gelip çatan her musibet ellerinizin kazandığı yüzündendir. Allah birçoklarını da affediyor’’ demiyor mu? Yüce Allah’ın sözü kesindir, yani yaptığımız kötü şeyler, bize musibet olarak ‘kesinlikle’ gelir çatar. Ama bu ceza halinin çeşitli şekilleri var, insanlar bu yüzden kötü insanların cezalandırılmadıklarını düşünüyorlar. İşlediğiniz her bir günah etherik bedeninize günahın büyüklüğü oranında işlenir ve ‘borcu’ kişiden tahsil edilmeye başlar. Günahın karşılığı kişide korku, endişe, depresyon, hastalık ya da fiziksel ceza olarak belirecektir. Kişinin günahları ne kadar büyükse hayatı o kadar korku, endişe, evham içinde geçmeye başlar, her anı zehir olur, dışardan onu gören ve ilahi sistemi bilmeyen kimseler ‘‘Bu kadar kötülük yaptı bak hiçbir şey olmuyor’’ derler cahilce, halbuki kişi içinde küçük bir ‘cehennem’ hali yaşamaktadır, onca malı mülkü olsa bile kişi için bunların önemi yoktur. Çünkü Yasin 8-9 ‘’Biz onların boyunlarına bukağılar geçirdik. Bukağılar çenelere dayanmıştır da bu yüzden onların kafaları yukarı kalkıktır. Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.’’ Kelepçeler ‘etherik’ bedene geçmiştir, günahın bedeli ödenmedende çıkmayacaklardır. Kişinin ne mal, mülk, safa içinde yaşaması önemlidir artık ne de dışardan ‘iyi halli’ görünmesi.. Sekar’ın ‘ateşine’ her an maruz kalmaktadır, bu nedenle Yüce Allah bize şöyle diyor Hud 113 ‘’Zalim kişilere meyletmeyin, yoksa size ateş dokunur.’’ Çünkü günah içinde kalmış kişi her an ‘yanmaktadır’.. Tövbe/af dışında kalan her günah ‘tahsil edilir’. Kalem 15-16 ‘’Ayetlerimiz ona okunduğunda şöyle der: "Daha öncekilerin masallarıdır bu!’’, yakında biz onun hortumu üzerine damga basacağız.".. Hortum=Astral Bağ..

Şimdi Rumi'nin bu konuda neler söylediğine bakalım;

Sana gelip çatan şu can sıkıntılarının, şu karanlıkların, şu hoşa gitmeyen şeylerin, birisini incitmen, kırman, bir suç işlemen yüzünden meydana geldiğini bilesin diye karşılığı gelip-çatar. Ne ettin, ne yaptın, etraflıca hatırında değildir amma karşılığından çok kötü bir iş yaptığını anla; onun kötü olduğunu ya bilgisizliğinden, ya gafletinden, yahut da suçları kolayca sana yaptıran bir eş-dost yüzünden suç saymıyorsun, bilmiyorsun onu; fakat karşılığına bak da ne kadar ileri gittiğini, ne kadar sıkıldığını anla. Kesin olarak can sıkıntısı, suç karşılığıdır; gönül ferahlığı ise ibâdet ve itaat karşılığı.

 

Celaleddin-i Rumi

 

Ulu Tanrı, iyiliğin-kötülüğün karşılığını kıyamette vermeyi vâdetmiştir amma peşin olarak da onun örneği, dünya yurdunda soluktan-soluğa, bakıştan-bakışa belirip durmadadır. Bir insanın gönlüne bir neş'e, bir sevinç gelse bu neş'e, bu sevinç, birisini neşelendirmesine, sevindirmesine karşılıktır. Sıkılır, gamlanırsa da birisini sıkmıştır, birisini gamlandır mıştır. Bunlar, öbür dünyanın armağanlarıdır; ceza gününü gösterir; şu azıcık şeyler o çok şeyi anlatır; hani buğday dolu bir ambardan bir avuç buğday gösterirler ya, tıpkı onun gibi.

 

Celaleddin-i Rumi

 

Hırsız, insanların mallarını çaldı mı bir iç sıkıntısı, bir darlık gönlünü tırmalamaya başlar. O, ‘’bu sıkıntı, bu darlık nedir ki?’’ der. Şerrinden ağlayan mazlum yok mu? İşte onun sıkıntısı, onun darlığı. Bu darlığa, bu sıkıntıya pek aldırış etmezse bu inadının rüzgarı ateşini üfler. Hulâsa gönül sıkıntısı, memurların sıkıştırması hâline gelir, o mânalar, duyulur, görülür bir hâle gelip meydana çıkar. Dertler, zindan ve çarmıh olur. Dert; köktür, kök; dal budak verir. Kök gizliydi, meydana çıktı. Sen de darlığını, ferahlığını bir kök bil. Kötü kökse hemencecik, çabucak onu sök ki çimenlikte çirkin bir diken çıkmasın. İç sıkıntısı görünce ona bir çare bul. Çünkü dallar, hep kökten meydana gelir. Genişlik gördün mü de onu sula, yetişip meyve verince dostlara dağıt.

 

Celaleddin-i Rumi

.

.

© Kadim Astroloji Analisti – Erdem Çalışkan


0 $type={blogger}: