23 Ocak 2025 Perşembe

En Büyük Güç

 


Sert, şiddetli ve katı olan insan daima ‘yıkım’ yaşamaya mahkumdur.. Çünkü yaşamın ‘tersine’ hareket etmektedir.. Yüce Rahman diyor ki; Enbiya 30 ‘’Biz her canlı şeyi sudan yarattık.’’.. Yani yaşamın ve canlılığın ‘özü’ olan madde ‘sudur’.. Peki yaşamın özü olan maddeye(su) bakalım, bu madde de her hangi bir katılık, sertlik mevcut mu? Aksine su yumuşak, sakin, akışkan, esnek.. Yani yaşamın ‘özü’(su) yumuşak, sakin, akışkan ve esnektir, ‘yaşamak’ için bu özellikler gerekir.. Peki su, bu ‘mütevazi’ özelliklerine rağmen güçsüz müdür? Hayır, dünyadaki en güçlü madde sudur.. Nuh tufanını hatırla tüm dünya suya teslim oldu, herhangi bir sel anını hatırla suyun karşısında hiçbir şey duramaz.. Peki bundan ne anlıyoruz? Yumuşaklık(su), sakinlik(su), zerafet(su), esneklik(su), akışkanlık(su) dünyadaki en büyük güçtür(su) ve kimse bu gücün karşısında duramaz. Bu nedenle bilge Lao Tzu şöyle diyordu; ‘’Dünyada hiçbir şey su kadar yumuşak ve ince değildir fakat büyük kayalar gibi sert ve durağan şeyleri sudan daha iyi hiçbir şey kıramaz ve parçalayamaz.’’.. Ve büyük bilge Lao Tzu sertliğin, şiddetin, zorbalığın ancak yıkım getirdiğin söylüyordu.. Bilge Lao Tzu yumuşaklığın, zerafetin, sakinliğin yaşamın ‘özü’ olduğunu ve ‘sertliğe’ karşı her zaman galip geldiğini şöyle anlatıyordu; ‘’İnsan yumuşak ve esnek doğar, ölünce kaskatı ve serttir. Bitkiler yumuşak ve bükülebilir doğar, ölünce kırılgan ve kurudurlar. Yani her kim sert ve katı ise ölümün yoldaşıdır. Her kim yumuşak ve uysal ise yaşamın yoldaşıdır. Sert ve katı olan kırılır. Yumuşak ve esnek olan galip gelir.’’.. Sert ve katı olan tıpkı kurumuş bir bitki gibi ‘kırılmaya’ mahkumdur. Yumuşak olan ise kurtulur ve galip gelir.. Sertlik, ‘yumuşaklığa’ karşı ‘etkisizdir’, Rumi diyor ki; ‘’Keskin kılıç, yumuşak ipeği kesemez’’.. Yani ‘yumuşaklık’(su), zerafet(su), sakinlik(su) asıl güçtür. Yani her zaman su gibi sakin, yumuşak, ağırbaşlı, zarif ol.. Çünkü her zaman ‘su’ galip gelir.. Bu değişmeyen kaderdir!

.

.

©Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan



19 Ocak 2025 Pazar

Neyi Düşünüyorsan Ona Dönüşüyorsun!

 

Vedik astrolojide zihnimizi yöneten gezegen Ay’dır. Ve Ay vedik astrolojiye göre ‘su’ elementine mensuptur. Bu bize zihnin çalışma prensibi hakkında büyük bir bilgi veriyor.. Su konulduğu kabın ‘şeklini’ ve ‘rengini’ alır.. Su, ona ne söyleniyorsa hafızasında kaydeder ve söylenilen ‘şeye’ dönüşür, kodlanabilir.. Yani zihnine(su - Ay) neyi telkin edersen ona dönüşür, söylediğin olgunun ‘şeklini’ ve ‘rengini’ alır.. Bu konuda çarpıcı bir çalışma var(Kaynak:Hürriyet-Ö. Bolat). ‘’Harward üniversitesi Psikoloji Professörü Ellen Langer bir deney yapıyor. 75 yaşındaki bir grup insanı bir haftalık kampa alıyor. Ama kampın bir özelliği var. Kişiler 55 yaşında olduklarını varsayacaklar. Hatta isim kartlarında dahi 55 yaşındaki fotoğrafları olacak. 55 yaşındayken yaşadıkları olaylardan ve haberlerden bahsedecekler. 55 yaşındayken çıkan gazeteleri okuyacaklar. Grup, bir hafta bu şekilde yaşadıktan sonra, Langer onlara bazı testler uyguluyor. Sonuç şaşırtıcı. Bu yaşlıların hafızaları, kas güçleri ve zekaları gelişiyor. En ilginci de şu: fiziksel olarak da daha genç görünüyorlar. Onları tanımayan insanlara, bu kişilerin kamp öncesinde ve sonrasında çekilmiş fotoğrafları gösteriliyor. Yaşları, 3 yaş daha genç tahmin ediliyor.’’ Bu çarpıcı bir durum yani zihnimizi(Ay-Su) kodlayarak, zihni bir duruma inandırarak tüm hayatımızı, hatta bedenimizi dahi dönüştürebiliyoruz! Çünkü zaten hayat ‘zihnimizde’, dışarıdaki her şey ‘içerinin’ yansıması.. İç(zihin) ‘dönüşünce’ dış da(beden-fiziksel dünya) dönüşüyor.. Prof. Langer’in yaptığı bir başka araştırma şöyle; 7 otelin çalışanlarını iki kısma ayrıyor, yarısına(deney grubu) diyor ki ‘’Otel işi yaparken egzersiz yaptığınızı düşünün’’, diğer yarısına ise hiçbir şey söylemiyor. 4 hafta sonra Langer, görevlilerin sağlık durumlarına bakıyor ve inanılmaz bir fark buluyor. Deney grubundaki görevliler, kilo vermiş, dahası vücutları kas kazanmış, kolestrolleri düşmüş. Kendi yaptığı işleri egzersiz olarak görmeyen kat görevlileri ise fiziksel olarak aktif olmalarına rağmen sağlıkları daha iyiye gitmemiş’’.. Yani ne diyordu Rumi; ‘’Gül düşünür gülistan olursun, diken düşünür dikenlik olursun!’’..

.

.

İyi şeylerden başka bir şey düşünme! Çünkü düşünce, suret dokumasının ipliğidir. Güzelleşen ve iyi olan düşünceden doğan her suret, güzeldir. Bir adam belada safa görürse, bela tatlılaşır. Hasta, iyileştiğini görünce ilaç, kendine hoş gelir. Kötüye yormak ve kuruntu yapmak insanı derdi yokken bile hasta eder. Onun için olaylara iyi bak. Sen kötü düşünceyi zehirli tırnak gibi bil. Bu tırnak derinleştikçe can yüzünü tırmalar. - Celaleddin-i Rumi

.

.

©Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan