29 Ekim 2020 Perşembe
26 Ekim 2020 Pazartesi
25 Ekim 2020 Pazar
24 Ekim 2020 Cumartesi
23 Ekim 2020 Cuma
19 Ekim 2020 Pazartesi
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
16 Ekim 2020 Cuma
15 Ekim 2020 Perşembe
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
11 Ekim 2020 Pazar
Çok yaşanılan bir durum ‘Madem kader diye bir şey var hani bizim özgür irademiz vardı?Zaten herşey önceden kader olarak belirlenmiş o zaman bizim bir fonksiyonumuz kalmıyor bu hayatta ‘ diyor insanlar ..Ama durum böyle değil.Yüce Allah İsra suresi 13.ayette ‘Biz herkesin kaderini kendi çabasına bağladık’ diyor.Peki bu prensip nasıl çalışıyor?Allah kişiye ilgileneceği konuyu ‘seçme’ şansı veriyor buradan sonra insan iradesi bitiyor ve Allah’ın iradesi devreye giriyor.Allah diyor ki kim şirke saparsa (seçerse),kim günaha saparsa (seçerse) bende bu seçtiklerini, ona şeytanı musallat ederek zihnine bunları güzel gösteririm ve seçtiği konularda iyice ilerlemesini ve batmasını sağlarım.Öte yandan kim ilmi,güzel amelleri seçerse Allah diyor ki ‘ben de o kişiyi bu yolda ilerletirim ve daha fazla ilim yapmasını ve daha fazla güzel ameller işlemesini sağlarım.’. (47/Muhammed 14) ‘Hiç Rabbine inanan kimse, kötü ameli kendisine süslü gösterilen ve arzularına uyan kimseler gibi olur mu?’ Neml suresi 24. ayet ‘Âhirete inanmayanlara gelince, biz onların amellerini kendilerine güzel gösterdik; bu yüzden de onlar şaşkınlık içinde bocalayıp dururlar.’Nahl suresi 97 ayette ise ‘Erkek veya Kadından her kim inanmış olarak salih amel işlerse, onu dünyada tertemiz bir hayatla yaşatırız ve böylelerinin ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzelleriyle karşılarız.".Yani insanın özgür iradesi tamamen ‘seçmek’ üzerine sonrasında ise tamamen Allah devreye giriyor.İlmi seçersen,inanmayı seçersen,iyi işler üretmeyi seçersen Allah bunları arttırıyor.İnanmamayı,dünya hayatını,parayı,zararlı alışkanlıkları ‘seçersen’ Allah bunları da arttırıyor.Yani insan özgür iradesinin aslında çok büyük bir ağırlığı var.İstediğin yolu seç Allah seni her şekilde o yolda ilerletecektir,işte ‘özgür iraden’ budur.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
9 Ekim 2020 Cuma
Konuşmayan,kendini ifade etmeyen bir insan ırkı isteniyor..Peki nasıl işleme konuluyor bu plan?Emojiler ile..Emojiler ile son 15 yıldır tanışmış durumdayız ve gittikçe her yerde daha fazla görüyoruz, herkes cümle kurmak yerine emojileri tercih eder oldu.Benim yazılarımın altına bile ‘emoji’ bombardımanı oluyor, insanlar düşüncelerini söyleme ‘hantallığına’ girdi,basit bir şeklin insan gibi üstün bir varlığın duygularını anlatabileceğini düşünüyorlar ..Bu hem insanın kendine yapmış olduğu bir haksızlık hemde gittikçe tehlikeli hale gelen bir davranış.Dünya sistemi bırakın insanın düşünmesini,konuşmasını bile istemiyor.Bu nedenle sosyal platformlar, uygulamalar her gün yüzlerce yeni ‘emoji’ katıyorlar portföylerine.Tabi haklılar ‘konuşmaya ne gerek var ‘,düşünmek,sorgulamak,kendini ifade etmek,konuşmak çok gereksiz eylemler ‘sistem’ için.Yüce Allahın Kuranın bir çok yerinde ‘siz hiç düşünüp akıl etmezmisiniz’ dediği insanı, düşündüğünü bile söyleyemeyecek kadar aciz hale getirmeye çalışıyorlar. Size tavsiyem emoji falan kullanmayın, ne düşünüyorsanız,onu yazın,söyleyin. İnsanlık onuru diye bir şey var,Yüce Allahın yeryüzüne elçi kıldığı insan nesli olarak düşüncelerinizi basit ve değersiz şekillerin içine sıkıştırmayın..Bugün sözlerinizi bir şeklin içine sıkıştırmak zorunda kalırsanız ya da bunu gönüllü yaparsanız,yarın dünya sistemi düşüncelerinize de el atar.Maalesef insanlık bu hale geliyor.Yüce Allahın sürekli bilim üretin,hayır işler üretin dediği insanlık şu an konuşmaktan bile yorulmuş durumda.Dünya Televizyonlarında ve internet platformlarında insanlardan emojilerin ard arda sıralandığı şekillerin yorumlanmasını ve ne anlatılmaya çalıştığını çözülmesi isteniyor,bunları yarışma-oyun olarak özendiriyorlar. Alttan alta insan neslini ‘konuşmamaya’ alıştırıyorlar..Bu oyunlara kanmayın, düşünüp,akıl edin ..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
8 Ekim 2020 Perşembe
Üstad Konfüçyüs ‘Bizim iki yaşamımız vardır ve ikinci yaşamımız ancak ‘bir tane’ yaşamımız olduğunu anlayınca başlar’ demiş..Buna kendinin farkına varma denir..Yaşam doğal ve spontane değişimlerin toplamıdır,değişime direnme,bu sadece acı getirir.Üstad Lao Tzu ise ‘İyi bir gezgin sabit bir plana sahip değildir ve amacıda ‘varmak’ değildir ‘ demiş .Yaşam işte bu gezginin mantığıyla yaşanmalıdır,düzenli değişimler ve deneyimler kişinin kendini ‘farketmesi’ için gerekli olan öğelerdir.Ancak bugünkü ‘sen’ olmaktan vazgeçersen,gelecekteki ‘sene’ dönüşebilirsin..Ve bu yolda belli başlı prensiplerin olmalı.Eğer hayat yolunda kendine inanırsan başkalarını ikna etmek zorunda kalmazsın.Eğer kendinden mutluysan,başkalarının onayını,takdirini alma ihtiyacı hissetmezsin.Eğer sen kendini olduğun gibi kabul edersen bütün dünya da seni olduğun gibi kabul eder.Başkalarının senin hakkında ne düşündüğünü hiçbir zaman önemseme,eğer bunu önemsersen hayat boyu başkalarına mahkum olursun.Sahip olduğun herşeyden mutluluk duy,az-çok neyin varsa bunlardan zevk al,hiçbirşeye ihtiyacın olmadığını anlayınca ‘tüm dünya’ sana ait olur.Hiçbir zaman hayat yolunda acele etme,doğaya bak ne kadar yavaş ilerliyor ama tüm görevlerini eksiksiz şekilde tamamlıyor.Hayatına ektiğin ‘tohumları’ nasıl suladığına çok dikkat et,eğer bu ‘tohumları’ korku ve endişe ile sularsan,çıkan meyveler hayat enerjini yok eder,eğer bu tohumları umut ve iyimserlikle sularsan çıkan meyveler hayatına başarı getirir.Her zaman başkalarından bir beklentin olmadan hareket et,bu seni hayal kırıklığından kurtarır.Bilgiye ulaşmak için hayatına hergün birşeyler ekle.Bilgeliğe ulaşmak için hergün hayatından birşeyler çıkar ..Yaşamak bir sanattır..
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
5 Ekim 2020 Pazartesi
Herşey kişinin düşünce tarzına bağlı.. Mutsuz bir insan herhangi bir olaydan dolayı neden ‘mutsuzdur’ ?Çünkü kendini ‘mutsuz’ olmaya ikna etmiştir..Tek kontrol mekanizması kişinin zihni olduğuna göre kişi mutsuz olmayı onaylamazsa bir olay onu üzebilir mi?O zaman herşey düşünce tarzını değiştirmekle alakalı..Mutlu olmanın temel kurallarından biri kontrolümüz dahilindeki şeylere önem vermektir ne kadar kontrolümüz dışındaki kişilere, durumlara,olaylara önem verirsek sonuçlarını biz belirleyemeyeceğimiz için bir o kadar mutsuz oluruz.Unutmayın ‘mutsuzluk’ mutluluk için çabalamamanın tanımıdır.Kişi geçmişte yada gelecekte yaşamamalı bunlar sadece zihnini yorar.Kişi her daim zihnini kontrol altında tutmalı,çünkü zihin çok iyi bir hizmetkar olmakla birlikte,zihin kişinin iradesinin kontrolünü ele aldığında çok tehlikeli bir patrondur.Zihnimizi her daim sakin tutmak hayati önem arzeder. Bunun için meditasyon çok güzel bir yöntemdir.Bir gün öğrencilerinden biri doğunun büyük üstadı Buddha’ya sormuş ‘Hocam meditasyon size ne kazandırdı? ‘..Buddha öğrencisini şöyle cevaplamış ‘ Hiçbir şey kazandırmadı ! Ama sana meditasyonun bana neler kaybettirdiğini söyleyebilirim,Kızgınlık,Endişe, Depresyon,Özgüven eksikliği,Yaşlılık korkusu ve Ölüm korkusu..Bunları meditasyon sayesinde kaybettim..’’.Popüler kültürde hem meditasyon hemde yogayla çok güçlü bir dalga geçilme durumu var,bu insanların iyiliğine mi yoksa kötülüğüne mi yapılıyor, bunları izleyen insanlar akıl süzgeçlerinden geçirmeliler bu durumu... Yüce Allahın Kuranın bir çok yerinde dediği gibi ‘Siz hiç aklınıza danışmazmısınız?’ ya da Televizyonda,İnternette,Dijital platformlarda gördüğünüz birileri tarafından mı yönlendirilirsiniz?..Bir güruhta bu konuları anlamadığı için kötüleme yoluna gidiyor.Tabi 'anlamak' bir sanattır ama herkes de ‘sanatkar’ değil ..
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
Güneş,Vedik Astroloji de bilginin temsilcisi olduğuna göre Vedik Astrolojiye göre hangi burcun doğal olarak öğrenmeye yatkın ve bilgili olduğunu aynı zamanda hangi burcun doğal olarak bilgiye,öğrenmeye karşı handikaplı olduğunu görebiliriz.Güneşin,düşmanı Satürn,Venüs ve Rahu'dur.Demek ki Vedik Astrolojiye Güneşi bu gezegenlerin yönettiği burçlarda konumlanmış kişiler doğal olarak öğrenme zorluğu ve bilgiye ulaşma zorluğu yaşayacaklardır.Bu burçlar Boğa,Terazi (Venüs),Oğlak (Satürn),Kova - (Satürn,Rahu) burçlarıdır.Vedik Astrolojiye göre Güneşi buralarda konumlanmış kişiler birşeyler öğrenmek için ve bilgiye ulaşmak için diğer burçlara göre 2 kat çaba harcamak zorundadırlar, çünkü bilginin temsilcisi Güneş bu burçlarda rahat etmemektedir.Güneş kendi ve dostalarının(Jüpiter,Ay,Mars,
4 Ekim 2020 Pazar
Çağımızın hastalığı ‘Ego’ .. Kişinin egosunun yüksek olması o kişide ‘aşağılık kompleksi’ olduğunu gösterir.Bu ne demek?Kişi kendi içinde kendini ne kadar ‘değersiz’ hissediyorsa,dışarıya da o kadar ‘ben değerliyim,ben çok üstünüm’ mesajı vermeye çalışır..Çünkü kişi kendini içten içe eksik hissetmektedir ve değerli olduğunu anlamak üzere sürekli dışarıya yönelir..Kişi içinde ne kadar değersiz hissediyorsa o kadar egoistleşir,dışarıya sürekli kendini överki olumlu bir karşılık alıp içindeki ‘değersizlik’ hissini giderebilsin diye.Kişi sürekli ‘ben yaptım’,’ben başardım’,’ben çok değerliyim’ demektedir ama ‘değersizlik’ hissini gidermesi için bu yol yanlıştır..Bu durum en büyük günahlardan biri olan ‘kibire’ götürür kişiyi.Kendinden emin insan herhangi bir başarısı için yada yaptığı iyi birşey için olumlu bir söz duymak istemez,böyle anlardan imtinayla kaçınır.Bu insan yaptığı güzel bir şey için paye beklemez,alçakgönüllüdür.
.
.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem
2 Ekim 2020 Cuma
Millattan önce 4. Yüzyılda yaşamış olan Büyük Çinli Filozof Zhuangzi nasıl İlahi bilgiye,İlahi kutsanmaya ulaşabileceğini soran öğrencisine önlerindeki evi göstererek şöyle demiş ‘Evin penceresine bak,aslında bu pencere sadece duvardaki kocaman bir boşluktan ibaret ama bu pencereden dolayı evin içi ışık dolu ve aydınlık.İşte aynı bu ev gibi insanın zihni,algıları rahatlayıp tamamen boşalınca İlahi ışık içine girer ve insanı aydınlatır’..Mevlana demişki ‘Yara ışığın senin içine sızdığı yerdir ‘..Japonlar ise kırılan eşyalarını tamir ederken kopan veya kırılan parçanın yerini altınla doldururlarmış.İnanışa göre bir eşya ya da insan hasara uğramışsa,acı çekmişse o bundan sonra bir hatıraya sahiptir,ders almıştır ve artık olduğundan çok daha değerlidir.Ünlü Filozof Aristotales ‘ Acı olmadan öğrenme olmaz’ der..Gerek Allah’a ulaşma yolunda,gerek öğrenme sürecinde,gerekse de hayata farkındalık geliştirme sürecinde ruhsal acı kaçınılmazdır. Yaşadığınız zorlu olaylardan,hayal kırıklıklarından,derin ruhsal acılardan nefret etmeyin,bunlar sonucunda kaderinize küsmeyin.Bu ‘acılar’ gerçek öğretmendir.Ne demiş Büyük Üstad Mevlana ‘’Sakın acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer ellerin kan revan içinde kaldıysa, güle ulaşmana çok az kalmış demektir’’.
© Kadim Astroloji Analisti Erdem