31 Ocak 2024 Çarşamba

Bastonlu Adam
Eski bir zen hikayesi anlatılır; ‘’Bir kavağın yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve Güneşin etkisi ile müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacıyla aynı boya gelmiş. Kabak bir gün dayanamayıp sormuş Kavağa: “Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?”. Kavak cevap vermiş “On yılda”. “On yılda mı?” diye gülmüş Kabak ve “Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak.” diye övünmüş. “Doğru” demiş Kavak Ağacı. Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgarları başladığında kabak önce üşümeye başlamış, sonra yaprakları düşmeye başlamış. Soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Kabak sormuş endişeyle Kavağa: ‘’Neler oluyor bana böyle ağaç?”. Kavak Ağacı cevap vermiş “Ölüyorsun...’’ Kabak sormuş ‘’Niçin?”. Kavak Ağacı cevap vermiş ‘’Benim 10 yılda geldiğim yere, 2 ayda gelmeye çalıştığın için...” Hayatta bütün süreçler bu şekilde işler.. Vedik astrolojide Satürn, bütün zanaatları, yetenekleri ve öğrenmek için harcanan ‘çabayı’ kontrol eder.. Satürn’ün en büyük özelliği ‘çok yavaş’ olmasıdır, ‘bastonlu bir yaşlı adamla’ temsil edilir, yavaş yavaş yürür bir burçta 2,5 yıl kalır. Her ne konuda olursa olsun, o konuyu öğrenmek ve o konuda ustalaşmak için kişiye Satürn(ana temaları:çaba-disiplin-sabır-ihtiyat) lazımdır.. Peki bu ne demek? Acele ile hiçbir şey başarılamaz, o konuda uzmanlaşılamaz, ‘acele’ başarının, uzmanlaşmanın en büyük düşmanıdır. Rumi bitirsin ‘’Yakinen bil ki bir işte düşünmek ve ihtiyatlı davranmak Rahmân'dandır. Acele etmekse, melun Şeytan'dandır. Ey ihtiyatlı adam! Allah bile bu yerlerle gökleri ihtiyat ile tam altı günde yarattı. Yoksa 'Kün' der demez yerler de olurdu, gökler de; Hakk Teâlâ buna kadirdi. Bir emriyle, ânında yüzlerce yer gök yaratabilirdi. Allah bütün kudretiyle beraber insanı, yavaş yavaş tam kırk yılda(Ahkaf 15) kemâl sahibi eder. Hakk'ın bu davranışı, arzu ettiğin ve hedeflediğin şeyi senin de yavaş yavaş, fakat sürekli ve sağlam bir biçimde ihtiyatla yapmayı sana öğretmek içindir. Daima akıp duran küçük bir dere ne pislenir, ne kokar. Bu ihtiyat ile insan, saâdet ve şansa erişir.’’ . . ©Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

20 Ocak 2024 Cumartesi

Kaplan ve Eşek
Çok eski bir hikaye anlatılır; ‘’Kaplan ile Eşek bir arazide bir tartışmaya girmişler. Eşek demiş ki ‘’Çimen mavidir, bunu tartışmaya bile gerek yok.’’ Buna karşın kızan Kaplan ‘’Sen benle dalga mı geçiyorsun? Çimen, yeşildir, baksana göremiyor musun?’’ demiş.. Tartışma böylece sürmüş Eşek bir türlü ikna olmamış, bunu ormanların kralı Aslan’a götürelim demiş, o bilir demiş, Kaplan kabul etmiş. Kral Aslan’a gitmişler. Eşek, Kral Aslan’a ‘’Kralım çimen mavi değil midir? Kaplan bir türlü bunu anlamıyor, onu cezalandırmanızı talep ediyorum!’’ demiş. Kral Aslan bir süre düşündükten sonra şöyle demiş ‘’Tabi ki çimen mavidir, bu Kaplan sana yalan söylemiş, onu 5 yıl boyunca ‘sessizlik’ cezasıyla cezalandırıyorum, 5 yıl sessiz kalacak!’’ demiş. Eşek kendi doğruluğunu kanıtlamış halde neşeyle zıplayarak, ‘’İşte budur!’’, diyerek ormanın içlerine doğru kaybolmuş. Eşek gidince Kaplan, Kral Aslan’a şöyle demiş ‘’Kralım siz çimenin yeşil olduğunun gayet farkındasınız peki niye beni cezalandırdınız?’’ Aslan cevap vermiş ‘’Çimen tabi ki yeşildir. Bu cezanın çimenin mavi mi yoksa yeşil mi olduğuyla alakası yok. Senin gibi cesur, akıllı bir yaratığın bir eşekle tartışarak zaman kaybetmesi ve üstüne üstlük gelip beni bu soruyla rahatsız etmesi nedeniyle seni cezalandırıyorum. En kötü zaman kaybı, hakikati ya da gerçekliği değil, sadece kendi düşüncelerinin ve yanılsamalarının zaferini önemseyen aptal ve fanatiklerle tartışmaktır’’ demiş. Hiçbir anlam ifade etmeyen tartışmalarla asla vakit kaybetmeyin... Kendilerine sunulan tüm kanıtlara rağmen anlama yetisine sahip olmayan insanların gözleri ego, nefret ve kızgınlıkla kör olmuştur ve istedikleri tek şey haklı olmasalar bile haklı çıkmaktır. Çok enteresan olan şey şu ki Yüce Allah insanların ‘çoğunluğunun’ böyle olduğunu söylüyor; A’raf 179 ‘’Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan çoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler.’’.. Yani ‘mühürlenmiş’ olanlarla tartışma, bu insanların ‘görme’ ve ‘işitme’ duyuları çalışmıyor, istesende Hakk’ı(gerçeği) ‘işittiremezsin’. ©Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

7 Ocak 2024 Pazar

Zaman ve Mekân
Rumi diyor ki "Her şey vaktini bekler, ne gül vaktinden önce açar ne de güneş vaktinden erken doğar. Bekle, senin olan sana gelecektir." Her şey vaktini bekler, dünya yaşamı ‘zaman’ ve ‘mekân’ üzerine kurulmuştur, bir olayın gerçekleşmesi için bu iki öğe kesinlikle bir araya gelmelidir. Bu nedenle Yüce Allah şöyle diyor; En’am 67 ‘’Her haberin gerçekleşeceği bir zaman/mekân vardır.’’. Yani insanın hayatında gerçekleşmesi gereken her olay bir ‘zamana’ ve bir ‘mekâna’ muhtaçtır. Şimdi bunu açıklayayım. Bir vedik doğum haritası 12 evden oluşur. Ve her bir evin ‘aktive’ olma yaşı vardır.. Ve evin ‘aktivasyon yaşı’ geldiğinde ‘zaman’ koşulu tamamlanmış olur, peki mekân? Mekânı o gezegenin bulunduğu burç belirleyecektir. Örneğin vedik astrolojide Merkür ‘iş/meslek’ temsilcidir, Merkür haritanın bir evinde bulunuyor diyelim ve o evin aktivasyon yaşı da 26 olsun. Ve Merkür’de Yay burcunda bulunuyor diyelim. Yay burcu eğitim kurumlarını, ibadet yerlerini ve uzak ülkeleri gösterir. Kişi 26 yaşına geldi ‘zaman’ şartını tamamladı ama kişinin iş(Merkür) sahibi olması için mekan şartınıda tamamlaması gerekiyor. Kişi 26 yaşına geldiğinde Merkür’ü Yay burcunda olduğu için, eğer kişi o yaşında, herhangi bir eğitim kurumunda(Yay), ibadethanede(Yay) ya da uzak ülkede(Yay) bulunursa için iş/meslek bulma(Merkür) aktivitesi için gereken zaman(ev) ve mekân(burç) şartını tamamlamış olur ve işinin haberi(En’am 67) kişiye gelir.. Kişinin hayatında olması gereken her şey bu şekildedir, her oluş için ‘zaman’ ve ‘mekân’ kriterini tamamlaması lazımdır. Örneğin istediğiniz bir şey bir türlü olmaz, yerinizi değiştirirsiniz başka bir yere gidersiniz bir anda o işin olduğunu görürsünüz, işte bu durum En’am 67’deki zaman ve mekân yasasından dolayı kaynaklanır. Rumi bitirsin ‘’Seni en iyi Allah bilir, gerisi ya yanlış ya eksik bilir. Seni mutsuz edenler yüzünden umutsuz olma, mutlu olacağın zaman da gelir. Seni mutsuz edenleri görüp herkesi öyle sanma, seni mutlu edecek olan da gelir. Bugün çok derdim var deme, o derdi sana veren Allah'ın, dermanı verdiği gün de gelir. Sen Rabb'ine dua et. Dua etsem ne olacak deme, duâ'nın kabul olduğu gün de gelir.’’ ©Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

2 Ocak 2024 Salı