16 Eylül 2021 Perşembe

Herşeyin Başı Niyettir!
‘Herşeyin başı niyettir ! ‘ bu atasözü ‘sırlıdır’.Bir işe başlamak,herhangi bir işe girişmek için hep ‘niyet’ gerekir,’niyet’ insanı tetikler aynı zamanda ‘niyet’ yapılan işin akıbetini de belirler.Oruç tutmadan niyet edersiniz,namaz kılmadan önce niyet edersiniz,bir işe başlamadan önce o işin kazançlı olmasına niyet edersiniz,’niyet’ işlerin ‘başlatıcısı’ ve ‘sonuçlandırıcısıdır’.Yaptığınız her neyse sonucu sizin başında ‘niyet’ ettiğiniz şeydir,bunun aksi İlahi sistemde olamaz.Burada bir ayrım var işte ‘iyi niyet’ ve ‘kötü niyet’.Niyet iyiyse (tohum iyiyse) o işin sonucu da iyi olacaktır,iyi niyetle başlayıp çok kötü sonuçlar elde etseniz bile bu sonuç sizin ‘hayrınızadır’,çünkü ‘iyi niyet’ ile başladınız,sonuç üzüntü ve büyük hüsran olsa bile bu sizin ‘iyiliğinizedir’. Bakara 112. Ayet ‘ Bilâkis, kim güzel niyet ve davranış sahibi olarak kendini Allah’a teslim ederse rabbinin katında onun mükâfatı vardır. Öylelerine korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de.’.Ayetle de sabit olduğu üzere formül basittir,iyi niyet,iyilik getirir.Kişinin iyi niyetiyle başladığı bir işin sonucu çok kötü bile olsa ‘böyle’ olması hayırlıdır,iyidir kişi için.Bu ne demek oluyor?‘Kötü niyet’(Kötü Tohum) ile başlanılan herşeyin sonuçları kişi için ‘iyi’ görünse bile çok hayırsızdır ve kişiye büyük zarar verir.Hangi işlere kötü niyetle başlanır?İntikam hırsı,kavga etmek,birine zarar verme isteği,dedikodu yapmak,iftira atmak,ahlakın sınırlarını aşan ilişkilere girmek..Bunların hepsi başarılabilir mi?Tabiki başarılır,ama bunların hepsi ‘kötü niyetten’ dolayı ortaya çıkmıştır,kişi bunları başarıp üstün gelse bile hepsinin hayatına inanılmaz yıkıcı etkileri olacaktır.Sonuç başarı da olsa başarısızlıkta olsa ‘niyet’ (tohum) kötü olduğu sonuç sadece ‘yıkım’ olur.Toprağa ‘zehir’ ekip ‘gül’ bitmesini beklemiyorsunuz değil mi? O zaman her işe ‘iyi niyet’ ile başlayan insanın durumu tek kelime ile ‘mutlak yenilmezliktir’,çünkü ‘iyi niyet’ ile başlanan iş de sonuç iyi de olsa kötü de olsa bu kişinin hayrınadır.İsra 84. Ayet ‘De ki: “Herkes bulunduğu hal ve niyetine göre iş yapar. Bu durumda kimin en doğru yolda olduğunu Rabbiniz daha iyi bilir.” . .

 © Kadim Astroloji Analisti-Erdem Çalışkan

12 Eylül 2021 Pazar

Prana
Eski Hintli bilgelere göre var olan ve yaşayan her canlının içinde 'Prana' vardır yani 'yaşamın nefesi',Prana kişiyi ayakta tutan canlılığının devam etmesini sağlayan 'enerjidir'.Vedik Astroloji'de bu Prana enerjisinin yöneticisi kimdir? Ay ..Ay Vedik Astroloji de başka neyi yönetir?Kişinin zihnini..Yani kişinin zihninin kişinin içinde ki 'nefes' ile ve 'yaşam enerjisi' ile birebir ilişkisi vardır.Bir kişi hızlı hızlı nefes alırsa zihnindeki düşüncelerde bir o kadar hızlanır ve kişinin düşünceleri sürekli değişime tabi olur,kişi düşünceleri üstünde bir hakimiyet kuramaz.Kişi nefesini yavaşlatırsa,zihnini de yavaşlatır,düşünceleri durgunlaşır ve düşüncelerini kontrol etme şansına sahip olur.Bu nedenle bir kişi yoga yada meditasyon yaparken nefesini yavaşlatır,daha derin ve yavaş yavaş nefes almaya başlar,bunu zihnini (Ay) durgunlaştırıp,düşüncelerini kontrol altına almak için yapar.Bizim toplumumuzda da içinden çıkılamayan bir iş hakkında çok sık duyulan bir cümle olan 'Otur sakin sakin düşün' lafı boşuna değildir. Acelecilik,fevrilik,agresiflik ancak zihnin hızlanmasına,hızlı nefes alıp verilmesine ve düşüncelerin kontrol edilememesiyle sonuçlanır.Bu nedenle 'acele' verilen kararlar verimli olmaz,Pranayı dengeleyip,dizginlemek için önemli birşey yapmadan önce sakince oturup düşünmek lazımdır bir tık ötesi ise hayat kararlarımızın iyi ve güçlü kararlar olması sık sık meditasyon yapmak gerekliliğidir..

 © Kadim Astroloji Analisti-Erdem Çalışkan

10 Eylül 2021 Cuma

Bir Düşün İstersen
Abdülkerim El Cili,1365 yılında Bağdat’da doğmuş,Muhyiddin Arabinin yolundan giden gönül gözü açık bir Veli idi..En önemli eseri İnsan-ı Kamil adlı eseridir ve bu eser bir çok sır barındırmaktadır.Bu Veli’nin İnsan-ı Kamil adlı eserinde şeytanın İnsanı kandırma yöntemlerine dair aktarımları ilgi çekicidir.Abdülkerim El Cili şöyle diyor ‘Kovulmuş şeytan öncelikle avam tabakasına yani ilmi olmayan Müslümanlara şehvete dair işlerin sevgisini aşılamaya çalışır.Böylece kalp duygularını öldürür.Sonra dünya sevgisini vererek dünyalık kazanmaya sevkeder. Böylece bu insanların bütün gayeleri dünya talebi olur.Çünkü cehaletle dünya sevgisi bir araya gelmiştir.Sâlih kimseler iyi ameller işlediklerinde şeytan harekete geçer.Onlara işledikleri ameli güzel gösterir.Böylece onları kendini beğenmişliğe sürükler. Sonunda hiçbir alimin öğüt ve nasihatini dinlemezler.İblis onları bu hale getirdikten sonra şöyle der: “Başkaları sizin ibadetinizin binde birini yapsa kurtulur!..”Bu telkinlere kananlar amellerini azaltırlar.İstirahat yolunu tutarlar.Kendilerini yüceltirler, başkalarını hafife alırlar.Artık bu halleri onları peş peşe günaha sürükler.Şeytan,Alimi aldatmak için ise onun ilmi ile devreye girer.Söylediği her sözün hak olduğunu anlatır. Senin gibisi yok diye telkin eder.Şeytan bu yoldan gitmekle çok muvaffak olur.Büyük İslâm âlimlerine tâbi olmayıp ilimlerine güvenenlerden pek azı bu hîleden kurtulabilir.İnsanın kemal derecesine ulaşıp,tasavvuf makamlarında ilerlemesi,Allahü teâlâyı bilmesine bağlıdır. Bu ise ancak seçilmişlere veya bir mürşidin, yol gösterici rehberin huzurunda yetişenlere nasib olur.”Medine’de 641 yılında doğmuş Hasan-ı Basri demiş ki ‘Herkes kıymet verdiği şey her neyse onun üzerine titrer,onunla ilgilenir.Her kim dünyaya ait bir varlığa Allah’ı zikretmekten daha çok önem verirse bilsin ki ahireti olmayanın hakikatte dünyası da olmaz.’830 yılında doğmuş büyük alim Cüneyd-i Bağdadi demiş ki ‘Dünyaya tazim(saygı gösterme) edipte mutlu olanı hiç görmedim.’1207 yılında doğmuş Celaleddin-i Rumi demiş ki ‘Ey inatçı ! Sende yukarı çıkmak arzusu olmayınca Allah’ın ipi olan Kuran’ın suçu yoktur..’ . . 

© Kadim Astroloji Analisti – Erdem Çalışkan

2 Eylül 2021 Perşembe

İznin var mı?
İznin var mı ? Yapabildiğinizi düşündüğünüz,ben şunu kolayca yaparım dediğiniz herşey için aslında ‘izniniz’ var,yoksa bunları nasıl yapabilirsiniz ? Örneğin ‘ben çok kolay dua ederim’ ya da ‘ben sporda yetenekliyim’ dediğiniz de,aslında farkında olmadan Yüce Allah’ın bunları yapmanıza ‘izin’ verdiğini belirtiyorsunuz.Çoğu insan kendine hayatta ‘yapabildiği’ herşey için ‘izin verildiğinin’ farkında değil.Örneğin kolay dua edebiliyorsanız,rahatça Allah’a duygularınızı açabiliyorsanız,bu ‘O’nun size izin verdiği içindir,siz yapabildiğiniz için değil.Allah izin vermezse duaya yaklaşamazsınız bile.‘Allah, nasip etmeyeceği şeyin hayalini bile kurdurmaz.’..Bu çok doğrudur, size ‘izin’ verilmeyen şeyin yanına bile yaklaşamazsınız,bu şeyin hayalini kuramazsınız,düşünemezsiniz,bu aksiyonu tatbik edemezsiniz..Hayattaki herşey ‘izinli’ olduklarınız,’izinsiz’ olduklarınız olarak ikiye ayrılır.Diyelim ki yolda giderken ihtiyaç sahibi birini gördünüz ve ona 50 tl verdiniz,şimdi bu aksiyonu siz kendi iradenizle mi yaptınız ? Kesinlikle hayır.Eğer size Yüce Allah tarafından izin verilmeseydi,dağlar aşsanızda,bunu yapmak için kilometrelerce öteden gelseniz de bunu yapmanız mümkün olmazdı.Yani sevap bile ‘izne’ tabi .. Enfal Suresi 17. Ayet ‘Oku attığında sen atmadın,Allah attı.’..Vedik Astroloji perspektifinden bakarsak kötücül gezegenlerin yani Mars,Satürn,Rahu,Ketu konumlandığı hayat konularında ‘izniniz yoktur’,Yüce Allah buraları bloke etmiştir.Örneğin Satürn’ü Vedik haritasında 5.evde konumlanmış biri dua edemez,Mars’ı 1. Evde olan biri ‘sakin’ duramaz vb. örnekleri çoğaltabiliriz.İşte kötücül gezegenler haritanızda nerdeyse Yüce Allah’tan o hayat alanlarına dair size ‘izin’ yoktur.İyicillerin (Jüpiter,Venüs,Merkür,Ay) haritada konumlandığı hayat alanlarında ise ‘izinlisiniz’dir.Peki ‘izniniz’ olmayan hayat alanları hep böyle mi kalacak ? ‘İzni Veren’ dilerse o konularda kendisine ‘dua’ etmenize izin verebilir,yoksa ‘izin istemek’ için bile ‘izniniz’ olmaz.Bu nedenle bir konu hakkında olması için ‘dua’ edebiliyorsanız,çok şanslısınız bu,Rahman’dan size ‘izin’ çıktığını gösterir.. . . 

 © Kadim Astroloji Analisti – Erdem Çalışkan

1 Eylül 2021 Çarşamba

Diyojen
Sinoplu Diyojen..Milattan önce 4. Yüzyılda yaşamış bu felsefe üstadı zamanının en sarsıcı kişiliklerinden biriydi..İkizyüzlülükten,israftan,gösterişten ve dalkavukluktan nefret ederdi.. Diyojen bir şarap fıçısının içinde yaşıyordu ve tahta bir su maşrapasından başka da hiçbirşeyi yoktu. .. ‘İnsan bir şeylere ihtiyaç duymadığı sürece iyi bir yaşam sürdürebilir.İnsanların mutluluğu küçük şeylere olan ihtiyaçlarıyla ilgilidir..’ diyordu Diyojen.Bir gün Diyojen yolda yürürken çeşmeden elleriyle su içen bir çocuk görür ve şöyle der ‘Bu çocuk bana fazladan bir eşyam olduğunu öğretti ! ‘ ve elindeki tahta su maşrapasını fırlatır.Yolda yürürken kendinden güçsüz bir adama hakaretler eden ve zorbalık eden iri yarı bir adama ‘Hakaret, hakaret edeni utandırır, hakarete uğrayanı değil.’ diyordu ve ekliyordu ‘Dışarıdan güçlü görünüyor olabilirsin ama savaşlar içeride kazanılır.’Birbirlerini dinlemeden tartışan filozoflara elindeki sopayla ‘Neden iki kulağımıza karşılık bir dilimiz var? Çok dinleyelim az konuşalım diye’ haykırıyordu. Diyojen dürüstlükle ilgili ahkam kesen ama asla dürüst yaşamayan insanlara "Sesiniz çok gür çıkıyor" diyordu, "Ama içiniz bomboş ve konuştuklarınızın hiçbir anlamı yok!".. Diyojen'i en çok kızdıran şey insanoğlunun içinde taşıdığı sinsilik ve ikiyüzlülüktü. Bu nedenle de en çok gösterişli giysilerle dolaşan, zenginlikleriyle övünen, çevresindekileri parasıyla ezen, gururu yüzünden ruhundaki kirliliği bir türlü örtemeyen insanları ikna etmeye çalışıyordu.Bir gün Büyük İskender,Korint şehrine gelir ve İskender Aristoteles'in öğrencisidir,bu yüzden felsefeye ve filozoflara çok değer verir. Bütün filozoflar onu karşılamaya gider, Diyojen ise onun ayağına gitmek yerine Kraneion banliyösünde güneşlenmeyi yeğler. Bunun üzerine Büyük İskender, Diyojen'in ayağına gider ve ona bir dileği olup olmadığını sorar. Diyojen güneşi işaret ederek ‘Gölge etme,başka ihsan istemem’ der.Büyük İskender’in bu bilgeyle sohbet ettikten sonra yanındakilere ‘İskender olmasaydım,Diyojen olmak isterdim’ dediği rivayet edilir.Buna karşılık Diyojen şöyle cevap verir ‘ Diyojen olmasaydım da Diyojen olmak isterdim.’.. . . © Kadim Astroloji Analisti – Erdem Çalışkan

20 Ağustos 2021 Cuma

Işık ve Karanlık
Gündüz Güneşin kontrolü altındadır,gece ise Ay’ın kontrolü altındadır.Gündüzleri dünya işlerinin zamanıdır,çalışma hayatı,dünya düzeninin yürümesi gündüzleri Güneş’in kontrolünde olur.Güneş satwa yani iyilik motivasyonu taşıyan bir gezegen olmasına rağmen işleyiş şekli kötücüldür, serttir ve ateş elementinin temsilcidir.Yani gündüzleri Güneş’in temsil ettiği ateş enerjisi her tarafa yayılmış durumdadır.Bizim zihnimiz ise Ay tarafından yönetilir,su elementidir.Suyun,ateşle olan ilişkisi bellidir.Bu ne demek oluyor ? Zihninizi(Ay-su) gündüzleri(Güneş-Ateş) verimli kullanmanız imkansıza yakındır.Zihin(Ay),gece olduğunda rahatlığa ve serinliğe kavuşur.Bu nedenle zihin konsantrasyonu isteyen işler gece ve sabaha kadar olan periyodda yapılmalıdır örneğin ‘ilim öğrenmek’..Zihin geceleri sakinleşir,Güneşin yakıcı etkisinden kurtulur,kolay odaklanır.Aynı zamanda geceleri ibadet etmekte oldukça verimlidir ,Kuran’ın bir çok ayetinde gece kalkıp ibadet etmek öğütlenir.Zihin(Ay-Su ) gündüz(Güneş-Ateş) yanar, bu nedenle gündüz uykusu hiçbir zaman gece uykusunun faydasına erişemez.Yüce Allah’ın gün denen şeyi ikiye ayırması ikisinin de farklı amaçlara hizmet etmesini sağlamak için.Güneş tüm finansal kaynaklardan sorumludur, gezegenlerin önünü aydınlatır ve ilerlemeye fırsat verir.Bu da demek oluyor ki iş hayatına dair her atılım gündüzleri yapılmalıdır,para kazanma aktivitesi gündüzleri daha kolay ilerler.Geceleri Ay’ın(Suyun) pasif etkisinde olduğu için işlerin yürümesi için ‘ateşleyici motor’(Güneş) etkisi yoktur.Yani dünya hayatına dair tüm işler, geçinme,para kazanma gibi faaliyetler için İlahi sistem tarafından gündüz(Güneş) belirlenmiştir.Ahiret hayatına dair dini ibadet dahil tüm işlerden verim almak içinde(Özellikle ‘İlim öğrenmek’ en büyük ibadettir-‘Oku yaratan Rabbinin adıyla Oku’-Alak Suresi 1.Ayet ) gece belirlenmiştir. Gündüz irade (Güneş) güçlüdür, gece anlayış (Ay) güçlüdür.Yunus Suresi 67.Ayet ‘İçinde dinlenesiniz diye geceyi, işlerinizi görmenizi sağlasın diye gündüzü size bahşeden O’dur. Kuşkusuz dinlemesini bilen bir topluluk için bunda dersler vardır.’. . . © Kadim Astroloji Analisti – Erdem Çalışkan

19 Ağustos 2021 Perşembe

Hakk'a giden 'yol'
‘Yol bu, yola çıkıp varmayan, yoldan çıkıp varan yoktur. Yolu sorar isen, yol tektir. O da Hakk’a doğrudur. İşte, o sebepten tek bir yaratılmış yoktur ki, Hakk yolunda olmaya.Yola çıkan varmayı değil, dönmeyi hesap eder. Varır isek ne ala. Dönemez isek de dönmüşüzdür. Yolun sonu, yolun başıdır. Öyle olmaya idi yol bir değil iki olur idi, iki değil üç olur idi ama biz vahdet(teklik) ehliyiz yol birdir.Şu âlemde her ne var ise Hak’tandır. Hakk’tan gayri de bir şey yoktur. Şu taş, şu ağaçlar, kuşlar, her şey bir surete bürünmüş, insan da insan suretine. Şimdi başın ağrısa aklın o acıyı bilmez mi? Öyleyse insan da bu âlemden bir parçadır. İşte aynı çiçeğin tozlarıyız. O sebepledir ki yağmur yağmadan dizlerimi sızlatır. Bu keramet değil de nedir?’ demiş Erenlerden Tapduk Emre..Dünya üzerinde ya da tüm evrende Hakk’tan gayrı bir şey görebilir misin ? Dene..Görmeyi denediğin o gözlerden bile Hakk kendi bakar ..Tapduk Emre’nin müridi Yunus Emre neden ‘ Her nereye bakarsan bak kendi yüzündür,kimde ne görürsen kendi özündür’ demiş ? Nereye bakarsan bak Allah’tan gayrısını göremezsin,zira ‘O’ bütün evreni kendi benliğiyle kuşatmış olan ‘Zahir’dir.Var olan herşeyin içine gizlenmiş ‘Batın’dır.Rahman Suresi 17. Ayette şöyle deniliyor ‘ O iki doğunun ve iki batının Rabbidir’.. Muhiyddin Arabi bu ayeti şöyle açıklıyor ‘Güneş,doğudan doğar ve herşey aydınlanır,bu Allah’ın ‘Zahir’(Görünen,Varlığı Aşikar Olan) ismine vurgudur.Görünen herşeyin ‘O’ nun bir sureti olduğu,kendini gözle görülebilen bütün nesnelerde izhar ettiğine(dışa vurduğuna) dikkat çekiyor.O’nun Batı’nın Rabbi olması ise Güneş’in batıdan batması, herşeyin karanlığa gömülmesi ve Allah’ın ‘Batın’(Gizli,Gözle Görülemeyen) isminin vuku bulmasına vurgudur’.Yani ‘O’ Zahirdir,görünen tüm nesneler O’nun suretlerinden başka bir şey değillerdir ve O’ Batındır,’gözle görülemeyen,akılla bilinemeyen’dir’. Peki Zahir ve Batın olan Hakk’a nasıl ulaşılır ? Derviş Tapduk Emre şöyle diyor ‘Sen gönlünü hakikat şelalesinin altında tutmaz isen dolar mı? Kimden akar bu hakikat şelalesi? Ara bul bir mürşid-i kâmil, biz ne bilelim…’ . . © Kadim Astroloji Analisti – Erdem Çalışkan

16 Ağustos 2021 Pazartesi

Zihnini Tanı
Madem bu dünya ‘sınavının’ içindesiniz,kendinizi tanımak zorundasınız.Kendinizi bilmeden sınavı nasıl geçeceksiniz ? Bir ‘insan’ 3 parçadan oluşur,Ruh (Güneş), Zihin(Ay) ve Beden (Lagna-Yükselen Burç)..Bu 3 parçadan tek problemli olanı ‘zihin’dir,zihin Yüce Allah’ın başımıza koymuş olduğu ‘gardiyandır’.. Ruh(Güneş),Yüce Allah’tan gelir,saftır,temizdir yalnız kendini ancak zihin(Ay) aracılığıyla ifade edebilir.Beden (Yükselen Burç) ise bir makinadır-araçtır,Ruhun evidir,aracın(bedenin) sürücüsü ise yine ‘zihin’dir(Ay).Zihin(Ay) nefsin(Rahu-Tutulma), vesvesenin(Rahu) sisteme giriş noktasıdır.Zihin,Ay tarafından yani su elementi tarafından yönetilir,ne kadar hassas olduğunu siz tahmin edin.Bir denizin(Ay-Su-Zihin) üstünde hafif bir hareketlenme(Nefs-Vesvese-Rahu) olduğunda o deniz ne hale gelir? Bulanıklaşır,huzursuzlanır, çalkalanır,üstündeki gemileri batırır..Sanskritçe de gezegen kelimesi ‘graha’dır,grahanın bir diğer anlamı da ‘tutulmadır’.Bütün gezegenler sırasıyla zihni (Ay) tutulmaya uğratırlar ve zihne kendi ajandalarını dikte ederler.Bu kişinin doğum haritasındaki motivasyonları kişiye dikte etme yöntemidir(Külli İrade). Zihin(Ay) her daim diğer gezegenlerin tutulmasına uğradığından her zaman endişeli,evhamlı,korku dolu,sürekli negatif çalışan bir yapıdır.Deniz(Ay-Zihin) ancak durağan olduğunda (gezegenlerin tutulmasından kurtulduğunda) faydalı olur,su(Ay) berraklaşır,üstünde gemiler(Pozitif Düşünce) kolayca süzülür..İnsanın bu dünyadaki temel amaçlarından biri de beden(Lagna-Yükselen Burç-Beyin) ile ruhun(İlahi Öz-Güneş) birbirleriyle bağlantıya geçmesidir ama çalkantılı bir deniz(Ay-Zihin) ikisinin arasında engel olarak beklemektedir.Kişi,diğer gezegenler tarafından sürekli tutulmaya uğrayan zihni(Ay) endişe, korkudan,evhamdan arındırmalıdır ki,zihin aradan çekilsin ve kişi Ruhuna(İlahi Öz-Güneş) ulaşsın.Zihni(Ay) pasifize etmenin ve diğer gezegenlerin ‘tutulmasından’ kurtarmanın 3 adet kesin yöntemi vardır.Düzenli namaz,düzenli meditasyon,düzenli nefes teknikleri yapmak..Kişinin zihni(Ay) sürekli ‘tutulma’ altındayken de kişinin sınavda başarılı olma şansı yoktur..Yüce Allah’ın namazı farz kılması işte bundandır.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

14 Ağustos 2021 Cumartesi

Sorumluluk
Önceki yazılarımda hepimizin aynı antene bağlı olduğumuzu ve birbirimize wi-fi gibi ‘görünmez kablolarla’ bağlı olduğumuzu yazmıştım.Birçok insandan bunu ilk defa duyduğunu söyleyen mesajlar aldım.Yani yaptığınız eylemlerin tüm insanlıktan bağımsız olduğunu,sizden başka kimseyi etkileyemeyeceğini mi düşünüyordunuz ?Bu imkansız..Ne diyordu Aydınlanmış üstad Lao Tzu ‘Eğer insanlığı uyandırmak istiyorsan, önce ‘kendini’ uyandır. Dünyadaki bütün acıyı yok etmek istiyorsan, kendi karanlık ve negatif yönlerini yok et.Dünyaya verebileceğin en muhteşem hediye ‘kendini’ dönüştürmendir.’.Üstad Lao Tzu bunu söylerken bütün evrenin bizim beynimizin içinde olduğunu biliyordu ve ‘bütün insanların’ beyinlerinin de birbirlerine görünmez kablolarla bağlı olduğunun ipucunu veriyordu.İnsanın kendinde yapacağı ufak bir pozitif değişimin tüm evreni ve tüm insanları sarsacağını ve pozitif yönde değiştirebileceğini 2400 yıl önce söylüyordu..Buna ‘Kollektif Bilinç’ denir.Kimsenin kimseden bağımsız olmadığı,insanlığın içinde bir kişinin bile duygu durumunun ya da yaptığı eylemin ‘bütünü’ etkilediği inanılmaz bir ‘ağ’ dan bahsediyoruz. Mesela bir ilim öğrendiğinizde kendiniz için mi öğrendiğinizi sanıyorsunuz?Bu ilmi öğrenmenizin sizin hayatınızı etkilemesi yanında yüzlerce-binlerce kişinin de hayatını etkilemesi bunun doğal sonucudur.Ne eylemde bulunursanız ‘bütünü’ etkiler,bundan kaçış yok.. Kollektif bilincin en büyük kanıtı Kuran’da Maide Suresi 32.ayette geçer, ‘İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın birini öldürürse,bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler.’Yani her kim kötü bir davranışta bulunursa tüm insanlık bundan etkilenir,her kim iyi bir davranışta bulunursa tüm insanlık bundan etkilenir.Yani ne yaptığınıza dikkat edin,dünya üzerinde kimse kimseden bağımsız değil. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

12 Ağustos 2021 Perşembe

Kim olduğunu bil!
Kimin kime karşı üstünlüğü var bu hayatta ? Hepimiz Rahman’ın nefesi değil miyiz ? Diğer insanlardan ‘üstün’ olduğunu iddia edebilecek kadar nefsinin esiri olmuş biri var mı hala ? O zaman insanlarda neyi eleştiriyorsunuz,neyi ayıplıyorsunuz ?Herkes bu hayatın içinde sınavını yaşıyor.. Aydınlanmış Üstad Celaleddin-i Rumi ‘Şunun,bunun hatasını,ayıbını görüp söyleyenler,ayıbı olanlardan daha çok yoldan çıkarlar,sapıklığa düşerler.Bir kimse birinin ayıbını görse,onu kendi satın almış olur ve ayıbı kendisinde bulur’ diyor..Yani yargılamak sadece Allah’a mahsustur.Bir insan başka bir insanı kusurları yüzünden eleştirdiğinde,ayıpladığında er ya da geç kendisi de aynı kusurların merkezi olacaktır.Hepimiz biriz ve ‘Rahman’ın nefesiyiz’ bunu göremeyen,nefsinin esiri olmuş ‘gözler’ ancak yargılar,eleştirir, ayıplar.Mevlana Celaleddin-i Rumi devam ediyor ‘Asıl ayıp olan insanlarda ayıptan başka hiçbir şey görmemektir.Gayb aleminden gelen temiz ruh,aynı yerden gelen kardeşlerde nasıl olur da ayıp görür ?’..Aydınlanmış ‘Veli’ Celaleddin-i Rumi haklı,herkes senin aynan birini eleştirirken, ayıplarken aslında aynaya bakıyorsun.Ve ne edersen kendine ediyorsun..Çünkü tüm evren ‘sen’ den ibaret, ben,sen, arkadaşların,yaratılmış herşey ‘sen’ ile aynı,senden bağımsız değil.Ben sen’im,sen de bensin,tüm evren bir’dir ve hepimiz Mutlak’ta eririz.Celaleddin-i Rumi boşuna ‘ Kusurları örtmede gece gibi ol’ demiyor,bu önemli ‘Veli’ önemli sırlar biliyor.Dinle sözünü ‘Veli’ nin,git onun yolundan her daim..’’Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Hoşgörülükte deniz gibi ol.Ya olduğun gibi görün,ya göründüğün gibi ol.’’ . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

11 Ağustos 2021 Çarşamba

İda,Pingala ve Sushumna
Hintlilere göre vücudumuzda 3 enerji kanalı vardır.İda,Pingala ve Sushumna. İda enerjisi omuriliğimizin sol tarafındadır,Ay’ın enerjisini taşır, rahatlatıcı,sakinletici, serinletici Ay’ın enerjisidir.Pingala enerjisi ise omuriliğimizin sağ tarafında bulunur ve enerjik olma,aksiyon halinde bulunma,stres,iş modudur,Pingala Güneş’in enerjisidir. Pingala Yin’dir (Celal),İda ise Yang’dır(Cemal). Sushumna ise mükemmel denge’dir(Jüpiter).Bu kanallar ‘nefes’ ile çalışır.Pingala(Sağ burun deliği) aksiyon,stres ve iş modudur,mesela kızgın olduğunuzda elinizi burnunuza götürün havanın sağ burun (pingala) deliğinden geldiğini göreceksiniz. Rahat,sakin,dinlenme modunda olduğunuzda ise elinizi burnunuza götürün havanın sol burun (İda – Rahatlatıcı,sakinleştirici, serintletici Ay enerjisi) deliğinden çıktığını göreceksiniz. Kişinin iki burun deliğinden eşit hava gelmesi ise mükemmel durumdur, ‘Pranayama’ yani nefes teknikleri öğrenip tatbik ederseniz,düzenli olarak bu duruma gelebilirsiniz.Bütün ilim üstadları uyurken ‘sağ taraflarına’ yatarlar.Hint eski metinleri kişinin sağ tarafına yatmasını öğütlerler ve sol tarafa doğru yatmanın kişinin ömrünü kısalttığını söylerler.Peki neden? Sol tarafınıza yattığınızda burnunuzun sol deliğinin (İda-Serinletici,Sakinleştirici Ay enerjisi) çalışmasını yavaşlatırsınız ve sağ burun deliğini (Pingala-Aksiyon,İş-Savaş Modu) aktive edersiniz bu kişinin yıpranmasına neden olur,kötü rüyalar görür,rahatsız uyur,düzenli yapıldığında ömrü kısaltır.Sağ tarafınıza yattığınızda ise sağ burun deliğinizin çalışmasını yavaşlatırsınız (Pingala, stress,iş modu,) ve sol burun deliğini (İda-Sakinleştirici,serinletici,yenileyici enerji) aktive edersiniz,bu rahatlamanıza,iyi bir uyku kalitenizin olmasına ve ömrünüzün uzamasına, vücudunuzun stres olmadan uykuda kendini iyileştirebilmesine neden olur.Sushumna ise direk sırt üstü tavana bakar pozisyonda yatmaktır bu pozisyon da iyi olmakla birlikte kişiye uykuda bilgi (Jüpiter) akmasına neden olur.Yani bilgelere göre kesinlikle kişi uykuda sol yanına yatmamalı,iyi bir sağlık sahibi olmak için sağ yanına yatmalı ve özellikle ‘bilgi’ istiyor ise sırtüstü düz bir şekilde yatmalı. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

6 Ağustos 2021 Cuma

Manipülasyon
Bilgi (Işık) olmadan, öğrenmeden, hayatta başarılı olman mümkün değildir,önünü göremediğin için bir çok engele takılırsın,’karanlık’ (Şeytan - cehalet)seni kandırır,düşüp düşüp kalkarsın,yine de önünü göremezsin. Hayattan faydalanmak ve iyi bir hayat yaşamak istiyorsan, sana gereken tek şey bilgidir(ışık).Eğer hayatı, öğrenmeyerek yaşamayı tercih edersen,karanlıkta kalırsın ve her işini karanlıkta el yordamıyla yoklayarak düşe-kalka yapmak zorunda kalırsın.Ancak bilgin olursa yenebilirsin kötülükleri.. ’Kötülerden’,’Şeytanlardan’ daha bilgili olursan sana zarar veremezler, insanlığa zarar veremezler.Bilgin olmazsa,’bilgi sahibi şeytanlara’ yem olursun,seni karanlıkta bırakırlar. Maalesef dünyamızda ‘kötülük’ daha fazla ilme sahip,daha fazla araştırıyor ve her yeni buluşta insanlara daha fazla zarar vermenin yollarını buluyor.Allah yolunda insan,bununla başa çıkmalı.Allah yolunda kimse için ‘ilim öğrenmek’ herşeyden üstün olmalı,ibadetlerin en üstünlerinden biri ilim yapmaktır, öğrenmektir ve bunu insan yararına kullanmaktır.’Bilgi’ bu dünyadaki en değerli şeydir,Yüce Allah bunu Zümer 9. Ayette ‘De ki: Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu ? ‘ diyerek açıklıyor..Allah yolunda insanlar öğrenmekten, bilgiden ne kadar uzaklaşırsa,onların boşluklarını ‘Şeytan Hizmetkarları’ dolduruyor. Şeytanın (Rahu) en büyük numarası insanları manipule etmekte ustalığıdır.Peki kim manipule olur ? Bilmeyen..Bilmedikçe, araştırmadıkça, bilgiden uzaklaştıkça manipule olmaya,korkutulmaya,yönlendirilmeye açık olur insan..Tabi öğrendiğiniz kaynaklara da dikkat edin,’ilim’ adı altında bir çok şeytan manipulasyonu etrafta dolanıyor,bunlara kanmayın. Allah yolunda olduğundan emin olduğunuz insanlardan öğrenin..Ve her ne olursa olsun umudunuzu kaybetmeyin. ‘Şeytan’ herşeyi ‘mış’ gibi gösterir, hakimmiş, üstünmüş, kazanan ‘O’ ymuş gibi gösterir..Ama sadece ‘numara’ yapmaktadır,aslında ‘hiçbir’ gücü yoktur,lanetli mahlukatın tekidir,sadece ne kadar ‘güçlü’ olduğu konusunda yalan söyler..Tek özelliği iyi bir yalancı olmasıdır hepsi bu,çok zayıf ve güçsüzdür..’Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım..’. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

24 Temmuz 2021 Cumartesi

Sessizlik
‘Sessizliği dinle,anlatacak çok şeyi var..Ne kadar sessiz olursan o kadar duyarsın..’ demiş Celaleddin Rumi.’Bir aptal,konuşmasıyla tanınır ama bir bilge,sessizliğiyle tanınır’ demiş Pisagor..’Sessizlik,bilgeliği besleyen uykudur’ demiş Francis Bacon.. ‘İyi ve bilge insanlar sessiz bir yaşam sürdürürler ‘ demiş Euripides..’Sessizlik büyük bir güç kaynağıdır’ demiş Üstad Lao Tzu..’İnsanlar kendileriyle sessizlikte baş başa kalmamak için ne kadar saçma olursa olsun bir bahane üretirler’ demiş Carl Gustav Jung..Sessizlikten insanlar sürekli kaçarlar...’Sessizlik,kelimelerin anlatamadığını anlatır’ demiş başka bir bilge..’Sessizlik en iyi arkadaştır,asla kişiyi arkadan bıçaklamaz’ demiş Konfüçyüs.’Müzik notalarda değildir,nota aralarında ki sessizliktedir.’ demiş Wolfgan Amadeus Mozart..’Bir çok defa konuştuklarım yüzünden pişman oldum ama asla sessiz kaldığım anlardan hiçbir zaman pişman olmadım’ demiş Publilius Syrus. Büyük Üstad Lao Tzu demiş ki 'Bir tohumu ekersen tohum ses çıkarmadan büyür,ama bir ağaç yıkılırken büyük bir gürültü çıkartır.'Yıkım' gürültülüdür,oysa yaratım sessizdir.Bu sessizliğinin gücüdür..Sessizce büyü..'. Gerçektende fazla konuşmak cehaletin göstergesidir,tüm eski bilgeler 'Sessizlikten daha değerli söyleyecek bir sözün varsa söyle,yoksa konuşmamayı tercih et ' derler.Bir teneke kutunun içi boşsa çok fazla ses çıkaracaktır,içi doluysa ses çıkmaz.Kişinin ne kadar sessiz kalabileceği ise haritasındaki 5. Element yani Akaş(Ruh) elementine bağlıdır.Akaş herşeyin içine sızmış olan ve herşeyi bir arada tutan 5. elementtir.Kişinin ‘dinlemesi’ ve ‘sessiz’ kalması doğum haritasında akaş elementini yöneten Jüpiterin kontrolü altındadır.Sessizliğe erişebilen kişi,kendini ve evreni keşfeder..Çok konuşan,fazla gürültülü aktivitelerle uğraşan kimseler ise kendilerinden,evrenden ve özlerinden uzaklaşırlar..Gürültü cehalettir(Satürn),sessizlik ise bilgelik(Jüpiter).Çok konuşmak cehaletten ileri gelir(Satürn),sessizlik ise bilgelikten(Jüpiter)..Dinlemek,sessizliğin asaletini kavramaya yarar.Konuşmak ise sessizliğin ihtişamını yok etmektir.Sessiz kalın ve dinleyin,keza ‘sessizliğin’ size anlatacağı çok şey var.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

19 Temmuz 2021 Pazartesi

Harcalamalar
Nereye para harcarsanız ‘ayaklarınız’ oraya gider..Vedik Astroloji’de 12. Ev kişinin ‘kaderini’ gösterir,burası kişinin yaptığı harcamalardan sorumludur,aynı zamanda burası kişinin fiziksel olarak ‘ayaklarını’ kontrol eder..Yani kişinin ‘kaderi’,’harcamaları’ ve ‘ayakları’ aynı yönde hareket eder.Özellikle Veda’larda kişinin nereye ‘para harcadığı’ konusuna çok önem verilir.Çünkü kişinin harcamaları kişinin kaderini belirler ve kişinin ‘ayaklarını’ o yöne doğru götürür.Örneğin alkole para harcıyorsanız ‘ayaklarınız’ bar’a, klübe gider,kumara para harcıyorsanız ‘ayaklarınız’ kumarhaneye gider,eğitime para harcıyorsanız ‘ayaklarınız’ okula gider,dini bir mabede yardımda bulunuyorsanız ‘ayaklarınız’ mabede gider..Nereye ‘harcarsanız’,ayaklarınız o yöne doğru hareketlenir.Kötü,zararlı şeylere harcamalar yapıyorsanız ayaklarınız bunların bulunduğu yere gider,kaderiniz buralarda şekillenir.İyi şeylere harcamalar yapıyorsanız ayaklarınız o iyi yerlere gider ve ‘kaderiniz’ oralarda şekillenir.Hindistan’da bu amaç için ‘Guru Dakşina’ diye bir tanım vardır,kişi öğrenim gördüğü ‘Öğretmene’ ufak bir miktar, bizim paramızla 25 kuruş gibi bir para verir ki,’ayakları’(12.Ev-Harcamalar) sürekli onu Öğretmenine götürsün diye..Bilinçaltı böyledir,nereye para harcarsanız oraya çok sık gidersiniz.Örneğin Camiye çok sık gitmek istiyorsunuz diyelim,gidip O camiye maddi yardım yapın, ‘ayaklarınız’ (12. Ev-Harcamalar) sizi tekrar tekrar oraya götürecektir..Kaderiniz böyle şekilleniyor.Harcamalarınız(12. Ev) ayaklarınızı(12.ev) harekete geçiriyor ve bunun sonucunda kaderiniz(12.Ev) şekilleniyor. ’Ayaklar’ hayatta gittiğimiz yönü gösterirler,’Kaderimiz’ ayaklarımızın nereye gittiğinden ibarettir. Harcamalarımız ayaklarımızın yönünü belirlediği için hiç hafife alınmayacak kadar önemlidir.Yanlış harcama,yanlış yola girmek demektir,doğru harcama ise doğru yola yönelmektir.Ayaklarınız (12.Ev) her halükarda sizi para harcadığınız (12.Ev) yere götürecekse,neye para harcadığınız konusunun hayati önemini görebiliyor musunuz ? Yani harcamalarınla ayaklarına yön verip kaderini oluşturan sensin.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

4 Temmuz 2021 Pazar

Erişmiş Üstad Çuang-Tzu
Aydınlanmış üstad Çuang-Tzu’nun dönemin filozoflarından Hui-Tzu ile İnsan-ı Kamil hakkında tartışması..Chuang-Tzu:İnsan-ı Kamil bir insanın fiziki suretine sahiptir ama onda bir insanın duyguları yoktur.İnsan suretinde olduğu için diğer insanlar arasında onlardan biriymiş gibi yaşar.Ama kendisinde bir insanın duyguları olmadığı için ‘doğru’ ve ‘yanlış’ ya da hoşlanırım ve hoşlanmam gibi değer hükümleri ona erişemez.Ortak beşeriyetin bir öğesi olduğu sürece ne kadar da değersiz ve küçüktür O ! Ama kendisinde Mutlak’ın kemalini taşıması açısından bu alemde ne kadar yücedir O ! Bu beyana karşı Hui-Tzu sorar:Bir insanın duygusuz olması mümkün müdür? Çuang-Tzu: Evet mümkündür. Hui Tzu:Ama eğer bir insanın duyguları yoksa,buna nasıl ‘insan’ denebilir ? Çuang-Tzu: Yol(Tao-Mutlak) ona insan özellikleri vermiş.Sema da vücudunun suretini bahşetmiş.Onun bir ‘insan’ olduğunu nasıl olur da reddederiz ? Hui-Tzu:Ama ona ‘insan’ dediğiniz andan itibaren onun duygusuz olması aklın alacağı bir şey değil. Chuang-Tzu:Sizin ‘duygu’ dan anladığınız benim aynı kelimeden anladığımdan farklı.Ben ‘onun duyguları yoktur’ dediğimde insanın kendi nefsinin hoşa giden ya da gitmeyen şeylerden etkilenmemesini,hayati enerjisini arttırmaya asla teşebbüs etmeden her şeyin ‘kendiliğinden böyle olma’sına kendisini uyumlu kılmasını kastediyorum. Hui Tzu :Eğer kendi hayati enerjisinin besleyici gıdalar,elbise giymek vs yoluyla arttırmaya teşebbüs etmiyorsa,vücudunu nasıl canlı muhafaza edebilir ki ? Çuang Tzu:Yol (Tao-Mutlak) ona insan özellikleri vermiş ve vücut bahşetmiş.O da bunun sonucu olarak varlık alemine ‘insan’ olarak gelmiş.Hal böyle olunca onun yapması gereken kendi nefsinin hoşa giden ya da gitmeyen şeylerden etkilenmesine engel olmaktır.İşte benim ‘hayati enerjisini arttırmayı denememek’le kastettiğim budur.Siz ise ‘ruh’unuzu dışarıya doğru yönlendiriyor,dış dünyanın nesneleriyle uğraşarak sandalyenin üzerinde zihninizi tüketiyorsunuz.Sizin bedeninizi lütfeden bizzat ‘Mutlak’tır.Ama siz bedeninizi ‘Mutlak’ın iradesine uyumlu kılacak yerde bir taşın beyaz mı yoksa siyah mı olduğu hakkında boş şeylerle meşgul ediyor,bunları sorun yapıp tartışıyorsunuz. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

1 Temmuz 2021 Perşembe

Amaç

Necm 39 ''İnsan için çalıştığından başkası yoktur.'' Her insan, yaptığı tercihlerle, kendi yazgısını bizzat kendisi belirler, sonucundan da yalnızca kendisi sorumludur. İşte bu yüzden, İsra 13-14 ‘’Her insanın kuşunu onun boynuna takmışızdır. Kıyamet günü kendisine, önünde açılmış olarak bulacağı bir kitap çıkaracağız. Oku kitabını! Bugün sana hesap sorucu olarak nefsin yeter!'' denilecek. Peki tercihlerimiz yani yapacağımız eylemler için motivasyonumuzu nerden alırız? Bu bizim 'başlangıcımızda' yani doğum haritamızda saklıdır. Vedik doğum haritamızdaki Güneş'imiz(Dharma) din, inanç, doğruluk yolunda yapacağımız eylemlerimizi ve tercihlerimizi gösterir. Haritamızdaki Ay'ımız insan ilişkileri, sosyal yardımlaşma, anne babamıza karşı görevlerimiz, aile hayatındaki tercihlerimiz ve eylemlerimiz alanında tercihlerimizden sorumludur. Merkür’ümüz eğitim, meslek ve para alanında yaptığımız tercihlerden ve eylemlerden sorumludur vs.. Rahu ve Ketu dahil toplamda 9 gezegen bizim bu hayatta tercihlerimizden ve eylemlerimizden sorumludurlar. Peki gezegenlerin bize verdiği tercihlerden ve eylemlerden kaçabilir miyiz? %33 miktarında evet, buna ‘cüzi irade’ denir. %66 oranında ise haritamızın bize verdiği tercih ve eylem motivasyonundan kaçamayız buna ise ‘Külli İrade’ denir. İsra 13-14 de dediği gibi %33 lük bile olsa özgür irade(cüzi irade) önemlidir çünkü yaptığımız tercihlerden ve eylemlerden sorguya çekileceğiz. Biz özgürce tercih ediyoruz ve eyleme döküyoruz (%33 lük Kısım), sonucunu ise Yüce Allah veriyor (Külli İrade %66 kısım) ve bu Yüce Allah’ın emrine boyun eğmiş gezegenler (Rum 26) vesilesiyle oluyor. Sanskritçe de gezegen ‘graha’ demek, graha sansktritçe de aynı zamanda ‘tutulma’ anlamına geliyor, yani gezegenler zihnimizi ‘tutulmaya’ uğratırlar ve bize kendi motivasyonlarını(Külli İrade - %66) dikte ederler. Kişi gezegenlerin enerjilerinin üstüne çıkabilirse yani onların 'tutulmasından' kurtulabilirse, İnsan-ı Kamil olur ve bunu %33 lük imkanıyla yapmalıdır. Amaç ‘arınmaktır’ (Maide 6, Tevbe 108), ‘arınan’ artık Sekar’a geri dönmez, kişi ‘tamamen’ arınmışsa 50.000 yıllık sınav başarıyla sonuçlanmış demektir(Mearic 4).

.

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan


30 Haziran 2021 Çarşamba

Sadece İyilik
Nisa 79. Ayet ‘Sana iyilik olarak ne erişirse, Allah'tandır. Sana kötülük olarak ne dokunursa, o da kendi nefsindendir. Biz seni insanlara peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak da Allah yeter.’..Bu ‘umman’ gibi bir ayettir ve bu ayet ‘hayatın’ sırrını açıklayan ayetlerden biridir.Ne diyor ayette sana bir kötülük gelirse kendi nefsinden,sana bir iyilik olur ise Yüce Allah’tandır.Kuranın birçok yerinde ‘Allah kuluna zulmetmez’ diye belirtiliyor.Yunus 44. Ayet ‘ Gerçek şu ki Allah insanlara zerrece zulmetmez, fakat insanlar kendilerine kötülük ediyorlar.’ Nahl 33. Ayet ‘’Onlar kendilerine meleklerin gelmesinden yahut Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi ancak onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.’’ Enfal 51. Ayet ‘’ İşte bu, kendi ellerinizle yapıp ettikleriniz yüzündendir ve kuşkusuz Allah kullarına asla zulmetmez.’’..Yüce Allah sevgisi sonsuz olandır,bağışlayandır,merhamet edendir.Peki insanın başına musibet Yüce Allah’tan gelmiyorsa nereden geliyor ? Tabiki kendinden..Kuran’ın kaç yerinde ‘siz kendinize/nefsinize zulmedersiniz’ diyor.Peki nasıl napıyoruz bunu ? Yüce Allah bize ‘beden’ denen muhteşem bir makina vermiş ve bu beden sonsuz bilgiyi içinde saklayabilen muhteşem bir beyne sahip.Beden-beyin öyle güçlü bir araç ki sürekli bir seçim ve yaratım sürecindeyiz(Biz Yeryüzündeki Halifeleriz).Zararlı davranışlar ve zararlı alışkanlıklar sahibi olarak bu muhteşem doğamıza zulmediyoruz.Sonra zararlı yaşam tarzı,öğrenmemeyi seçme,zararlı filmler,zararlı şarkılar,zararlı aktiviteler ile haşır-neşir olarak kendimizi zararlı yönde kodluyor ve hayatımızı şekillendiriyoruz.Sahibi olduğumuz mevcut ‘makina’(beden-beyin) bunları realiteye dönüştürdüğünde de bu ‘musibet’ başıma nerden geldi diyoruz’..’Temiz Yaşam’ önemlidir,bilinçaltınız her saniye çalışıyor,duyduğunuz,gördüğünüz herşey ile kendi ‘realitenizin’ tuğlalarını bir bir yerleştiriyorsunuz.Kan ve korku dolu filmler,savaş dolu bilgisayar oyunları,entrika,aldatma,intikam,kirli oyunlar içeren dizilerle zihininizi kodlarken ne yaşamayı bekliyordunuz ? ‘Gül Bahçesinde’ olmayacağınız kesin.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

24 Haziran 2021 Perşembe

Yüce Allah’ın Yardımı
İnsan ile Şeytanı birbirinden ayıran fark nedir? Yüce Allah insanı cennette yaptığı hatadan sonra ‘yeryüzüne halife’ kılmış,Şeytanı ise lanetleyip cehenneme girmeden önce kıyamete kadar süre vermiş..İnsan da hata yaptı Şeytan da hata yaptı peki sonuç neden böyle oldu?İşte burda İnsanoğlu Şeytandan ayrılıyor..Adem ve Havva cennette hata yaptıklarında Yüce Allah’a ne demişlerdi ? Araf 23.Ayet ‘ Dediler ki: “Ey rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz, bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz!”..Peki Şeytan yaptığı hata üzerine Yüce Allah’a ne demişti ? Araf-16.Ayet ‘İblis, "Öyle ise beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım" dedi.’.Şeytan(İblis) hatasına karşın Yüce Allah’a ‘Beni azdırmana karşın’ diyor..Fark bu..İnsan hatasını kabul edip ‘biz kendimize zulm ettik’ derken Şeytan’ beni sen azdırdın’ diyor,kendi kötülüğüne karşılık bunu Yüce Allah’a atfediyor..İşte İnsan’ı insan yapan en büyük özellik ‘hatasını anlayıp’,Şeytan gibi kibirden uzak olmak..Daha önceki yazılarımda yazmıştım,kişinin kendi hataları için kibirine sarılıp başkalarını suçlaması ‘Şeytani’ insanlar ortaya çıkartır..İyi insan kendi hatasını kabul eder ve başkasını suçlamaz.Şeytanı ateşe götürecek ‘kibir’ günümüz dünyasında heryeri sarmış durumda..Popüler kültür ‘kibir’ ile dolu ‘En iyi benim’,’Ben Süperim’ ’Muhteşemim’,’ Herkes bana hayran’ bu sözleri artık hergün heryerde duyar olduk..Kibir insanın gözlerini kör eder ve bütün anlama kabiliyetini yok eder..Örneğin bir konuda en iyi olduğunu düşünüyorsan artık o konu hakkında öğrenme sürecini sonlandırırsın,bu da kişiyi cehalete sürükler..Heryerde herkeste her konuda kibir var,’öğrenme’,’ilim üretme’ ise yok,rafa kalkmış durumda.. Cennette hatasını kabul edip öğrenmeye aç olan İnsan,gittikçe Şeytana benzemeye başlıyor..Ve dünya gittikçe daha da kötüye gidiyor,peki neden? Ali İmran 86.Ayet ‘..Allah cahil ve zalim bir topluluğa yardım etmez.’..Dikkat edin,ayetle sabit Allah’ın rahmeti insanlık olarak cahil kalıp kibire bulaştıkça üzerimizden gidiyor..Yeni birşey öğrenmediğiniz tek gün bile ziyandasınız.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

8 Haziran 2021 Salı

Aşikar Olan 'Yol'
1584 yılında yaşamış kılıç üstadı Miyamoto Musashinin öğrencilerine en büyük öğüdü şudur ‘Dışarıda,seni şu anda olduğundan daha iyi,daha zeki,daha güçlü,daha hızlı,daha şanslı yapabilecek hiçbir şey yok,bunları sağlayacak herşey sadece kendi içinde mevcut.Hiçbir şeyi kendinden dışarda arama ! ‘ Her insan içine dönmeli..’Gerçek’ sadece sessizlikte ve kişinin kendi içinde bulunabilir.8. yüzyılda yaşamış Çinli üstad Shitou insanı bir ‘barakaya’ benzetiyordu..’ Baraka küçük olmasına rağmen tüm evreni içinde barındırıyor’ diyordu..Zen Üstadı Seung Shan insanın gelişme aşamasını şöyle betimliyordu ‘Kapının önünde durağanlığın ve sessizliğin hakim olduğu uçsuz bucaksız bir toprak var,’bahar’ gelir ve otlar ‘kendiliğinden’ büyümeye başlarlar ‘..13. yüzyılda yaşamış Zen üstadı Dogen ise şöyle diyordu ‘Cennete ulaşmak için kişi ‘kendini’ tanımaya çalışmalıdır..Kendini tanımaya çalışmak ise kendini unutmaktır.. Kendini unutmak ise kişinin tamamen aydınlanmasına yol açar ‘..’Bana nereye gittiğimi sormayın,bu sınırsız dünyada sadece bir yolcuyum,attığım her adım benim ‘evimdir’ ‘diyordu Üstad Dogen..’Ancak bir aptal kendini başkalarından farklı görebilir ama bilge bir adam başkalarını ‘kendiyle’ bir olarak görür’ demişti Üstad Dogen..Ve büyük Zen Üstadı Dogen şöyle diyordu ‘ Eğer ‘gerçeği’ bulunduğun yerde bulamıyorsan, nerede bulmayı bekliyorsun ? Herşeyin başlangıç noktası sensin.. ‘ Peki nasıl fethedebilir insan kendini,nasıl ulaşabilir ‘gerçeğe’?Avustralya Aborjinlerinin bir atasözü der ki ‘Gölgeleri görmek istemiyorsan, gözlerini Güneş’ten ayırma..’. Güneş (Dharma,Doğru Yol,Din,İnanç) kendi gölgelerimizden(günahlarımızdan) sıyrılmamızı sağlar ve içimizdeki ışığı (Güneş) keşfetme fırsatımız ortaya çıkar..Üstad Mevlana demiş ki ‘Sessiz olduğumda,herşeyin müzikten (Müzik=Güneş=Kalp Ritmi) ibaret olduğu ‘O’ yere düşüyorum ..’ Güneş (Dharma-İnanç-Müzik) doğru yola iletir,Ay (Akıl-Zihin-Algı) kandırır.. Bodhidharma demiş ki ‘Eğer gerçeği anlamak için aklını(zihnini) kullanırsan,ne gerçeği anlayabilirsin ne de kendi zihnini anlayabilirsin.Eğer gerçeği anlamak için aklını(zihnini-Ay) kulanmazsan,hem gerçeği hem de zihnini anlayabilirsin’.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

3 Haziran 2021 Perşembe

Düşünce
Büyük yazar George Orwell’in 1948 yılında yazdığı ve tüm dünyayı sarsan ‘1984’ kitabında değindiği konulardan biri de ‘kısaltmalardır’.Sistem özellikle bu yüzyıldan itibaren insan neslinin ‘düşünmeyi bırakmasını’ istemektedir. İnsanların düşünmeyi bırakması için de bunu öncelikle konuşulan dilin içine sokulması lazımdır.Şu an bütün dünyada herşey için ‘kısaltmalar’ kullanılıyor ve bu kısaltmalar insan beyni üzerinde ‘düşünmemeyi ‘ tetiklemesinden dolayı oldukça revaçta ve daha da artacaklar.Örnek vermem gerekirse ‘E. Ç.’ dediğimde bunun benim ismim olduğunu anlarsınız ve düşünmeden anlamını kavrayıp geçersiniz ama ‘Erdem Çalışkan’ dediğimde beyniniz ‘düşünmeye başlar’, yazılarımı, kişiliğimi, benim hakkımda bildiklerinize doğru yönlendirir beyniniz sizi. ‘ABD’ dediğimde bunun anlamını tam olarak kavrarsınız ve düşünmeden kabul edersiniz ama ‘Amerika Birleşik Devletleri’ dediğimde beyniniz düşünmeye başlar,oranın nasıl bir yer olduğu,zihninizdeki imajını,hepsini düşünürsünüz ve reaksiyon verirsiniz.Absürd bir örnek vermek gerekirse,eğer kullanımda olsaydı(belki ileride olacaktır) ‘KF’ dediğimde bunun bir yemek olduğunu anlayıp düşünmeden kabul edecektiniz ama ‘Kuru Fasulye’ dediğimde hemen o yemek hakkında düşünecek,sevmiyorsanız reddedecek ya da seviyorsanız bu yemeği canınız çekecektir.Ama size kısaltma şeklinde ‘KF’ dendiğinde ne beyniniz düşünecek ne duyularınız harekete geçecektir,hiçbir tepki vermeyeceksiniz,üstüne anlamını da kavramış olacaksınız.Kısaltmalar sizin tepki vermeden,düşünmeden kabul etmeniz için tasarlanmıştır.’Dil’ öyle güçlü bir araçtırki insan beynini kodlayabilen yegane unsur ‘sözcüklerdir’.Neden Kuran’dan sureler okuyoruz düzenli olarak?Bunun bir amacı da zihninizi kodlayıp enerji seviyenizi ayarlamanız içindir.’Düşünürseniz’ sistem için bir problemdir,çünkü ‘sorgularsınınız’. Kuran’da Yüce Allah hemen hemen 5 ayette bir ‘siz hiç düşünmez misiniz?’,’akletmez misiniz ? ‘diye boşuna mı söylüyor ? Sanıyorum ki insanlık için ‘düşünme’ vakti geldi de geçiyor bile.. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem