25 Şubat 2023 Cumartesi
28 Ocak 2023 Cumartesi
24 Ocak 2023 Salı
21 Ocak 2023 Cumartesi
2022-2025 yılları arasındaki vaktin tamamında 'Vedik Doğum Haritası Analizi' randevularımın dolu olması nedeniyle, danışmanlık vermeye devam etmek adına 'Tek soru danışmanlığı' ve 'Çift soru danışmanlığı' hizmeti veriyorum. Bu danışmanlıkta hayatınıza dair merak ettiğiniz herhangi bir konu hakkında (evlilik, aşk, mevcut evliliğiniz, iş, kariyer ya da aklınızı kurcalayan herhangi bir konu) soru sorabiliyorsunuz. Ve bu soruyu vedik doğum haritanızı inceleyerek yanıtladığım yaklaşık 20 dakika süren(her bir soru için) bir ses kaydı gönderiyorum ve sorduğunuz konuda aydınlatıyorum sizi. Eğer sorduğunuz konu olumsuzsa, bu konunun çaresi ve ne yapmanız gerektiği konusunda sizi bilgilendiriyorum. Bunun yanında vedik doğum haritanızın grafiğini de gönderiyorum (bu belge vedik astrolojiye göre yükselen burcunuzu, ve diğer gezegen yerleşimlerinizi gösterir). Danışmanlığınızı tek soru ya da çift soru olarak seçebilirsiniz. Ses kaydını bir link olarak gönderiyorum, tıklayıp indiriyorsunuz ve dinliyorsunuz. Bu danışmanlıklardan herhangi birini alabilmeniz için doğum saatinizi doğru bilmeniz gerekir. Tek soru danışmanlığı veya çift soru danışmanlığı talep etmek ve ücret bilgisi almak için bana Instagram @kadimastrolojianalistierdem hesabımdan DM yoluyla ulaşabilirsiniz. .
© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan
Tek soru ve çift soru danışmanlığı hizmeti almış değerli danışanlarımdan gelen dönüşlerden birkaçı ise şu şekilde;
7 Aralık 2022 Çarşamba
2 Aralık 2022 Cuma
28 Kasım 2022 Pazartesi
22 Kasım 2022 Salı
8 Kasım 2022 Salı
26 Ekim 2022 Çarşamba
Bir vedik doğum haritasında 12 tane ev bulunur ama en önemlisi
yükselen burçtur yani 1. evdir. Çünkü 1. ev kişinin 'kendisidir'. 1.ev yani yükselen
burç diğer 11 evle etkileşim halindedir. Kişinin kendisi yani yükselen burç(1.ev)
ve onun yönetici gezegeni harita da iyi konumlanmamışsa diğer 11 evin hepsinde
iyi konumlar olması kişinin hiç bir yararına olmayacaktır, çünkü kişinin
kendi(yükselen ve yükselen yöneticisi gezegen) kötü durumdaysa diğer 11 evin
kişiye faydası yoktur. Yani bir vedik doğum haritasında yükselen burcun içinde
iyicil gezegenlerin konumlanması (Jüpiter,Venüs,Merkür,Ay) ve yükselen yöneticisinin
iyicil gezegenlerde kavuşum yapması(Jüpiter,Venüs,Merkür,Ay) ve
kendra(1,4,7,10) yada trikona (5. ve 9.) evlerden birinde konumlanması yükselen
burç ve yöneticisinin 'iyi durumda' olması demektir. Bu şekilde diğer 11 evin
ona sunduğu nimetlerden yararlanacaktır. Böyle bir kişi zorluklardan zarar görmeden
kurtulur, çünkü yükselen burcun gücü hepsine üstün gelecektir. Yani bir vedik doğum
haritasında yükselen burç ve yükselen yöneticisi gezegen güçlü yerleşmişse kişi
bütün zorluklardan kurtulacak ve hayatın ona sunduğu ödüllerden de
faydalanabilecektir .Yükselen burcun(1.ev) ve yöneticisinin haritada güçsüz
yerleşmesi ise bu durumların tam tersinin yaşanmasına neden olacaktır.. Ayrıca
yükselen yöneticisi gezegen kişinin zekasından, tüm olaylara bakış açısından
sorumludur, bu gezegen kişinin hayatındaki sorunlarla nasıl savaştığını
gösterir. Eğer vedik doğum haritasında kişinin yükselen yöneticisi gezegen zarar
görmüşse (6. 8. 12. evler de ya da sevmediği burçta yerleşmiş yada en az 2
kötücülden kötü açı alıyorsa) kişinin hayatta ki sorunlarla savaşma azmi
yoktur, kişi ufacık bir zorlukta savaşmaktan vazgeçer, bu da onun hayatta
ilerleyememesine neden olur. Aksine kişinin vedik doğum haritasında güçlü
yerleşmiş bir yükselen yöneticisi gezegen zorlukların her ne olursa olsun kişiyi
yıldıramamasına neden olur. Eğer yükselen ve yükselen yöneticisi haritada zarar
görmüşse, vedik astrolojide herşeyin çaresi vardır kişi zikirler ve doğal
taşlar vasıtasıyla haritasındaki bu kötü durumun üstüne çıkabilir.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan
16 Ekim 2022 Pazar
Necm 19-20 “Lât ve Uzza’yı ve diğer üçüncüsü Menat’ı
gördünüz mü?”. İnsanlık tarihinde yolunu şaşırmış insanlar ve cinler yüzbinlerce
sahte ilaha, yüzbinlerce sahte tanrıya tapmıştır peki Yüce Allah Kur’an’da
neden sadece Lat, Uzza ve Menat’ı söylüyor? Çünkü bu 3 sahte ilah yüzbinlerce ‘sahte
ilah’ın özeti, yani hepsini içeriyorlar. Yüce Allah Necm 23 te devam ediyor ‘’(Lat,
Menat, Uzza) Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler
değildir. Onlar, sadece zanna ve nefislerinin hoşlandığı şeylere uyuyorlar.’’ Yani
Yüce Allah diyor ki bu putları insanlar kendi oluşturdu, bu putlar insanların
nefislerine ‘hoş’ geliyor ama bu sadece bir zan.. Şimdi Lat, Uzza, Menat
kelimelerinin kökenine bakalım. “Lât” kelimesi etimolojik olarak “ilah” kelimesinin
bozulmuş hali ve mutlak otoriteyi ifade ediyor; El/Elot/Elat/Lat /Elohim/Allot/İlah..
Eski çağlarda Aramice/İbranice dahil Arapça’nın kök dillerinde ‘mutlak itaat/otorite’ kaynağı
anlamında yukarıdaki kelimeler kullanılmaktaydı.(Kelimelerin etimolojik
kökenleri R. İhsan Eliaçık’ın ‘Yaşayan Putlar: Lat, Uzza, Menat’ yazısından
alınmıştır, bu değerli yazıyı da okumanızı tavsiye ederim.) Yani Lat
kelimesinin tam anlamı ‘otoritedir’. “Uzza” kelimesinin anlamı ise Kur’an’da
kullanılan “Aziz” isminin daha değişik söylenişidir, “Güç” “kuvvet” anlamına
geliyor: Aziz/Mu’ız/ Muaz/Izzet/Muazzez. Üçüncü sahte ilah olan Menat’ın anlamı
ise ‘para’ dır, Menna/Mamon/ Money/Many/Menat/Manat.. Yani Yüce Allah
insanların ve cinlerin çağlar boyunca taptığı 3 putu dile getirmiştir Lat (Otorite),
Uzza(Güç), Menat (Para).. Ve insanlığın büyük bir bölümü hala bu 3 puta
tapmaktadır.. Vedik astroloji perspektifindan bakarsak Otorite-Mars, Güç-Güneş,
Para-Merkür.. Bir vedik doğum haritasında bu gezegenlerin güçlü bir şekilde
yerleşmesi veya bir arada bulunması veya karşılıklı açı yapmaları kişinin bu
kavramları ‘sahte ilah’ olarak edinmesine neden olacaktır. Çare ise ‘putları’
kırmaktır. Enbiya 58 ‘’(İbrahim) Sonunda onları parça parça etti.’’ ve İbrahim
35 ‘’Hani İbrahim şöyle demişti: ‘'Rabbim bu şehri güvenli kıl, beni ve çocuklarımı
putlara kulluk etmekten uzak tut.'’
© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan
11 Ekim 2022 Salı
Gündüzleri bir ‘yalanın’ içinde yaşıyoruz. Gündüzü Güneş
yönetir ve ışığı her yeri kaplamıştır, ‘yıldızları’ göremeyiz. Gündüzleri Güneş’in
ışığı nerede olduğumuzu bize göstermiyor, ‘hakikati’ saklıyor. Güneş vedik
astrolojide hırsı, egoyu, tutkuları(yanan alev topu) temsil eder. Gündüzleri
Güneş’in kontrolünde olduğu için gündüzleyin bütün insanlar egolarının,
hırslarının, tutkularının esiridir ve ‘hakikat’ kaybolur. Rumi diyor ki ‘’Eğer
gece olmasaydı bütün insanlar, hırstan, isteklerinin üstüne titremeden
kendilerini yakar, helak ederlerdi. Gündüzleyin herkes bir şey elde etmek, bir
kâr kazanmak hevesiyle kendini ateşlere atmış, yanıp yakılmıştır. Bir müddet
hırslarından kurtulsunlar diye gece, Allah rahmeti gibi zuhur etti.’’
Gündüzleyin yıldızları, yani ‘hakikati’ göremiyoruz, Nahl 16 ‘’Onlar yıldızla
yol bulurlar.’’ Yani gündüzleyin Güneş’in temsil ettikleri ‘ego’, ‘hırs’, ‘tutku’
bizi ‘kör’ ediyor ‘hakikati’ göremiyoruz. Gerçek olan ise ‘gece’, gökyüzü pırıl
pırıl parlıyor, nerede olduğumuz belli oluyor, ‘hakikat’ ortaya çıkıyor.
Gündüze (Güneş-Ego-Hırs) takılı kalmamalıyız, Feridüddin Attar diyor ki ‘’Ey
gafletle hırs denizine gark olmuş kişi, geri kalıyorsun,
ilerleyemiyorsun, ama bundan haberin bile yok! Hırsın, tamahın, canını, imanını
mahvetti gitti! Dünya nedir? Hırs ve tamah yuvası. Ulu Allah, ona
“hiçbir şey değil” (Hadid 20) dedi... sense onun tuzağına tutulmuş kalmışsın!’’
Gündüzden kurtul! Gece ise seni bekliyor.. Rumi diyor ki ‘’Gök kapıları geceleyin
açılır ey kardeşim, bir gecelik de olsa uyumazsan ne olur? Mum gibi diri ol!
Gök kapıları geceleyin açılır, talihler, bahtlar uyanır. Sen de Ay gibi uyuma
da talih yıldızın parlasın, güzelleşsin. Sen gökyüzüne mensupsan elbette o
âleme, gökyüzüne özlemin vardır. Bu kirli dünyada, gökyüzünden aşağılarda
kalamazsın. Yücelerden başka yerlerde yatıp uyuyamazsın. Geceleyin yürü ki,
yollar geceleyin alınır, menzillere geceleyin varılır. Eğer sen, eşsiz Pâdişahı
istiyorsan onun yoluna düşmüş, sefere çıkmışsan seferde uyumamak gerekir. İyi
insanlar, bahtlı kişiler, Allah ın merhameti ve sevgisi gölgesinde uyurlar.
Kardeş, sakın sen de başka bir yerde uyuma.’’
.
.
© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan
14 Eylül 2022 Çarşamba
Sekar’da(Dünya) her şey aldatmaya programlı.. Ve buraya ‘aldanmamızın’
sebebi ise sadece ‘bakış açımız’, yani vizyonumuz.. Kocaman bir arabanın
önündesin bakıyorsun büyük bir jeep, kim bilir kaç tondur ne kadar da heybetli
görünüyor.. Bir gökdelenin 25. Katına çıktığında o heybetine hayran kaldığın
arabaları aşağıda ‘oyuncak araba’ olarak görüyorsun, biraz daha yükselirsen ‘karıncaya’
benziyor o ‘heybetli araba’.. Büyük ‘gökdelenler’ sen onların yanında olduğunda
yukarı bakmaktan başın dönüyor ne ‘heybetli’ diyorsun nasıl muazzam bir yapı
böyle.. Ama o heybetli gökdelenler, uçaktan baktığında ‘küçücük’ görünüyorlar,
bazen nokta gibiler ki o ‘dev’ yapıları yukarıdan ‘zor’ görüyorsun.. Dağlar, çok
heybetliler bir insan olarak onların önünde o kadar aciz duruyoruz ki ama
gökyüzünden baktığında dağların küçük ‘kum tepelerinden’ farkları yok.. Demek
ki problemli olan bakış açımız, demek ki bizi ‘aldatan’ bakış açımız.. Bakış
açımız ne kadar ‘alçaktaysa’ bu Sekar herşeyiyle o kadar ‘heybetli’,’çekici’, ‘yenilmez’
ve ‘üstün’ duruyor.. Ama nefsimiz arınıp, temizlenip bakış açımız otomatik
olarak ‘gökyüzüne’ yöneldiğinde bu Dünya’nın her ‘heybetli’ öğesi küçülüp bir ‘karınca’
boyutuna geliyor.. Yani bir arabanın, gökdelenin ya da dünyasal herhangi bir
şeyin heybetine, muazzamlığına kapılıyorsan, ‘aşağıdan’ bakıyorsun demektir,
yukarı çık! Yukarı çıktığında heybetinden etkilenip ‘çok kudretli’ olduğunu
düşündüğün şey(dünya hayatının her öğesi) çok küçük, basit ve önemsiz hale
geliyor.. ‘Aşağıdan’ bakarak onlara bu ‘kudreti’ veren sadece senin bakış açın.
Senin bakış açını ne aşağıya çeker? Günahlar(Temizlen!), zararlı bağımlılıklar,
kötü huylar, nefsinin etrafında kümelenmiş karma katmanları bunlar nefsini ‘aşağıya’
çekiyor.. Bunlardan nefsine ne kadar daha eklersen nefsin ‘ağırlaştığı’ için
bakış açın ‘yerde’ kalacak ve buradaki(Sekar) her öğeye hayran olup, yenik
düşeceksin.. Nefsini ne hafifletir? Vermek(zekat, sadaka), iyi işler (nefsinin
etrafındaki günah katmanları yok olur – Nisa 146), inanç (Allah deyince bile
kafan gökyüzüne dönüyor) ve ‘temiz’ bir hayat yaşamak.. A’la 14 ‘’Arınanlar
gerçekten kurtuluşa ermişlerdir’’.
.
.
©Kadim
Astroloji Analisti – Erdem Çalışkan
10 Eylül 2022 Cumartesi
İnsan ‘Levh-i Mahfuz’ kayıtlarına ulaşabilir mi? Cevap evet.. Bütün öğretilerin ‘kendini bil’ demesi işte bundandı.. Yüce Allah insana ‘ruhundan üfledi’(Hicr 29), bur ruh İsra 13. Ayetteki herkesin ‘kuşunu’ boynuna bağladık dediği ‘kuştur’ (detaylı bilgi için bkz. Emrah Eryılmaz - ‘Hakikat Kitabı’), yani bu kuş(ruh) nefsimizi(biz) öldüğünde onu ya yukarı katlara taşıyacak ya da Araf’tan tekrar Sekar’a(dünya) geri indirecek olan kuş. Yanımızda bir de ‘Cin’ var vesvese veren o, kıyamet gününde aleyhimize tanıklık edecek olan o, Kaf 23 ‘’Yoldaşı şöyle der ‘’İşte yanımdaki hazır’’, Kaf 27 ‘’Yoldaşı dedi ki: "Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi.". Yani biz ‘nefsiz’ ve iki yoldaşımız var. Birincisi ‘Ruh’(Kuş-İsra 13) o rehberimiz, gönlümüze iyi düşünceler ve evrenin bilgisi ondan geliyor, çünkü Yüce Allah onu ‘ruhundan üfledi’. İkincisi yanımızdaki ‘Cin’(Kaf 23-27) gönlümüze bütün kötü düşünceler ve vesveseler ondan geliyor. Biz hayatımız boyunca Ruh ile Cin arasında bocalıyoruz. Ve ‘Ruh’(kuş) çok yaşlı(yaratımın başı) milyarlarca yıl yaşında ve evrenin her alanına ‘giriş’ izni var ve bizimle gözlerimizi kapattığımızda ‘sembollerle’ konuşuyor. Rumi bunu farketmiş ‘’Burda biri gizli, kendini yalnız sanma; kulağı pek keskindir, kötü sözler söyleme. Gönül kaynağına bir ayak bağıdır atmış o peri; hayaline gelen her sûret, o perinin yüzünden geliyor.’’ Yani gözlerini kapattığında gözlerinin önüne gelen her sembol ‘Ruh’un(Kuş) seninle konuşması(Soru sor ona!), aslında gözlerini kapattığında ‘gerçekten’ görmeye başlıyorsun, çünkü gözlerin ‘açıkken’ gördüğün hiçbir şey gerçek değil, hepsi bir illüzyon. Yanındaki ‘Ruh’un’ (kuş) evrendeki her ‘bilgi’ noktasına giriş izni var, ‘Levh-i Mahfuz’a bile.. Rumi’yi dinleyelim ‘’İyi adamın gönlüne kötü bir düşünce geldi mi bu, boş değildir, bir aslı vardır bunun. O anlayışı vehim sayma, Allah'tan gelen anlayış bil. Gönüldeki nur, onu külli levhten okumuş, anlamıştır.’’ Yani çok ama çok güçlüyüz, ama ‘Birileri’(A’raf 27), ‘gözümüzü’ kapatmamızı ve içimize dönmemizi istemiyor(Tv, Internet, Pc, Medya ile). Gözünü kapat ki ‘gerçek’ önünde açılsın!.
.
.
©Kadim Astroloji Analisti – Erdem Çalışkan
5 Eylül 2022 Pazartesi
Gece vakti, çok açsın adeta miden kazınıyor bir şeyler yemek istedin ama kendini frenledin, yemedin ve uyudun.. Sabah kalktığında o açlık hissinden eser yok, hiç olmamış gibi, hatırlamıyorsun bile ama bu ‘his’ dün yatmadan önce seni açlıktan kıvrandırıyordu? Kalktığın gibi hemen yemek yemeye koşman gerekmez miydi ama bunu hatırlamıyorsun bile? Cinsel arzular için de böyle, cinsel arzuların uyandı ama sen uyumayı tercih ettin kalktığında bir bakmışsın ki o ‘his’ yok olmuş o ‘çekim’ hiç olmamış gibi ama uyumadan önce bu his seni ciddi bir şekilde esir almıştı? Gam, keder, ıstırap içindesin, ruh halin mahvolmuş bir durumda ve sen zor da olsa uyudun.. Kalktığında bu duygular nerede? Sanki yenilenmiş gibisin dün yatmadan önce seni esir almış olan ‘üzüntü’ hissi yok, halbuki bu ‘hisler’ dün seni mahvediyordu, nasıl kalktığında bu ‘ağır’ hislerin etkileri üzerinde olmaz? Ben söyleyeyim nasıl.. Bu hislerin hiçbiri gerçek değil, hepsi bir ‘illüzyon’, uyuyup uyandığında ‘gerçek’ olmayan hiçbir şeyin etkisi üzerinde kalamaz da ondan.. Sekar denen bu ‘aşağıların aşağısında’ (Tin 4-5) hepimiz beş duyumuzun esiriyiz ve beş duyumuz an be an zihnimizi tutulmaya uğratmakta. Yaşadığımız ruh hallerinin %99,99 u bu illüzyondan oluşuyor, aslında gerçek değiller. Açlık, cinsellik, üzüntü, kaygı, neşe, sevinç aklınıza gelen herhangi bir ‘his’ gerçek değil, bu nedenle ‘uykuya dalıp’ üst boyutlara yani ‘gerçek aleme’ geçtiğimizde bu ‘hislerin’ hiçbirinin etkisi üzerimizde kalamıyor.. Tek bir gerçek ‘his’ var, o da ‘aşk’.. ‘Aşk’ bu hiçbir ‘gerçek’ bulunmayan beş duyu hapishanesinden çıkmayı sağlayan tek ‘araç’.. Aşk’ın ‘küçük hali’ olan iki insan arasındaki ‘aşkta’ bile, insan hormonlarında inanılmaz değişimler olur, kişi beş duyunun esaretinden kurtulmaya başlar.. Bilirsiniz aşık olan kimse yemeden-içmeden kesilir, dünyaya dair hiç bir şeye önem vermez, sadece ‘sevdiğini’ ister.. Bunun bir üst oktavı ise Allah aşkıdır ki, bu tamamen beş duyu esaretine son verip İnsan-ı Kamil olmak demektir.. Beş duyunun esaretinden nasıl kurtulunup ‘aşka’ ulaşılır? Meryem 96 ‘’İman edip iyi/güzel işler yapanlar ise, Rahman onlar için bir ‘sevgi’ kılacaktır.’’
.
.
©Kadim Astroloji Analisti – Erdem
Çalışkan
21 Ağustos 2022 Pazar
‘‘Aradığın da seni arıyor’’ der Rumi. Gerçekten de ‘aradığın’ her an seni ‘aramakta’.. Peki sen aradığının ne olduğunu biliyor musun? Çoğu zaman ‘bilmeden’, farketmeden ‘arıyorsun’ ve bulduğun sonuçlar seni üzünce ‘ben böyle bir şey aramadım ki’ diyorsun.. Bir şeyi ‘aramak’ nasıl olur? ‘Onu’ zihninin içine aldığında ya da ‘onun’ hakkında sözcükler söylediğinde ‘arama süreci’ otomatik olarak başlar ve ‘aradığında otomatik olarak seni aramaya’ başlar. Örneğin ‘soygun’ ya da ‘hastalıkla’ ilgili bir film izledin, bu filmi ve onun öğelerini ‘zihninin içine’ aldın, işte ‘arama sürecini’ başlatmış oldun! ve ‘aradığın da’ otomatik olarak seni aramaya başladı.. Sonra ‘aradığın’ şey gelip sana çattı! Bundan sonra ‘neden böyle bir şey oldu?’ diye sorman anlamsız.. Kural neydi ‘Zihninin içine ne girerse bu aradığın şeydir!’.. Acı, hayal kırıklığı, üzüntü, ihanet vb. zehirli öğeler içeren bir şarkı söyledin ya da ‘dinledin’ ve bunları zihninin içine alarak ‘arama sürecini’ başlatmış oldun, sonunda ‘aradığın’ şey seni bulup ilişkin mahvolunca, ‘neden böyle oldu?’ diye soruyorsun.. Ama ‘arayan’ sendin sadece ‘aradığın’ seni buldu.. Zihnine ne girerse o ‘aradığın’ şeydir unutma, ‘aradığın şey’ kesinlikle seni ‘bulacaktır’.. Yani zihnimize alacağımız düşüncelerin ne kadar ama ne kadar önemli olduğunu anlıyor musun? Rumi diyor ki ‘’Bu dünya bir dağa benzer. Nasıl seslenirsen, onun yankısı sana geri gelir.. Bu dağa bülbül sesi gönderip te eşek anırması duyman imkansızdır.. Eğer eşek anırması duyuyorsan bil ki bunu dağa gönderen sensin’’.. ‘Dağa seslenmek’ nasıl olur? ‘Öğeleri’ zihnimize alarak ve bunları cümle içinde kurarak.. Özellikle yerli-yabancı yapılan şarkıların çoğunluğunun sözlerinin ne kadar ‘korkunç’ olduğunu görmüyor musunuz? Bunları zihninize aldığınızda ya da söylediğinizde hemen ‘arama süreci’ başlıyor ve ‘aradığınız da’ sizi aramaya başlıyor.. Peki ya o yerli-yabancı filmler/diziler? İhanet, çarpık ilişkiler, cinayet, kan, açgözlülük ve bir çok zararlı öğe.. Ve maalesef hepsi ‘zihninize’ giriyor ve ‘aradığınız’ şeye dönüşüyorlar ki ‘onlar da’ sizi ‘aramaya’ başlıyorlar.. Kendinizi koruyun.. İyi şeyler ‘arayın’..
.
.
©Kadim Astroloji Analisti – Erdem Çalışkan