‘’İnsan düşünen bir hayvandır’’ der Aristo, bu tespit doğrudur, açıklayayım. Vedik astrolojide cansızlar krallığı (dağ-taş-bitkiler-hareketsizler ama ruha sahipler) Merkür’ün kontrolündedir. Canlılar krallığı(İnsanlar ve hayvanlar) Venüs’ün kontrolündedir. Venüs vedik doğum haritasında ‘sperm’den sorumludur bu nedenle sperm üretebilen canlılar yani insanlar ve hayvanlar aynı ‘krallıktadır’ ve ikisini de Venüs yönetir. Yani ‘’İnsan düşünebilen bir hayvandır’’ aklınızda tutun.. Ken Keyes Jr. adlı yazar kitabında bir deneyden bahseder; ‘Yüzüncü Maymun’ deneyi. Japonya’nın Koshima adasında yapılan ve 30 yıl süren bu deneyin sonucu çok sarsıcıdır. Deney basitçe şu şekilde; Koshima adasındaki binlerce maymuna yemeleri için patates veriliyor ama bu patates verilirken bilinçli olarak kumlara atılıyor.. Maymunlar patatesin kumlu olmasını beğenmeseler de, tadı güzel olduğu için yemeye devam ediyorlar. Bir gün maymunlardan biri elindeki patatesi gölde yıkayıp öyle yiyor, sonucu beğeniyor ve düzenli olarak böyle yapmaya başlıyor. Sonra bu maymunun annesi ve babası da ondan öğrenip, onlar da patatesi yıkayıp yemeye başlıyorlar. Bu böyle devam ederken diğer maymunlar patatesi kumlu olarak yemeye devam ediyorlar. Bu patatesi yıkayarak yeme durumu maymunlar arasında yavaş yavaş yayılıyor, 1952 yılında başlayan bu durum 1958’de yüzüncü maymunun da yıkama olayını öğrenmesiyle çok şaşırtıcı bir sonuç veriyor. Yüzüncü maymun da patatesi yıkayarak yemeyi öğrendiği anda adadaki binlerce maymun birden bilinç sıçraması yaşıyor ve ertesi gün binlerce maymun aynı yıkama hareketini otomatik olarak yapmaya başlıyorlar. Hatta enteresan olan diğer adalardaki maymunlar bile hiç deneyimleri olmadığı halde patatesi yıkayarak yemeye başlıyor.. Sarsıcı bir durum.. Bunu insanlara uyarlarsak, iyi bir şey oluşturmak istiyorsun diyelim? Ama milyonlarca insana etki edemeyeceğini düşünüyorsun değil mi? Yanlış.. Sadece 100 kişinin o hareketi yapmasını sağla ve tüm insanlık bu davranışı otomatik olarak yapmaya başlar.. Bu her zaman ‘kötüye’ kullanıldı.. Şeytan’ın aksine sen bunu ‘iyiye’ kullan.. İyiliği, güzel davranışları yay, Dünya’yı değiştirmek için 100 kişiyi değiştirmen yeterli..
.
.
© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan
Ekstra Not:100 insanın bilinci değişince neden tüm insanlık değişiyor, çünkü hepimiz ‘biriz’. Bunu Yüce Allah’ın şu ayetinden görebiliriz; Lokman 18 ‘’Sizin yaratılmanız da diriltilmeniz de bir tek nefsinki gibidir. Allah Semî'dir, Basîr'dir.’’ … Ayrıca şu ayette Yüce Allah hepimizin ‘bir olduğunu ‘ şöyle vurguluyor; Maide 32 ‘’Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur.’’.. Tek nefis’e karşılık ‘tüm insanları’ eşit sayıyor Yüce Allah, çünkü hepimiz ‘biriz’. Bu nedenle Rumi şöyle diyordu; ‘’İnsanoğlu birbirlerinin uzuvlarıdır. Çünkü hepsi aynı cevherden yaratılmışlardır. Eğer uzuvlardan biri hastalanırsa, Diğer uzuvlarda huzur ve rahat kalmaz..’’.. İşin özü tüm insanlığı değiştirmeye 100 kişi uzaktasın..
© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan
15 Nisan 2024 Pazartesi
13 Nisan 2024 Cumartesi
Her şey ‘gerçekti’. Yürüyordun.. İnsanlarla konuşuyordun, hüzünleniyordun, gülüyordun hepsi gerçekti. Yaşadığın keder gerçekti, şehvet gerçekti, sevinç gerçekti, kokladığın çiçek gerçekti.. Sonra birden ‘gözünü’ açtın, ‘uykudaymışsın!’, gerçek değilmiş hiçbiri, rüyaymış, yatağından(kabrinden) kalktın.. Bir gün şu an ki ‘rüyandan da’ uyanmayacağından emin misin? Yasin 51-52 ‘’Sur'a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden Rablerine doğru süzülüp-giderler. Demişlerdir ki: 'Eyvahlar bize, uykuya bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahmanın va'dettiğidir, gönderilen elçiler doğruyu söylemişler' ’’. İnsan ‘rüya içinde rüya’ görmektedir.. Bu nedenle Rumi şöyle diyor; ‘’Bu âlem, bir rüyadır, zanna kapılma sen. Sen gündüzün de uykudasın. Bu uyku değil deme. Gölgenin parlaklığıdır bu, asıl ise ancak ay ışığından ibarettir. Ey yiğit, bil ki uykun da uyanıklığın da uyuyan adamın rüya içinde rüya görmesine benzer. Bu adam, kendisini uyuyorum sanır ama bilmez ki ikinci uykudadır, iki kat uyku içindedir.’’. Muhyiddin Arabi ise; ‘’Alem bir sanrıdan ibarettir, bütün varlık alemi hayal içinde hayaldir’’ diyordu.. Rumi ise ‘’Dünya bir hiçtir, biz de hiçleriz.. Dünya da, biz de hayalden, rüyadan ibaretiz! İş böyleyken, dünya malı için çırpınır dururuz! Uyuyan kişi uykuda olduğunu bilseydi, rüya gördüğünü anlasaydı, hiç üzülür müydü?’’ diyordu.. Bütün alimler bir ‘simülasyonda’ yaşadığımızı biliyorlardı kadim Çin’de bile, Chuang Tzu bunu şöyle ima ediyordu; ‘’Bir keresinde rüyamda bir kelebek olduğumu gördüm, farkında olduğum tek şey bir kelebek olarak yaşadığım inanılmaz mutluluktu ve insan halimin farkında değildim. Sonrasında uyandım ve tekrar ‘kendim’ olmuştum. Şimdi halen şunu düşünüyorum, ben bir insanım ve kelebek olduğumu rüyamda mı gördüm yoksa şu an ben bir kelebeğim de insan olduğum rüyasını mı görüyorum?’’.. Sözün özü içinde sadece ‘birkaç saat kaldığın’ simülasyonun ‘süsüne’ kanma.. Mü’minun 112-113-114 ‘’Dedi ki: 'Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?' Dediler ki: 'Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor.’ 'Dedi ki: 'Yalnızca az bir zaman kaldınız, keşke bilseydiniz.'
.
.
© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan