Gökyüzü

Bildiğiniz gibi Ankara’da yaşıyorum ve şehre döndüğümde kafamı her gökyüzüne kaldırdığımda üzülüyorum.Çünkü kuvvetli ışık yoğunluğundan dolayı bir kaç istisna dışında gökyüzünde yıldızlar görünmüyor.Ne zaman küçük bir tatil beldesine gitsem plajda o muhteşem gökyüzünü ve yıldızları,samanyolunu izleyebiliyorum.Işık yoğunluğu olmayan doğanın herhangi bir yerinde muhteşem yıldızlarla başbaşa kalabilir ve doya doya her takımyıldızı seyredebilirsiniz.12 Burcun genel yöneticisi Güneş iken,gece çıkan 27 takımyıldızın (Nakşatranın) genel yöneticisi Ay’dır.Yani burçlar bizi ruh (Güneş) bazında etkilerken,gökteki takımyıldızlar ise bizim zihin(Ay) bakımından etkilerler.Yani gündüzün efendisi Güneş,gecenin efendisi ise Ay’dır.Şimdi benim şehirde Ay’ın yöneticiliğini yaptığı Nakşatraları (Takımyıldızları) görememem ne demek?Bunun anlamı şehirde yaşayan insanların zihinlerinin(Ay-Takımyıldızlar) bulanık olması demek,çünkü kişi havaya başını kaldırdığında zihninin içine işlenmiş takımyıldızları göremiyor şehirde,bu bir nevi kişinin zihninin kontrolünü kaybetmesi ve zihninin kaosa girmesi demek.Oysa doğa da öyle mi?Doğada yani ışık bombardımanı olmayan yerlerde gökyüzündeki takımyıldızlar(Ay tarafından yönetilen zihnin kısımları) gayet berrak şekilde görünüyor,bu aynı şekilde kişinin zihnininde berrak şekilde çalışmasını sağlıyor.Prensip ‘gökte ne varsa yerde de o vardır’ şeklinde çalışır.Gökteki yıldızlar sana berrak ve görünür değilse yerde zihninin berrak çalışmasını nasıl bekliyorsun?Şehir yaşamında kişinin zihninin depresifleşmesi ve kaosa girmesi bu yüzdendir.Aslında dünya güzel bir yer.Şehirdeki yapay ışıklardan kaçınca gökyüzündeki İlahi ışıklarla buluşuyorsunuz...

© Kadim Astroloji Analisti Erdem

Temizlik

Temizlik..Çok önemli bir konudur temiz olmak.Şimdi size temizliğin önemini açıklamaya çalışacağım.Vedik Astroloji de gezegenleri iyicil ve kötücül gezegenler olarak sınıflandırırız.İyicil gezegenler (Jüpiter,Venüs,Merkür,Ay ve Güneş) kişinin inançlı,sağlıklı,mutlu bir hayat yaşamasına yol açarlar,kötücül gezegenler ise(Mars, Satürn,Rahu,Ketu) kişinin günah işlemesine, şanssız olmasına ve inançtan uzaklaşmasına yol açarlar.Temel prensip şudur iyicil gezegenler kişinin ‘temiz’ olmasına yol açarlar,kötücül gezegenler ise kişinin hijyene dikkat etmemesine ve kirli olmasına yol açarlar.Yani iyilik=temizlik, kötülük=kirlilik.Kirli olan insan herhangi bir ruhsal aktivite yapamaz,dinimizde de ‘Temizlik imandan gelir’ sözü vardır.Eğer bir kişi kirliyse onun haritasında kötücül gezegen enerjileri baskın demektir,bir kişide kötücül gezegen enerjilerinin baskın olması neye yol açar?Kişinin inançsız,hasta, şanssız,fakir olmasına yol açar,çünkü kirli olmak kötücül gezegenleri çalıştırır.Eğer bir kişi temizliğine çok önem veriyorsa bu kişi sürekli iyicil gezegen enerjilerini çalıştırır,bu kişi sağlıklı,şanslı ve maddi olarak refah içinde yaşar.Nerede kirlilik varsa kötücül gezegen enerjileri çalıştığı orada aynı zamanda hastalık,fakirlik ve şanssızlık da var demektir.Hindistanda Brahmanlar, Astrologlar sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kere duş alır,çünkü kendini temizlemeyen insan şanssızdır, üzerinde kir barındıkça Jüpiter ve Venüs çalışamayacağı için ibadetleri üst boyutlara ulaşmaz,kir ibadete engeldir,biz Müslümanlar da bu nedenle her Namaz öncesinde abdest alıyoruz.Şimdi bedeni temizledik,bu şanslı ve sağlıklı olmamıza yeter mi?Hayır..Bundan sonra iç tarafı temizleme aşamasına giriyoruz bu ise ‘Namazdır’.Su bedeni temizler,Namazda edilen dualar ise Ruhu yıkar ve temizler.Yani ilk aşama bedeni günde 2 kere duş alarak temiz tutmak,ikinci aşama ise Ruhu namaz kılarak temiz tutmak.Bu iki aşamadan sonra kişi haritasında ki kötücül gezegenlerin çalışmasını tamamen bloke eder,bedenen ve ruhen temiz olarak sadece iyicil gezegenlerin hayatında çalışmasına izin verir.Bu yöntemle inançlı, mutlu,şanslı, sağlıklı bir yaşamı garantilemiş olur.

© Kadim Astroloji Analisti Erdem

Üstadın Sözleri

 Kavga,zorbalık,şiddet sadece daha fazla yıkıma yol açar.Keza gerçek güç kibarlık,zerafet ve yumuşak olmakta yatar.Milattan önce 6. yüzyılda yaşamış Büyük Çinli düşünür Lao Tzu 'Tao Te Ching' adlı kitabında (Türkçesi -Yol ve Erdem Kitabı) şu cümlelelere yer vermiştir.''Bir insan canlı olduğunda derisi yumuşak ve esnektir,insan öldüğünde ise vücüdu kaskatı olur,sertleşir ve derisi gerilir.Canlı bir bitkinin gövdesi yumuşak ve esnektir,bitki öldüğünde ise gövdesi kurur ve sertleşir ve bunun içinde çok kolay kırılır.Yani katılık,sertlik ve dikbaşlılık ölümle ilişkilidir,yumuşaklık ve zerafet ise yaşamla ilişkilidir.Sertlik ölüm enerjilerini getirir ve yumuşaklık ise yaşamı davet eder.Maddelerin en yumuşağı 'Su' dur,dünyada suyun gücüne karşı duracak hiçbirşey yoktur,su bir afet sırasında herşeyi yok eder '' Bu nedenle gerçek güç,yumuşaklık,kibarlık ve zerafette mevcuttur.Kibarlık ve zerafetin dünya üzerinde yenemeyeceği hiçbirşey yoktur,zorbalığa ve şiddete başvuranlar ise her zaman kaybetmeye mahkumdurlar. Katılık, sertlik sadece ölüm enerjisiyle ilişkilidir ve ölüm enerjisi yapıcı yada iyi sonuç getirici bir enerji değildir. Zerafet ve kibarlık ise her zaman yaşam enerjisini getirir ve güzel sonuçlar doğurur.

.

.

© Kadim Astroloji Analisti Erdem

5 Duyu

Kendini bilmek bütün bilgeliklerin başlangıcıdır.Kişi kendini tanıyamadığı sürece hep dış koşulların boyunduruğu altında kalacaktır.Yani kendini tanımayan, kendine egemen olamayan kişi hiç bir zaman ‘özgür’ değildir.Bu kişinin hayatı duyularının, heveslerinin kölesi olarak ordan oraya sürüklenerek geçer.İnsanın 5 duyusu insanı tamamen köleleştirir ve insanı kendini tanımaktan alı koyar,Yüce Allah bu sınav dünyasında her insanın başına sınav olarak 5 duyuyu dikmiştir,kişi bunlardan özgürleşebilirse sınavı da geçer,eğer bu duyulara hapis olursa ‘tekrar’ sınava gelecektir.İnsanı köleleştiren bu 5 duyu nedir? Görme, koklama, duyma, dokunma ve tat alma ..Güzel yemek seviyorsan binlerce çeşit güzel yemek var ve her öğün tekrar yiyorsun ama hiç bir zaman tatmin olma duygusu yok,yedikten bir süre sonra yine acıkıyorsun..Erkeksen binlerce, milyonlarca güzel kadın var,güzelin de güzeli var,hoşlandığın bir güzelin daha güzeli var,ondan da daha güzeli var ondan da daha güzeli yani orada da tatmin yok.Kadınsan aynı şekilde yakışıklıdan daha yakışıklı,karizmatikten daha karizmatik, sevimliden daha sevimli milyonlarca erkek var yani orada da tatmin yok..Zenginlik istiyorsan her zaman daha zengin olabilirsin,zengininde zengini var hatta zenginler aralarında yarışıyorlar hangisi mallarını daha da genişletecek diye zenginliğinde bir sınırı yani tatmini yok,her zaman daha da genişleyip daha fazla zenginliğe susamakla bitiyor hikaye ..Cinsellik desen geçici bir hazdan ibaret bir süre sonra yine aynı döngünün içindesin orada da tam bir tatmin yok..Yani gördüğünüz gibi 5 duyunun verdiği hiç birşeyden sonuna kadar,gerçek doyurucu bir tatmin yok.Peki tatmin nerede?5 duyunun dışında yani ‘Ruhta’..Eğer yoga,meditasyon,namaz gibi aktivitelerle içindeki duyuları olmayan ‘gerçek öz’ le yani ruhunla buluşursan,seni hapis eden bu 5 duyudan da kurtulursun ..Çünkü bu aktiviteler sana aslında sadece bir ‘ruh’ olduğunu ve bu bedenle gerçek bir ilişkin olmadığını hatırlatır..Bu beden ruhun hapishanesidir 5 duyu ise hapishane gardiyanlarıdır..

.

.

© Kadim Astroloji Analisti Erdem

Sol Invictus

Evet bir önceki yazımda zamanında yatmanın insan için taşıdığı hayati önemi açıklamıştım.Şimdi erken kalkmanın önemini anlatacağım.Parlak,berrak bir zihne sahip olmak isteyen insan her zaman Güneş doğmadan uyanmalıdır.Bir Çin atasözü der ki 'Yılın 365 günü Güneş doğmadan kalkan biri ailesini zengin etmekte hiçbir zaman zorlanmaz' .Bizim eski anadolu insanları der ki 'Güneşi üstüne doğurma ! ' yani Güneşten önce kalk sen uyurken Güneş üzerine doğmasın.Peki durum neden böyle ? Vedik Astroloji de Güneş bütün kaynakların sahibidir,peki bu kaynaklar nelerdir?Bilgi ve Para,yani tüm manevi ve maddi kaynaklar Güneşin kontrolündedir.Vedik doğum haritasında Güneşi zarar görmüş insanlar hem bilgisiz(cehalet),hem parasız kalırlar. Güneş çok çalışkandır,her zaman zamanında batar ve zamanında doğar. İnsanlar da aynı şekilde Güneşi taklit etmelidir,çünkü Vedik Astroloji de bütün kaynakların sahibi Güneştir (Allah tarafından görevlendirilmiştir) ve kaynakları dağıtan gezegenin ritmini yakalamak kişiye tüm kaynakların kapısını açar.Yani başarılı,zengin, bereketli bir insan akşam Güneş batınca uyur,sabah Güneş doğmadan önce uyanır.Dünyaya etki etmiş büyük insanların istisnasız hepsi sabah Güneş doğmadan kalkarlar,çünkü bunun gücünün farkındadırlar.Eskiler 'Gündüzün şerri gecenin hayrından iyidir' derler ..Şüphesiz eskiler Yüce Allahın kurduğu bu sistemde Yüce Allah'ın gezegenlere verdiği güçlü rolün farkındaydılar,hem de şu anda ki insanın hiç farkında olmadığı kadar ..
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

Serinlik

Herşey Televizyonun insanların evlerine girmesiyle başladı.Eskiden insanlar akşam 8 yada 9 olduğunda  yatarlardı çünkü normal olan buydu,televizyon, sonrasında bu kervana internetin de eklenmesiyle kişinin normal saatteki uyku düzeni bozuldu ve böylece başladı depresif toplumun macerası.Normal bir insan akşam 9’dan önce yatmalıdır,yani sağlıklı bir yaşama yada sağlıklı bir zihne sahip olmak istiyorsa bunun başka bir alternatifi yoktur.Peki neden akşam 9? Şimdi Ay Vedik astroloji de kişinin zihninden sorumludur,Ay kişinin bütün beyinsel fonksiyonlarını düzenler.Ay her gece kişinin zihnini ‘serinletmekten’ sorumludur ki olay tam olarak da böyledir,her uykuya daldığınızda beyin (Ay) vücudun sağlığını korumak ve zihni-vücudu tamir etmek için hayati sıvılar salgılar,bu kişinin hem zihin sağlığını hem vücut sağlığını korur.Bu sıvılar olmadan zihin depresyona girer,fiziksel vücut ise hastalık üretir,yani uykuda beynin bu sıvıları salgılaması o kadar hayati önem taşımaktadır ki bu sıvıların salgılanmamasının kişiye verdiği tahribatı hiçbir ilaç tamir edemez.Peki her uyuduğumuzda beyin bu sıvıları salgılar mı ? İşte olay burda kopuyor.. Beyin hergün vücudu tamir edici hayati sıvıları sadece ama sadece ‘Rem uykusu’ denen ‘derin uykuda’ salgılar. Biri akşam 21:00’de uykuya daldı diyelim Rem uykusu denen derin uykuya ancak 24:00-01:00 arasında geçebilir ve  beyin iyileştirici sıvıları salgılamaya başlar ve bu süreç 04:00’de ancak biter ve Güneş doğmadan tamamlanmış olur.Beyin hiç bir zaman ışıkta yada Güneş doğduğunda bu sıvıları salgılamaz.Gece 23:30 da yatan yani geç yatan birinin Rem uykusuna girmesi sabah Güneşin doğuşuna rastlayacağı için,kişi hiçbir şekilde Rem uykusuna giremez ve beynin düzenli görevi olan bütün iyileştirici sıvıları sağlamasını engeller. Adım adım depresyona girer ve hastalıklara yakalanır.Çünkü kişi sürekli geç yatarak beynin Rem uykusuna girişini engeller ve beynin vücudu tamir etmesini engeller.Sağlıklı bir zihin ve beden kesinlikle ve kesinlikle zamanında (21:00) uyumaktan geçer.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

Arkadaş

Sahte arkadaşlar ‘gölge’ gibidirler,Güneş varken arkandan gelirler,karanlık olduğunda ise ortadan kaybolurlar.Peki kim bu sahte arkadaşlar ? Şimdi,gezegenlerin 3 adet motivasyonlarının var olduğunu daha önce yazmıştım.Satwa,Tamas ve Rajas.Bunlardan Tamas kötülük,yıkıcılık,günah enerjisidir ve Ketu,Rahu,Mars ve Satürn gezegenleri Tamas enerjisine mensupturlar.Rajas enerjisi ise açgözlülük,hırs,ego,dünya nimetlerine aşırı düşkünlük gibi özellikler verir,Rajas elementine mensup gezegenler Venüs ve Merkürdür.3. Elementimiz ise Satwa,iyilik,doğruluk,denge,iyi karakter enerjisidir ve Satwa elementine mensup gezegenler ise Güneş,Ay ve Jüpiterdir.Bir Vedik harita da ise arkadaşlar evi 11. Evdir.Şimdi Vedik haritada 11. evde bulunan yada burayı yöneten gezegenin motivasyonuna göre nasıl arkadaşlara sahip olduğunuzu görebilirsiniz.11. Evinizde Tamas yada Rajas gezegenler bulunuyorsa yada 11. Evinizde gezegen olmayıp 11. Evinizdeki burcu Tamas yada Rajas gezegenler yönetiyorsa hayatınızda sahte arkadaşlar var demektir.11. evinizde ki Rajas(Merkür-Venüs) gezegenler açgözlü,kıskanç,hırs küpü arkadaşlar verir,11. Evinizdeki Tamas(Rahu,Ketu, Mars,Satürn) gezegenler ise günahkar,sorumsuz,tembel ve kötücül arkadaşlara sahip olmanıza neden olur.Vedik Astrolojiye göre 11. evinizde Satwa taşıyan gezegenler (Güneş,Ay,Jüpiter) varsa yada 11. Evinizde gezegen olmayıp 11. Evdeki burç satwik bir gezegen tarafından yönetiliyorsa dürüst ve gerçek arkadaşlara sahipsiniz demektir.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

Negatif

Uzak doğulu büyük bilge demiş ki ‘Bir ağaçtan binlerce kibrit yapılır ama binlerce ağacı yakmaya tek bir kibrit yeterlidir‘. Bu cümle şu anlama gelir,tek bir negatif düşünce binlerce pozitif düşüncenin etkisini yitirmesine ve kişinin hayatın güzel yanlarını kaybetmesine neden olur.Vedik haritada Satürn gezegeninin köşe evlerde yani 1. 4. 7. ve 10. evlerde olması kişinin karamsar biri olmasına yani aklına düzenli bir şekilde negatif düşünceleri sokup hayatın güzel yanlarını yitirmesine neden olur.Bundan kurtulmanın çaresi ise ‘zihin temizliğidir’.Kişi nasıl zihnini ona dünyayı dar eden bu negatif düşüncelerden temizler?İki çaresi var;namaz kılarak yada meditasyon yaparak.Bu işlemlerden sonra kişi ‘temiz’ bir zihne sahip olacağı için negatif düşüncelerden zihnini korumayı başaracaktır ve sadece hayatın pozitif yanlarına odaklanacaktır.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

Sessizlik

Büyük Üstad Konfüçyüs demiş ki 'Bir tohumu ekersen tohum ses çıkarmadan büyür,ama bir ağaç yıkılırken büyük bir gürültü çıkartır.'Yıkım' gürültülüdür,oysa yaratım sessizdir.Bu sessizliğinin gücüdür..Sessizce büyü..'. Gerçektende fazla konuşmak cehaletin göstergesidir,tüm eski bilgeler 'Sessizlikten daha değerli söyleyecek bir sözün varsa söyle,yoksa konuşmamayı tercih et ' derler.Bir teneke kutunun içi boşsa çok fazla ses çıkaracaktır,içi doluysa ses çıkmaz ..Vedik Astroloji de 5. ev kişinin tüm entelektüel kapasitesini gösterir,çünkü burası Vedik Astroloji de tüm bilgilerin sahibi Güneşin doğal evidir.Kötücül gezegenler her zaman cehalet taşır,iyicil gezegenler ise bilgi taşırlar.Bu sebepten dolayı Vedik Astroloji de entellektüelliğin evi olan 5.evde Satürn,Mars, Rahu, Ketu gibi kötücül gezegenler bulunuyorsa kişi zor anlayacak,zor öğrenecek ve 'öğrenme' konusunda çok çaba harcamazsa cahil kalacaktır.Kişinin Vedik haritasında 5. evde Güneş (Kötücül ama Bilgi konusunda İyicil),Jüpiter,Venüs, Merkür,Ay gibi gezegenler bulunuyorsa kişi öğrenme, entelektüel olma konusunda daha şanslıdır,kişi kendisine akan bilgileri çok daha kolay hazmedecektir ve bilge bir insan olma yolunda daha şanslı olacaktır..
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem

Ahlak

Güneş ışığıyla elmayı büyütürken elmayı tatlı yapar,Güneş aynı ışıkla biberi büyütürken biber ise acılaşır,yani sorun Güneşte değil karakterdedir.Ahlak olmazsa ilimde boştur,bilgi de.İki bilim adamı var diyelim biri aynı ilimle insanlığın bir sorununa çare bulur,diğeri aynı ilimle atom bombası yapar milyonlarca insanın ölümüne sebep olur,sorun öğrenilen ilimde değil ahlaktadır.İki kimyager düşünün biri bir hastalığa çare olacak birşey geliştirirken,diğeri aynı ilimle uyuşturucu yapar,sorun ilimde değil onu kullanan ahlaktadır.Yani demem o ki birine bilgili yada ilim sahibi diye saygı duymayın,o kişinin ahlakına bakın bu o kişinin saygı duyulup duyulmaması konusunda size yol gösterecek tek koşuldur..
.
.

© Kadim Astroloji Analisti Erdem

Bir Ağaçtan Hayata Dair Tavsiyeler

Bir ağaçtan hayata dair tavsiyeler ; . Her zaman dik ve gururlu dur . Köklerini hep hatırla . Doğal güzelliğinle mutlu ol . Uzun vadeli planlar yap . Değişen mevsimleri ve şartları mutlulukla karşıla,çünkü her birinin ayrı bir güzel yanı var . Bilgelik sonbahar da düşen yapraklar gibi kontrol edemediğimiz durumları salıvermekten geçer,bunu hayatına yansıt . Güneşi ve rüzgarı teninde hisset ve onların varlığından mutluluk duy . Gece üzerine yansıyan Ay’ın ışığına doğru bak . Bakışını gizemli yıldızların derinliklerinde kaybet . Hayatta basit şeylerden tat almaya bak,toprak,temiz hava,ışık gibi . Bol bol su iç . Ve manzaranın tadını çıkar ! . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

Stoacılık

Stoacılığı çok severim,Stoa Felsefesi eski yunanda ortaya çıkmış denilse de kökeni Mısıra,Mezopotamyaya ordanda derin Asyaya uzanır.Bilgelikle dolu olan Stoa Felsefesinin Avrupada ki en güçlü temsilcisi büyük üstad Pisagordur,her ne kadar resmi olmasa da Asyada Stoa felsefesinin en büyük temsilcisi ise Çinli bilge Konfüçyüstür.Stoa felsefesi bilgelikle doludur,Pisagor,Sokrat, Platon,Aristo, Marcus Aurelius,Seneca,Epiktetos, Cicero,Kıbrıslı Zenon gibi bir çok bilge bu öğretinin içinden çıkmışlardır.Stoacılığın öğretisi öyle güçlüdür ki kişinin hayata olan bakış açısını inanılmaz derinleştirir.Bu felsefede en sevdiklerim arasından Epiktetosun bir sözü vardır ‘Her ne olay olursa olsun,seni mutlu mu yoksa mutsuz mu edeceği sadece senin bu olaya tepkine bağlıdır ‘.Yani ne demek istiyor?Ne olay olursa olsun,ne yaşarsan yaşa bu senin mutluluğunu yada mutsuzluğunu etkileyemez,sadece senin bu olaya tepkin senin ruh halini belirler.O zaman insanın sahip olacağı gücün farkındamısınız,eğer insan olaylara vereceği tepkileri olumlu hale getirirse,dünya üzerinde yaşadığı hiç bir olay kişiyi mutsuz etmeyi başaramaz,bu mutluluğun sırrıdır.Mutluluk senin olaylara verdiğin tepkilerde yatar..Yani mutlu olmak için tek bir yol var,olaylara verdiğin tepkileri değiştir, böylece seni mutsuz edecek herbir öğeyi devre dışı bırakmış olursun. ©Kadim Astroloji Analisti Erdem

Yakınmak

Bir Japon atasözü der ki ; ‘ Eğer başkalarını suçluyorsan daha yolun başındasın demektir,eğer kendini suçluyorsan yolu yarılamışsın demektir,eğer kimseyi suçlamıyorsan varmışsın (Olmuşsun,olgunlaşmışsın, bilgeleşmişsin) demektir ‘.Bu hayat bizim zihnimizde başlar bizim zihnimizde biter,suçluyorsan, yakınıyorsan problem sendedir demektir.Vedik doğum haritasında Satürn’ü güçsüz yerleşmiş (Düşüş burcunda yada sevmediği burçta yerleşmiş ve en az iki kötücül gezegenden açı alıyorsa) kişiler her daim başkalarını suçlar ve her konuda yakınırlar.Bilgelik ise olaylara esip olmayıp kendin dahil kimseye kusur bulmamakta yatar. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

Kızgınlık

Bir gün bir öğrenci bilge ustasına dönerek ‘Kızgınlık nedir?’ diye sormuş..Bilgenin öğrencisine verdiği cevap şuymuş ‘Kızgınlık başkalarının hataları nedeniyle kendine verdiğin cezadır !’.Vedik doğum haritasında agresifliği temsil eden Mars gezegeni Koç,İkizler,Aslan,Başak,Terazi,Kova burçlarında bulunup aynı zamanda en az tek bir kötücül gezegenle (Güneş, Satürn,Rahu,Ketu) kavuşuyor yada bunlardan açı alıyorsa çok sinirli bir insan ortaya çıkartacaktır. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

Geçmiş ve Gelecek

Sürekli geçmişte yaşıyorsan depresifsin demektir,sürekli gelecekle yaşıyorsan endişeli ve streslisin demektir,eğer şu ‘an’ da yaşıyorsan mutlusun demektir.Vedik Astroloji de geçmiş,gelecek ve şimdi kavramları Ay ve düğümleriyle ilgili bir konudur. Vedik haritada kişinin ‘geçmiş’ algısını Ketu kontrol eder,gelecek algısını ise Rahu şekillendirir,’şimdi’ ise Ay’ın kontrolündedir.Hangisinin harita da baskın olduğunu analiz edersek kişinin zihninin de geçmişe mi,geleceğe mi yoksa şimdiye mi odaklı olduğunu görebiliriz.Bundan daha da önemlisi kişinin ne geçmişe ve ne geleceğe hakim olamayacağını bilmesi gerekliliğidir. Geçmiş ve gelecek çok uzaktırlar kişiye ..Kişi ancak ‘an’ da yaşarsa mutlu yaşar .. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

Ahimsa

Seni kızdırabilen her insan senin üzerinde egemenlik kurar,çünkü herhangi birinin seni kızdırabilme iznini sadece sen verebilirsin. İnsanlara kızmamak aynı zamanda onlardan ‘korunma’ yöntemidir. Sinirlenen,kızan insan kolay manipule edilir ve karşıdakine kendini manipule etme fırsatı verir,kişi kızdığında kendi egemenliğini karşı tarafa teslim etmiş olur.Kişinin kendini kontrol edip sinirlenmeme anlayışına tasavvuf ‘tepkisizlik’ derken eski hint kültürü buna ‘Ahimsa’ der.Tasavvufla hemen hemen aynı anlayıştır bu Mevlana ‘Öfke de ölü gibi ol’ derken işte bu tepkisizlik kavramından bahsediyordu.Hintlilerin ahimsası ise karşı tarafın manipülasyonlarına neredeyse hiçbir şekilde tepki vermemeyi öğütler.Böylece kişi etrafındaki kişi ve olayların ona hakim olmasına izin vermez ve kendinin tek ‘hakimi’ olur. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

Yükselen Yöneticisi

Bir Vedik doğum haritasındada en önemli gezegenlerden biri yükselen yöneticisi gezegendir. Bu gezegen kişinin sağlığından, zekasından, tüm olaylara bakış açısından sorumludur. Aynı zamanda bu gezegen bize kişinin hayatında ki sorunlarla nasıl savaştığını gösterir.Eğer Vedik doğum haritasında yükselen yöneticisi gezegen zayıf bir şekilde yerleşmişse (6.,8.12. evlerde yerleşmiş,sevmediği burçta yerleşmiş yada en az 2 kötücülden kötü açı alıyorsa) kişinin hayatta ki sorunlarla savaşma azmi yoktur, kişi ufacık bir zorlukta hemen vazgeçer problemlerle savaşmaktan,bu da onun hayatta ilerleyememesine neden olur.Aksine kişinin vedik doğum haritasında güçlü yerleşmiş bir yükselen yöneticisi gezegen kişinin en büyük zorluklar karşısında güçlü durmasına, zorlukların her ne olursa olsun onu yıldıramamasına neden olur. Böyle bir insan hayatta ne olursa olsun ilerler ve başarılı olur. Eğer vedik doğum haritanızda yükselen yönetici gezegeniniz kötü yerleşmişse erken pes ediyorsunuz demektir, tabi Vedik Astroloji de her zaman çözüm var. Vedik doğum haritanız için uygun olan mantralar and gemstones yükselen yöneticisi gezegeninizi güçlendirir ve savaşma azminizi geri getirir. . . 

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Caliskan

Bilgi Kaynağı

Vedik Astroloji de tüm diğer gezegenlere kaynaklarını sağlayan gezegen Güneştir,ışığıyla bütün gezegenlerin önünü aydınlatır ve onların normal bir şekilde işlevlerini yerlerine getirmelerini sağlar.Kısacası gezegenlerin hepsinin ona tabi olmasından dolayı tüm bilgilerin sahibi Güneştir bu sistemde,Yüce Allah güneşi diğer gezegenler için bir veri tabanı olarak görevlendirmiştir. Din,inanç,ahlak,dharma(Doğru yol) Güneşin sorumluluğu altındadır.Güneş bilgidir,Jüpiter bu bilgiyi öğrenen ‘bilge’ dir,Güneşin verdiği bilgi olmadan Jüpiterin bilgeliği işe yaramaz,çünkü öğrenecek bilgi bulamaz.Güneş dindir,Jüpiter ise dindarlıktır.Güneş ahlaktır,Jüpiter ise ahlakın işleyişidir.Tüm bilgilerin kontrolü elinde olan Güneş doğudan doğar batıdan batar,ondandır tüm ilimlerin doğudan gelmesi ve gerçek ilimlerin sadece doğuda bulunması.Güneş batıya doğru hareket ederken ışığını da azalttığı için batı dünyasında ruhsal-spiritüel ilimler doğuya göre daha da azalır ve daha yüzeyselleşir.Bir kişinin bilge olabilmesi Vedik Haritasında güçlü bir Güneş yerleşimine ihtiyacı vardır.Güneşin Vedik haritada zarar görmesi demek ‘cehalet’ demektir,aynı zamanda kişiye ilim-bilgi kapılarının kapalı olması demektir. . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

Ben Bu Cihana Sığmazam

‘Bende sığar iki cihan,ben bu cihana sığmazam ‘ derken büyük tasavvuf ehli Nesimi,etrafındakiler bu cümlenin öneminin farkında değillerdi.Tasavvuf ehilleri neyi biliyorlardı,neyi görmüşlerdi,hangi sırlara erişmişlerdi?Bu bilge insanlar evrenin heryerine Yüce Allah’ın tezahür ettiğini ve insanın en derinliklerinde bile bu tezahürün güçlü bir şekilde yankılandığını görmüşlerdi.Bu gerçeği gördüklerinde Allah aşkıyla susamaya,yanmaya başlamışlar fiziksel bedenlerinin koyduğu sınırları aşmaya başlamışlardı.Yaşadıkları ruhsal deneyimlerin etkileri öyle muazzam ve dünyasal terimlerle açıklanamayacak kadar güçlüydüki onları şifreleri şiirlere döktüler,peki neden şifreli?Sadece gönül gözü açık olanlar ve Allah aşkıyla yananlar bu şiirleri anlayabilsinler diye..Üstad Nesiminin bir şiirine örnek; . . Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam Yersiz,yurtsuz cevher benim, hiçbir mekana sığmazam Hem sedefim hem inciyim, Sırat’tan da geçiciyim Bunca atlas kumaş ile ben bu dükkana sığmazam Gizli hazine benim işte, göz önünde olan da ben Maddenin cevheri benim, dağa, ummana sığmazam Can ile cihan benim, dünya ile zaman menem Ama ne dünyaya, ne zamana sığmazam Yıldızlara felek benim, vahiy ile melek benim Çek dilini dilsiz kesil, ben bu lisana sığmazam Zerre benim güneş benim; çar penc û şeş sırlar benim Her şey açık ve meydanda, ben bu meydana sığmazam Ateşteki ağaç benim, dönüp duran şu taş benim Bak şu ateş yalımına, ben bu yanana sığmazam Şeker benim,bal da benim. Güneş benim ay da benim Herkese can bağışlarım, ama ben cana sığmazam Gerçi bugün Nesimi’yim, Haşimi’yim Kureyşî’yim Bundan uludur ayetim; ayete şana sığmazam . . © Kadim Astroloji Analisti Erdem

Evcil Hayvanlar

Evcil hayvanlar çoğu insanın hayatında önemli yer tutarlar,çoğu hayvansever evcil hayvanlarını ailelerinin değişmez bir üyesi olarak görür.Bir kişinin evcil hayvanlarını Vedik doğum haritasındaki 6. Ev kontrol eder.Özellikle Doğum haritasında 6. evde gezegen toplanması olan ve 6. evle bağlantılı birden fazla gezegenleri olan kişiler evcil hayvanlara çok düşkün olurlar.Aynı şekilde 6. evin doğal burcu olan Başak burcunda fazlaca gezegenleri olan kişiler ve Yükselen,Güneş,Ay gibi önemli gezegenleri Başak burcunda olan kişiler de evcil hayvanlara oldukça düşkün olurlar.Bu İlahi sistemde yaratılmış olan her şeye saygı duymalıyız çünkü hepsi ‘aynı’ kaynaktan gelmektedir.Herşey Yaratıcıdan çıkar ve ona döner.İnsana, hayvana,ağaca,çakıl taşına, okyanusa,dağlara,toprağa saygı duymak ve iyi davranmak bizim vazgeçilmez görevimizdir.’Yaratılanı severiz,Yaratandan ötürü’.. © Kadim Astroloji Analisti Erdem