Herşey kişinin düşünce tarzına bağlı.. Mutsuz bir insan herhangi bir olaydan dolayı neden ‘mutsuzdur’ ?Çünkü kendini ‘mutsuz’ olmaya ikna etmiştir..Tek kontrol mekanizması kişinin zihni olduğuna göre kişi mutsuz olmayı onaylamazsa bir olay onu üzebilir mi?O zaman herşey düşünce tarzını değiştirmekle alakalı..Mutlu olmanın temel kurallarından biri kontrolümüz dahilindeki şeylere önem vermektir ne kadar kontrolümüz dışındaki kişilere, durumlara,olaylara önem verirsek sonuçlarını biz belirleyemeyeceğimiz için bir o kadar mutsuz oluruz.Unutmayın ‘mutsuzluk’ mutluluk için çabalamamanın tanımıdır.Kişi geçmişte yada gelecekte yaşamamalı bunlar sadece zihnini yorar.Kişi her daim zihnini kontrol altında tutmalı,çünkü zihin çok iyi bir hizmetkar olmakla birlikte,zihin kişinin iradesinin kontrolünü ele aldığında çok tehlikeli bir patrondur.Zihnimizi her daim sakin tutmak hayati önem arzeder. Bunun için meditasyon çok güzel bir yöntemdir.Bir gün öğrencilerinden biri doğunun büyük üstadı Buddha’ya sormuş ‘Hocam meditasyon size ne kazandırdı? ‘..Buddha öğrencisini şöyle cevaplamış ‘ Hiçbir şey kazandırmadı ! Ama sana meditasyonun bana neler kaybettirdiğini söyleyebilirim,Kızgınlık,Endişe, Depresyon,Özgüven eksikliği,Yaşlılık korkusu ve Ölüm korkusu..Bunları meditasyon sayesinde kaybettim..’’.Popüler kültürde hem meditasyon hemde yogayla çok güçlü bir dalga geçilme durumu var,bu insanların iyiliğine mi yoksa kötülüğüne mi yapılıyor, bunları izleyen insanlar akıl süzgeçlerinden geçirmeliler bu durumu... Yüce Allahın Kuranın bir çok yerinde dediği gibi ‘Siz hiç aklınıza danışmazmısınız?’ ya da Televizyonda,İnternette,Dijital platformlarda gördüğünüz birileri tarafından mı yönlendirilirsiniz?..Bir güruhta bu konuları anlamadığı için kötüleme yoluna gidiyor.Tabi 'anlamak' bir sanattır ama herkes de ‘sanatkar’ değil ..
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
0 $type={blogger}: