20 Temmuz 2023 Perşembe

Mağara


Platon’un ‘mağara alegorisi’ üzerinde ‘tefekkür etmek’ gerek.. Hikaye şöyle; Daha önce dış dünyayı hiç görmemiş ve bu konuda tasavvuru olmayan 3 mahkum mağaranın içinde ‘duvara karşı’ zincirlenmiş şekilde duruyorlar. Görebildikleri tek şey arkadan vuran Güneş ışığı nedeniyle mağara duvarına yansıyan ‘kendi gölgeleridir’ ve duyabildikleri ise dış dünyadaki seslerin ‘yankılarıdır’. Arada sırada dış dünyada Güneş ışığının önünden geçen canlıların gölgeleri (insan, deve, at, kuş vb.) mağara duvarına yansımaktadır ve bu 3 ‘mahkum’ dış dünyayı bu ‘gölgelerden’ ibaret sanmaktadırlar, varlıkların sadece bu formda olduğunu düşünürler. Derken bir gün aralarındaki bir mahkum zincirlerinden kurtulmayı başarır ve hızla mağara dışına çıkar. Mahkum, mağara dışına çıktığında güçlü Güneş ışığından dolayı gözleri kamaşır ama zamanla ‘gerçek’ dünyayı görmeye başlar! ‘Gerçek dünyaya’ bakar ki buradaki canlıların mağara duvarına yansıyan siluetlerle hiçbir alakaları yok, ne sesleri ne de görüntüleri mağarada yaşarken duyduklarına ve gördüklerine benzemiyor. Sonra bir ırmağa rastlar ve orada suya düşen ‘kendi yansımasını’ görür ve görür ki mağara duvarına yansıyan gölgesiyle ‘kendi gerçek görüntüsü’ birbirinden tamamen farklı, işte o zaman ‘büyük bir aydınlanma’ yaşar.. Şimdiye kadar bildiklerinin, gördüklerinin, duyduklarının tamamen bir ‘aldatmaca’ olduğunu kavrar.. ‘Gerçeğin’ mağarada ‘olmadığını anlar’, mağara ‘illüzyon’ göstermektedir(Müddesir 29). Heyecanla ‘bu gerçeği’ arkadaşlarına anlatmak ister. Zincirlerinden kurtulmuş adam diğer iki zincirli mahkumun yanına mağaraya gider ve ‘’Koparın zincirlerinizi dışarıda ‘gerçek’ bir dünya var!’’ der ama bu iki zincirli mahkum, adamın zincirlerinden kurtulduktan sonra delirmiş olduğunu düşünürler ve kendileri de onun gibi ‘delirmemek’ için bunu reddederler.. Hatta ‘kurtulmuş’ arkadaşlarına şiddet uygularlar. Sonrasında ‘kurtulmuş’ olan onları orada yalnız bırakır ve bu iki mahkum hayat boyu ‘mağarada’ zincirli bir şekilde ‘esaret’ altında ve ‘aldanış’ içinde yaşamaya devam ederler.. Fatır 5 ‘’Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, Allah'ın vaadi haktır. Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın!’’

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan


3 Temmuz 2023 Pazartesi

Tuz
Yemek yapıyorsun. En kaliteli malzemeleri seçtin ve çok güzel bir yemek yaptın. Yemeği tattığında bu seni tatmin etmedi, bir şeyin eksik olduğunu farkettin.. Tuz koymayı unutmuşsun! Yemeğe en kaliteli malzemeleri koyduğun halde yemekte tuz olmaması bütün yemeğin kaderini etkiledi.. Yemekte 10 tane malzeme var ama yemekte ‘tuz’ olmadığından dolayı yemek ‘yarım kaldı’. Peki nedir bu ‘tuzun’ diğer tüm yemek malzemelerine olan üstünlüğü, diğer tüm malzemeleri ‘anlamlı’ kılması? ‘Tuz’ vedik astrolojide Ay’ın yönetimindedir. Ay aynı zamanda vedik astrolojide ‘mutluluk’ temsilcisidir. Demek ki insan hayatında da aynı ‘yemekteki tuz’(Ay) örneğindeki olduğu gibi Ay’ın temsil ettiği öğeler olmazsa, insan ‘mutlu’ olamaz, çünkü Ay kişinin ‘mutluluğundan’ sorumlu. Peki nedir Ay’ın diğer kontrol ettiği öğeler yani insan hayatında mutluluk için olmazsa olmaz(yemekteki tuz) öğeler? Ay vedik astrolojide gerçek sevgiyi, kişinin annesini ve genel olarak ebeveynlerini, ailesini, duygularını kontrol eder. Demek ki gerçek sevgi(Ay), ebeveynler(Ay), evlenip aile kurmak(Ay), duygular(Ay) insanın hayat yemeğindeki ‘tuzları’(Ay) ve bunlar olmadan insanın hayatta mutlu olması(Ay) mümkün değil, bunlar başlıca ‘mutluluk’ kaynakları. Ama günümüzde insana ‘zorla’ empoze edilen şey insanı mutlu edebilen şeylerin para(Merkür) ve eğlence(Venüs) olduğudur.. Para, Merkür’dür, eğlence ise Venüs’tür, her iki gezegende ‘rajas’ elementine mensuptur. Rajas elementi açgözlülük, hırs ve bitmez tükenmek bilmeyen ‘arzudur’. Tüm kadim öğretilerde ‘arzu’ mutsuzluğun ana kaynağıdır. Arzular(Merkür, Venüs) mutsuzluğun ‘ana sebebidir’, çünkü rajas elementi(arzu) hiçbir zaman ‘tatmin’ edilemeyen içine düşüldükçe insanı tüketen ve ‘mutsuz’ eden ana öğedir. Buddha diyor ki ‘’Gökten altın yağsa insanın arzuları doyurulamaz. İsteğin küçük bir zevk verdiğini ve aslında acıya neden olduğunu bilen kişi, bilge kişidir.’’ Bu nedenle ne para(Merkür) ne de eğlence(Venüs) kişiyi mutlu edebilir. ‘Hayat yemeğinde’ tuz (Ay-gerçek sevgi,ebeveynler,aile) olmayan kimse para(Merkür) ve eğlence(Venüs) ile ancak daha da mutsuzlaşır.. Hayatın ‘tadı tuzu’(Ay) kavramı işte buradan geliyor.. . . © Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan