Kutlamalar,törenler,seramoniler çok önemlidirler,bu konuları yöneten gezegen Güneştir.Neden sevinçli bir olayın ilk haline atıf yapılarak kutlama yapılır? Kutlamalarda ki temel amaç kutlamaya sebebiyet veren o ilk tarihi kutsamak ve o ilk tarihte hazır bulunan iyi yaşam enerjileri daimi tutmak içindir.Kutlamalar sanıldığından çok daha önemli olaylardır, geçmişle bağlantı kurmanın ve geçmişte ki iyi enerjileri şimdiye aktarmanın yegane yollarından biri kutlama yapmaktır.Eski kültürlerde binlerce değişik tarz kutlama görülebilir eski şaman Türklerin toy ayinleri,bağ bozumu şenlikleri,hasat şenlikleri,isim seramonileri, doğanın uyanışı şenlikleri ve binlercesi..Bu insanlar bu kutlamaları(kutsamaları) eğlence amaçlı değil inanış ve enerjinin aktarımı çerçevesinde gerçekleştirmişlerdir.Yani kutlama yapmak alelade bir iş değil aksine evrenin enerjileriyle bir olup geçmişte fayda gördüğünüz,mutlu olduğunuz olayların her sene aynı tarihte hayata döndürüp hayatınıza aynı güzel enerjileri aktarma ve bu enerjileri hayatta tutma işlemidir. Kutlanan (kutsanan) olay kaybolmaz, güzel enerjileri zaman içinde yok olmaz.Örneğin doğum gününüzü kutlamak her sene o sevinçli olayın dönümünde ilk doğduğunuz anın yeni, parlak,mutlu enerjisini şimdiki hayatınıza çekip genç kalmanıza neden olur,hayat enerjiniz yükselir,sağlığınız düzelir,çünkü doğduğunuz o ilk gun ne hastalık vardır ne üzüntü,doğum gununuzu kutlayarak o ilk enerjileri kendinize çektiğinizde her doğum günü kutlamanızda büyük enerjisel faydalar sağlamış olursunuz.Bir güzel olayın daimi olmasını istiyorsanız onu kutlayın geçmişte yaşadığınız çok iyi bir olayın enerjilerini üstünüze çekmek istiyorsanız o olayın yıl dönümünde o olayı kutlayın !Kutlamalar sanılanın aksine çok önemli aktivitelerdir.Yaşadığınız iyi bir olayın yıl dönümü geldiğinde o olayı görmezden gelip kutlama yapmadığınız takdirde geçmişte yaşadığınız o güzel olayın enerjilerinin hayatınızdan silinmesine izin vermiş olursunuz,oysa kutlama yapıp bu olayı canlı tutmak size sayısız faydalar sağlar ve geçmişte yaşadığınız bu güzel olayın enerjilerinin hayatınızdan silinip gitmesine engel olur.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
27 Mayıs 2020 Çarşamba
25 Mayıs 2020 Pazartesi
Vedik haritada Venüs arzularımızı gösterir.Kişinin Vedik harita da Venüsü hangi
burçta konumlanmışsa kişi o burcun özelliklerine göre ‘sevecektir’.Vedik
Astrolojiye göre çıkartılmış harita da Venüs,Marsın burçları olan Koç ve Akrepte
yerleşir ise kıskançlaşır ve partnerini sürekli baskı altına almak ister,bunun
nedeni kişinin arzuları tavan yapmaktadır ve kişi partnerine arzuları ölçüsünde
baskı yapmaktadır.Vedik harita da Venüs kendi burçları olan Boğa ve Terazi
burçlarında yerleşirse libidoyu yükseltir,kişi partnerinden her saniye ilgi
bekler,sevdiği kişiyi hayatının odak noktasına koyar.Venüs,Merkürün burçları
olan İkizler ve Başakta konumlandığında kişi kendini eğlendirecek,çocuksu ruhu
olan kimselere çekilir,zira Merkürün burçları eğlenmeyi,şakalaşmayı çok
sever,kişinin sevme şekli olan Venüs burada yerleştiğinde kişi aşk hayatında bir
çocuk gibi davranacaktır.Venüs,Ay’ın yönettiği Yengeç burcunda konumlanmışsa
kişi hep evebeynlerinin karakterine benzeyen kimselere aşık olur,aynı şekilde
aşk hayatında kişi aynı bir ebeveyn gibi partnerini kollar.Venüs,Güneşin
yönettiği Aslan burcunda konumlanmışsa kişi otoriter-mevki sahibi insanlara ilgi
duyar,aynı zamanda sevgisini gösterişli biçimde karşı tarafa
sunar.Venüs,Jüpiterin yönettiği burçlar olan Yay ve Balık burcunda
konumlandığında kişi sadece kendini geliştirmiş,bilge insanlara ilgi duyar.Son
olarak Venüs Vedik harita da Satürnün burçları olan Oğlak ve Kova burçlarında
konumlandığında kişi kendi yaşıtlarından hoşlanmaz,kişinin ilgi duyduğu kişiler
genellikle kendinden yaşlı kişiler olur aynı zamanda kişi aşkını karşı tarafa
gösterirken oldukça soğuk(Satürn) olacaktır.Bu şekilde bir kişinin Vedik
haritasına bakarak kişinin hangi karakterde kişilere ilgi duyduğunu ve onlara
sevgisini nasıl sunduğunu kolayca görebiliriz. . . © Kadim Astroloji Analisti
Erdem
14 Mayıs 2020 Perşembe
Vedik Astroloji’de 4 adet trikona (Üçgen) vardır.İlk üçgen dharma(doğru yol) trikona yani Ateş üçgeni,Koç,Aslan,Yay dan oluşur.Vedik Astrolojiye göre bu üçgende doğmuş insanlar, dindardırlar(dharma), doğru yoldan şaşmaktan korkarlar ve dürüsttürler.İkinci üçgen Artha trikona yani toprak üçgenidir,bu üçgen Boğa,Başak ve Oğlak burçlarından oluşur.Vedik Astrolojiye göre toprak üçgeninde doğmuş insanlar materyalizme ve dünya nimetlerine düşkündürler,temel değerlerini materyalizm üzerine yerleştirirler,somut olana ilgi duyarlar.Üçüncü üçgen ise Kama(Heves) trikona yani hava üçgeni İkizler,Terazi,Kova burçlarından oluşur.Hava üçgeni insanları için hayatlarının odak noktası insan ilişkileridir,ilişkilerde tutkuları ile ilerleyen insanlardır,bu kişiler daha çok zekayla ilgilenir,gözle görülebilir somut şeylere değer vermezler,değer yargıları ‘heveslerine’ göre şekillenir.Son olarak Moksha(Tekamül) Trikona yani su üçgeni Yengeç,Akrep ve Balık’ tan oluşur.Vedik Astroloji de su üçgeninde doğmuş insanlar bu dünyanın işleriyle ilgilenmezler, materyalizme önem vermezler,bu insanlar toplumdan izole yaşamayı tercih eden derin inanç sahibi kimselerdir,değer yargıları ruhsallık üzerine oturur.Herhangi bir kişinin Vedik astrolojiye göre burcunu bilerek onun değer yargılarını çok kolay şekilde anlayabilirsiniz.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
29 Nisan 2020 Çarşamba
Evet,aydınlanmış insanları size tanıtmaya devam ediyorum.Okultist,simyacı ve astroloji de uzmanlaşmış bir isim var bugün,Giordano Bruno.Yaşam hikayesi oldukça ilginç olan bu değerli ezoterist,sahip olduğu gizli ilimlere dair bilgileri onlara vermediği için düşmanları tarafından engizisyonda yaktırılmıştır.Şimdi bu değerli ezoteristin düşüncelerine bakalım ;
.
.
Bilgisizliğin azgınlığına karşı savaştım. İnanın ki dünya nimetleri ya da öz saygı için bu acıya katlanmıyorum, yaşamı ben de çok seviyorum; fakat inançlarım bunun üstündedir.
.
Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince, diğerleri de yanlış gider.
.
Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. Aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. Bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmî akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesinde hedef olarak yaşadım.
.
Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar.
.
Yaşamın amacı, kaderi anlayabilmektir; çünkü bu bilgi gerçek kurtuluş olan Tanrı ve sonsuzla birleşme bilincine bizi yöneltebilen tek şeydir.
.
Zaferin elde edilebilir olduğunu düşünerek mertçe savaştım. Ne yazık ki ruhumun gücü bedenimden esirgenmiş. İnanıyorum ki gelecek kuşaklar gerçek uğruna savaşmayı tüm yaşam zevklerinden üstün tutacaklardır.
.
Zaman her şeyi alır ve her şeyi verir.
.
Bir sürü kör, bir tek görene eşit olamayacağı gibi bir yığın aptal da bir tek akıllıya eşit olamaz.
.
Bir insan zehir yutma alışkanlığına sahip olduğu zaman artık bedenin yapısı hiçbir zarar görmemekle kalmaz, ayrıca bundan böyle zehri kendine doğal bir gıda yapar ve tehlike panzehirden gelir.
.
Saf cahiller, aydınlığın kendilerini bozacağından korkuyorlar ve daha önce öğrenmiş oldukları yanılgıların karanlığında inatla direniyorlar.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
28 Nisan 2020 Salı
Aydınlanmış insanlar serime Türk kültürünü derinden etkilemiş bir üstadla devam ediyorum,Yunus Emre.Gönül gözü açık olan bu değerli insan birçok derin mananın sırrına erişmiştir.Şimdi Yunus Emre’nin fikirlerine örnekler verelim;
.
.
Maharet güzeIi görebiImektir,sevmenin sırrına erebiImektir. Cihan, aIem herkes biIsin ki şunu; en büyük ibadet sevebiImektir..
.
Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü.
.
Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyIeme. Bir gönüI yapamazsan, yıkıp viran eyIeme.
.
OIsun be aIdırma yaradan yardır..sanmaki zaIimin ettiği kârdir.. MazIumun ahi indirir sâhi.. Herşeyin bir vakti vardır..
.
Nefistir seni yoIda koyan, yoIda kaIır nefse uyan. Sabır saadeti ebedi kaIır sabır kimde ise o nasib aIır.
.
İIim iIim biImektir, iIim kendin biImektir, sen kendini biImezsen, bu nice okumaktır.
.
Söz oIa kese savaşı, söz oIa kestire başı, söz oIa aguIu asi baI iIe yağ ede bir söz.
.
Eğer, iIerde birgün keşke demek istemiyorsan, 3 şeyi doğru seç! Eşini, işini, arkadaşını.
.
Derdi dünya oIanın, dünya kadar derdi vardır..
.
Aşık oIamayan adem benzer yemişsiz ağaca. Çok maI haramsız, çok söz yaIansız oImaz.
.
Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır.
.
Kırma dostun kaIbini; onaracak ustası yok. SoIdurma gönüI çiçeğini; suIamaya ibrik yok.
.
Eğer bir müminin kaIbin kırarsan hakka eyIediğin secde değiIdir.
.
Aşk aşıkı sır eder, asIanı zencir eder, katı taşı mum eder.
.
ZuIüm iIe abad oIanın akıbeti berbad oIur.
.
Dünya yalan kardeşim, dünya yalan! Var mı yalan dünyada bakî kalan. Mal da yalan, mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan.
.
Bir avuç toprak, biraz da suyum ben... Neyimle övüneyim, işte buyum ben..
.
Edebim elvermez edepsizlik edene, Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene.
.
Dil söyler kulak dinler, kalp söyler kainat dinler.
.
Ümitsizliğe gerek yok,Vaad edenin Rahman olduğunu unutma !
.
Elin kır dahi ayağın kır ama gönül kırma.Gönül kıranın abdesti tutmaz,namazı olmaz..
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
27 Nisan 2020 Pazartesi
Aydınlanmış insanlar serime tarihin gördüğü en büyük ezoterist üstadlardan biriyle devam ediyorum,Pisagor.Sayıların babası olarak bilinen bu muhteşem insan,simya da,numeroloji de,astroloji de ve gizli ilimlerde ustalaşmış ve kendinden çağlar sonrasına bile ışık tutacak bir güce erişmiştir.İşte muhteşem ilim adamı ve büyük ezoterist üstad Pisagorun düşünlerine örnekler ;
.
Bilgisiz adam okyanusta kaybolan yеlkеnsiz gеmiyе bеnzеr: ya kıyıya vurup parçalanır ya fırtınada batar.
.
Sizden daha az mesut olan birine asla saadetinizden bahsetmeyin.
.
Zamanımı siyasеtе vе dеnklеmlеrе harcıyorum. Zannımca dеnklеmlеr daha önеmlidir, çünkü politika sadеcе bir husus için mеvcut olduğu haldе, dеnklеmlеr sonsuzdur.
.
Ey insan! Kapıyı mutsuzluk çaldığında, onu gülеr yüzlе karşıla, kapının ikinci kеz çalmasını bеklеmе. Dirеniş mutsuzluğu biraz daha artırır, itaat zayıflatır.
.
En eski ve en kısa kelimeler olan 'evet' ve 'hayır' konuşulurken en çok düşünülerek kullanılması gereken kelimelerdir.
.
Öfke çılgınlıkla başlar ve pişmanlıkla biter.
.
Hiç kimse kendine hakim olamadığı sürece, özgür olamaz.
.
Ya susmak, ya da suskunluktan daha kıymetli bir söz söylemek gerekir.
.
Altın ateşle, kadın altınla, erkek de kadınla sınanır.
.
Tutkularının еsiri olan kişi asla özgür olamaz.
.
Sorarlarsa, iyilik nеdir diyе dе, bilgеliğin hayata gеçirilmеsi.
.
Sorarlarsa, başarının anahtarı nеdir? Dе kеndi kеndinlе anlaşmak.
.
Şu ikisinе düşünmеdеn еlini uzatma: Şüphе еtmеk vе çеkimsеr kalmak.
.
Şunu bilirim: Kocaman bir bеdеndеki ruh küçülür. bеdеnini ruhunun mеzarı yapma.
.
Mutluluk insanın kendiyle uyum içerisinde olmasından ibarettir.
.
Kendisiyle yalnız kalamayan, diğerleri ile bütünleşemez.
.
Bilgeliğin başlangıcı susmaktır.
.
Güç ‘zorunluluğun’ yakın komşusudur.
.
Tanrı’dan başka kimse bilge değildir.
.
Zaman bu dünyanın ruhudur.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
26 Nisan 2020 Pazar
Evrenin sırlarına erişebilmiş,simya ve astroloji de uzmanlaşmış büyük ezoterist şahsiyetleri tanıtma serimde bugün batı menşeili bir alim var,adı da Paracelcus.Bu büyük alim hem kimyager hem de doktordur ve zamanının ötesinde bir alimdir.İsviçrelidir ve Almanca konuşur,Paracelcus'un ezoterik doktrinleri Avrupa ezoterizmini derinden etkilemiştir,özellikle tıpta kullandığı yöntemlerde çığır açmıştır.Çok kıymetli bir adamdır ve evrenin büyük sırlarına vakıf olmuştur,Bir Doktor olmasının yanı sıra gizli ilimlerde uzmanlaşmıştır.Avrupaya şu anki ezoterik kimliğini kazandıran ender insanlardan biridir.İşte büyük ezoterist Paracelcus'un düşüncelerine örnekler ;
.
.
Tıpkı gökyüzünde yıldızların olması gibi insanın içinde de yıldızlar vardır. Evrende hiçbir şey yoktur ki benzeri mikrokozmos'ta da bulunmasın.
.
.
Her şey birbiriyle ilişkilidir. Gök ve yer, hava ve su. Her şey ancak bir şeydir; ne iki ne üç, ancak bir. Birlikte olmadıkları yerde, yalnızca tamamlanmamış bir eser vardır.
.
.
İnsanı anlamanın yolu tıp biliminden geçer; insan vücudundaki doğa güçlerini öğrenen bir doktor, bunları makrokosmosta yani doğada yeniden bulacaktır; bu şekilde doğayı insana yararlı ve zararlı öğeleriyle tanımış olacaktır.
.
.
Vicdani algının gücünden yoksun insanlar, dıştan görülmeyen hiçbir şeyi fark edemezler.
.
.
Zehir her şeyin içinde vardır. Hiçbir şey onsuz olamaz. Zehiri zehir yapan ise dozajıdır.İlaç ile zehiri birbirinden ayıran dozudur.
.
.
Hiçbir şeyi bilmeyen hiçbir şeyi sevmez. Hiçbir şey yapamayan, hiçbir şey anlamaz. Hiçbir şey anlamayan, değersizdir. Oysa anlayan kişi aynı zamanda sever, farkına varır, görür... Bir şeyin aslında, ne kadar bilgi varsa daha fazla sevgi vardır.... Tüm yemişlerin böğürtlenlerle aynı zamanda olgunlaştığını düşleyen kişi üzümlere ilişkin bir şey bilmiyor demektir.
.
.
İnsan hastalığının nihai sebebi, evrensel yaşam yasalarının ihlal edilmesinin bir sonucudur.
.
.
Kendine malik,olan başkasına ait olmaz.
.
.
Oruç en iyi tedavidir,içimizde ki hekimdir.
.
.
Kötülük ayartılmış iyiliktir.
.
.
Sevginin olmadığı yerde, sanat da olmaz.
.
.
İnsanın yaşamı evrenin yaşamından ayrılmaz.İnsanı anlamak için evreni anlamak,evreni anlamak içinde insanı anlamak gerekir.Hakikat bizim içimizde.Hepimizin en derinliklerinde bir merkez var,hakikat tamamen burada ikamet eder.
.
.
İçinde gizlenmiş canlı bir ruh taşımayan hiçbir madde yoktur.Yalnız yaşama sahip insanlar,hayvanlar,bitkiler değil,bütün cismanı ve katı şeyler de bu ruha sahiptir.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
25 Nisan 2020 Cumartesi
Evet dünyada aydınlanmış ve dünyanın sırlarına vakıf olmayı başarabilmiş büyük ezoterist alimlerin fikirlerini tanıtmaya devam ediyorum.Şimdi Türk kültüründe de büyük etkisi olan büyük ilim üstadı Hacı Bektaşi Veliye bakalım.İşte Hacı Bektaşi Velinin düşünceleri;
.
‘’Eline, diline, beline sahip ol! Îsâr etmek (yemeyip yedirmek, giymeyip giydirmek) dostluktur. Muhabbeti açığa vurmak nezâkettir. Kötülüğe karşı iyilik yapmak insanlıktır. Sevgi kalbin hayatıdır. Kur’an âşıktan maşûka bir mektuptur. Yüce Allâh’ın rızâsını kazanmak ve Hazret-i Mustafâ’ya (sav) tabi olmak, Kur’ân’ın emridir. Kimsenin ayıbını arama! Kendi ayıbını görür ol! Âşıkların sözü, sohbeti hakîkî maşûktan (Hakk’tan) başkası değildir. Derviş tüm zamanını Allah ile geçirmeli, ondan doğan her nefes, Hakk’ı anarak tükenmelidir. Hiçbir zaman şöhret arama; şöhret afettir. Soya, sopa rağbet etme! Affet ki; seni de affetsinler. Düşman hakîr olsa da, hor tutma! Halkla mücadele etme! Hiçbir kimseyi küçümseme! İncinsen de; incitme! Bir insanın gönlünü yaralamak cellatlıktır. Herkese şefkat gözü ile bakmalısın. Evliyânın makâmı odur ki; yetmiş iki milleti kabul eder ve herkese duâ ve himmetle yardım eder. Allâh’ın velîsi, kendi zamanının Nûh’udur. O’nun yardımı, Allâh’ın kullarını tufan belâsından koruyan gemidir. Îmânın örtüsü perhizdir. Ziyneti hayâdır. Gıdası vifâk (birlik ve beraberlik)tir. Derviş gece ve gündüz nefsiyle ve şeytanla savaşmalıdır. Ayrılık gütmek yanlıştır. Topluluğa ait kimseye, haksız ayrılık haramdır. Topluluk, haklı beraberlikle ayakta durur. Doğruluk göster; yalanla uyuşma! Doğruyu söylemekten geri durma! Derviş sözlerinde ve davranışlarında doğru olmalıdır. Sorulmadan söyleme; çağırılmadan gitme! Susucu olmak namusluluktur. Kimseden kimsenin sırrını isteme! Kimseye hizmet buyurma! Dünya ile, onun izzeti ve devleti ile gururlanma!’’-Hacı Bektaşi Veli
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
24 Nisan 2020 Cuma
Beni takip edenlerin ezoterizme meraklı olduğunu biliyorum.Bu serimde aydınlanmış,ezoterist, astroloji,simya gibi ilimlerde ustalaşmış tarihteki büyük şahsiyetlerin fikirlerini tanıtacağım sizlere .İlk olarak benimde çok sevdiğim Muhiyddin İbni Arabi ile başlayalım.İşte Muhiyddin Arabin sözleri ;
Varlık bir harftir, sen onun anlamısın..
Câhillik bir ölümdür;İlim ise bir diriliş.
Var mısın ki, yok olmaktan korkuyorsun?
Kibirlenen birini gördüğünde ona karşı tevazu göster. Çünkü onun hakikati kulluktur. Böyle yapmakla ona kulluğunu hatırlatırsın. Böylece nefis hesap etmediğin bir taraftan aslına döner ve seni sever. Seni sevdiğinde sana yakın olur. Sana yakın olduğunda sana hizmet etmek ister. Ona hakikati siyasetle dinlet; bir hikaye anlat, tartışma ve diyalog esnasında bir örnek ver. Nefsi mutlaka bundan etkilenir ve gerçeği kabul eder. Bu takdirde onun öğretmeni olursun, reislik ondan sana intikal eder. Sen Allah ile hakikate ermişsin, onu da Allah’a döndürmüş olursun. Allah ancak kendisini bilenlerden alır. Çünkü bilen vermenin adabıyla edeblenmiş olur.
O sana şah damarı kadar yakındır; O’ndan başkasına bakma. Eğer O’ndan başkasına bakarsan kendinden başka bir şey göremezsin. Nefsin de O’na karşı bir perdedir; asla O’nu göremezsin.
Maddi hayata tapanlar, deniz suyu içenlere benzerler, içtikçe susuzlukları artar.
Kendimden başkasını görmüyorum; gördüğüm de ben değilim...
Kesin olarak ortaya çıkmıştır ki öğreten haktır, dolayısıyla kimseye minnet etmemek gerekir. Öyleyse öğrenmeye aracı olana, emir açısından değil fiil açısından teşekkür etmek gerekir.
Kesin olarak ortaya çıkmıştır ki öğreten haktır, dolayısıyla kimseye minnet etmemek gerekir. Öyleyse öğrenmeye aracı olana, emir açısından değil fiil açısından teşekkür etmek gerekir.
Kendi adını söylemeden önce O’nun adını zikret; o zaman hakkı amaç edinen ve hakkın da kendileriyle ilgilendiği kimselerin divanına yazılırsın.
Sıkışmış birini görür de, onun sıkıntısını giderecek kudrette sende varsa, bil ki senin malında, onun hakkı vardır.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
16 Nisan 2020 Perşembe
Heryerde matematik var.Okul hayatınızda matematiği hiç sevmemiş hatta nefret etmiş olabilirsiniz bunun nedeni size matematiğin öneminin doğru şekilde anlatılmamasından dolayıdır.Matematik ilimlerin en büyüğü ve en kutsalıdır.İnsan hayatından matematiği çıkartırsanız insan yaşamının tüm öğeleri çöker.Yaşınızı matematik ile söylersiniz,bakkala gidip 250 gr peynir alayım dersiniz,gideceğimiz yere 80 km var dersiniz,3. sınıfa gidiyorum dersiniz,10 yıl sonra emekli olacağım dersiniz,biz 3 kardeşiz dersiniz,keki fırında 180 derece de pişiyorum dersiniz,ilaçların 10 mg gibi ifadeleri bulunur üstlerinde,insan vücudunda 206 kemik var deriz,tansiyonumunz 12 ye 8 deriz,75 kiloyum deriz,Kuran 6666 ayet ve 114 suredir deriz.Herşeyi sayılarla ifade ederiz,zira matematikten başka bir yol yoktur.Nasıl matematik hesaplamalar olmadan düzgün ve yıkılmayacak bir bina yapılabilir ?Bütün uçaklar, gemiler, arabalar,teknolojik aletler,gökdelenler,araç-gereçler,insan hayatında kullanılan herşey bir matematik hesaplamanın sonucudur,bu hesaplamalar olmadan bunların hiçbirisi üretilemez,bunlardan herhangi birini matematik hesaplamalarla ayarlamadan yapmak imkansızdır.Ortaçağ da kilise tarafından yakılan büyük ilim adamı Galileo ' Matematik aklın dilidir, konuşma biçimidir. Matematik, Tanrı'nın, evreni yazdığı dildir! ' demişti,Galileo, Tanrı'nın yarattığı evrenin de, Tanrı'nın bir kitabı olduğunu düşünüyordu. Tanrı'nın kitapları arasında çelişki olamayacağını vurguluyordu.Matematik öyle önemli bir ilimdir ki dünyada ki her öğe sayılara dökülebilir,ismimizde ki harflerin bile her birinin matematik değerleri vardır,evrende matematik bir değere dökülemeyecek hiç bir şey mevcut değildir.Astroloji de bir matematik ilimdir bu ilimde gezegen dereceleri,açıları, gezegenlerin yol alma dereceleri,birbirlerine yakın dereceleri gibi bir çok matematik veriyle çalışırız.Matematiği sevin ve sevdirin.Zira Matematik Yaratıcının insanla konuşma yöntemidir.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
10 Nisan 2020 Cuma
Gayrimenkul zenginliği Vedik haritada 4. evin konusudur.Vedik harita da 4. ev kişinin sahip olduğu ev,arsa gibi taşınmazları gösterir.Eğer Vedik haritada kişinin 4. evinde Jüpiter-Venüs gibi iyicil gezegenler varsa yada kişinin 4. evi Jüpiter-Venüs gibi iyicil gezegenlerden açı alıyorsa kişi gayrimenkul yönünden zenginleşecektir.Özellikle Vedik haritada 4. ev kişinin yaşam alanıdır,evinin içidir,ne kadar iyicil gezegen 4. evde yerleşmiş yada buraya açı yapmışsa,kişi yaşam alanında o oranda lükse ve konfora sahiptir ve bir o kadar da evinin içinde mutludur.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
9 Nisan 2020 Perşembe
Şimdi bana çok sık sorulan bir soru da sizi aydınlatmaya çalışacağım.İkiz bebekler aynı anda doğuyorlar peki nasıl bu kadar farklı huylara sahip olabiliyorlar yada nasıl biri zenginken diğeri fakir olabiliyor,nasıl kaderleri çok farklı yönlere gidebiliyor gibi sorular çok soruluyor.Bu soruların sorulması normal çünkü hemen hemen aynı dakika da doğuyorlar,bu da haritalarının neredeyse her öğesinin aynı olmasına yol açıyor ama peki böyleyse neden farklı hayatlar yaşıyorlar,astroloji çalışmıyor mu gibi ikileme düşüyor insanlar.Şimdi ikiz bebekler için özel bir durum konusu ve Vedik Astroloji bu durumu çok kolay bir yöntemle çözer.İkizlerden büyük olanın(Son Doğan) Vedik doğum haritası çıkartılır ve orada ki 3. eve bakılır. Doğmuş her insanın Vedik haritasında 3. ev kişinin küçük kardeşini ya da küçük kardeşlerini gösterir.Ve büyük kardeşin 3. evinde hangi burç varsa küçük kardeşin yükseleni o kabul edilir ve 2 kardeşin haritaları birbirinden tamamen ayrılmış ve değişmiş olur.Yani diyelim ki büyük kardeşin haritasında Yükseleni Boğa,doğal olarak büyük kardeşin 3. evi (Küçük kardeş evi) Yengeç burcu olacaktır,o zaman küçük kardeşin Vedik haritası Yükselen Yengeç burcu olacak şekilde ayarlanır ve arada ki bütün farklılıklar çözülür.Şimdi iki kardeşin Güneşleri,Ayları ve bütün gezegenleri birbirlerinden farklı evlere düşer ve çok farklı hayatlar ortaya çıkar.Peki üçüz bebekler olsaydı diyebilirsiniz yöntem yine aynı olacak.En büyük kardeşin 3. evi 1. küçük kardeşin yükseleni olacaktır,sonrasında en büyük kardeşin haritasında 3.evden 3 daha sayarız ve ikinci küçük kardeşin yükseleni en büyük kardeşin 5.evine denk gelir ve onu ikinci küçük kardeşin yükseleni olarak alırız.Doğan bebeklerin sayısı ne kadar fazla olursa olsun en büyük kardeşin haritasında 3. evden 3 er li şekilde sayarak doğan yeni kardeşlerin yükselenlerini tespit edebiliriz.Yani herşeyin çözümü var..Vedik Astroloji kutsal bir ilimdir, Gökte yıldızlar var oldukça,Vedik Astroloji de var olmaya devam edecektir..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
5 Nisan 2020 Pazar
Bütün İslam filozoflarının kaynağı yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’dir keza Hristiyan ve Yahudi filozofların da kaynakları İncil ve Tevrattır.Zaten felsefe Yaratıcının insana ‘ne anlatmak’ istediğini yorumlamaktır.Gökte kuşların uçuşuna bakıp ilham alır insan,çağlayan şelaleleri izler,geceleri denizin üstüne vuran yakamoza dalıp gider,yemyeşil ormanlarda bilge ağaçların altında oturur.Doğa Yaratıcının ‘sanat galerisidir’,insansa bu sanat galerisinde ki muhteşem sanatın ardında nasıl bir mutlak gücün yattığını merak eden bir çocuktur.Doğada ki her bir muhteşem eser insana ilham verir ve insan Yaratıcıyı daha çok anlamak ister.Yüce Yaratıcıyı anlamanın en iyi yolu ise onun bize gönderdiği yol rehberini öğrenmekten geçer bu da ‘Kuran-I Kerim’dir,İslam filozofları bu ilkeyi benimsemişlerdi.Tasavvuf ehli Mevlananın söylediği meşhur ‘Gel,ne olursan yine gel ‘ cümlesi Kurandaki ‘De ki: 'Ne kadar günahkâr olursanız olun Allah'ın rahmetinden ümidi kesmeyin' Zümer 53, ayetinin dizelere dökülmüş halinden başka birşey değildir.Yine gizli ilimlerde ustalaşmış büyük İslam alimi Muhyiddin İbn-i Arabinin söylediği gibi tüm evren yaratıcıya odaklıdır ‘Üç şeyden kork: Allah'tan, nefsinden ve Allah'tan korkmayandan..’Felsefe ilahi sanatı görmekten başka birşey değildir.Aynı Muhyiddin İbn-i Arabi felsefeyi ve insanın erişebileceği en yüksek gönül gözü bakış açısını ise şöyle açıklamıştır “ Sınırlandırılamayanın sınırı hakkında soru soran biri cahildir.Sen O' nun neticeleriyle , eserleriyle cevap ver, alim olursun. “ Yaratıcının eserleri her an her yerdedir,tüm doğa onun eseridir,Yaratıcıya ulaşmak istiyorsan doğaya bak..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
31 Mart 2020 Salı
Ateş Anadolu da bereket sembolü olarak çağlar boyunca kullanılmıştır. Çok eski dönemlerden itibaren zenginliği ve parayı çekmesi için Anadolu da evlerin içinde sürekli yanan ateşler,ocaklar kurulurdu ve bunlar kati suretle söndürülmezdi, çünkü ateşin söndüğü anda evde ki bereketin, bolluğun,rızkın azalacağını düşünürlerdi.Günümüzde kullanılan 'Ocağım söndü','Ocağı sönmek' deyimi de buradan gelmektedir.Ateş gerçekten de berekettir ama nasıl?Ateşin birincil temsilcisi Güneştir.. Güneşin sıcaklığı,ateşi olmadan dünya üzerinde ekinlerin, meyvelerin, sebzelerin yetişmesi mümkün müdür?Güneş ışığı almadan birşey yetişebilir mi?Bunun dışında ateş insanı soğuktan korur,yemeklerinin lezzetli haline gelmesini sağlar.Bir de ruhun ateşe maruz kalması 'pişmesi' olayı vardır.Mevlananın ünlü sözü 'Hamdım,yandım,piştim' sözü ruhun uhrevi ateşle birleşip yanmasına atıftır.Ateş elementine mensup 3 adet burç vardır,bunlar Koç,Aslan ve Yay burçlarıdır. 'Yanıp,pişmek' en çok bu burçlara nasip olur tabi ruhsal anlamda.Ateş burçları bu yüzden kendilerini geliştirmeye çok önem verirler,maceracı ve yeni deneyimlere açık insanlardır. Hayatlarının başında diğer insanlara göre karakterleri çok daha az gelişmiş olur ve onların hayat amacı bu hayatta 'yanmak' ve 'pişmektir' ve karakter olarak 'yüksek' bir insan olmaktır.Ateş medeniyettir ve ateş burcu olan Koç,Aslan,Yay burçları medeniyetin temel taşlarıdır.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
Jüpiter bir Vedik haritada nereye giderse oraya şans götürür.Jüpiter şansın birincil temsilcisidir.Jüpiter Vedik haritada Venüs ile ilişki kurarsa (açı yada kavuşum) kişi aşk ilişkilerinde ve evlilikte mutlu olur.Jüpiter Ay(zihin) ile bağlantı kurarsa kişi sakin ve huzurlu bir zihne sahip olur.Vedik haritada Jüpiter, Satürn (Meslek) ile bağlantı kurarsa kişi işinde zirveye ulaşır ve mesleği kişinin şansı olur.Şans demek Jüpiter demektir,Vedik haritada kişinin Jüpiter’inin kurduğu bağlantılar kişinin hangi hayat alanlarında şanslı olduğunu gösterecektir.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
20 Mart 2020 Cuma
Güneşe bir Vedik haritanın 'ateşleyici motoru' diyebiliriz.Çünkü kişinin tüm yaşam enerjisini vermekle görevli gezegen Güneştir.Kişinin girişken biri olması,bir şeyleri başlatabilmesi,inisiyatif alabilmesi,kendini ifade edebilmesi gibi konuların hepsi,kişinin Güneşinin Vedik haritasında ki yerleşiminin sorumluluğu altındadır.Eğer Güneş sevmediği evlerde (6.8.12.) yerleşip zararlı gezegenlerden (Saturn,Mars, Rahu,Ketu) açı almışsa,kişi hayatta birşeyleri başlatmakta zorlanan,inisiyatif alamayan,girişimcilikten uzak birisi olacaktır.Böyle bir kişi de utangaçlık, çekingenlik,fazlaca alçak gönüllülük gibi durumlar ortaya çıkacaktır.Tam tersine Güneş harita da iyi konumlanmışsa,kişi yaşam enerjisi yüksek,girişken,kendini iyi ifade edebilen ve üstüne tüm ilgiyi toplamaktan çekinmeyen biri olur.Güneş aynı zamanda Vedik Astroloji de kişinin 'babasının' temsilcisi de olduğu için,Güneşi zararlı yerleşmiş kişinin babasıyla ilişkisi daha zor olurken,Güneşi iyi yerleşmiş kişi ise her daim babası tarafından desteklenir.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
19 Mart 2020 Perşembe
“Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?”demiş bir tasavvuf ehli..Yaşadığımız sıkıntılar da,yaşadığımız güzel şeylerde hepsi Yaratıcıdan gelir.Sıkıntı hastalık gibi durumların hepsi Satürn gezegenine bağlıdır.Eğer biz hastalıklardan ve sıkıntılardan kurtulmak istiyorsak Satürn’ü devre dışı bırakmalıyız ve bu ancak Satürn’ün en büyük düşmanı Güneş’i haritamızda güçlendirerek mümkün olur.Güneş gezegenlerin kralıdır bütün gezegenler onun etrafında döner,aynı şekilde bizim dinimizde de surelerin şahı yani en güçlüsü mevcuttur bu da Ayet-El - Kürsi’dir.Ayet-El-Kürsi enerji olarak Güneşi çalıştırır.Her kimin hayatına sıkıntı,hastalık,yoksulluk gibi Satürn temaları dokunmaya başlarsa kişi hemen Vedik haritasında ki Güneş gezegenini güçlendirmeye başlamalıdır.Peki bu nasıl yapılır?Her gün Güneş batmadan 108 kere Ayet-el-Kürsi okunup tamamlanmalı ve bu pratik en az 40 gün uygunlanmalıdır.Bunun sayesinde Güneşimiz güçlenip Satürn güçsüzleşeceği için hayatımızda ki Satürn temaları olan sıkıntı,hastalık,yoksulluk,mutsuzluk temaları da kaybolup kişiyi rahat bırakırlar.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
Şimdi bugün zihin ve ruh konusunu ele alalım.Vedik harita da Güneş ruhumuzu temsil eder,Ay ise zihnimizdir.Bu somut-materyal dünyada ruhun(Güneş) yolunu bulabilmesi için zihnin (Ay) rehberliğine ihtiyacı vardır,zira ruhun kendi içinde bir zihin mekanizması yoktur,bu nedenle Ay(Zihin) ruhu(Güneş) yönlendirmek için görevlendirilmiştir.Bu nedenle Ay bizim dünyayla olan tüm ilişkimizden sorumludur,kişinin sosyal bir varlık olması,sosyal ilişkiler kurması Vedik haritada Ay’ın yöneticiliği altında bir olgudur.O zaman kişi ne kadar sosyal ise ve sosyal ilişkilerde başarılıysa Ay’ın Vedik haritasında yerleşimi o kadar iyidir.Eğer bir Vedik harita da Ay zararlı evlerde yerleşmiş (6.-8.-12. Evler) aynı zamanda zararlı gezegenlerden (Saturn,Mars,Rahu,Ketu) açı almışsa kişi asosyal ve insan ilişkilerinde başarısız biri olacaktır,çünkü zihin (Ay) ruhu (Güneş) istediği şekilde yönlendirme yeteneğinden yoksun kalmış olacaktır,bu da kişinin utangaç olmasına,sık sık hatalar yapmasına ve kendini topluma (Ay) kapatmasına neden olacaktır. .
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
14 Mart 2020 Cumartesi
Ay Vedik Astroloji de kadınları temsil eder.Ay aynı zamanda kişinin zihnidir kişinin zihnine dair herşey Ay'ın kontrolü altındadır.Kadınlara saygısızlık eden yada kötü davranan kişi sürekli zihinsel stress yaşar ve depresyona meyilli olur.Kişi ister erkek olsun ister kadın olsun zihninin iyi hissetmesi için kadınlara iyi davranmalıdır.Ay su elementidir ve su elementi olan burçlarda(Yengeç,Akrep,Balık) iyi çalışır,aynı zamanda su elementi toprak elementini sever,bu da demek oluyor ki Ay toprak burçlarında da (Boğa,Başak,Oğlak) gayet iyi çalışır.Problem ise Vedik Astrolojiye göre Ay'ın ateş (Koç,Aslan,Yay) burçlarında yada hava (İkizler,Terazi,Kova) burçlarında konumlanmasıdır.Ay su elementidir ve ateş burçlarında (Koç,Aslan,Yay) konumlandığında bu su buharlaşıp uçup gider,Vedik Doğum haritasında kişinin Ay'ı ateş burcunda konumlandıysa kişi sık sık duygusal buhranlar,kararsızlıklar ve stress yaşar.Vedik astroloji de hava burçları(İkizler,Terazi,Kova) ise belirgin olarak 'soğuk hava' taşırlar,su elementi olan Ay,Vedik astrolojiye göre bu burçlarda konumlanırsa soğuk havayla temas eden su(Ay) donar ve hareket edemez hale gelir.Vedik astroloji de Ay hava burçlarında donduğunda kişi 'akıl tutulması' dediğimiz olayı yaşar,bir çok olaya duygusal tepkiler veremez,çevresi tarafından soğuk ve duygusuz olarak adlandırılır,evebeynleriyle ilişkisi iyi olmaz,kendisini de bir ebeveyn olarak çocuklarına kendini iyi ifade edemez.Şimdi Ay'ın ateş ve hava burçlarında ki problemlerini nasıl çözebiliriz ona bakalım.Ay ateş burçlarında suyunu kaybettiği için zihinsel olarak iyi hissetmek için gün içinde sürekli vücudunuzda ki suyu takviye edin,bol su için.Ay'ın hava burçlarında ki 'donma' problemini çözmek için gün içinde zihinsel olarak iyi hissetmek için sık sık çay gibi sıcak içecekler için bu Ay'ın 'çözülmesine' yol açacaktır ve bu zihninizi oldukça iyi hissettirecektir.Kişinin zihni bütün hayati fonksiyonlardan sorumlu olduğu için zihnimizi bu yöntemlerle desteklemek özellikle Vedik Astrolojiye göre ateş ve hava burçlarında konumlanmış Ay sahipleri için hayati önem taşır.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
13 Mart 2020 Cuma
Evrende 7 adet boyut vardır ve her boyut 7 gezegenden birine tekabül eder.En altta ki 3 boyut insanlığın ve bütün fiziksel olarak hapsolmuş canlıların yeridir.Sınır ilk 3 boyuta kadardır sonrasında kalan 4 boyutta hiçbir şey doğmaz yada ölmez,hiç birşeyin başı yada sonu yoktur.İlk 3 boyutu bağlayan ve buradan çıkamamızı sağlayan 3 adet enerji vardır.Rajas,Satwa ve Tamas.Biz bu enerjilere tabi oldukça ilk 3 boyutu aşıp ilahi boyutlar olan 4. kat ve sonrasına geçemeyiz.Rajas bildiğiniz gibi açgözlülük,hırs,ego ve sürekli bir yaratım enerjisidir.Tamas yıkıcılık,tembellik,kıtlık ve günah enerjisidir.Satwa ise dengeli olan,saflık ve iyilik enerjisidir.İnsan bu 3 enerjinin hapsinden kurtulmadıkça üst boyutlara ulaşamaz,3 enerjinin her biri de bizim sürekli karma yaratmamıza ve alt boyutlarda kalmamıza neden olur.İşte burada hintlilerin en ünlü mantrası devreye giriyor 'AUM' (OM) mantrası.Bu mantra insanın bu 3 enerjinin hapsinden kurtulmasını sağlar.Burada ki 'A' hintlilere göre Tanrı Brahmayı temsil eder,Brahma yaratıcı gücü yani Rajas enerjisini kontrol eder.Burada ki 'U' Tanrı Vishnudur Satwa enerjisidir.Burada ki 'M' ise Maheswara yani Tanrı Şivadır,Tamas enerjisidir.Hintliler bu 3 Tanrının 'AUM' mantrası ile kişiyi 3 enerjiden serbest bırakacaklarına ve üst boyutlara çıkmasına izin vereceklerine inanırlar.Bilmedikleri şey ise Brahma,Vishnu ve Şiva isimleri Allah'ın çeşitli enerjilerinin ismidir,tıpki bizde de Allah'ın 99 ismi (Esma ül Hüsna) olduğu gibi..Aum mantrası meditasyon halinde sürekli tatbik edildiğinde kişi egodan (Rajas),günahtan(Tamas) ve dengeden (Satwa) arınır ve ilk 3 boyutun enerjileri kişinin üstünde kalmadığı için kişi 4. boyuta ve üzerine çıkar.Bu da tasavvufta bizim 'tekamül' yada kurtuluş dediğimiz olaydır.Kişi bu 3 enerjiden arındığı için karma üretemez artık alt boyutlarda işi yoktur.Kişi hiçbir şeyin başı yada sonu olmayan,ölümün yada doğumun olmadığı üst boyutlara ulaşarak yeniden doğmaktan,yeniden ölmekten ve bütün bu döngülerden kurtulur..Bu Hintlilerin bile çok azının bildiği büyük bir sırdır.Tekamüle erişip Allah'a ulaşmak için ilk olarak kişi evrenin karma üreten enerjilerinden sıyrılmalıdır ..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem