6 Ağustos 2021 Cuma

Manipülasyon
Bilgi (Işık) olmadan, öğrenmeden, hayatta başarılı olman mümkün değildir,önünü göremediğin için bir çok engele takılırsın,’karanlık’ (Şeytan - cehalet)seni kandırır,düşüp düşüp kalkarsın,yine de önünü göremezsin. Hayattan faydalanmak ve iyi bir hayat yaşamak istiyorsan, sana gereken tek şey bilgidir(ışık).Eğer hayatı, öğrenmeyerek yaşamayı tercih edersen,karanlıkta kalırsın ve her işini karanlıkta el yordamıyla yoklayarak düşe-kalka yapmak zorunda kalırsın.Ancak bilgin olursa yenebilirsin kötülükleri.. ’Kötülerden’,’Şeytanlardan’ daha bilgili olursan sana zarar veremezler, insanlığa zarar veremezler.Bilgin olmazsa,’bilgi sahibi şeytanlara’ yem olursun,seni karanlıkta bırakırlar. Maalesef dünyamızda ‘kötülük’ daha fazla ilme sahip,daha fazla araştırıyor ve her yeni buluşta insanlara daha fazla zarar vermenin yollarını buluyor.Allah yolunda insan,bununla başa çıkmalı.Allah yolunda kimse için ‘ilim öğrenmek’ herşeyden üstün olmalı,ibadetlerin en üstünlerinden biri ilim yapmaktır, öğrenmektir ve bunu insan yararına kullanmaktır.’Bilgi’ bu dünyadaki en değerli şeydir,Yüce Allah bunu Zümer 9. Ayette ‘De ki: Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu ? ‘ diyerek açıklıyor..Allah yolunda insanlar öğrenmekten, bilgiden ne kadar uzaklaşırsa,onların boşluklarını ‘Şeytan Hizmetkarları’ dolduruyor. Şeytanın (Rahu) en büyük numarası insanları manipule etmekte ustalığıdır.Peki kim manipule olur ? Bilmeyen..Bilmedikçe, araştırmadıkça, bilgiden uzaklaştıkça manipule olmaya,korkutulmaya,yönlendirilmeye açık olur insan..Tabi öğrendiğiniz kaynaklara da dikkat edin,’ilim’ adı altında bir çok şeytan manipulasyonu etrafta dolanıyor,bunlara kanmayın. Allah yolunda olduğundan emin olduğunuz insanlardan öğrenin..Ve her ne olursa olsun umudunuzu kaybetmeyin. ‘Şeytan’ herşeyi ‘mış’ gibi gösterir, hakimmiş, üstünmüş, kazanan ‘O’ ymuş gibi gösterir..Ama sadece ‘numara’ yapmaktadır,aslında ‘hiçbir’ gücü yoktur,lanetli mahlukatın tekidir,sadece ne kadar ‘güçlü’ olduğu konusunda yalan söyler..Tek özelliği iyi bir yalancı olmasıdır hepsi bu,çok zayıf ve güçsüzdür..’Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım..’. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

24 Temmuz 2021 Cumartesi

Sessizlik
‘Sessizliği dinle,anlatacak çok şeyi var..Ne kadar sessiz olursan o kadar duyarsın..’ demiş Celaleddin Rumi.’Bir aptal,konuşmasıyla tanınır ama bir bilge,sessizliğiyle tanınır’ demiş Pisagor..’Sessizlik,bilgeliği besleyen uykudur’ demiş Francis Bacon.. ‘İyi ve bilge insanlar sessiz bir yaşam sürdürürler ‘ demiş Euripides..’Sessizlik büyük bir güç kaynağıdır’ demiş Üstad Lao Tzu..’İnsanlar kendileriyle sessizlikte baş başa kalmamak için ne kadar saçma olursa olsun bir bahane üretirler’ demiş Carl Gustav Jung..Sessizlikten insanlar sürekli kaçarlar...’Sessizlik,kelimelerin anlatamadığını anlatır’ demiş başka bir bilge..’Sessizlik en iyi arkadaştır,asla kişiyi arkadan bıçaklamaz’ demiş Konfüçyüs.’Müzik notalarda değildir,nota aralarında ki sessizliktedir.’ demiş Wolfgan Amadeus Mozart..’Bir çok defa konuştuklarım yüzünden pişman oldum ama asla sessiz kaldığım anlardan hiçbir zaman pişman olmadım’ demiş Publilius Syrus. Büyük Üstad Lao Tzu demiş ki 'Bir tohumu ekersen tohum ses çıkarmadan büyür,ama bir ağaç yıkılırken büyük bir gürültü çıkartır.'Yıkım' gürültülüdür,oysa yaratım sessizdir.Bu sessizliğinin gücüdür..Sessizce büyü..'. Gerçektende fazla konuşmak cehaletin göstergesidir,tüm eski bilgeler 'Sessizlikten daha değerli söyleyecek bir sözün varsa söyle,yoksa konuşmamayı tercih et ' derler.Bir teneke kutunun içi boşsa çok fazla ses çıkaracaktır,içi doluysa ses çıkmaz.Kişinin ne kadar sessiz kalabileceği ise haritasındaki 5. Element yani Akaş(Ruh) elementine bağlıdır.Akaş herşeyin içine sızmış olan ve herşeyi bir arada tutan 5. elementtir.Kişinin ‘dinlemesi’ ve ‘sessiz’ kalması doğum haritasında akaş elementini yöneten Jüpiterin kontrolü altındadır.Sessizliğe erişebilen kişi,kendini ve evreni keşfeder..Çok konuşan,fazla gürültülü aktivitelerle uğraşan kimseler ise kendilerinden,evrenden ve özlerinden uzaklaşırlar..Gürültü cehalettir(Satürn),sessizlik ise bilgelik(Jüpiter).Çok konuşmak cehaletten ileri gelir(Satürn),sessizlik ise bilgelikten(Jüpiter)..Dinlemek,sessizliğin asaletini kavramaya yarar.Konuşmak ise sessizliğin ihtişamını yok etmektir.Sessiz kalın ve dinleyin,keza ‘sessizliğin’ size anlatacağı çok şey var.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

19 Temmuz 2021 Pazartesi

Harcalamalar
Nereye para harcarsanız ‘ayaklarınız’ oraya gider..Vedik Astroloji’de 12. Ev kişinin ‘kaderini’ gösterir,burası kişinin yaptığı harcamalardan sorumludur,aynı zamanda burası kişinin fiziksel olarak ‘ayaklarını’ kontrol eder..Yani kişinin ‘kaderi’,’harcamaları’ ve ‘ayakları’ aynı yönde hareket eder.Özellikle Veda’larda kişinin nereye ‘para harcadığı’ konusuna çok önem verilir.Çünkü kişinin harcamaları kişinin kaderini belirler ve kişinin ‘ayaklarını’ o yöne doğru götürür.Örneğin alkole para harcıyorsanız ‘ayaklarınız’ bar’a, klübe gider,kumara para harcıyorsanız ‘ayaklarınız’ kumarhaneye gider,eğitime para harcıyorsanız ‘ayaklarınız’ okula gider,dini bir mabede yardımda bulunuyorsanız ‘ayaklarınız’ mabede gider..Nereye ‘harcarsanız’,ayaklarınız o yöne doğru hareketlenir.Kötü,zararlı şeylere harcamalar yapıyorsanız ayaklarınız bunların bulunduğu yere gider,kaderiniz buralarda şekillenir.İyi şeylere harcamalar yapıyorsanız ayaklarınız o iyi yerlere gider ve ‘kaderiniz’ oralarda şekillenir.Hindistan’da bu amaç için ‘Guru Dakşina’ diye bir tanım vardır,kişi öğrenim gördüğü ‘Öğretmene’ ufak bir miktar, bizim paramızla 25 kuruş gibi bir para verir ki,’ayakları’(12.Ev-Harcamalar) sürekli onu Öğretmenine götürsün diye..Bilinçaltı böyledir,nereye para harcarsanız oraya çok sık gidersiniz.Örneğin Camiye çok sık gitmek istiyorsunuz diyelim,gidip O camiye maddi yardım yapın, ‘ayaklarınız’ (12. Ev-Harcamalar) sizi tekrar tekrar oraya götürecektir..Kaderiniz böyle şekilleniyor.Harcamalarınız(12. Ev) ayaklarınızı(12.ev) harekete geçiriyor ve bunun sonucunda kaderiniz(12.Ev) şekilleniyor. ’Ayaklar’ hayatta gittiğimiz yönü gösterirler,’Kaderimiz’ ayaklarımızın nereye gittiğinden ibarettir. Harcamalarımız ayaklarımızın yönünü belirlediği için hiç hafife alınmayacak kadar önemlidir.Yanlış harcama,yanlış yola girmek demektir,doğru harcama ise doğru yola yönelmektir.Ayaklarınız (12.Ev) her halükarda sizi para harcadığınız (12.Ev) yere götürecekse,neye para harcadığınız konusunun hayati önemini görebiliyor musunuz ? Yani harcamalarınla ayaklarına yön verip kaderini oluşturan sensin.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

4 Temmuz 2021 Pazar

Erişmiş Üstad Çuang-Tzu
Aydınlanmış üstad Çuang-Tzu’nun dönemin filozoflarından Hui-Tzu ile İnsan-ı Kamil hakkında tartışması..Chuang-Tzu:İnsan-ı Kamil bir insanın fiziki suretine sahiptir ama onda bir insanın duyguları yoktur.İnsan suretinde olduğu için diğer insanlar arasında onlardan biriymiş gibi yaşar.Ama kendisinde bir insanın duyguları olmadığı için ‘doğru’ ve ‘yanlış’ ya da hoşlanırım ve hoşlanmam gibi değer hükümleri ona erişemez.Ortak beşeriyetin bir öğesi olduğu sürece ne kadar da değersiz ve küçüktür O ! Ama kendisinde Mutlak’ın kemalini taşıması açısından bu alemde ne kadar yücedir O ! Bu beyana karşı Hui-Tzu sorar:Bir insanın duygusuz olması mümkün müdür? Çuang-Tzu: Evet mümkündür. Hui Tzu:Ama eğer bir insanın duyguları yoksa,buna nasıl ‘insan’ denebilir ? Çuang-Tzu: Yol(Tao-Mutlak) ona insan özellikleri vermiş.Sema da vücudunun suretini bahşetmiş.Onun bir ‘insan’ olduğunu nasıl olur da reddederiz ? Hui-Tzu:Ama ona ‘insan’ dediğiniz andan itibaren onun duygusuz olması aklın alacağı bir şey değil. Chuang-Tzu:Sizin ‘duygu’ dan anladığınız benim aynı kelimeden anladığımdan farklı.Ben ‘onun duyguları yoktur’ dediğimde insanın kendi nefsinin hoşa giden ya da gitmeyen şeylerden etkilenmemesini,hayati enerjisini arttırmaya asla teşebbüs etmeden her şeyin ‘kendiliğinden böyle olma’sına kendisini uyumlu kılmasını kastediyorum. Hui Tzu :Eğer kendi hayati enerjisinin besleyici gıdalar,elbise giymek vs yoluyla arttırmaya teşebbüs etmiyorsa,vücudunu nasıl canlı muhafaza edebilir ki ? Çuang Tzu:Yol (Tao-Mutlak) ona insan özellikleri vermiş ve vücut bahşetmiş.O da bunun sonucu olarak varlık alemine ‘insan’ olarak gelmiş.Hal böyle olunca onun yapması gereken kendi nefsinin hoşa giden ya da gitmeyen şeylerden etkilenmesine engel olmaktır.İşte benim ‘hayati enerjisini arttırmayı denememek’le kastettiğim budur.Siz ise ‘ruh’unuzu dışarıya doğru yönlendiriyor,dış dünyanın nesneleriyle uğraşarak sandalyenin üzerinde zihninizi tüketiyorsunuz.Sizin bedeninizi lütfeden bizzat ‘Mutlak’tır.Ama siz bedeninizi ‘Mutlak’ın iradesine uyumlu kılacak yerde bir taşın beyaz mı yoksa siyah mı olduğu hakkında boş şeylerle meşgul ediyor,bunları sorun yapıp tartışıyorsunuz. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

1 Temmuz 2021 Perşembe

Amaç

Necm 39 ''İnsan için çalıştığından başkası yoktur.'' Her insan, yaptığı tercihlerle, kendi yazgısını bizzat kendisi belirler, sonucundan da yalnızca kendisi sorumludur. İşte bu yüzden, İsra 13-14 ‘’Her insanın kuşunu onun boynuna takmışızdır. Kıyamet günü kendisine, önünde açılmış olarak bulacağı bir kitap çıkaracağız. Oku kitabını! Bugün sana hesap sorucu olarak nefsin yeter!'' denilecek. Peki tercihlerimiz yani yapacağımız eylemler için motivasyonumuzu nerden alırız? Bu bizim 'başlangıcımızda' yani doğum haritamızda saklıdır. Vedik doğum haritamızdaki Güneş'imiz(Dharma) din, inanç, doğruluk yolunda yapacağımız eylemlerimizi ve tercihlerimizi gösterir. Haritamızdaki Ay'ımız insan ilişkileri, sosyal yardımlaşma, anne babamıza karşı görevlerimiz, aile hayatındaki tercihlerimiz ve eylemlerimiz alanında tercihlerimizden sorumludur. Merkür’ümüz eğitim, meslek ve para alanında yaptığımız tercihlerden ve eylemlerden sorumludur vs.. Rahu ve Ketu dahil toplamda 9 gezegen bizim bu hayatta tercihlerimizden ve eylemlerimizden sorumludurlar. Peki gezegenlerin bize verdiği tercihlerden ve eylemlerden kaçabilir miyiz? %33 miktarında evet, buna ‘cüzi irade’ denir. %66 oranında ise haritamızın bize verdiği tercih ve eylem motivasyonundan kaçamayız buna ise ‘Külli İrade’ denir. İsra 13-14 de dediği gibi %33 lük bile olsa özgür irade(cüzi irade) önemlidir çünkü yaptığımız tercihlerden ve eylemlerden sorguya çekileceğiz. Biz özgürce tercih ediyoruz ve eyleme döküyoruz (%33 lük Kısım), sonucunu ise Yüce Allah veriyor (Külli İrade %66 kısım) ve bu Yüce Allah’ın emrine boyun eğmiş gezegenler (Rum 26) vesilesiyle oluyor. Sanskritçe de gezegen ‘graha’ demek, graha sansktritçe de aynı zamanda ‘tutulma’ anlamına geliyor, yani gezegenler zihnimizi ‘tutulmaya’ uğratırlar ve bize kendi motivasyonlarını(Külli İrade - %66) dikte ederler. Kişi gezegenlerin enerjilerinin üstüne çıkabilirse yani onların 'tutulmasından' kurtulabilirse, İnsan-ı Kamil olur ve bunu %33 lük imkanıyla yapmalıdır. Amaç ‘arınmaktır’ (Maide 6, Tevbe 108), ‘arınan’ artık Sekar’a geri dönmez, kişi ‘tamamen’ arınmışsa 50.000 yıllık sınav başarıyla sonuçlanmış demektir(Mearic 4).

.

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan


30 Haziran 2021 Çarşamba

Sadece İyilik
Nisa 79. Ayet ‘Sana iyilik olarak ne erişirse, Allah'tandır. Sana kötülük olarak ne dokunursa, o da kendi nefsindendir. Biz seni insanlara peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak da Allah yeter.’..Bu ‘umman’ gibi bir ayettir ve bu ayet ‘hayatın’ sırrını açıklayan ayetlerden biridir.Ne diyor ayette sana bir kötülük gelirse kendi nefsinden,sana bir iyilik olur ise Yüce Allah’tandır.Kuranın birçok yerinde ‘Allah kuluna zulmetmez’ diye belirtiliyor.Yunus 44. Ayet ‘ Gerçek şu ki Allah insanlara zerrece zulmetmez, fakat insanlar kendilerine kötülük ediyorlar.’ Nahl 33. Ayet ‘’Onlar kendilerine meleklerin gelmesinden yahut Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi ancak onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.’’ Enfal 51. Ayet ‘’ İşte bu, kendi ellerinizle yapıp ettikleriniz yüzündendir ve kuşkusuz Allah kullarına asla zulmetmez.’’..Yüce Allah sevgisi sonsuz olandır,bağışlayandır,merhamet edendir.Peki insanın başına musibet Yüce Allah’tan gelmiyorsa nereden geliyor ? Tabiki kendinden..Kuran’ın kaç yerinde ‘siz kendinize/nefsinize zulmedersiniz’ diyor.Peki nasıl napıyoruz bunu ? Yüce Allah bize ‘beden’ denen muhteşem bir makina vermiş ve bu beden sonsuz bilgiyi içinde saklayabilen muhteşem bir beyne sahip.Beden-beyin öyle güçlü bir araç ki sürekli bir seçim ve yaratım sürecindeyiz(Biz Yeryüzündeki Halifeleriz).Zararlı davranışlar ve zararlı alışkanlıklar sahibi olarak bu muhteşem doğamıza zulmediyoruz.Sonra zararlı yaşam tarzı,öğrenmemeyi seçme,zararlı filmler,zararlı şarkılar,zararlı aktiviteler ile haşır-neşir olarak kendimizi zararlı yönde kodluyor ve hayatımızı şekillendiriyoruz.Sahibi olduğumuz mevcut ‘makina’(beden-beyin) bunları realiteye dönüştürdüğünde de bu ‘musibet’ başıma nerden geldi diyoruz’..’Temiz Yaşam’ önemlidir,bilinçaltınız her saniye çalışıyor,duyduğunuz,gördüğünüz herşey ile kendi ‘realitenizin’ tuğlalarını bir bir yerleştiriyorsunuz.Kan ve korku dolu filmler,savaş dolu bilgisayar oyunları,entrika,aldatma,intikam,kirli oyunlar içeren dizilerle zihininizi kodlarken ne yaşamayı bekliyordunuz ? ‘Gül Bahçesinde’ olmayacağınız kesin.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

24 Haziran 2021 Perşembe

Yüce Allah’ın Yardımı
İnsan ile Şeytanı birbirinden ayıran fark nedir? Yüce Allah insanı cennette yaptığı hatadan sonra ‘yeryüzüne halife’ kılmış,Şeytanı ise lanetleyip cehenneme girmeden önce kıyamete kadar süre vermiş..İnsan da hata yaptı Şeytan da hata yaptı peki sonuç neden böyle oldu?İşte burda İnsanoğlu Şeytandan ayrılıyor..Adem ve Havva cennette hata yaptıklarında Yüce Allah’a ne demişlerdi ? Araf 23.Ayet ‘ Dediler ki: “Ey rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz, bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz!”..Peki Şeytan yaptığı hata üzerine Yüce Allah’a ne demişti ? Araf-16.Ayet ‘İblis, "Öyle ise beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım" dedi.’.Şeytan(İblis) hatasına karşın Yüce Allah’a ‘Beni azdırmana karşın’ diyor..Fark bu..İnsan hatasını kabul edip ‘biz kendimize zulm ettik’ derken Şeytan’ beni sen azdırdın’ diyor,kendi kötülüğüne karşılık bunu Yüce Allah’a atfediyor..İşte İnsan’ı insan yapan en büyük özellik ‘hatasını anlayıp’,Şeytan gibi kibirden uzak olmak..Daha önceki yazılarımda yazmıştım,kişinin kendi hataları için kibirine sarılıp başkalarını suçlaması ‘Şeytani’ insanlar ortaya çıkartır..İyi insan kendi hatasını kabul eder ve başkasını suçlamaz.Şeytanı ateşe götürecek ‘kibir’ günümüz dünyasında heryeri sarmış durumda..Popüler kültür ‘kibir’ ile dolu ‘En iyi benim’,’Ben Süperim’ ’Muhteşemim’,’ Herkes bana hayran’ bu sözleri artık hergün heryerde duyar olduk..Kibir insanın gözlerini kör eder ve bütün anlama kabiliyetini yok eder..Örneğin bir konuda en iyi olduğunu düşünüyorsan artık o konu hakkında öğrenme sürecini sonlandırırsın,bu da kişiyi cehalete sürükler..Heryerde herkeste her konuda kibir var,’öğrenme’,’ilim üretme’ ise yok,rafa kalkmış durumda.. Cennette hatasını kabul edip öğrenmeye aç olan İnsan,gittikçe Şeytana benzemeye başlıyor..Ve dünya gittikçe daha da kötüye gidiyor,peki neden? Ali İmran 86.Ayet ‘..Allah cahil ve zalim bir topluluğa yardım etmez.’..Dikkat edin,ayetle sabit Allah’ın rahmeti insanlık olarak cahil kalıp kibire bulaştıkça üzerimizden gidiyor..Yeni birşey öğrenmediğiniz tek gün bile ziyandasınız.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

8 Haziran 2021 Salı

Aşikar Olan 'Yol'
1584 yılında yaşamış kılıç üstadı Miyamoto Musashinin öğrencilerine en büyük öğüdü şudur ‘Dışarıda,seni şu anda olduğundan daha iyi,daha zeki,daha güçlü,daha hızlı,daha şanslı yapabilecek hiçbir şey yok,bunları sağlayacak herşey sadece kendi içinde mevcut.Hiçbir şeyi kendinden dışarda arama ! ‘ Her insan içine dönmeli..’Gerçek’ sadece sessizlikte ve kişinin kendi içinde bulunabilir.8. yüzyılda yaşamış Çinli üstad Shitou insanı bir ‘barakaya’ benzetiyordu..’ Baraka küçük olmasına rağmen tüm evreni içinde barındırıyor’ diyordu..Zen Üstadı Seung Shan insanın gelişme aşamasını şöyle betimliyordu ‘Kapının önünde durağanlığın ve sessizliğin hakim olduğu uçsuz bucaksız bir toprak var,’bahar’ gelir ve otlar ‘kendiliğinden’ büyümeye başlarlar ‘..13. yüzyılda yaşamış Zen üstadı Dogen ise şöyle diyordu ‘Cennete ulaşmak için kişi ‘kendini’ tanımaya çalışmalıdır..Kendini tanımaya çalışmak ise kendini unutmaktır.. Kendini unutmak ise kişinin tamamen aydınlanmasına yol açar ‘..’Bana nereye gittiğimi sormayın,bu sınırsız dünyada sadece bir yolcuyum,attığım her adım benim ‘evimdir’ ‘diyordu Üstad Dogen..’Ancak bir aptal kendini başkalarından farklı görebilir ama bilge bir adam başkalarını ‘kendiyle’ bir olarak görür’ demişti Üstad Dogen..Ve büyük Zen Üstadı Dogen şöyle diyordu ‘ Eğer ‘gerçeği’ bulunduğun yerde bulamıyorsan, nerede bulmayı bekliyorsun ? Herşeyin başlangıç noktası sensin.. ‘ Peki nasıl fethedebilir insan kendini,nasıl ulaşabilir ‘gerçeğe’?Avustralya Aborjinlerinin bir atasözü der ki ‘Gölgeleri görmek istemiyorsan, gözlerini Güneş’ten ayırma..’. Güneş (Dharma,Doğru Yol,Din,İnanç) kendi gölgelerimizden(günahlarımızdan) sıyrılmamızı sağlar ve içimizdeki ışığı (Güneş) keşfetme fırsatımız ortaya çıkar..Üstad Mevlana demiş ki ‘Sessiz olduğumda,herşeyin müzikten (Müzik=Güneş=Kalp Ritmi) ibaret olduğu ‘O’ yere düşüyorum ..’ Güneş (Dharma-İnanç-Müzik) doğru yola iletir,Ay (Akıl-Zihin-Algı) kandırır.. Bodhidharma demiş ki ‘Eğer gerçeği anlamak için aklını(zihnini) kullanırsan,ne gerçeği anlayabilirsin ne de kendi zihnini anlayabilirsin.Eğer gerçeği anlamak için aklını(zihnini-Ay) kulanmazsan,hem gerçeği hem de zihnini anlayabilirsin’.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

3 Haziran 2021 Perşembe

Düşünce
Büyük yazar George Orwell’in 1948 yılında yazdığı ve tüm dünyayı sarsan ‘1984’ kitabında değindiği konulardan biri de ‘kısaltmalardır’.Sistem özellikle bu yüzyıldan itibaren insan neslinin ‘düşünmeyi bırakmasını’ istemektedir. İnsanların düşünmeyi bırakması için de bunu öncelikle konuşulan dilin içine sokulması lazımdır.Şu an bütün dünyada herşey için ‘kısaltmalar’ kullanılıyor ve bu kısaltmalar insan beyni üzerinde ‘düşünmemeyi ‘ tetiklemesinden dolayı oldukça revaçta ve daha da artacaklar.Örnek vermem gerekirse ‘E. Ç.’ dediğimde bunun benim ismim olduğunu anlarsınız ve düşünmeden anlamını kavrayıp geçersiniz ama ‘Erdem Çalışkan’ dediğimde beyniniz ‘düşünmeye başlar’, yazılarımı, kişiliğimi, benim hakkımda bildiklerinize doğru yönlendirir beyniniz sizi. ‘ABD’ dediğimde bunun anlamını tam olarak kavrarsınız ve düşünmeden kabul edersiniz ama ‘Amerika Birleşik Devletleri’ dediğimde beyniniz düşünmeye başlar,oranın nasıl bir yer olduğu,zihninizdeki imajını,hepsini düşünürsünüz ve reaksiyon verirsiniz.Absürd bir örnek vermek gerekirse,eğer kullanımda olsaydı(belki ileride olacaktır) ‘KF’ dediğimde bunun bir yemek olduğunu anlayıp düşünmeden kabul edecektiniz ama ‘Kuru Fasulye’ dediğimde hemen o yemek hakkında düşünecek,sevmiyorsanız reddedecek ya da seviyorsanız bu yemeği canınız çekecektir.Ama size kısaltma şeklinde ‘KF’ dendiğinde ne beyniniz düşünecek ne duyularınız harekete geçecektir,hiçbir tepki vermeyeceksiniz,üstüne anlamını da kavramış olacaksınız.Kısaltmalar sizin tepki vermeden,düşünmeden kabul etmeniz için tasarlanmıştır.’Dil’ öyle güçlü bir araçtırki insan beynini kodlayabilen yegane unsur ‘sözcüklerdir’.Neden Kuran’dan sureler okuyoruz düzenli olarak?Bunun bir amacı da zihninizi kodlayıp enerji seviyenizi ayarlamanız içindir.’Düşünürseniz’ sistem için bir problemdir,çünkü ‘sorgularsınınız’. Kuran’da Yüce Allah hemen hemen 5 ayette bir ‘siz hiç düşünmez misiniz?’,’akletmez misiniz ? ‘diye boşuna mı söylüyor ? Sanıyorum ki insanlık için ‘düşünme’ vakti geldi de geçiyor bile.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

30 Mayıs 2021 Pazar

İllüzyon Gerçeğin Tersidir
Burası tamamen bir ilüzyon üzerine kurulu..Güneş hiç hareket etmiyor farkında mısınız?Biz(Dünya) Güneşin etrafında döndüğümüz için ‘bizim’ bakış açımızdan Güneş’in etrafımızda döndüğünü düşünüyoruz,aslında Güneş hiç yerinden kıpırdamıyor,biz onun etrafında dönüyoruz. Tutulma diye bir şey yok aslında,o ‘bizim’ dünyadaki görüş açımızdan dolayı meydana geliyor.Bizim ‘tutulma’ dediğimiz olgu sırasında Güneş,Ay’ın önüne ya da Ay,Güneş’in önüne geçiyor ‘bizim’ görüş açımızdan dolayı,aslında bu iki gezegenin o sırada aralarında yüzbinlerce kilometre uzaklık var ve birbirleriyle ilişkileri yok.Gökyüzüne baktığınızda ilk Gezegenleri görürsünüz Güneş’ten Satürn’e 7 gezegeni çıplak gözle görmek mümkündür ve bu gezegenleri takımyıldızlarla-Nakşatralar aynı seviyede zannedersiniz,aslında gezegenler takımyıldızlardan çok daha altta seyrederler o kadar üste çıkamazlar.Dünya ve boyutları,kökeni 10.000 yıl geriye giden Hint Vedalarında şöyle tanımlanmıştır. Yaşadığımız dünya bhu-loka (loka boyut demek), gezegenler bir üstte bhuva-loka’da,en üstte ise Nakşatralar yani takımyıldızlar vardır buranın ismi’de svaha lokadır.Yani Bhu loka-Dünya 1.boyut,Bhuva Loka-Gezegenler 2. Boyut,Svaha Loka – Nakşatralar -Takımyıldızlar 3. Boyuttur. Bundan sonra yukarıya doğru 4 boyut daha vardır.Toplam 7 boyut ve 7. Boyutun ismi Satya Loka’dır.Bhu – Bhuva ve Svaha Lokalar da(Boyutlarda) yani ilk 3 lokada doğma ve ölme döngüsü sürekli devam eder.Kişi tekamül yolunda 4. Lokaya geçiştiği yaptığı anda hiçbirşeyin başı ve sonu olmayan,doğumun ya da ölümün olmadığı boyutların girişine ulaşır.7. Boyut Yüce Allahın katıdır,’arş’ dediğimiz yerdir ve Vedalarda bu ‘Satya Loka’ olarak geçer. Satya’nın anlamı ‘Tek Gerçek’ demektir.Yani size ufak bir hatırlatma,gece gökyüzüne baktığınızda ve bir gezegen gördüğünüzde 2. Boyutu, Nakşatraları(Takımyıldızları) gördüğünüzde ise 3. Boyutu görüyorsunuz. Gece gökyüzünde Nakşatraları (Takımyıldızları) izlerken ‘Cennettin’ giriş kapılarına baktığınız aklınızın bir köşesinde bulunsun.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

