Doğum haritasında su elementinde bir çok gezegeni olanlar insanlar sıvılara karşı bir o kadar düşkündürler.Gün içinde sürekli su,çay,kahve içen insanlar aslında içlerinde ki büyük su elementini besliyorlar,suyun temel konusu 'duygular' olduğu için,gün içinde sürekli sıvı birşey içmeden duramayan bu insanlar aynı zamanda çok duygusal kişilerdir.Tabi doğum haritasında bu su gezegenleri sert açılar almışlarsa bu sıvı alma bağımlılığı su,çay,kahve iken zararlı olan alkol bağımlılığına dönüşür.Alkol bağımlılığı olan insanlar çok duygusaldır ve içlerinde ki duygusal boşluğu Neptünün sıvısı olan alkolle doldurabileceklerini sanırlar.Alkol gibi zararlı alışkanlıkları olanlara tavsiyem gün içinde sürekli su,çay,kahve gibi sıvılar alırsanız,vücudunuz alkol istemeyi bırakacaktır,çünkü burada ki temel öğe vücudun su elementini beslemektir.Vücudumuzun dörtte üçü sudur,yani her insanın üstünde duyguların güçlü bir baskınlığı vardır.Tabi çok su,çay,kahve içmeyen insanlar duygusal açıdan daha soğukturlar ve duygular onlar için ikinci plandadır.Su en temel yaşam kaynağıdır ve duyguların temsilcisidir.Su olmadan dünya üzerinde yaşam olmayacağı gibi,duygularını bastırarak yaşayan insan da gerçek anlamda yaşıyor sayılmaz.
16 Eylül 2017 Cumartesi
14 Eylül 2017 Perşembe
Toprak burçları olan insanlar yani Boğa,Başak,Oğlak hayatlarında su grubu burçlar olan Yengeç,Akrep ve Balık insalarına derinden ihtiyaç duyarlar.Toprak her daim suya ihtiyaç duyar,suyla buluşamayan toprak çorak kalır ve ürün veremez.Topraktan çıkan bir sebzeyi ele alalım çiğ olarak elinize aldığınızda dolgun ve heybetli görünür ama onu pişirmeye başladığınızda ise onun %80 ninin su olduğunu görürsünüz,sebzenin içinde ki su çıktıkça sebze küçülür.Burada sebze toprak insanı olan Boğa,Başak,Oğlak burçlarını temsil eder ve bu burçlar su grubu olan Yengeç,Akrep,Balık burçlarının desteği olmadan büyüyüp,heybet kazanamazlar.Toprak susuz yaşayamaz.Toprak burçlarına tavsiyem,eşlerini,arkadaşlarını su burçları insanlardan seçsinler,o insanlar toprak insanlarının ruhunu besler,onların kendini farketmesini sağlar,özgüvenlerini yerine getirir.Bir diğer bağımlılık durumu ise Ateş burçları olan Koç,Aslan,Yay burçlarının Hava burçları olan İkizler,Terazi ve Kova burçlarına olan derin bağımlılığıdır.Oksijen yani hava ateşi besler yanmasını ve parlamasını sağlar,havasız bir ortamda ateş yakmak bile mümkün değildir.Bu sebepten ateş burçları olan Koç,Aslan,Yay burçları İkizler,Terazi,Kova hava burçlarına derinden bir bağımlılık ve ihtiyaç duyarlar.Ateş burçları hava burçları olmadan parlayamazlar,içlerinde ki ateşi besleyemezler.Ateş burçlarına tavsiyem eşlerini ve arkadaşlarını hava burçlarından seçmeleridir,hava burçları insanı ateş burcu insanının bütün büyük potansiyellerinin ortaya çıkmasını ve hayattan zevk almalarını sağlar.Bir diğer konu ise su burcu insanları Yengeç,Akrep,Balık ların ateş burcu olan Koç,Aslan,Yay ile çok bağlantı kurmaması gerektiğidir çünkü 'su ateşi döndürür' böyle bir ikilinin arasında sürekli tartışma çıkacaktır ve birbirlerini ruhsal olarak anlayamacaklardır.Peki su ve hava burçları başka bir elementin burçlarına bağımlımıdır?Hayır..Su ve hava en güçlü iki elementtir ve bu elementin burçlarına mensup olanlar kendi başlarına,başkalarına ihtiyaç duymadan büyük başarılar yakalayabilirler.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
9 Eylül 2017 Cumartesi
Eskiler 'Düş olmadan iş olmaz' demişler.Bunun birinci anlamı hayal etmeden bir işi başarabilmeniz mümkün değildir.İkinci anlamı ise insanın rüya halindeyken 'olacak işin' mesajını,sembollerini görmesi ve bu işin gerçekleşmesidir. Rüyalarımızı kontrol eden gezegen Neptündür,Neptün ayrıca üst boyutları ve insanın ilham kapılarını yönetir.Sanatçıların, ilhama gerek duyan kişilerin Neptünün etkisinde oldukları bilinir.'İlham' deyince sadece sanat için gereken ilhamdan bahsetmiyorum, ilham hayatın kendisidir,üst boyutlardan size gelen mesajlar, hissettiğiniz hisler hepsi ilham kategorisindedir.Kişi ruhsal dünyayla ne kadar bağlantılı ise ne kadar 'ilham' alıyorsa bu dünyada o kadar fazla farkındalığı vardır.Yaşam bir ilüzyon iken etrafımızda ne olup bittiğinin 'farkında olmak' ihamın bize başlıca bir hediyesidir.Bu nedenle ortaçağ astrologları ilhamın yöneticisi Neptüne sihirli gezegen demişlerdir,çünkü kişinin hayatına hiç bir gezegenin yapamayacağı şekilde dokunup bütün problemleri kökten çözer Neptün.İnsanın öbür boyutlarla ve ilahi mekanizmayla en güçlü bağlantısı ise rüyalardır,rüyalarımızın yöneticisi ise yine Neptündür..Neptün diğer boyutta ki ilhamları uykumuza taşır ve bu sayede sembolik bir dille bir çok mesaj alırız.Dünya hayatı için farkındalık kazanmak istiyorsak ilk olarak gördüğümüz rüyalar hakkında farkındalık kazanmalıyız. Hayatınızın her aşaması rüyalarınızda belirir ve size yol gösterir rüyalarda.Çok istediğiniz başarmak istediğiniz hayat amaçlarınızın olup olmayacağını öğrenmek istiyorsanız rüyalarınıza bakın çünkü 'Düş olmadan iş olmaz!'.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
8 Eylül 2017 Cuma
İnsanın bağırsaklarına 'ikinci beyin' adı verilir gerçekten de bağırsaklar beyin işlevi görerek organlarımızı düzenler.Normal beynimizi Merkür yönetirken bağırsakları yöneten burç olan Başak burcunun da yöneticisinin Merkür olması tesadüf değildir.Bağırsaklar bir kişinin sağlıklı kalması için birincil dereceden önemlidir,bütün hastalıklar ilk olarak bağırsakta başlar sonrasında vücuda yayılır.Bağırsakların ise en sevdiği yiyecek yoğurttur,120 yaşını geçmiş bir çok insanla yapılan röportajlarda hepsinin ortak besini olarak sürekli yoğurt yediklerini keşfetmişlerdir.Yoğurt diyorsam marketlerden aldığınız 'yoğurdumsu' şeylerden bahsetmiyorum,ancak evde mayalanan ev yoğurdu dediğim etkiyi yaparak bağırsakları korur diğer seri üretilmiş yoğurtlardan böyle bir etki beklemeyin.Ev yoğurdu düzenli tükedildiğinde bağırsaklarınızı düzenler ve arındırır.Bağırsaklarını koruyan insan ise tüm sağlığını korumuş olur.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
5 Eylül 2017 Salı
Neden bir kişi evlenirken evlenmek istediği kişinin ailesine iyi bir aile mi diye bakar?Kişinin ailesinin iyi olmasının evlenmek istediği kişiyle ne alakası vardır?Aslında çok çok alakası vardır.Bir doğum haritasında kişinin ailesini 'Ay' gezegeni temsil eder.Ay kişi de başka neyi yönetir?Kişinin zihnini ve karakterini(Güneş ve Yükselenle birlikte)..Şimdi kişinin kötü bir aile yapısı var,ailesi çok kavgacı,ihtilafçı diyelim o zaman otomatikman kişinin zihninde ve karakterinde de bu özellikler vardır ve kişi ihtilafçı ve kavgacı bir yapıya sahiptir.Yani kişinin ailesi kişinin karakterinin direk olarak yansımasıdır,bir kişinin karakteri ve zihin yapısı öğrenilmek isteniyorsa direk kişinin aile yapısına,ailesinin karakterine bakmak yeterli olacaktır,zira kişi ve ailesi (Ay) ayrı ayrı düşünülemez.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
Vedik astrolojide 12. ev yurtdışını gösterir.12. ev izole yerler ve topluma kapalı olan yerleri gösterir,yurtdışı da kişinin kendi ülkesinden izole olduğu başka bir topluma girdiği yerdir bu sebepten vedik astroloji yurtdışını 12. ev temsilciliğine vermiştir. 12. evinde gezegen yığılması olan kişilerin çoğunluğunun bir şekilde yurtdışıyla bağlantıları olur.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
Bir doğum haritasında 5. ev kişinin 'mizacını' düşünme şeklini gösterir.Örneğin 5. evinde Jüpiter bulunan bir kişi mizah duygusu çok yüksek,daha neşeli bir tipken,5. evinde Satürn bulunan bir kişi daha ciddi,ağırbaşlı,çok gülmeyen,sürekli zihininde korkular olan,endişeli bir tip olacaktır.5. evde Mars gibi sert bir gezegen olduğunda kişi anlaşmaya yanaşmayan tartışmacı ve sürekli aktivite içeren şeylerden hoşlanan ve zihni durmayıp sürekli yoğun düşünceler üreten biri olacaktır.Bir insanın mizacı genel karakterinin en önemli parçalarından biridir,zihin kapasitesini hangi tarzda kullandığını kişinin mizacı gösterir ve bu 5. evin başlıca konularındandır.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
3 Eylül 2017 Pazar
Bu soruyu çok alıyorum doğum haritasında bir evin boş olması yani içinde gezegen bulunmamasının iyi yada kötü bir etkisi yoktur ve bu o evin çalışmadığı anlamına gelmez.O evin nasıl çalışacağı o evin yönetici gezegeninin harita da bulunduğu burçtan,yerleştiği evden ve gezegenin yaptığı açılara bakılarak anlaşılır.Örneğin 4. ev haritada boş ve 4. evin yöneticisi 12. evde.Bu ne demektir?4. ev kişinin 'yaşam alanıdır',12. ev ise vedik astrolojiye göre 'yurtdışını' temsil eder.O zaman bu nasıl yorumlanacaktır,kişinin yaşam alanı(4. ev) yurtdışı(12.Ev) olacaktır,yani kişi yurtdışında yaşayacaktır.Yani boş olan ev bir önem arzetmez o evin yöneticisine bakarak o evin nasıl çalıştığını anlayabilirsiniz.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
30 Ağustos 2017 Çarşamba
Büyük şehir,kozmopolit yaşam,bol imkan kulağa güzel geliyor ama aslında böyle değil.Günümüz şehirleri demir ve beton doldu altta ki toprağı bile görmek zorlaştı.Demir,beton gibi maddeler Satürn ve Marsın yönetimi altındadır,bir yer ne kadar betonlaşırsa orada ne kadar demir kullanılırsa Satürn ve Marsın etkinliğide orada bir o kadar artacaktır.Satürn neyin temsilcisidir?Üzüntü,sıkıntı,depresyon.Mars neyi temsil eder?Sinir,fevrilik,hoşgörüsüzlük.Günümüz şehirlerinde beton,demir arttıkça içinde ki insanlarda bir o kadar Satürn-Mars etkisi altına giriyorlar,üzüntü,sıkıntı içinde debeleniyorlar..Depresyonun kırsal alandan çok şehirlerde görülmesinin ana etkenlerinden biri de budur.Oysa Doğa öyle mi?Doğa Venüs ve Jüpiterin yönetimi altındadır, dağlar, ormanlar,denizler,her türlü ağaç, bahçeler, ırmaklar,toprak..Venüs neyi temsil eder?Hayatın zevkini,zevkli kısmına,sevgiyi,haz alınan şeyleri.Jüpiter neyi temsil eder?Bilgeliği,cömertliği,neşeyi,coşkuyu..Yani doğa hayatın zevkidir,insanın iyi hissetmesini sağlar,ruh halini düzenler,ona bilgelik sunar..Ama biz bu doğanın üstünü örtüyoruz.İnsan doğayı betonlaştırıp büyük şehirler kurdukça kendi hayatının içine Satürn ve Marsı dolduruyor ve sonra niye kötü hissettiğine,depresyona girdiğine anlam veremiyor.Biz doğayla biriz,ondan uzaklaştıkça ruh halimiz,duygusal dengemiz bozuluyor.Kişinin doğadan kopuk olarak yaşaması içinde ki hassasiyeti ve neşeyi köreltir,kişi yavaş yavaş bir Satürn tipi olmaya başlar,yani sıkıcılaşır,monotonlaşır ve sürekli depresif bir ruh hali içine girer.Büyük bir şehirde yaşamak zorunda olsanız bile doğayı ihmal etmeyin,düzenli bir şekilde ağaçlık ve ayağınızın toprağa temas edebileceği yerlere gidin,ruh halinizi depresyondan ve sıkıntıdan arındırmanın tek yolu bu..Doğa cömerttir ne isterseniz onu verir,sizi sarar sarmalar ve iyileştirir..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
28 Ağustos 2017 Pazartesi
Sanskritçe de yani Hint dilinde Buddha Merkür demektir,Buddha nın diğer anlamı ise 'Aydınlanmış Kişi' demektir.Ay gökyüzünde bir döngüsünü tamamlamak için yaklaşık 28 gün süre harcar.Bu yolda toplam 27 tane(Aslında 28 Takımyıldız Oğlakta Abijit denen takım yıldız sonradan kullanım dışı kalmıştır) takım yıldızdan geçer ve bu takım yıldızlar Koçta Ashwini Nakşatra(Takımyıdız) ile başlar ve Balıkta ki Revati Nakşatra da(Takımyıldız) sona erer.Ay'ın geçtiği her takım yıldızın bir yönetici gezegeni vardır mesela Koçun başında ki Ashwini Nakşatranın yöneticisi Ketu dur,sonrasında ki Bharani Nakşatranın yöneticisi Venüstür,zodyakta en son Nakşatraya yani takım yıldıza geldiğimizde karşımızda Revati Nakşatra çıkar ve bu son takımyıldızın yöneticisi Merkürdür.Burası zodyağın ve spiritüel yolculuğun sonuna gelinen yerdir 27 takım yıldız bitmiştir ve 27. takımyıldızın yöneticisi Buddha dır(Merkür) yani aydınlanmış kişi..27 takım yıldızın düzenlenme hali ve hayat yolculuğunun sonunu da temsil eden takım yıldızının yöneticisininde 'Aydınlanmış Kişi' olarak dizayn edilmesi bize büyük bir mesaj vermektedir.Bu dizayn bize gösteriyor ki hayat yolculuğumuz ruhsal bir yolculuktur ve materyalistik hedeflere bu hayatta yer yoktur,çünkü ancak 'ruhsal' yoldan giden biri aydınlanabilir,paranın ve materyalistik şeylerin daha birini aydınlattığı görülmemiştir.Son takım yıldızın Buddha yani Merkür tarafından yönetilmesinin anlamı budur.Eski bilgeler Merküre Buddha adını koyarak gizli bir şifre vermişlerdir.Peki aydınlanma nasıl olur ?Şifre Merküre verildiğine göre Merkürün temsil ettiği konularla aydınlamaya gidilebilir ancak..Merkür,Jüpiter ile birlikte 'öğrenmenin' temsilcisidir.Evrenimiz bir bilgi deryası ancak bu bilgi deryasından yeteri kadar bilgiyi 'öğrenip' içlerine alabilenler aydınlanmayı yaşar.Kişi ne kadar bilgilenirse ruhsallığı da bir o kadar gelişir,aksine öğrenmeyi tercih etmeyen insan ise bir o kadar materyalistik hayata dalar,anlamsızca para harcar,materyal şeylerde tatmin arar.Yani 'öğrendiğin' kadar doğru yoldasın,'öğrenmediğin' kadar da yanlış yolda..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
27 Ağustos 2017 Pazar
Doğum haritasında bir gezegenin bir burçta ya da evde nasıl çalışacağı kendi tekelinde değildir.Gezegen her zaman bulunduğu burcun sahibi gezegene tabidir ve burcun sahibi gezegen kötü durumdaysa gezegen asaletli bir şekilde yerleşmiş olsa bile iyi çalışmayacaktır.Örneğin Venüs Balık burcunda yücelim halindedir ama bu konum Venüsün burada iyi çalışacağını garanti etmez,Venüsün nasıl çalışacağını bilmek için Balık burcunun sahibi Jüpiterin durumuna bakılmalıdır,diyelimki Venüs Balıktayken,Balık burcunun sahibi Jüpiter düştüğü Oğlak burcunda konumlansın,bu ne demektir?Balık burcunun sahibi Jüpiter Oğlak burcunda düşüşte güç kaybettiği için onun burcunda konumlanmış olan Venüs yücelimde dahi olsa potansiyelini ortaya çıkaramayacaktır ve tam olarak iyi çalışamayacaktır hatta zararlı sonuçlar üretecektir.Birde tam tersini düşünellim.Mars Yengeç burcunda düşer ve burada zararlı çalışır ama Marsın gerçek olarak nasıl çalışacağını bulmamız için Yengeç burcunun sahibi Ay'ın haritada ki durumuna bakmamız lazım.Mars Yengeç burcunda düşüşteyken o sırada Yengeç burcunun sahibi Ay'da yüceldiği Boğa burcunda konumlanmış olsun ne olacaktır?Marsın düşüşte olduğu burcun sahibi yücelimde olduğu için,düşüş etkilerini kaybedip yararlı bir şekilde çalışmaya başlayacaktır,yani bir burcun sahibinin yücelimde olması o burçta konumlanan gezegenlerin düşüş durumunda olmalarını bile iptal edip yararlı çalışmalarını sağlayabilir.Anlaşılması gereken bir gezegen kendi burcunda konumlanmadığı sürece başka bir gezegene tabi olacaktır ve bu iki gezegen birbirini sürekli iyi yada kötü yönde etkliyeceklerdir.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
25 Ağustos 2017 Cuma
İnsanlar günlük hayatlarında çok daha kaba olmaya başladılar ve küfürlü sözleri kadınlar bile kullanmaya başladı,artık yolda yürürken bile duyabiliyoruz.Eskiden küfür etmek,kaba sözler söylemek toplumda ayıplanırdı ama bu sadece toplum normlarından dolayı değildi bunun arkasında yatan çok daha derin bir anlam var.Küfürlü sözler kullanmak insanda 'Boğaz Çakrasını' bloke eder ve boğaz çakrasının çok önemli bir işlevi vardır.Boğaz çakrası bloke olduğunda kişi gırtlak-boğaz bölgesiyle ilgili sorunlar,akciğerleriyle ilgisi sorunlar,boyun ağrıları,tiroid,kulak enfeksiyonları,yemek borusunda problemler yaşar.Ayrıca kişi ne kadar küfür-kötü söz kullanır boğaz çakrasını bloke etmeye devam ederse kişide kronik yalancılık baş gösterir,boğaz çakrası iyi çalışmadığı sürece kişi psikolojik olarak yalana meyil eder.Yani eskilerin bir bildiği vardı..Küfür etmek,kötü söz kullanmak marifet değil,aksine çıkan olumsuz enerji ile boğaz çakrasını bloke ederek kendine zarar verme halidir..Ne derdi eskiler?Ruhu güzel olsun ama dili de güzel olsun ..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
Bir doğum haritasında retro olan gezegen fonksiyonlarını tam olarak açığa çıkaramaz.Bu gezegenin etkileri hep kesik kesik şekilde ya da patlamalar halinde kendini hissetirir.Örneğin Marsı retro olan biri fiziksel gücünü tam olarak ifade edemediğinden sinir patlamaları yaşar,kişi sık sık nedensizce yorgun hisseder.Bu retro gezegenlerin tam performanslı çalıştıkları tek hal transitte de retro haline geçerlerse olur.Mesela doğum haritasında Satürnü retro olan biri Satürn transitte retro haline geçtiğinde bu enerjiyi çok daha yapıcı olarak kullanır.Diğer bir çözüm ise retro gezegenin Progress yani İlerletilmiş harita da düz hale geçmesidir,o gezegenin verdiği eksiklikler yavaşça tamir edilmeye başlar progress sürecinde.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
23 Ağustos 2017 Çarşamba
Doğum haritasında Jüpiterin bulunduğu burç ve ev konularında çoğu zaman 'vermeden' 'almak' hasıl olur,yani emek sarfetmeden iyi olaylar yaşarız o hayat konuları hakkında.Bu durum şans gibi görülse de kişiyi tembelliğe ve tatminsizliğe iter.Evrenin bir dengesi vardır 'vermeden' 'alınamaz'.En basitinden toprağı düşünelim ona tohum veririz karşılığında ürün alırız.Karşılıksız alınan şeylerin değeri ve kalıcılığı olmaz.Hayatınızda karşılıksız aldığınız herşey size zarar verir.Emek sarfetmeden aldığınız şeyin değeri olmaz ve bu aldığınız şeyin sizde bir 'karşılığı' olmadığı için size yarardan çok zarar getirir.Bunu astrolojik olarak açıklarsak.Satürn emek harcamanın,çalışmanın gezegenidir,ayrıca bir şeyin kalıcı olmasında ki yegane yönetim faktörü Satürndür.Şimdi siz bir şeye emek harcamadan(Satürn) sahip olduğunuzda o olay hakkında Satürn faktörünü dışarıda bırakmış olursunuz ve emek harcamadan aldığınız şey hayatınızda kalıcı olamaz,yarar getirmez yada tatmin etmez.Piyangodan milyonlarca lira kazanan kişilerin bir süre sonra yine aynı fakir hayatlarına dönüp beş parasız kalmaları da bundandır,çünkü onlar bu para için herhangi bir emek (Satürn) harcamadılar ve para bir süre sonra onları terk etti.Satürn sahip olduğunuz şeylerin karşılığını verdiğiniz sürece onlara sahip olmanıza izin verir,karşılıksız aldığınız şeylerin ise hiç bir zaman gerçek anlamda sahibi olamazsınız,karşılıksız,emek harcamadan alınan şeylerden hayat boyu tatmin yoktur insanoğlu için.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
Satürn hint astrolojsinde 'iş' karakasıdır (temsilcisidir).Aynı zamanda toplumun alt gelirli sınıfında ki insanları temsil eder.Doğum haritasında Satürnü baskın olan kimse zorlu ve çok emek harcayacağı işlerde çalışır,toplumun en zorlu işlerini bu insanlar yaparlar,buna karşın aldıkları ücretlerde toplumda alınan en düşük ücretlerdir.Satürnün olduğu yerde çok emek ama az karşılık vardır.Satürnün genel temsilciliği iş alanındadır bir kişinin doğum haritasında Satürnün bulunduğu yer bize kişinin ne iş yapacağı,nasıl bir statüsü olacağı hakkında büyük miktarda bilgi verir.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
22 Ağustos 2017 Salı
Kadim eski kültürler tarafından gezegenler arasında en çok önem verileni Venüstür.Ayrıca en korkulan gezegende Venüstür.En korkulan gezegen olmasının nedeni Venüsün diğer gezegenlere hiç benzemeyen döngüsüdür.Venüs toplamda 584 günlük bir döngüye sahiptir.Bunun 263 günlük kısmını 'sabah yıldızı' olarak geçirir ve gündüz doğar.Sonrasında 50 gün gözden kaybolur,bundan sonrada 263 günü 'Akşam Yıldızı' olarak geçirir,sadece akşamları görülür ve en sonunda 8 gün daha gözden kaybolur.Kadim uygarlıklardan Mayalar ve Aztekler Venüsün gözden kaybolduğu bu 8 günün her bir günü için 1 tapınak inşa etmişlerdir ve 8 gün için 8 tapınakları vardır,bunlar en korkulan günlerdir.Venüsün 8 gün gözden kaybolması onun ölmesi olarak yorumlanır ve bu 8 günün ardından tekrar görünmesi onun 'yeniden doğması' olarak yorumlanır.Bu nedenle eski uygarlıklar Venüsü insanın doğum ve ölüm döngüsünde söz sahibi olarak görmüşlerdir ve Venüs gökte kaybolduğunda korkarak Venüse adaklar sunmuşlardır.Vedik Astrolojide de Venüs doğum ve ölüm olaylarından sorumludur ve bu konuda Venüse büyük önem atfedilir.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
16 Ağustos 2017 Çarşamba
Zodyak 3 kısma ayrılır;
İlk 4 burç Koç,Boğa,İkizler,Yengeç daha bireyseldir ve attıkları adımlarda zekalarını kullanırlar ve kendi kararları doğrultusunda yaşarlar..
kinci 4 lük kısım Aslan,Başak,Terazi,Akrep bu burçlar duygularını kullanarak hareket ederler ve başkalarının mutluluğuna önem veririler hareketlerinde.
Son 4 lük Yay,Oğlak,Kova,Balık ise tamamen dış etkenlere göre hareket ederler,çevrelerine ve toplum kurallarına göre yaşarlar ve hayatlarını çevrelerine göre şekillendirirler.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
15 Ağustos 2017 Salı
Astrolojinin rehberliği olmadan yaşanan bir hayat tesadüfi bir hayattır,astrolojinin rehberliği olmadan yaşamak hayatı görmezden gelmek ile eş anlamlıdır.Her arkeolojik kazıda binlerce yıl önce ki medeniyetlerin bizden ne kadar üstün olduklarını,bizim hayal bile edemediğimiz olayları gerçekleştirdiklerine bir kez daha şahit oluyoruz.Bu eski medeniyetler için yıldızların ilmi astroloji baş ilimdir.İnsanın yukarıda ne varsa onunla direk iletişim halinde olduğunu bilen bu medeniyetler,insanın küçük bir evren modeli olduğunu çok önceden keşfetmişlerdi.Bugünkü yapay ve tüketim toplumu olan insandan,çok daha ilerdeydiler.Yıldızlar ve doğa ile uyumluydu her hareketleri..Mesela çiftçiler ekecekleri tahılları Yeni Ay'dan 24 saat sonra,Ay ışığını büyütürken Ay Yengeç,Akrep,Balık burçlarında iken ekmeye başlarlarsa,bitkiler çok daha büyük ve güzel gelişir ve hasat zamanı ekini iki kat alırlar.Eğer ektikleri bitkiler kökü yerin içinde olan havuç,patates vs gibi bitkilerse bu sefer ekim için Ay'ın ışığını azalttığı Dolunaydan 24 saat sonra ekime başlanmalıdır,hasat bu şekilde çok verimli olacaktır.Mesela güzelliğe dair bir şey yapmak için (Saç kesimi,estetik ameliyat vs.) Ay'ın Terazi ve Boğa burçlarında olması ışığını arttırdığı(YeniAydan sonraki periyod) dönemde olması ve Venüsle uyumlu açı yapması güzellik adına çok güzel sonuçlar getirir.Ay-Venüs ile kare halde iken yapılan güzellik çalışmaları ise kötü sonuçlar verecektir.Başka bir örnek Ay'ın ışığını azalttığı zamanlarda bankadan kredi çekilmez geri ödemelerde çok zorlanılır,Yeni Aydan sonra Ay ışığını büyütürken Yengeç ya da Boğa burçlarında kredi çekmek geri ödemenizi hayli kolaylaştırılır.Risk içeren ameliyatlar gökyüzünde Mars-Ay karesi varken yapılamaz çünkü hastanın tansiyonu çok yükselir ve kanı durdurmak çok zor olur ve günümüz doktorları astroloji bilmiyor varın siz düşünün.Diş tedavisi yaptırmak Ay'ın sabit burçlarda konumlandığı günlerde olumlu sonuç verir.Bunun gibi binlerce örnek verilebilir hayatımızı düzenlemek ve iyi sonuçlar almak için.Astroloji öğrenilmesi ve kullanılması gereken en büyük ilimlerden biri.Bu dünyaya tesadüfen gelmediniz,hepiniz bunu biliyorsunuz,o zaman yaşadığınız en küçük bir olay bile tesadüfi değil ve Astroloji işte burda devreye giriyor ,hayatınızı anlamak ve yaşadığınız olayları kavramak için en büyük rehber oluyor.Göklerin bilgeliğinden faydalanan insan kendini tanımak için en büyük adımı atmış olur.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
13 Ağustos 2017 Pazar
Merkür retrosu hakkında sorular alıyorum.İlim öğrenenler,çok uğraşıpta öğrenemediğiniz konulara bu süreçte geri dönerseniz,müthiş bir kolaylıkla o konuları öğrenirsiniz.Bu süreç içerisinde hiç bir yeni işe,yeni bir girişime başlanmaz,uygun değildir ve başlanan işler/girişimler havada asılı kalır sonuç alınamaz bu yüzden insanlar bu dönemi hiç sevmez.Aslında Merkür retrosu bir hediyedir kişiye,hayatınızda kaç defa uğraşıpta başaramadığınız işlerinizi bu retro altında başarma şansını yakalarsınız,ayrıca geçmişte yaptığınız hataları düzeltme şansı veriilir bu retro altında.Merkür retrosu hayatınızda unutup kaybettiğiniz değerleri ortaya çıkartır,geçmişte bıraktığınız güzellikleri tekrar size getirir.Aslında Merkür retroları olmazsa hayat çok zorlaşır,Merkür senede 2 veya 3 defa her birinde 20 günlüğüne geri gider ve hayatımızı tamir etme şansı verir bize,yeni bir işe başlamaya destek vermemesi de bundandır.Merkür bize der ki önce hayatını tamir et,sonrasında yeni bir işe başlarsın..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
11 Ağustos 2017 Cuma
Vedik Astroloji da 'Dig Bala' denilen gezegenlerin yönsel kuvvetleri vardır.Gezegenler doğum haritasında sevdikleri yönde yerleşirlerse güçlerini en yüksek seviyede kullanırlar ve çok iyi çalışırlar.Jüpiter ve Merkür 1. evde Dig Bala konumundadırlar ve burada yönsel kuvvetlerinin en üst düzeyindedirler burada.Ay ve Venüs 4. evde Dig Bala konumundadırlar.Satürn ve Rahu 7. evde Dig Bala konumundadır.Güneş,Mars,Ketu ise 10. evde Dig Bala konumundadırlar burada güçlerini en üst seviyeye çıkartırlar.Peki gezegenler harita da sevmedikleri bir yerde yerleşirse ne olur?Örneğin Güneşi ele alalım,Güneş 10. evde yönsel kuvvetinin doruklarına ulaşır ve çok güçlü çalışır.10. evin tam karşısı olan 4. evde ise Güneşin yönsel kuvveti tükenir en alt seviyeye iner,burada Güneş zayıf çalışır,kişi kimliğini gizlemeye çalışır,egosu güçlü değildir,kişinin şevki çok kolay kırılır ve insanlar arasında dikkat çekmeyi sevmez.Gezegenlerin sevdiği yönleri teknik kavramlar olarak verirsek,Jüpiter,Merkür Doğuda (1. Ev), Ay-Venüs Kuzeyde (4.ev), Satürn-Rahu Batıda (7.Ev) Güneş,Mars,Ketu ise Güney de (10 Ev) yerleşirlerse yönsel kuvvetlerinin en üst noktalarına çıkarlar.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
Blog Arşivi
Popüler Makaleler
-
Bir doğum haritasında kötücül gezegenler yani malefik gezegenler olan Satürn,Mars,Güneş,Rahu,Ketu bulundukları evlere zarar verirler.Bu gez...
-
Sabit yıldızlar doğum haritasında özellikle kişisel gezegenler olan Güneş,Ay,Merkür,Venüs ve Mars ile kavuşum yapıyorlarsa önemli hale geli...
-
Kitapları satın almak için Instagram @kadimastrolojianalistierdem sayfasından Dm yoluyla iletişime geçebilirsiniz. ...
-
Bir doğum haritasında kişinin zengin olmasını sağlayan en büyük etken,Yükselen Burcun yöneticisi ile 2. evin yöneticisinin birbirlerine uy...
-
Eski çağ astrologlarının araştırmalarına göre bazı gezegenler belirli bir burcun belirli derecelerinde normalde olduğundan çok daha güçlü ç...
-
Atmakaraka gezegen hint astrolojisinde büyük yer tutan en önemli öğelerden biridir.Atma'nın kelime anlamı 'Ruh' karakanın kelim...
-
‘İLLA’ kitabım satışta! Kitabın ücreti 200 tl dir. Kitabı @kadimastrolojianalistierdem Instagram sayfamdan dm atarak satın alabilirsiniz, ...
-
Bu yazımı kafasında Kur'an'a karşı şüphe olanlar için yazıyorum. Özellikle şunu çok duyuyorum, Sümer tabletlerinde Kur'an'...
-
Tüm analiz türleri hakkında ücrret bilgisi almak ve analiz talep etmek için Instagram'dan ulaşabilirsiniz. https://www.instagram.com/ka...
Duyurular
©Yayınlanan tüm yazılar şahsıma aittir ve telif hakları saklıdır. Herhangi bir yerde iznim olmadan yayınlanamaz, alıntılanamaz, böyle durumlarda yasal işleme tabi olacaktır. - Erdem Çalışkan. Blogger tarafından desteklenmektedir.
Dünya Üzerindeki En Güçlü 'Korunma' Yöntemi
Yüce Allah, Kur’an’da arz sınavında yaşayacağımız bütün imtihanları, zorlukları ‘eksiksiz’ (En’am 38) bir şekilde bize açıkladı ve dedi k...