23 Mayıs 2021 Pazar

Hesap Günü
Eğer insanlığı uyandırmak istiyorsan,önce ‘kendini’ uyandır.Dünyadaki büyün acıyı yok etmek istiyorsan,kendi karanlık ve negatif yönlerini yok et.Dünyaya verebileceğin en muhteşem hediye ‘kendini’ dönüştürmendir. Hepimiz aynı kaynaktan geliyoruz ve hepimiz aynı ‘antene’ bağlıyız,kendini dönüştürebilirsen enerjin dünya üzerindeki bütün canlılara sirayet edecektir.Çünkü hepimiz tıpkı wi-fi ağı gibi birbirimize görünmez kablolarla bağlıyız.Dünyanın herhangi bir yerinde acı dolu bir olay yaşanıyorsa bizim burda huzurlu olmamız teknik olarak imkansızdır,hepimizin bilinçaltına her bir insanın yaşadığı acılar kayıt ediliyor ve biz farketmesekte Mozambik’te aç kalmış bir çocuğun duyduğu bir acı,Avustralya’da yaşayan ya da Türkiye’de yaşayan bir insanın bilinçaltına çok kolay sirayet ediyor.Biz ise kendimizi bunlardan bağımsız sanırız.İnsanlık birdir,tek kaynaktan gelir ve tek kaynağa dönecektir. Maalesef insanlığın çoğu dünyadaki savaşları, açlığı,trajedileri görmezden gelmeye alışmış durumda. ‘Kollektif Bilincin’ farkında bile değiller.Bunun nedeni insanlığın içine düşmüş olduğu ‘cehalet’ bir ‘hediyedir’ mantığıdır.Çoğu insan itiraf etmese de bu hayat tarzıyla yaşamaktadır.Çinli Filozof Zhuangzi ‘İnsanlar,gözardı edilmesi gereken şeyleri gözardı etmeyip,gözardı edilmemesi gereken şeyleri gözardı ettiklerinde cehalete saplanıp kalırlar ‘ der.Gözardı edilmesi gereken ‘Popüler Kültür’ gözardı edilmiyor,aksine insanlar bunu yüceltiyorlar. Dünyadaki insanların %80’i açken,su bulamazken,bir futbol topunu izlemeyi yada pop şarkıcısı ne yapmış onunla ilgilenmeyi tercih ediyorlar.Gözardı edilmemesi gereken dünyadaki açlık sefalet adaletsizlik,ahlakın yok olması,inançsızlığın artması ve herşeyin para olduğu düzen,insanlara hiç rahatsızlık vermiyor. İnsanlar,Kongo’da yada Peru’da evlatlarına ekmek bulamayan Annenin hayatından bağımsız olduklarını zannediyorlar..Nasıl bir aldanış bu..En önemlisi ‘sınavda’ olduklarını unutuyorlar..Hayatları sona erip Yüce Allah’ın önüne çıktıklarında ‘Bu kadar zorluk,açlık,sefalet içinde insan varken sen yaptın’ denildiğinde,’Magazin programı izliyordum’ diyemezsiniz..’Hesap günü’ diye bir şey var,unutmayın.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

15 Mayıs 2021 Cumartesi

Dünyadaki En Önemli Olgu
Antik Yunanın ünlü şairlerinden Euripides ‘Genç yaşta öğrenmeyi reddetmiş kimseler, geçmişlerini kaybederler,gelecek için ise tüm umutları yok olmuştur’ der..Öğrenmek kişiyi değerli yapar,Euripides bir şiirinde ‘Herkes sana zengin misin diye sorar,ama ‘bilge’ bir insana kimsenin bu soruyu sormak aklına gelmez’ der,’bilmek’ hem maddi hem manevi kişinin zenginliğini arttırmasıdır.Sadece maddi zenginliğe odaklanmış olanlar her ne kadar zengin olurlarsa olsun ‘bilginin’ önünde boyun eğerler, ’öğrenmek’ yerine para için harcanmış hayatlar sonunda ancak o kağıt parçası kadar değere sahip olurlar.Öğrenmek iki boyutta olur,bir ‘ruha öğretmek’,iki ‘zihne’ öğretmek,bu ayaklardan biri eksik kalırsa öğrenme işlemi çok zararlı bir hal alır.Aristo ‘Ruhu eğitmeden,zihni eğitmek,eğitimden bile sayılmaz’ der..Yani ilk olarak ruh eğitilmeli bu ancak ahlak ve inanç ile mümkündür,sonrasında ‘zihin’ eğitilmelidir bu ‘ilim’ öğrenmekle mümkündür..Kişi de ahlak ve inanç olmazsa yani Ruh eğitilmemişse,öğrenilmiş ‘ilmin’ hiçbir faydası yoktur..Ahlak ve inanç ile eğitilmiş bir kişi öğrendiği ilmi insanlığın faydasını gözeterek kullanır,bunlar olmadan ‘ilim’ öğrenmiş bir kişi ise aksine çevresine zarar verir..Aynı ilim ile bir kişinin insanlığın bir derdine çare bulması,diğerinin ise atom bombası yapıp yüzbinlerce insanın ölmesine sebebiyet vermesi gibi..Bu ikisi de aynı ilimi öğrenmişlerdir ama diğerinde ‘bir’ ayak eksik kalmıştır..19. yüzyılın son çeyreğinde yaşamış İrlandalı yazar C.S.Lewis ‘ Ahlak,olmadan öğrenilen ilim kişiyi sadece daha zeki bir şeytan yapar’ der..Yani eğitim 2 aşamalıdır.Önce ruhunu eğit,inanç ve ahlak,bu kavramları öğren ve bu kavramlara sahip çık.2.Aşama hayatın boyunca öğren,öğren ki değerin artsın,öğren ki dünyadaki en zengin insan olasın,öğren ki ruhun yücelsin,öğren ki Yüce Allah’ın gözünde değerin artsın..Yüce Allah’ın bize Kuran’da Zümer 9. Ayette söylediği gibi ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’..Yani öğrenen insanın Allah katında da makbul insan olduğu bu ayetle sabittir..Büyük bir üstadın sözüyle bitirelim,Mahatma Ghandi der ki ‘ Her zaman yarın ölecekmiş gibi yaşa,her zaman sonsuza kadar yaşacakmış gibi öğren!’ . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

9 Mayıs 2021 Pazar

Önemli Günler
Hayatınızda düzenli olarak var olan bir canlının bir ‘günü’ olmaz,Anneler günü,Babalar Günü yada Sevgililer günü..Hepsi aynı kapitalist emellerle ortaya çıkmış bu ve benzeri günlerin herhangi bir anlamı yoktur.Anneninize 365 gününün hepsinde saygı ve sevgi dolu olmanız gerekir,eğer böyle değilse yılın sadece 1 gününde ‘günah’ çıkartıyorsunuz demektir, Annenize sadece yılın bu gününde ilgi göstermek hediyeler vermek Annenizin sizin için değerli değil aksine ‘değersiz’ olduğunu gösterir.Amacı,sadece sizin cebinizdeki parayı nasıl alırım diye düşünen kapitalist düzenin dayattığı sahte günleri bırakın,zira ‘Onlar’ dışında kimse kazanmıyor böyle sahte günlerde..Şimdi gelelim gerçek hayata..Vedik Astroloji’de Ay kişinin Annesini temsil eder.Ay ayrıca kişinin beden sağlığından sorumludur,çünkü kişinin vücudunun 4 te 3 sudur ve su elementini Ay kontrol eder.Ay aynı zamanda kişinin zihnidir..Şimdi Ay kişinin Annesidir dedik sonra Ay kişinin zihnidir dedik..Yani düşünün Anneniz (Ay-Zihniniz) mutsuzken siz mutlu olabilir misiniz?Tek kelimeyle imkansız çünkü Anneniz üzgünse,acı doluysa,Annenizi yöneten Ay,aynı zamanda sizin zihninizi yönetiyor,sizin zihninizde (Ay-Anne) aynı zamanda üzgün ve acı dolu olacaktır..Anneniz hastayken siz sağlıklı olabilir misiniz?Hayır..Çünkü Anneniz(Ay) hasta ise sizin vücudunuzdaki sıvı(Kan-Ay) seviyesi de sıkıntılı halde olacaktır ve siz de çeşitli hastalıklarla uğraşırsınız.Yani Annenizin sizin için ne kadar önemli olduğunu farkediyor musunuz?Mutlu ve sağlıklı mı olmak isitiyorsunuz, zihninizin despresyondan uzak mı olmasını istiyorsunuz? Öncelikle Annenizi (Ay-Zihin-Sağlık) hoş tutun,ona güzel bir yaşam sağlayın,onu acılarından kurtarın,düzenli olarak onu mutlu tutun,böylece kendi haritanızdaki Ay yani zihniniz ve sağlığınız otomatik olarak düzelir,hayatınızda her daim mutlu olursunuz.’Biz insana, anne-babasına mümkün olan en iyi şekilde davranmasını emrettik.Annesi onu nice zahmetlere katlanarak karnında taşımış; sütten kesilmesi de iki yılı bulmuştur. Onun için, ey insan, bana şükret, ana-babana da teşekkür et. Unutma ki, sonunda bana dönecek ve yaptıklarının hesabını vereceksin.’ Lokman 14. Ayet . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

2 Mayıs 2021 Pazar

Boşluk
‘Şunya’ boşluk,hiçbir gezegenin aktif olmadığı zaman..Gündüzün içinde 90 dakika,gecenin içinde de böyle 90 dakikalık bir zaman bulunur..Sizi teknik ayrıntılara boğmak istemiyorum,kısaca açıklamam gerekirse,gezegen saatlerini bulmak için gün ve gece 8 eşit parçaya bölünür ve bunlardan 7 dilim 7 gezegene aittir (Güneş,Ay,Venüs, Mars,Merkür,Jüpiter,Satürn) ve kalan tek dilim ise ‘Şunya’ yani boşluktur,bu boşlukta hiçbir gezegen aktif değildir,yani Yüce Allah’la aranıza herhangi bir gezegen etkisi girmemektedir,bu gündüzün ve gecenin en değerli vaktidir.Çünkü gezegen enerjisi havada mevcutsa duaların yukarıya ulaşması zorlaşır, ama ‘boşluk’ varsa bütün dualarınız üst katlara kolayca ulaşır.Normalde haftanın 7 gününün çeşitli saatleri ‘boşluğa’ denk gelir ama biz Vedik Astroloji’de dua söz konusu olduğunda Pazar gününü yani gezegenlerin ‘Kralı’ Güneşin gününü baz alırız.Pazar günleri gündüz Güneş batımından 90 dakika önce boşluk başlar ve Güneşin batmasına kadar sürer.Gece ise Güneş doğmadan önce 90 dakikalık vakit ‘Şunya’ yani boşluktur,Güneş doğunca biter.Vedik Astroloji de biz bunu dua söz konusu olduğunda her güne aynı şekilde uyguluyoruz,yani gündüz Güneş batımından 90 dakika önce ‘boşluk’ başlar,gezegen enerjileri ortadan kalkar,kişi sadece Yüce Allah ile başbaşa kalır bu zamanda edilen dualar,diğerlerine göre 10 kat daha güçlüdür.Aynı şekilde sabaha karşı Güneş doğmadan önceki 90 dakika da ‘boşluktur’ ve Güneş doğana kadar bütün gezegen enerjileri ortadan kalkar ve Güneş doğmadan önce 90 dakika periyodunda edilen dualar da normal dualara göre 10 kat güçlüdür..Yani Güneş batmadan önce 90 dakika,Güneş doğmadan önce 90 dakika,bu zaman aralıklarını kaçırmayın,dualarınız bu vakit dilimlerinde hiçbir engel olmaksızın Yüce Allah’a ulaşır..Peki diğer vakitlerde dua etmeyecekmisiniz?Tabiki edeceksiniz yalnızca,bu söylediğim vakitlerin Yüce Allah’a ulaşmak için diğer vakitlere karşı üstünlüğünü bilmeniz ve bu vakitleri en iyi şekilde değerlendirmeniz için size bunları öğretiyorum.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

30 Nisan 2021 Cuma

Kötü Söz Kötülüğe Sürükler
‘’Kalp deniz,dil kıyıdır.Denizde ne varsa kıyıya o vurur’ demiş Mevlana..Mevlananın ya da diğer tasavvuf alimlerinin Astroloji’yi bilmediklerini mi düşünüyorsunuz? Mevlana Astroloji bilmeseydi bu tanımlamayı yapamazdı..Şimdi kalp ve dil tanımını Vedik perspektiften açıklayacağım..Vedik Astroloji’de kişinin kalbi 4. Ev yani Yengeç burcu tarafından yönetilir,kalbi yöneten gezegen Ay’dır..Yengecin(Kalbin) yöneticisi Ay, 2. Evde yani Boğa burcunda yücelim halindedir,yani burası Ay’ın en iyi çalıştığı yerdir,yani kalbin en sevdiği yer 2. Ev ve doğal burcu Boğa burcudur.2. Ev bizim konuşmamızı yönetir,aynı zamanda fiziksel olarak ‘dil’ organı buranın kontrolündedir konuşma şeklimiz,üslubumuz,konuşma tarzımız 2. Evin yani Boğa burcunun yöneticiliği altındadır.Şimdi burdan ne anlıyoruz? Kalbin yöneticisi Ay (4. Ev ve Yengeç), 2. Evi ve Boğa(Konuşmak-Kendini İfade Etmek) burcunu aşırı seviyor ve burada kendini tamamen açığa vuruyor,çünkü burada çok rahat hissediyor,yani kalp kendini en iyi ‘konuşarak’ ifade edebiliyor.Yani Kalp (Ay-Yengeç) deniz,dil ise kıyı (Konuşmak-2.Ev-Boğa,Ay’ın Yücelimi)..Bu bilgiyi nasıl yararınıza kullanırsınız ?Bir insan çok kaba,küfürlü,acıtıcı,sert bir şekilde konuşuyorsa kalbi(Ay) ‘kirlidir’,günaha meyillidir. Çünkü denizde(Ay-Kalp-4.Ev) ne varsa o kıyıya (Dil-Boğa-2.Ev) vurur..Özellikle şu an su gibi kullanılan küfürler insanların ‘denizlerinin’(Kalp) çok fazla kirlendiğini ve çok fazla günaha meyilli olduklarını gösteriyor..Sözler ‘Kalpten’(4.Ev – Yengeç) gelirler ve dile(2. Ev – Boğa – Konuşmak) ulaşırlar,eğer dilden çıkan kötüyse ‘kalp’ kötüdür.Bir kuyudan kovayla su çektiğinizi hayal edin,kuyu (Kalp-Ay - 4. Ev) temizse,çıkan su (2. Ev – Sözler) temiz olacaktır,eğer kuyu(Kalp-Ay-4. Ev) pis ise,çıkan su da (Sözler-2.Ev-Boğa) pis olacaktır.Biri sürekli küfürlü sözcükler kullanıyorsa ‘kalbinin kirliliği’ diline kadar varmıştır.’Bazı’ filmler,diziler,internet mecraları,sürekli bir ‘kötü dil’ kullanma durumunu normalize etmeye ve gençleri bunlara özendirmeye çalışıyorlar.. Gençlerimizin ‘kalplerinin’ kirlenmemesi için onları bunlardan koruyun,kendinizde ‘kötü sözcükleri’ kullanmayı bırakın.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

27 Nisan 2021 Salı

Suçlama Oyunu
İnsanın iyisi kötüsü olmaz..Ama ‘kötüye yakın’ insanların hepsinde görebileceğiniz tek bir özellik vardır ‘Başkalarını Suçlamak’..Şu ana kadar yaşamış olduğum hayat deneyimlerinden önemli bir tanesi de,sürekli herşey için başkalarını suçlayan insanların çok tehlikeli, günaha meyilli,kendilerine ve başkalarına ağır zararlar veren insanlar olduğunu görmemdir..Örnek vermek gerekirse ‘Ben bunu yapacaktım ama beni engellediler’,’Bu senin yüzünden oldu ! ‘,’Ben çok başarılıydım ama iş arkadaşım engelledi’,’İnsanlar yüzünden bu hale geldim’,’Aslında çok yetenekliyim ama önümü kesiyorlar’,’Babam çalışıp bize para bırakmamış,ondan şu anda fakiriz!’,’’Şu anda böyle kötü bir hayat yaşıyor olmamın sebebi sensin ! ‘,’Annem,Babam bana yeterince ilgi gösterseydi bu kötü alışkanlıklara sahip olmazdım !’ ….Bu örnekleri çoğaltabiliriz,kişi sürekli başkalarını suçlama döngüsündedir,kendi başarısızlıklarını ve kötü özelliklerini bu yolla kapatmaktadır,hem kendisine hemde çevresindekilere ağır acılar çektirmektedir.Vedik Astroloji perspektifinden bakarsak 6. Evde (Düşmanlık-Ceza) ve 8. Evde (Geçmiş karma borçları-Nefret) bolca gezegen yerleşimi bulunan kimseler ‘Suçlama Oyununa’ esir olmuş,hayatlarını sadece başkalarını suçlayarak geçiren kimselerdir.Asıl bilmeleri gereken şey ise tek problemin ‘kendileri’ olduğudur.Herhangi yaşanan bir olay için başkalarını suçlayan birilerini gördüğünüzde bilin ki ‘tehlikeli’ biriyle karşı karşıyasınız..İyi insan, olgunlaşmış insan yaşadığı olaylar için başkalarını suçlamaz,hata yaptığında başkasının üzerine atmak yerine ‘Evet ben hatalıydım’, ‘Haklısın,burada yanlışım var’,’Senin bir hatan yok’ ‘Hata yapman önemli değil ‘ diyebilen insandır..Bu kimselerin Vedik haritalarında güçlü bir Jüpiter(İnanç-Ahlak) ve Güneş ( Prensipler) yerleşimleri mevcuttur. Bir insanın yaşadığı olaylar için sürekli başkalarını suçlaması demek doğum haritasında ağır kötücül etkilerin mevcut olması demektir..Ve ancak bu ‘suçlama oyunundan’ kurtulabilirse ‘iyi insan’ olma yoluna bir adım atabilir. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

24 Nisan 2021 Cumartesi

Peygamberlerin Duaları
Neden Kuran’da Peygamberlerin ettikleri dualara da yer verilmiştir ? Çünkü her bir Peygamber bir insan arketipidir ve her inanan onların yaşadığı durumları yaşadığında onlar gibi dua etsin diye bu ayetler Kuran’da mevcut.İşte örnekler; Hz.Muhammed’in Duaları: “…Rabbim! Gireceğim yere dürüstlükle girmemi sağla; çıkacağım yerden de dürüstlükle çıkmamı sağla. Bana tarafından, hakkıyla yardım edici bir kuvvet ver.”(İsra Suresi, 80) “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin.Dilediğinden de mülkü çeker alırsın.Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin.Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın.Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın.Dilediğine de hesapsız rızık verirsin.”(Âl-i İmran Suresi, 26-27) "Allah bana yeter.O'ndan başka ilah yoktur. Ben O'na tevekkül ettim.O, Büyük Arş'ın Rabb'idir." (Tevbe Suresi, 129) Hz.Nuh’un Duası : Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum.” (Hûd Suresi, 47) Hz Adem ve Hz. Havva’nın duası : “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik,eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyân edenlerden oluruz.” (A’raf Suresi, 23) Hz.İbrahim’in Duası: “Ey Rabbim!Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat. Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl. Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle.” (Şuarâ Suresi, 83-85) Hz.Musa’nın Duası: Rabbim! Gönlüme ferahlık ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimdeki tutukluğu çöz. Ki sözümü anlasınlar.” (Tâha Suresi, 25-28) Hz.Süleymanın Duası: “Ey Rabbim! Beni bağışla ve bana benden sonra kimseye lâyık olmayacak bir mülk / hükümranlık bahşet. Şüphesiz, Sen çok bahşedicisin.” (Sâd, 38/35) Hz.İsa’nın Duası: "Ey Allah'ım, Rabb'imiz, gökten üzerimize bir sofra indir. Ki o sofra bizim için; öncemiz ve sonramız için bir bayram olur ve Sen'den de bir ayet.Bizi rızıklandır ve Sen rızıklandıranların en hayırlısısın." (Maide Suresi, 114) Hz.Lut’un Duası: “Ey Rabbim! Şu bozguncu kavme karşı bana yardım et” (Ankebut Suresi, 30) . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

21 Nisan 2021 Çarşamba

Kaplumbağa Takvimi
Güneş takvimine göre 12 ay ve 365 gün mevcut ama bir de unutulan Ay takvimi var Nam-ı diğer ‘Kaplumbağa Takvimi’ bu takvime göre her ay,Ay’ın bir döngüsü olan 28 gündür ve toplam 13 ay olmak üzere 1 yıl 13x28= 364 gündür,sonda kalan 1 gün ise çok özel kabul edilir.Kızılderili Çeroki kabilesinde Kaplumbağa ve Karga arasında geçen bir efsane anlatılır.Uzun zaman önce Kaplumbağa ormanda yapraklar arasında yürürken,Karga onu görür.Karga’ Merhaba arkadaşım,nasılsın’ demiş,Kaplumbağa ‘iyiyim ama dünyayı senin gözünden yukarılardan görmek isterdim,benim yapabildiğim ise sadece gözümün önünü görmek ‘ demiş.Buna karşılık Karga ‘şu kırık dalı görüyormusun,ağzınla onun bir yanını kavra,diğer yanını da ben pençelerimle kavrayacağım ve seni gökyüzüne kaldıracağım’demiş.Kaplumbağa Karganın dediğini yapmış ve yavaşça beraber gökyüzüne süzülmüşler,dağların,ırmakların üzerinden geçe geçe gidiyorlarmış.Gökyüzünde birlikte süzülürken Karga ‘ Nasıl arkadaşım,beğendin mi benim gözümden dünyayı ? ‘ diye sormuş Kaplumbağaya,Kaplumbağa konuşmak için ağzını açtığı sırada,zaten ağzıyla tutunduğu dal gidivermiş ve büyük bir yükseklikten karaya doğru düşmüş..Kabuğu kırılarak birçok parçaya ayrılmış.Karga,arkadaşına olanları görünce çok dehşete kapılmış.O sırada onları izleyen ‘Yaratıcı’ yeryüzüne doğru konuşmuş ‘Kaplumbağa ! Ben seni gökyüzünde uçmak için yaratmadım,ben seni yeryüzünde yavaşça emeklemek için yarattım.Bu sana ders olsun! Parçalanan kabuğunu tekrar birleştireceğim,artık kabuğuna yeni bir ‘amaç’ veriyorum.Sırtında 13 Ay için 13 tane alan bulunacak,kabuğunun çevresinde ise Ay’ın 28 günü için 28 tane alan bulunacak.Bundan böyle ‘bilgeliğin koruyucusu’ olacaksın ve diğer orman hayvanlarından daha uzun yaşayacaksın ! ‘ demiş.Kaplumbağanın arkasındaki takvim (Ay Takvimi) 364 gündür,ekstra kalan 1 gün ise Çerokiler tarafından ‘Yeşil Tahıl’ günü olarak adlandırılır ve o gün genellikle yazın ortasına denk gelir ve iyi hasatın habercisidir.O günde bütün küslükler unutulur,kutlamalar yapılır,yemekler yenir,O gün yeni bir başlangıçtır ! Bu arada ‘görebilene’ bu hikayede bir çok ‘sır’ var.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

19 Nisan 2021 Pazartesi

Nasıl Dua Etmeli?
Doğru şekilde dua etmeyi bilmek çok önemlidir.Neden Yüce Allah’ın 99 ismi var ? Bu isimlerin bir çok sırra sahip olmasının yanı sıra bir işlevleri de bize dua yönelimleri vermeleridir.Besmele de Yüce Allah’ın Rahman (Çok Şefkat ve Merhamet eden) ve Rahim(Bağışlayan,Esirgeyen) isimleri mevcut.Ayetel Kürsi de Hay(Her Daim Diri),Kayyum (Her şeyin varlığı kendisine bağlı olan, kainatı idare eden),Aliyy(Çok Yüce,Pek Yüksek Olan),Azim(Pek Azametli ve Büyük Olan) isimleri mevcut.İhlas suresinde Yüce Allah’ın Samed (Sığınacak Tek Dayanak Olan)ismi mevcut.Bu örnekleri çoğaltabiliriz.Yüce Allah isimlerini Kuran’da bizzat kendi insanoğluna vermiştir ve bu isimlerin sahibidir.’Bütün güzel isimler Onundur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Onu tesbih eder.O, Aziz’dir, Hakim’dir.’(Haşr 59/24)..’Melekleri de,arşın çevresini kuşatarak Rablerinin hamdiyle tespih eder halde görürsün. Aralarında hakla hüküm verilmiştir. Nihayet şöyle denir: "Hamd alemlerin Rabbi'ne özgüdür’ Zümer-75..Ve son olarak Araf 180. Ayette ‘En güzel isimler(Esma- Ül Hüsna) Allah'ındır; O'na onlarla dua edin.O'nun isimlerinde ters bir tutum izleyenleri bırakın.Onlar yapıp ettiklerinin cezasını çekeceklerdir. ‘ sözleri açıkça Yüce Allah’ın kendisine isimleriyle dua edilmesini istediğini gösteriyor,işte doğru dua budur.Yüce Allah’tan emeliniz ne ise Yüce Allah’ın O sıfatını bulup O'na O sıfatla dua etmeniz gerekir.Bir kaç örnek vermem gerekirse ‘Ya Rezzak (Bütün yaratılanların rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan) bu kulunun ve ailesinin rızkını bollaştır’.Ya Alim(İlmi Ebedi ve Ezeli Olan,İlmin Sahibi) bu kulunun ilmini genişlet’.’Ya Şafi (Hastalıkları İyileştiren) bu kuluna ve ailesine şifa ver’.’Ya Rahim (Bağışlayan,Esirgeyen) bu kulunun günahlarını bağışla’.’Ya Baki (Varlığının sonu bulunmayan, ebedi olan) yaptığım işleri kalıcı eyle’.’Ya Selam(Kullarını selâmete çıkaran) veya Ya Fettah(Her türlü zorlukları kolaylaştıran,darlıktan kurtaran) bu kulunu zorluklardan azad et.’ ‘Ya Semi (Herşeyi İşiten) lütfen duy bu kulunu ! ‘.Ben size gerekli örnekleri verdim.Artık gerisi sizde.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

3 Nisan 2021 Cumartesi

Makam
‘Makamımız aşk,usulümüz edeptir bizim.Kapımıza değil,gönlümüze vuran buyursun’ demiş Şems-i Tebrizi..Edeb olmadan aşk neye yarar?’Eğer bir müminin kalbini kırarsan Hakk’a eylediğin secde değildir,gönül insanın kıblesidir kırmayın’ demiş Yunus Emre.Kırdıktan sonra dostluk neye yarar? ‘Maddi hayata meyledenler için hayat deniz suyu içmeye benzer, içtikçe susarlar, susadıkça içerler.’demiş Muhyiddin Arabi..Devamlı susadıktan sonra su içmek neye yarar? ‘Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.’ demiş Gazâli.. ‘Görmedikten’ sonra ‘bakmak’ neye yarar? ‘Allah'ın kendilerine verdiği akıldan razı olmayan kimse yoktur.Fakat akılsızların en değersizi aklıyla övünen kişidir.’demiş Mevlana..Övündükten sonra akıl neye yarar? ‘Sen doğru ol da! Varsın sanan eğri sansın.Lakin sakın unutma ki sen kendini bir şey sanmadığın sürece 'doğru insansın' demiş Yunus Emre..Doğru olmadıktan sonra ‘insanım’ demek neye yarar?.. ‘Yol odur ki doğru vara.Göz odur ki hakkı göre.Er odur ki alçakta dura.Yüceden bakan göz değil.’ demiş Yunus..Kibir olduktan sonra yükselmek neye yarar?..Ve bunların hepsi nefstendir.. İnsanın en büyük düşmanı kendi nefsidir..’ Bir gün nefsime dedim: gel seninle Rabbime gidelim. gelmedi. Ben de tek başına yürüdüm,gittim.’ demiş Beyazıd-ı Bestâmi.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem