28 Mart 2022 Pazartesi

 Kur'an

Kutsal Kitabımız Kur’an, tamdır ve eksiksizdir ve başka bir kaynağa gerek duymadan kendi kendini açıklayan bir kitapdır. Yüce Allah Kur’an’ın içinde hiçbir cevabı eksik bırakmamıştır(En’am 38). 

En'am suresi 38. ayet  ‘’Yeryüzünde hiç bir canlı ve iki kanadıyla uçan hiç bir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz Kitap'ta hiç bir şeyi eksik bırakmadık, onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler.’’


Kovulmuş Şeytan'dan Allah'a sığınırım(Nahl 98). Bismillahirrahmanirrahîm.

NAMAZ İBRAHİM PEYGAMBER İLE BAŞLAMIŞTIR NAMAZ, ZEKAT, ORUÇ GİBİ MÜSLÜMANLIĞIN TEMEL İBADETLERİ İBRAHİM PEYGAMBERE ÖĞRETİLMİŞ VE ONDAN SONRA BİNLERCE YIL DEVAM ETMİŞTİR.

Al-i İmran 67 ''İbrahim, ne yahudi idi, ne hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi.''

Bakara 130 ''Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim'in dininden kim yüz çevirir? Andolsun, biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de O salihlerdendir.''

Bakara 132-133 ''Bunu İbrahim, oğullarına vasiyet etti, Yakup da: 'Oğullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak müslüman olarak can verin'. Yoksa siz, Yakub'un ölüm anında, orada şahidler miydiniz? O, oğullarına: 'Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?' dediğinde, 'Senin ilahına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın ilahı olan tek bir ilaha ibadet edeceğiz; bizler ona teslim olduk' demişlerdi. ''

Nahl suresi 123. ayet ''Daha sonra sana şunu vahyettik: Bir hanîf olarak İbrahim'in dinine uy! O, müşriklerden değildi.''

Bakara suresi 127-130 ayetler ‘’İbrahim, İsmail ile birlikte evin (kabenin) temellerini yükseltiyor: "Rabbimiz, bizden kabul et, şüphesiz sen İşitensin, Bilensin. "Rabbimiz, ikimizi sana teslim olanlar (müslümanlar) yap. Soyumuzdan da sana teslim olan bir topluluk çıkar. Bize nasıl ibadet edeceğimizi göster, sana yönelmemizi kabul et, kuşkusuz sen yönelişleri kabul edensin, Rahimsin. "Rabbimiz, onların arasından, ayetlerini onlara okuyacak, onlara kitabı ve bilgeliği öğretecek ve onları temizleyecek bir elçi gönder. Sen Yücesin, Bilgesin. Kendini kandırandan başkası İbrahim'in dininden yüz çevirmez. Onu bu dünyada seçtik, ahirette de erdemli kişilerden olacak."

İbrahim suresi 14.ayet "Rabbim, beni namazı(salatı) gözeten biri kıl, çocuklarımı da... Rabbimiz dualarımı kabul et."

Ta-Ha 11-14 ayetler ''Onun yanına geldiğinde kendisine "Mûsa!" diye seslenildi."Benim ben, senin Rabbin! Hadi, pabuçlarını çıkar; sen kutsal vadide, Tuva'dasın.""Ben seni seçtim, öyleyse vahyolanı dinle.""Ben, evet Ben ALLAH'ım; Benden başka tanrı yoktur. Bana kulluk et ve Beni anmak için salatı gözet."


KUR'AN TEK BAŞINA BÜTÜN CEVAPLARI İÇERİR

En'am suresi 38. ayet – ‘’Yeryüzünde hiç bir canlı ve iki kanadıyla uçan hiç bir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz Kitap'ta hiç bir şeyi eksik bırakmadık, onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler.’’

Kehf suresi 4. ayet ‘’Biz bu Kuran'da halk için her türlü örneği verdik. Fakat insan tartışmaya çok düşkündür.’’

A’raf suresi 52.ayet ‘’Bilgiyle detaylandırdığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitabı onlara getirdik.’’

Hud Suresi 1. Ayet ‘’Elif, lam, ra Öyle bir kitaptır ki, Hakim ve Habir olan tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış ve sonra da açıklanıp detaylanmıştır.’’

İsra suresi 89.ayet ''Biz bu Kuran'da her türlü örneği verdik, ne var ki halkın çoğunluğu inkarda direniyor.’’

İsra suresi 41.ayet ‘’Biz, gerçeği, Kur'an'da türlü biçimlerde ifade ettik ki, düşünüp anlayabilsinler. Fakat bu onların sadece kaçışlarını artırıyor.’’

Furkan Suresi 32-33 ayetler “Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, biz sana gerçeği ve en güzel yorumu getirmiş olmayalım.”

Nahl suresi 89.ayet ‘’Her topluluk içinden, kendilerine karşı bir tanık gönderdiğimiz, şunlara karşı da seni tanık olarak getirdiğimiz gün... Biz sana bu kitabı, her şeyi açıklayan, bir yol gösterici, bir rahmet ve müslümanlara bir müjde olarak indirdik.’’

Zümer suresi 2. ayet - ''Emin ol, biz sana kitabı hakla indirdik. Onun için dini yalnız kendisine(Kuran'a) halis kılarak Allah'a ibadet ve kulluk et.''

Bakara suresi 165. ayet - ''İnsanlardan kimi de vardır ki ; Allah ile aralarına birilerini koyup bu kişileri Allah'a denk tutarlar ve Allah'ı sever gibi onları severler. İman edenlerin ise Allah sevgisi her şeyin üstündedir.''

Zümer suresi 45. ayet - ''Allah tek başına anılınca ahirete inanmayanların içleri daralır. O'nunla aralarına koyduklarından söz edilince hemen yüzleri güler.''

Lokman suresi 6.ayet ‘’İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis/söz eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır.’’

Casiye suresi 6.ayet ‘’ İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!’’

Yusuf suresi 111.ayet “Onların (peygamberlerin) kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır. Bu (Kuran), uydurma bir hadis/söz değildir. Ancak kendisinden öncekileri doğrulayan, her şeyi ayrıntılı olarak açıklayan ve inanan bir toplum için kılavuz ve rahmettir.”

En’am suresi 114.ayet ‘’ALLAH'tan başka yasa koyucu mu arayayım? O ki size kitabı detaylı olarak indirmiştir. Kendilerine kitap vermiş olduklarımız onun Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. O halde kuşkulananlardan olma.’’

Nahl suresi 104-105 ayetler ‘’ALLAH'ın ayetlerine inanmayanları ALLAH doğru yola iletmez; onlar için acı bir azap vardır. Yalan uydurup iftira edenler ALLAH'ın ayetlerine inanmayanlardır. Onlar gerçek yalancılardır.

Hud suresi 18-22 ayetler ‘’Uydurmaları ALLAH'a yakıştırandan daha zalim kim olabilir? Onlar Rab'lerinin huzuruna çıkarılır ve tanıklar: "İşte Rab'leri hakkında yalan uyduranlar bunlardır," diyecekler. ALLAH'ın laneti zalimleredir. Onlar ki ALLAH'ın yolundan alıkoyarlar ve onu eğri ve çelişkili göstermek isterler. Onlar ahireti de inkar ederler. Onlar, yeryüzünde kaçamazlar ve ALLAH'tan başka dost ve sahipleri yoktur. Onlar için azap katlanır. Çünkü onlar işitemediler, göremediler. Onlar, kişiliklerini yitirenlerdir. Uydurdukları şeyler bile kendilerini terkedip kaybolmuştur.''

Kaf suresi 45. ayet ‘’Biz onların ne konuştuğunu iyi biliyoruz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin. Uyarılarımdan korkanlara sen bu Kuran ile öğüt ver.’’

Nisa suresi 105.ayet ‘’ Halkın arasında ALLAH'ın sana gösterdiği gibi yargı veresin diye Biz sana gerçeği içeren kitabı indirdik. Hainlerden yana olma.’’

Al-i İmran suresi 79.ayet ‘’ALLAH'ın kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiği hiç bir insan, "ALLAH'tan sonra bana da kulluk ediniz," diye halkı kendisine çağırmaz. Aksine, "Öğrenip öğrettiğiniz kitap gereğince kendisini Rabbine adayan kullar olun," der’’

Bakara suresi 85.ayet ‘’Tüm bunlardan sonra, sizler hala birbirinizi öldürüyor, aranızdan bir grubu yurtlarından çıkarıyor, kötülük ve düşmanlıkta onlara karşı birleşiyorsunuz. Onları yurtlarından çıkarmanız zaten size haramken, bu yetmiyormuş gibi size esir düştüklerinde bir de onlardan fidye istiyorsunuz. Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Böyle davrananların cezası dünya hayatında rezil olmak ve Diriliş Gününde de azabın en çetinine uğratılmaktan başka ne olabilir? ALLAH yaptıklarınızdan gafil değil.’’

Zümer suresi 36.ayet ‘’Allah, kuluna Kâfi değil mi, yetmiyor mu? Seni, O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah kimi saptırırsa artık ona kılavuzluk edecek yoktur.’’

Maide suresi 99.ayet ‘’Resule düşen, tebliğden başka bir şey değildir. Allah sizin açığa vurduklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.''

Kıyame suresi 18-19 ayetler ‘’O halde, biz onu okuduğumuzda, sen onun okunuşunu izle. Sonra onu açıklamak bizim işimiz olacaktır.’’

Rahman suresi 1-2-3 ayetler ‘’Rahman Kuran’ı öğretti. İnsanı yarattı.''

Yusuf suresi 111.ayet ''Onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır. Bu, uydurma bir hadis değil; fakat kendisinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin detaylı açıklaması ve inananlar için bir hidayet ve rahmettir.''


KENDİ KEYİFLERİNE GÖRE HARAMLAŞTIRMA YAPANLAR – KENDİ KEYİFLERİNE GÖRE BESLENME ŞEKLİ VE GİYİM ŞEKLİ BENİMSEYİP ÖTEKİLERİNİ HARAMLAŞTIRANLAR (Veganlık, Vejetaryanlık vb. gibi - Ya da çeşitli 'dış görünüş' şekilleri belirleyip diğerlerini haram kılma)


Maide suresi 1. ayet ''Ey iman edenler! Akitlerin ve ahitlerin icaplarını yerine getirin. Siz ihramlı iken avlanmayı helal saymamak şartıyla ve ileride size okunacaklar müstesna olmak üzere, davar cinsinden hayvanlar size helal kılınmıştır. Kuşkunuz olmasın ki, Allah, iradesi yönünde hüküm verir.''

Maide suresi 4.ayet ''Sana soruyorlar, onlar için helal kılınan ne? Şöyle söyle: "Sizin için bütün temiz nimetler helal kılınmıştır. Eğittiğiniz avcı kuşların tuttukları ile eğittiğiniz av köpeklerinin tuttukları da size helal kılındı. Siz bu hayvanlara, Allah'ın size öğrettiklerinden öğretiyorsunuz. O halde onların sizin için tuttuklarından da yiyin ve üzerine Allah'ın adını anın. Allah'tan sakının! Allah gerçekten hesabı çok çabuk görür."

Şura suresi 21.ayet ‘’ Yoksa ALLAH'ın izni olmadığı halde onlar için dini kurallar ve yasalar ortaya koyan ortakları mı var? Daha önce belirlenmiş bir karar olmasaydı onların arasında yargı verilirdi. Zalimlere acı bir azap vardır.’’

En’am suresi 119.ayet ‘’Size ne oluyor da üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yemiyorsunuz? Zorda kalışınız dışında üzerinize haram kıldığını bizzat kendisi size ayrıntılı olarak açıklamıştır. Birçokları ilimsiz bir biçimde kendi keyiflerine uyarak halkı şaşırtıyorlar. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin sınır tanımaz azgınları çok iyi bilmektedir.’’

Yunus suresi 59-60 ayetler ‘’ De ki, "ALLAH'ın size indirdiği rızıkların bir kısmını helal, bir kısmını da haram ettiğinizi görmez misiniz?" De ki, "ALLAH mı size izin verdi, yoksa ALLAH'a iftira mı ediyorsunuz? ALLAH adına yalan uyduranlar diriliş gününü düşünmezler mi? ALLAH insanlara karşı bol lütuf sahibidir; ancak onların çoğu şükretmez."

Maide suresi 3. ayet ‘’Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir.’’


En'am suresi 145.ayet ''De ki: "Bana vahyedilende, yiyen birisi için şunların dışında haram edilmiş bir madde bulamıyorum: () Leş, () kan, () domuzun eti -ki pistir-, () ALLAH'tan başkasına sapıkça adanmış yiyecekler." Zorda kalan bir kimse, istekli olmaz ve sınırı aşmazsa kuşkusuz senin Rabbin Bağışlayandır, Rahimdir.''

En’am suresi 151.ayet ’’De ki: "Gelin, Rabbinizin size neleri haram ettiğini söyleyeyim: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya iyi davranın. Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; sizi de onları da biz besliyoruz. Büyük günahların açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve ALLAH'ın kutsal saydığı cana haksız yere kıymayın. Bunlar, düşünesiniz diye O'nun size verdiği öğütlerdir.’’

Nahl suresi 115-116 ayetler ‘’Size yalnızca leş, kan, domuz eti ve ALLAH'tan başkası için adananları haram kılmıştır. Kim (bunları yemek) zorunda kalırsa, istekli olmamak ve sınırı aşmamak koşuluyla ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir. Dillerinizin yalan yere nitelendirmesinden ötürü ‘’Bu helaldir, bu haramdır," demeyin. Böylece ALLAH'a yalan yakıştırmış olursunuz. ALLAH'a yalan yakıştıranlar başarıya ulaşamazlar.’’

En'am suresi 138. ayet ''Kendi kuruntularına uygun olarak şöyle dediler: "Şunlar, dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir. Bizim dilediğimizden başkası yiyemez bunları." Hayvanlar var, sırtlarına binmek yasaklanmıştır; hayvanlar var, Allah'a iftira yüzünden üzerlerine Allah'ın adını anmıyorlar. Allah onları üretmekte oldukları iftiralar yüzünden cezalandıracaktır.''

A'raf suresi 32.ayet ''De ki: "ALLAH'ın, kendi kulları için yarattığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram edebilir?" De ki: "Onlar dünya hayatında inananlar içindir, ahirette ise sadece onlar içindir." Bilen bir toplum için ayetlerimizi böyle detaylı açıklarız.''

Hud suresi 18.ayet ‘’Uydurmaları ALLAH'a yakıştırandan daha zalim kim olabilir? Onlar Rab'lerinin huzuruna çıkarılır ve tanıklar: "İşte Rab'leri hakkında yalan uyduranlar bunlardır," diyecekler. ALLAH'ın laneti zalimleredir.’’

Bakara suresi 159-160 ‘’İndirdiğimiz açık-seçik delillerle, kılavuz mesajı; biz onu Kitap'ta insanlara ayan-beyan gösterdikten sonra gizleyenlere, işte onlara, hem Allah lanet eder hem de diğer lanet okuyanlar lanet eder. Ancak tövbe edip hallerini düzeltenlerle indirileni açıklayanlar müstesna. İşte böylelerinin tövbesini kabul ederim. Doğrusu ben tövbeleri çok çok kabul edenim, rahmeti sınırsız olanım.’’


BİRLİK

Al-i İmran 103 ''Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın üzenizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.''

En’am suresi 159. ayet ‘’Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiç bir şeyde onlardan değilsin. Onların işi ancak ALLAH’adır. Sonra o işlemekte olduklarını olduklarını kendilerine haber verecektir.’’

Şura suresi 14.ayet ‘’Kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden fırkalara bölündüler. Eğer belli bir süreye kadar erteleme sözü Rabbinden gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi. Onların ardından Kitap'a mirasçı olanlar da onun hakkında, işkillendiren bir kuşku içindedirler.’’

Rum suresi 32.ayet ‘’Kendi dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.’’

Bakara suresi 170. ayet ‘’Ve onlara ‘’Allah’ın indirdiği şeye tabi olun!’’ denildiğinde; ‘’Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola tabi oluruz.’’ dediler. Peki onların ataları hiçbir şeyi akıl etmiyor ve hidayete ermemiş olsalar bile mi?’’

En’am suresi 26. ayet ‘’Kendileri uzaklaştıkları gibi başkasını da ondan men ediyorlar. Böylece farkında olmadan kendilerini mahvediyorlar.’’

Furkan suresi 30.ayet ‘’Ve Resul dedi ki: ‘’Ey Rabbim! Muhakkak ki benim kavmim, Kuran’ı terk etti.’’

Haşr 14 ''Onlar, iyice korunmuş şehirlerde veya duvar arkasında olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çarpışmaları ise pek şiddetlidir. Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır. Bu, şüphesiz onların akletmeyen bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir.''

Al-i İmran 105 ''Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azab vardır.''


KURAN'I DÜZENLİ BİR ŞEKİLDE AYETLERİN ANLAMINI 'ANLAYARAK' OKUMAK SENİ ARINDIRIR-TEMİZLER

Al-i İmran 164 ''Andolsun ki Allah, mü'minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.''


Yunus 17 ''Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir şifa ve mü'minler için bir hidayet ve rahmet geldi.''

Rad 28 ''Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalbler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur.''

Zuhruf 44 ‘’Ve şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız.

KÖTÜLÜK TASARLAMA KENDİNE DÖNER

Fatır 10 ''Kim izzeti istiyorsa, artık bütün izzet Allah'ındır. Güzel söz O'na yükselir, salih amel de onu yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli bir azab vardır. Onların tasarladıkları tarumar olur''

Fatır 43 ''Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın.''


ALAH'TAN BAŞKASINDAN KORKMA


Nahl 51 ''Allah dedi ki: 'İki ilah edinmeyin: O, ancak tek bir ilahtır. Öyleyse benden, yalnızca benden korkun. 'Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur, itaat-kulluk da (din de) sürekli olarak O'nundur. Böyleyken Allah'tan başkasından mı sakınıyorsunuz?''


Tevbe 13 ''Yeminlerini bozan, resulü yurdundan çıkarmaya gayret eden bir topluluğa karşı savaşmayacak mısınız? Üstelik size saldırıyı ilkin onlar başlattı. Korkuyor musunuz onlardan? Eğer mümin kişilerseniz, kendisinden korkmanıza en layık olan, Allah'tır.''

ŞERDE HAYIR, HAYIR DA ŞER OLABİLİR DİKKAT ET!

Nisa 19 ''Ey iman edenler, kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkışmanız helal değildir. Apaçık olan 'çirkin bir hayasızlık' yapmadıkları sürece, onlara verdiklerinizin bir kısmını gidermeniz (almanız) için onlara baskı yapmanız da (helal değildir.) Onlarla güzellikle (örfe göre ve ma'ruf üzere) geçinin. Şayet onlardan hoşlanmadınızsa, belki, bir şey hoşunuza gitmez, ama Allah onda çok hayır kılar.''

Bakara 216 ''Hoşunuza gitmemekle birlikte, savaş üzerinize yazılmıştır. Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.''

GÜNAHTAN KAÇIN

Nisa 31 ''Size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin kusurlarınızı örteriz ve sizi 'onurlu-üstün' bir makama sokarız.''
,
KİBİRDEN UZAK DUR

Nisa 36 ''Allah'a ibadet edin ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmayın. Anne-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik olduklarına güzellikle davranın. Çünkü, Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.''

CİMRİLİKTEN UZAK DUR

Nisa 37 ''Onlar, cimrilikte bulunurlar, insanlara da cimriliği emrederler. Allah'ın fazlından kendilerine verdiğini gizli tutarlar. Biz o kafirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır.''

ÖZENME, KANAATKAR OL!

Nisa 32 ''Allah'ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir pay var; kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay var. Allah'tan, O'nun lütfunu isteyin! Allah, her şeyi iyice bilmektedir.''

Hicr 88 ''Sakın onlardan bazılarını yararlandırdığımız şeylere gözünü dikme, onlara karşı hüzne kapılma, mü'minler için de (şefkat) kanatlarını ger.''

Taha 131 ''Onlardan bazı gruplara, kendilerini denemek için yararlandırdığımız dünya hayatının süsüne gözünü dikme. Senin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir.''


GERÇEKTEN İNANDIĞINDA HAKK'IN DESTEĞİ YANINDA

Al-i İmran 160 ''Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak olursa, ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler.''

Al-i İmran 13 ''Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin için andolsun bir ayet (ibret) vardır. Bir topluluk, Allah yolunda çarpışıyordu, diğeri kafirdi, ki göz görmesiyle karşılarındakini kendilerinin iki katı görüyorlardı. İşte Allah, dilediğini yardımıyla destekler. Şüphesiz bunda, basiret sahipleri için gerçekten bir ibret vardır.''

Al-i İmran 111 ''Onlar size ezadan başka kesinlikle bir zarar veremezler. Eğer sizinle savaşırlarsa size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.''

Al-i İmran 173-174 ''Onlar, kendilerine insanlar: 'Size karşı insanlar topladılar, artık onlardan korkun' dedikleri halde imanları artanlar ve: 'Allah bize yeter, O ne güzel vekildir' diyenlerdir. Bundan dolayı, kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan bir bolluk (fazl) ve Allah'tan bir nimetle geri döndüler. Onlar, Allah'ın rızasına uydular. Allah, büyük fazl (ve ihsan) sahibidir.''

ALDATANLAR

Fatır suresi 5. ayet ‘’Ey insanlar, Allah'ın vaadi haktır! O halde dünya hayatı sizi sakın aldatmasın! Aldatanlar, sizi sakın Allah ile aldatmasın.’’

Al-i İmran suresi 78.ayet ‘’Onların bazısı, kitapta olmayanı kitaptan sanasınız diye dillerini bükerek kitabı taklit eder ve ALLAH katından olmadığı halde, "Bu ALLAH katındandır," derler. Bile bile, ALLAH adına yalan söylerler.’’

En’am suresi 112.ayet ‘’Böylece, her peygambere insanlardan ve cinlerden olan şeytanları düşman kıldık. Aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözleri vahyederler. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Onlara ve ettikleri iftiralara aldırma.’’

Al-i İmran 78 ''Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. 'Bu Allah katındandır' derler. Oysa o, Allah katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler.''

Bakara suresi 8-18 ayetler ‘’Halktan öyle kimseler var ki aslında inanmadıkları halde "ALLAH'a ve ahiret gününe inandık," derler. ALLAH'ı ve müminleri aldatmak isterler. Halbuki kendi kendilerini aldatıyorlar. Farkında bile değiller. Kalplerinde hastalık var. ALLAH da hastalıklarını arttırır. Yalanları yüzünden acı bir azabı hakkederler. Kendilerine, "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın," denildiğinde "Bizler sadece düzeltenleriz," derler. Oysa onlardır asıl bozguncu; farkında bile değiller. Kendilerine, "Şu halkın inandığı gibi inanın," denildiğinde, "Beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız," derler. Gerçek beyinsizler onlardır; fakat bilmezler. İnananlarla karşılaştıkları vakit, "İnanıyoruz," derler; fakat şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında, "Sizinle beraberiz. Biz sadece alay etmekteyiz," derler. ALLAH da, taşkınlıkları içinde bocalar durumda bırakarak onlarla alay eder. Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın aldı. Ticaretleri ne kâr bırakır, ne de onları gerçeğe ulaştırır. Durumları, ateş yakan kimselerin şu durumuna benzer: Ateş çevrelerini aydınlatmaya başlayınca ALLAH onların ışığını giderir ve onları karanlıklar içinde görmez bir halde bırakır. Sağır, dilsiz ve kördürler; yönlerini değiştiremezler.’’

Bakara 204 - 205 ''İnsanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin sözü senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah'ı tanık tutar. Oysaki o, düşmanların en yamanıdır. İşbaşına geçtiğinde yeryüzünde fesat çıkarmak, ekini ve nesli yok etmek için işe koyulur. Oysaki Allah, fesadı sevmez.

SORGUYA ÇEKİLECEĞİMİZ TEK KİTAP

Zuhruf suresi 44.ayet ‘’Gerçek şu: Bu Kur'an sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız.’’

A’raf suresi 3. ayet ‘’Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden birtakım velilerin(efendiler, otoriteler) ardına düşmeyin. Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!’’

TAKVA (Günahdan kaçınma, sakınma, erdemli olma)

A’raf suresi 26.ayet ‘’Adem oğulları, size, bedenimizi örtecek ve süsleyecek elbiseler hazırladık. Takva elbisesi ise en hayırlıdır. Bunlar, ALLAH'ın işaretleridir, olur ki öğüt alırsınız.’’

Bakara suresi 177.ayet ‘’ Yüzlerinizi doğu veya batı yönüne çevirmeniz iyilik değildir. İyiler o kimseler ki ALLAH'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere inanırlar; akrabalara, yetimlere, muhtaçlara, yolda kalmışlara, dilencilere ve köleleri özgürlüğe kavuşturmaya seve seve para yardımında bulunurlar; namazı gözetir, zekatı verir, sözleştikleri vakit sözlerinde dururlar; zorluğa, sıkıntıya ve zulme karşı direnirler. İşte bunlar, doğru olanlardır ve muttaki olanlar da bunlardır.''

İŞLERİ ORTAK KARAR ALARAK YÜRÜTMEK - İŞLERİ BİRBİRİNE DANIŞARAK YÜRÜTMEK - HAKSIZLIĞA KARŞI BİRLİK OLMAK


Al-i İmran 159 ''Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.''

Şura suresi 37-39 ayetler ‘’Size verilen herhangi bir şey, dünya hayatının metaı (kısa süreli faydalanması)dır. Allah katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. (Bu da) iman edip Rablerine tevekkül edenler içindir; Büyük günahlardan ve çirkin utanmazlıklardan kaçınanlar ve öfkelendikleri zaman bağışlayanlardır. Onlar, Rab'lerinin çağrısına karşılık verirler, salatı gözetirler, işleri aralarında bir şuradır ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan yardım için verirler. Kendilerine zulüm ve haksızlık gelip çattığında birlik olup karşı koyanlardır.’’

Al-i İmran 200 ''Ey iman edenler, sabredin, sebat edin, birlik olun ve Allah'tan sakının, bu sayede kurtuluşa erişebilesiniz.''


NE YAPARSAN YAP ÖNCELİKLE DÜNYADA KARŞILIĞINI GÖRÜYORSUN(KARMA)


Şura 30 ''Size gelip çatan her musibet ellerinizin kazandığı yüzündendir. Allah birçoklarını da affediyor.''

Şura 48 ‘’Şayet onlar, sırt çevirecek olurlarsa, artık Biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermiş değiliz. Sana düşen, yalnızca tebliğdir. Gerçek şu ki, Biz insana tarafımızdan bir rahmet taddırdığımız zaman, ona sevinir. Eğer onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayısıyla bir kötülük isabet ederse, bu durumda insan bir nankör kesiliverir.’’  


Nisa 62 ''Öyleyse, nasıl olur da, kendi elleriyle yaptıkları yüzünden, onlara bir musibet isabet eder, sonra sana gelerek: 'Kuşkusuz, biz iyilikten ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik' diye Allah'a yemin ederler?''


Zümer 51 ''Böylece, kazandıkları kötülükler onlara isabet etti. Bunlardan zulmetmiş olanlara, kazandıkları kötülükler isabet edecektir. Ve onlar (Allah'ı) aciz bırakabilecek değildirler.''

Mü’min 40 ‘’ 'Kim bir kötülük işlerse, benzerinde başkasıyla ceza görmez; kim de -erkek olsun, dişi olsun bir mü'min olarak salih bir amelde bulunursa, işte onlar, içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler.''


Al-i İmran 165 ''(Onlara) İki misli uğrattığınız bir musibet size isabet edince mi: 'Bu nereden' dediniz? De ki: 'O, sizin kendinizdendir.' Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.''

Nisa 79 ''Sana iyilikten her ne gelirse Allah'tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter.''

Rum 41 ''İnsanların kendi ellerinin kazandığı dolayısıyla, karada ve denizde fesad ortaya çıktı. Umulur ki, dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını kendilerine taddırmaktadır.''

Casiye 22 ‘’Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.’’

Nisa 123 ‘’Ne sizin kuruntularınızla, ne de Kitap Ehlinin kuruntularıyla değil. Kim kötülük yaparsa, onunla ceza görür; o, Allah'tan başka bir veli (dost) ve bir yardımcı bulamaz.’


Not: O zaman 'iyi şeyler' yap ki iyi amellerinin sonucu gelip seni bulsun çünkü;


Casiye 15 ''Kim salih bir amelde bulunursa, kendi lehinedir, kim kötülük yaparsa, artık o da kendi aleyhinedir. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.''


DUA ET!


Mü'min 60 ''Rabbiniz dedi ki: 'Bana dua edin, size icabet edeyim. Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir.”

Bakara 186 ''Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.'' 

Al-i İmran 191 ''Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) 'Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru.'''


YALAN SÖYLEME! BOŞA UMUT VERME!


Saff 2-3. ayetler ''Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi neden söylüyorsunuzYapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük bir günahtır.''


ANNE – BABA

İsra 23 ‘’Rabbin yalnız kendisine kulluk etmenizi ve anne ve babanıza iyilik yapmanızı emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlılık çağına erişirlerse sakın onlara “Öf!” bile deme, onları azarlama, onlara gönül alıcı tatlı ve güzel söz söyle!’’


Lokman 14 ‘’Biz insana, anne-babasına mümkün olan en iyi şekilde davranmasını emrettikAnnesi onu nice zahmetlere katlanarak karnında taşımış; sütten kesilmesi de iki yılı bulmuştur. Onun için, ey insan, bana şükret, ana-babana da teşekkür et. Unutma ki, sonunda bana dönecek ve yaptıklarının hesabını vereceksin.’’


Ahkaf 15 ‘’Biz insana anne babasına en güzel şekilde davranmasını önemle emrettikÇünkü annesi onu nice zahmetlere katlanarak karnında taşımış ve nice güçlüklerle doğurmuştur. Çocuğun ana karnında taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer.”


İYİLİĞE SEBEP OLURSAN İYİLİKTEN PAY ALIRSIN, KÖTÜLÜĞE SEBEP OLURSAN TAM TERSİ


Nisa 85 ''Kim güzel bir işe aracı olursa ondan ona bir pay vardır; kim kötü bir işe aracılıkta bulunursa, ondan da kendisine bir pay vardır. Allah her şeyin üzerinde koruyucudur.''


SELAM VERMEK FARZDIR


Nisa 86 ''Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır.''



DEDİKODU, AYIP ARAMAK VE BAŞKA BİR TOPLULUKLA ALAY ETMEK

Hucurat suresi 11-13 ayetler ‘’Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin! Olabilir ki, alay ettikleri topluluk kendilerinden hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Alay ettikleri, kendilerinden hayırlı olabilir. Kendi nefislerinizde ayıplar aramayın; birbirinize lakaplar yakıştırmayın. İmandan sonra sapıklıkla anılmak ne kötü şeydir! Kim ki tövbe etmez, işte böyleleri zalimlerdir. Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın! Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin! Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah'tan sakının! Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır. Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.’’

Maide suresi 8.ayet ''İnananlar! ALLAH için adaleti gözeterek tanıklık edin. Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletli davranmaktan alıkoymasın. Adaletli davranmak daha erdemlidir. ALLAH'ı dinleyin. ALLAH yaptıklarınızı haber alır.''

Fatır suresi 45. ayet ''ALLAH insanları yaptıkları yüzünden cezalandırsaydı yeryüzünde hiç bir yaratık bırakmazdı. Fakat, onları belli bir süreye kadar ertelemektedir. Ne zaman ki süreleri biter, işte o zaman ALLAH kullarının (hesabını) görür.''

Not: Demek ki eleştirmemek kusur bulmamak lazım çünkü yeryüzünde kimse masum değil.. Birini eleştirmek istiyorsan önce 'aynaya' bak.


PEYGAMBERLER ARASINDA HİÇBİR AYRIM YAPMAMAK

Bakara suresi 136. ayet "ALLAH'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilenlere, Musa'ya, İsa'ya verilene ve tüm peygamberlere Rab'leri tarafından verilenlere inandık. Onların hiçbiri arasında ayırım yapmayız. Biz sadece O'na teslim olanlarız," deyiniz.’’

Nisa suresi 150-152 ayet ''Onlar ki Allah'ı ve O'nun resullerini inkâr ederler, Allah'la O'nun resulleri arasını açmak isterler de "Bir kısmına inanırız, bir kısmını inkâr ederiz" derler; böylece imanla inkâr arasında bir yol tutmak isterler. İşte bunlar gerçek kâfirlerdir. Ve biz, kâfirler için yere batırıcı bir azap hazırladık. ALLAH'a ve elçilerine inanan ve onların hiçbiri arasında ayırım yapmayanların da ödüllerini ileride verecek. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.''

Bakara 285. ayet ''Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, meleklerine, Kitaplarına ve elçilerine inandı. 'O'nun elçileri arasında hiç birini (diğerinden) ayırdetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sana'dır' dediler.''

Al-i İmran 84 ''De ki: 'Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman ettik. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Ve biz O'na teslim olmuşlarız.'

Nisa 150-151 ''Allah'ı ve elçilerini (tanımayıp) inkâr eden, Allah ile elçilerinin arasını ayırmak isteyen, 'Bazısına inanırız, bazısını tanımayız' diyen ve bu ikisi arasında bir yol tutturmak isteyenler. İşte bunlar, gerçekten kafir olanlardır. Kafirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır.^^

DÜNYA İMTİHANI

Al-i İmran 186 ''Andolsun, mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşmakta olanlardan elbette çok eziyet verici sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız bu işlerin azim olanlarındandır.''

Bakara 214 ''Yoksa siz, sizden önce gelip geçmiş olanların karşılaştıklarının benzeri başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara şiddetler, belalar ve zorluklar gelip çattı; sarsıldılar. Öyle ki, resul ve onunla birlikte inananlar, "Allah'ın yardımı ne zaman?" diye yakarıyordu. Haberiniz olsun ki, Allah'ın yardımı çok yakındır.''

Al-i İmran 142 ''Yoksa siz, Allah, içinizden cihad edenleri belirtip-ayırdetmeden ve sabredenleri de belirtip-ayırdetmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?

Bakara 155 ''Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele.''


HAKSIZLIK

Bakara suresi 188.ayet ‘’Paralarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin. Halkın parasını haksız yere yemek amacıyla bile-bile memurlara/yöneticilere rüşvet vermeyin.’’

Nisa 58 ''Şüphesiz Allah, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir.''


İNFAK ETMEK – VERMEK – YARDIM

Bakara 195 ''Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.''

Al-i İmran suresi 133-136 ‘’Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni göklerle yer kadar olan cennete doğru yarışır gibi koşuşun. O, takva sahipleri için hazırlanmıştır. Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları affedenlerdir. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever. Onlar ki bir günah işledikleri, yahut kendilerine zulmettikleri zaman ALLAH'ı anımsar ve günahları için bağışlanma dilerler.Zaten ALLAH'tan başka kim günahları bağışlayabilir ki? Ve onlar bile bile günah işlemeye devam etmez. İşte bunların ödülleri Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Sürekli kalacaklardır orada. İş yapıp değer üretenlerin ücreti ne güzeldir!’’

Al-i İmran suresi 92. Ayet ‘’Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.’’

Kasas suresi 54.ayet ‘’İşte böylelerine ödülleri, sabrettikleri için iki kez verilir. Onlar, kötülüğü güzellikle karşılayıp savarlar. Ve onlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.’’

A’raf suresi 156.ayet "Bu dünyada da bizim için iyilik yaz, ahirette de... Biz sana yöneldik." Dedi ki: "Azabım dilediğim kimseye dokunacaktır. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır; onu özellikle: sakınanlara, zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım."


Bakara 267 ''Ey iman edenler, kazandıklarınızın iyi olanından ve sizin için yerden bitirdiklerimizden infak edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki, şüphesiz Allah, Gani'dir, Hamid'dir.''


Bakara 274 ''Onlar ki, mallarını gece, gündüz; gizli ve açık infak ederler. Artık bunların ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.''

Al-i İmran 180 ''Allah'ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.''

ADAKLARINDA CİDDİ OL VE YÜCE ALLAH'A NE ADADIYSAN YERİNE GETİR

Bakara 270 ''Her neyi infak eder ve adak olarak neyi adarsanız, muhakkak Allah onu bilir. Zulmedenlerin yardımcıları yoktur.''

İnsan 7 ''Adaklarını yerine getirirler ve şerri (kötülüğü) yaygın olan bir günden korkarlar.''

DOĞRU YOLDAYSAN KORKMA

Nisa 141 ''Onlar sizi gözetleyip-duruyorlar. Size Allah'tan bir fetih (zafer) gelirse: 'Sizinle birlikte değil miydik?' derler. Ama kafirlere bir pay düşerse: 'Size üstünlük sağlamadık mı, mü'minlerden size (gelecek tehlikeleri) önlemedik mi?' derler. Allah, kıyamet günü aranızda hükmedecektir. Allah, kafirlere mü'minlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez.''

TÖVBE

Al-i İmran 135 ''Ve 'çirkin bir hayasızlık' işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah'tan başka günahları bağışlayan kimdir? Yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.''

Nisa 110 ''Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Allah'tan bağışlanma dilerse Allah'ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur.''


İFTİRA ÇOK BÜYÜK BİR GÜNAHDIR

Nisa 111-112 ''Kim bir günah kazanırsa, o ancak kendi nefsi aleyhinde onu kazanmıştır. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Kim bir hata veya günah kazanır da sonra bunu bir suçsuza yüklerse, gerçekten o, böyle bir yalan (bühtan)ı ve apaçık bir günahı yüklenmiştir.''


SARHOŞ EDİCİLER, ZARARLI BAĞIMLILIK YAPAN MADDELER VE KUMAR

Bakara suresi 219.ayet ‘’Sana sarhoş edicilerden ve kumardan sorarlar: "O ikisinde büyük bir günah ve insanlar için yararlar var; ancak günahları yararlarından daha büyüktür," de. Ayrıca, sadaka olarak neyi vereceklerini senden sorarlar: "Artanı," de. ALLAH ayetlerini işte böyle açıklıyor ki düşünesiniz...’’

Maide suresi 90. ayet ‘’İnananlar, sarhoş edici maddeler, kumar, kutsal taş, şans oyunları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan sakının ki kurtulasınız.’’

Maide suresi 91. ayet ‘’Şeytan, sarhoş edicilerle, kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi ALLAH'ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyorsunuz değil mi? ‘’


AFFETMEK

Al-i İmran 159 ''Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.''


A’raf suresi 199.ayet ‘’Affetmeyi kendine usül edin! İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir!’’

Kasas suresi 54.ayet ‘’İşte böylelerine ödülleri, sabrettikleri için iki kez verilir. Onlar, kötülüğü güzellikle karşılayıp savarlar. Ve onlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.’’

Şura suresi 40.ayet ‘’Kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür; ancak kim affeder ve  barışmayı esas alırsa ALLAH tarafından ödüllendirilir. O, zalimleri sevmez’’


SABIR

Al-i İmran 142 ''Yoksa siz, Allah, içinizden cihad edenleri belirtip-ayırdetmeden ve sabredenleri belirtip-ayırdetmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?''

Şura suresi 43.ayet ‘’Sabredip bağışlamak, işlerin azim olanlarındandır.’’

Al-i İmran suresi 200. ayet ''Ey iman sahipleri! Sabredin, sabırda yarışın, nöbetleşin ve Allah'tan sakının ki, kurtuluşa erebilesiniz.''


CAHİLLE TARTIŞMA VE BOŞ SÖZDEN GERİ DUR

Kasas suresi 55. ayet ‘’Onların ödülleri, sabretmelerinden ötürü iki kez verilecektir. Kötülüğü iyilikle savarlar ve kendilerine verdiğimiz nimetlerden verirler. Boş sözleri işittiklerinde ondan yüz çevirirler ve, "Bizim işimiz bize, sizin işiniz size. Size selam (barış) olsun. Biz cahillerle uğraşmak istemeyiz" derler.’’

Furkan suresi 63.ayet ‘’Rahman'ın kulları öyle kimselerdir ki yeryüzünde tevazu ile yürürler. Cahiller kendilerine laf atınca da ‘Selam’(barış) derler.’’

KARANLIĞA KARŞI AYDINLIKLA CEVAP VER

Mü’minun suresi 96.ayet ‘’Kötülüğü güzellik ile sav. Onların nasıl nitelendirme yaptıklarını biz daha iyi biliriz.’’

Fussilet suresi 33-36 ayetler ‘’ALLAH'a çağıran, erdemli davranan ve "Ben teslim olanlardanım," diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? İyilik ile kötülük bir olmaz! Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sımsıcak bir dost gibi oluvermiştir. Böyle bir tavra, sabredenlerden başkası ulaştırılmaz. Böyle bir tavra, büyük nasip sahibinden başkası ulaştırılmaz. Şeytandan herhangi bir düşünce seni etkisi altına alırsa ALLAH'a sığın. O İşitendir, Bilendir.’’


ABDEST – SADECE 4 ADIM

Maide suresi 6. ayet ‘’İnananlar! Namaza kalktığınız zaman: (1) Yüzünüzü yıkayın, (2) ellerinizi dirseklere kadar yıkayın, (3) başınızı sıvazlayın, (4) ve ayaklarınızı da topuklara kadar (sıvazlayın/yıkayın). Cinsel ilişkide bulunmuşsanız yıkanınız. Hasta veya yolcu iseniz, yahut tuvaletten gelmiş, yahut kadınlarla cinsel ilişkide bulunmuş ve su bulamamışsanız, temiz bir toprağa yönelip yüzünüzü ve kollarınızı onunla sıvazlayın. ALLAH size güçlük çıkarmak istemez. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor. Olur ki şükredersiniz.’’

NAMAZ

Nisa suresi 43. Ayet ‘’ Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv'dür, günahları affeder, Gafûr'dur, hataları bağışlar.’’

Not: ‘’Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar’’ = Okuduğumuz surelerin Türkçe anlamlarını bilmemiz gerekiyor. Çünkü sarhoş olan kişi ‘ne söylediğinin farkında olmayandır’. Bunun üzerine tefekkür edin.

Ankebut suresi 45. ayet ‘’Sana vahyetmiş olduğumuz kitaptan oku ve namazı(salatı) gözet. Çünkü namaz(salat), iğrenç ve kötü şeylerden alıkoyar. ALLAH'ın zikri/Kuran'ı en önemlidir. ALLAH ne yaptığınızı bilir.’’


KÜRESEL ŞEYTANLAR 'DİŞİLERE' TAPIYOR


Nisa 117 ''Onlar, O'nu bırakıp da (bir takım) dişilere taparlar. Onlar o her türlü hayırla ilişkisi kesilmiş şeytandan başkasına tapmazlar.''


İNANÇSIZLIĞA DÜŞMEKTEN KORUNMA YÖNTEMİ


Nisa 140 ''O, size Kitapta: 'Allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka söze dalıp geçinceye kadar, onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz' diye indirdi. Doğrusu Allah, münafıkların ve kafirlerin tümünü cehennemde toplayacak olandır.''


GÖSTERİŞ İÇİN YARDIM YAPANLAR

Bakara suresi 271.ayet ''Sadakaları açıklarsanız bu da güzeldir. Ama onları gizler ve yoksullara bu şekilde verirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır; günahlarınızdan bir kısmını örter. Allah, Habîr'dir, yapmakta olduklarınızdan gereğince haberi vardır.''


Nisa 38 ''Onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye harcarlar, Allah'a ve ahiret gününe inanmazlar. Şeytan, kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o.''

Bakara suresi 264.ayet ''İnananlar! ALLAH'a ve ahiret gününe inanmadığı halde halka gösteriş için yardımda bulunan kişi gibi yardımlarınızı başa kakmakla ve eziyet etmekle boşa çıkarmayın. Bu tip davranışın örneği, üzerinde toz toprak biriken bir kayaya benzer ki şiddetli bir sağanak onu çıplak bırakır. Yaptıklarından hiçbir şey kazanamazlar. ALLAH inkarcı toplumu doğruya iletmez.''

Bakara 262-263 ''Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.Güzel bir söz ve bir bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah Gani'dir, Halim'dir.''

Bakara 265 ''Yalnızca Allah'ın rızasını istemek ve kendilerinde olanı kökleştirip güçlendirmek için mallarını infak edenlerin örneği, yüksekçe bir tepede bulunan, sağnak yağmur aldığında ürünlerini iki kat veren bir bahçenin örneğine benzer ki ona sağnak yağmur isabet etmese de bir çisintisi (vardır). Allah, yaptıklarınızı görendir.''

İYİ BİR İŞ, HAYIRLI BİR AMEL YAPARSAN YÜCE ALLAH SENDEKİ İYİLİĞİ KAT KAT ARTTIRIYOR

Şura 23 ''İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: 'Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiç bir ücret istemiyorum.' Kim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah, Gafur'dur, Şekur'dur.''

Nisa 40 ''Gerçek şu ki, Allah zerre ağırlığı kadar haksızlık yapmaz. (Bu ağırlıkta) Bir iyilik olursa, onu kat kat arttırır ve kendi yanından pek büyük bir ecir verir.''

YÜCE ALLAH'TAN BAŞKA KİMSEYE SIRTINI DAYAMA, O'NDAN BAŞKA VELİLER(OTORİTELER, EFENDİLER) EDİNME, BU ÖRÜMCEK AĞINA SIRTINI DAYAMAK GİBİDİR

Ankebut 41 ''Allah'ın dışında başka veliler(efendiler, otoriteler) edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer. Gerçek şu ki, evlerin en dayanıksız olanı örümcek evidir; bir bilselerdi.''

ADALETİ AYAKTA TUT

Nisa 135 ''Ey iman edenler! Nefsiniz, anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için şahidler olun. İster zengin, ister fakir olsun, Allah, ikisine de sizden daha yakındır. O halde, nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker yahut yüz çevirirseniz, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.''


KİMSEYİ AŞAĞILAMA, EMPATİ KUR VE ZORLAMA

Bakara 256 ''Dinde zorlama yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir.''


Yunus suresi 99.ayet ''Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların tümü toplu halde mutlaka iman ederlerdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın!''


HER SÖYLENENE İNANIP HEMEN HÜKÜM VERME!

Hucurat suresi 6.ayet ''Ey iman sahipleri! Özü-sözü bozuk birisi size bir haber getirdiğinde, hemen araştırıp inceleyin/delil arayın! Yoksa bilgisizlikle bir topluluğu suçlar da yapmış olduğunuza pişmanlık duyar hale gelirsiniz.''

Yunus suresi 100. ayet ''Hiç bir kişi ALLAH'ın izni olmadan inanamaz ve O, akıllarını kullanmayanların üstüne pislik yağdırır.''

YÜCE ALLAH'IN EMRETMEDİĞİ, KUR'AN'DA OLMAYAN BİR ŞEYİ SIRF GEÇMİŞTEN GELDİ DİYE DİNDE EMREDİLMİŞ VARSAYARAK BÜYÜK YANLIŞA DÜŞME!

Bakara suresi 170.ayet ''İnkârcılara: “Allah’ın indirdiğine uyun” dendiği zaman: “Hayır! Biz, atalarımızdan gördüğümüze uyarız” derler. Peki, ya ataları aklını kullanamayan ve doğru yolu bulamayan kimseler ise?''

Maide suresi 104. ayet ''Kendilerine, "ALLAH'ın indirdiğine ve elçiye gelin," denildiğinde, "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter!," derler. Ataları, bir şey bilmeyen ve doğru yolu bulamayan kimseler olsa da mı?''

A'raf suresi 28. ayet ''O imansızlar çirkin bir iş yaptıkları zaman: “Biz atalarımızın da böyle yaptığını gördük; esasen Allah da bize böyle emretti” derler. Şöyle de: “Allah, hiçbir zaman kötü ve çirkin işleri emretmez. Yoksa siz, Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”

Yunus suresi 78. ayet ''Onlar da: “Sen bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan bizi döndüresin de, bu ülkede üstünlük ve hâkimiyet yalnızca ikinizin olsun diye mi geldin? Hayır, hayır, biz ikinize de inanacak değiliz” dediler.''

Not: Atalardan 'din' konusunda gelen 'sorgulanmayan' sözler/adetler çoğu zaman yanıltıcıdırlar.

Tenzih ve Teşbih
Tenzih ve teşbih, Kuran’da Yüce Allah’ın söz konusu ‘Kendisi’ olunca en çok kullandığı kavramlardır.Tenzih, Allah'ın her türlü noksan sıfatlardan münezzeh olduğuna ve var olan hiçbir şeye benzemediği kavramıdır.Teşbih Allah'ın sıfatlarıyla yaratılanların arasında benzerlik kurmaktır.Allah hiçbir şekilde sınırlandırılamaz,bir kavrama konu olamaz.Bu konudaki örneklere bakalım. Şura 11’’ O'na benzer hiç bir şey yoktur. O, İşitendir, Görendir.’’ İlk olarak Allah burada kendine benzer hiçbir şeyin olmadığını söylüyor (Tenzih), sonrasında ise kendine ‘İşiten,gören’ diyerek yaratılmışların vasfını veriyor( Teşbih). Allah kendisi için herhangi bir sınırlama öngörmediği için Kuran’da kendini hep bu iki kavramı aynı anda kullanarak tanıtıyor,bunların birini tek başına kullanmak ise haşa Allah’ı sınırlamak olacağı için Allah bunu hiçbir şekilde tavsiye etmiyor. Allah’ı sadece ‘tenzih’ edersek yaratılmış herşeyden münezzehtir dersek O’nu aklımızda sınırlamış oluruz,onun hiçbir şeye karışmadığı duygusu uyanır kişi de ki Allah böyle değildir. Ya da sadece Allah’ı sadece ‘teşbih’ yani benzetme şeklinde anarsak ‘Duyar,görür,işitir’ gibi bu da O’nu yaratılmış öğelere indirgereyek aklımızda sınırlamamızı sağlar ki Allah böyle de değildir. Allah’ın kendini tanıttığı cümlelerde bu nedenle tenzih ve teşbih her zaman bir aradadır.Allah hiçbir şekilde sınırlanamaz,bu nedenle ancak bu iki kavram bir araya gelince O’nun sınırsızlığı ortaya çıkar. Mesela Allah’ın sadece 99 ismi yoktur,O’nun sadece 99 ismi olduğunu söylemek O’nu sınırlamak değil midir? Aksine Allah’ın isimleri milyarlarca hatta sonsuzdur.Kimse Allah’ı tam olarak kavrayamaz,O’nun sonsuzluğuna vakıf olamaz bu nedenle Allah şu iki ayette kendinin hiçbir şekilde sınırlanıp kavranamayacağını şöyle göstermiştir. A’raf 99 ‘’Allah'ın azabından kurtulacaklarına emin mi oldular?’’ Zümer 53 ‘’ Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin’’.. İşte yine aynısı Allah’ın gazabından kurtulacağına emin olma ve Allah’tan rahmetinden de ümidini kesme..Söz konusu Yüce Allah olunca onu anış için tek yöntem tenzih ve teşbihi bir arada kullanmaktır.Kassas 88 ‘’O'nun zatından başka her şey yok olacaktır.’’ . . 
© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan
Özgür İrade
Özgür irademize Yüce Allah karışmıyor çünkü biz din gününde bundan sorguya çekileceğiz.Allah Kur’an’da bundan bahsediyor.Enbiya 1 ‘Yaklaştı insanlara hesapları!’’ Sad 53 ‘’Hesap günü için size vaat edilen işte budur.’’ Peki nasıl işliyor bu sistem?Nasıl Yüce Allah’ın iradesinden bağımsız davranabiliyoruz?Allah’ın iradesi külli iradedir(gezegenler),bizim irademiz ise cüz-i iradedir.Yüce Allah bize bizzat seçme özgürlüğü vermiştir ama hepsi bundan ibaret.Hayatınızda yaşanan her ama her olay gezegenlerin hareketleri vesilesiyle vuku bulur,gezegenler Yüce Allah’ın iradesini yeryüzüne yansıtan makinelerdir,Allah böyle bir sistem kurmuştur.Her olay Allah tarafından oluşa getirilir peki nerede bizim ‘özgür irademiz’?Bizim özgür irademiz önümüze gelen olayları değerlendirip seçim yapmaktan ibarettir.Külli irade önümüze seçenekler getirir özgür irademizle biz bunlardan birini seçeriz.Biz hiç bir şeye karışamayız,biz sadece ‘seçeriz’.Külli irade yolda önümüze aç birini getirir ona yardım etmeyi ya da etmemeyi özgür irademizle biz seçeriz.Külli irade bize zorlayıcı bir olay yaşatır bu olayda merhametli olmayı ya da olmamayı biz seçeriz.Külli irade önümüze günah işlemeye imkan veren bir olay getirir bu günahı işleyip,işlememeye ise biz özgür irademizle karar veririz.Külli irade(Allah) bize nimetler verir, bu nimetler için Allah’a şükretmek ya da etmemek tamamen bizdendir.Külli irade bize şanssız bir olay yaşatır,bu olay karşısında isyan edip etmemek ise bizim irademizdir.Biz hayatımızdaki hiçbir ama hiçbir olaya hakim olamayız bu olayların hepsi külli iradenin kontrolündedir.Biz sadece önümüze gelen olaylar karşısında özgür irademizle seçim yapabiliriz.Yaptığımız seçimlerin sonucunu da yine külli irade önümüze getirecektir buna da karışamayız.İşte bu nedenle yani ‘seçimlerimiz’ nedeniyle sorguya çekileceğiz.Örneğin,Yüce Allah diyecek ki ‘’Bu yaşadığın olay karşısında neden hırsına,kıskançlığına uyarak karar aldın?Oysa ki senin güzeli,doğruyu seçme imkanın da vardı..’’ İşte böyle..’İyi’ seçimler yapmalıyız çünkü hayatımızda hakim olabildiğimiz tek alan ‘seçimlerimiz’..Kıyamet günü hesabı bu seçimlerimiz üzerinden vereceğiz. . . © Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan
Mealler
Çok fazla şöyle sorular alıyorum, ‘’Ben falan kişinin çevirdiği Türkçe Kur’an mealini okuyordum ama meali okurken korkuyorum ve kötü hissediyorum!’’ Doğru çevrilmiş bir Kur’an mealinde bunu hissetmeniz imkansızdır! Çünkü bu konu hakkında Yüce Allah’ın kelamı var diyor ki; Taha 2-3 ‘’Biz bu Kur'an'ı sana, zahmet çekesin, mutsuz olasın diye indirmedik; saygıyla ürperene bir hatırlatma/düşündürme/öğüt verme olsun diye indirdik.’’ Yani Yüce Allah’ın sözüyle de sabit olduğu gibi Kur’an’ı okurken mutsuzluk ya da korku hissetmeniz imkansızdır. Eğer bir Kur’an mealini okurken böyle hissediyorsanız, o meal bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde ‘yanlış’ çevrilmiş bir mealdir, hemen o meali bırakın ve o meale itibar etmeyin. İşte Kur’an’ın kendi içinde böyle mükemmel bir alarm sistemi var, eğer okuduğunuz Kur’an meali size ‘kötü hissettiriyorsa’ o mealin doğru çevrilmediğine emin olabilirsiniz. İsra 82. ayet ‘’Kuran'ı, inananlar için bir şifa ve rahmet olarak indirdik. Zalimlerin ise ancak zararını arttırır.‘’ Şifa ve rahmet olarak indirilmiş Allah kelamını okurken ‘kötü hissedemezsiniz’, ‘korkuya kapılamazsınız’.. Bana ne zamandır soruyordunuz hangi meali okumalıyız diye? Buna kendiniz karar verebilirsiniz, bir meali okurken gönlünüz ferahlıyorsa o ‘doğru’ mealdir. Benim size meal önermeme gerek yok, sizin kendi ‘alarm sisteminiz’ yani ‘gönlünüz’ mevcut.. Allah bize ‘gönlümüzü’ boşuna vermedi(‘’Ona ruhumdan üflediğim vakit hemen secde edin!’’ Hicr 29). Kandırıldığında, kötü bir şey yaşadığında, tehlike anında, bir şeyler yanlış giderken insanın gönlü hep ‘sinyal’ verir, ‘’burada yanlış bir şeyler oluyor!’’ der.. İnsan, kendi günah işlediğinde, yanlış bir şey yaptığında, kötülük düşündüğünde yine ‘kendi gönlü’ onu durdurmak için sinyal verir, rahatsız hissettirir. Vedik astroloji perspektifinden bakarsak gönül dediğimiz olgu Jüpiter gezegeninin kontrolündedir.Jüpiter 5.element olan akaşın(ruh-ether) temsilcisidir,Yüce Allah’ın tüm evrene sızan enerjisidir bu.Bu nedenle ‘gönül’ dediğimiz olgu diğer 4 elementten bağımsız şekilde ‘duyu üstü’ çalışır ve kişinin gönlü her olay karşısında ona ‘duyu üstü’ uyarılar yapar. . . © Kadim Astroloji Analisti-Erdem Çalışkan
Dereceleri Yükselten
İslam’ın anlamı ‘teslimiyettir’, Müslüman ise ‘teslim olmuş’ kişi demektir. Yüce Allah’a tamamen ‘teslim olmak’ İslam’ın(teslimiyet) temel amacıdır. Demek ki dünyanın neresinde olursa olsun derin bir inançla,şirk koşmadan,Allah ile arasına birilerini sokmadan ve Allah’a teslim olmuş kimse otomatik olarak ‘Müslümandır’, teslim olmuştur. Burada bir ayrım devreye giriyor İslam’ı (teslimiyeti) kabul ettikten sonra her kişi ‘Müslümandır’ ama her Müslüman ‘Mü’min’ değildir. Yüce Allah bunun ayrımını şöyle uyararak yapıyor; Hucurat 14. ayet ‘’Bedeviler: "İman ettik." dediler. De ki: "Siz iman etmediniz. Ancak "Müslüman olduk"(teslim olduk) deyin. İman sizin kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir." Demek ki her ‘’Ben Müslümanım’’ diyen kişinin kalbine ‘iman’ yerleşmiş durumda değildir. Teslim olduktan(Müslüman olduktan) sonra eğer iman kişinin kalbine yerleşirse işte o zaman kişi ‘Mü’min’ statüsüne yükselir ki ‘Mü’minlerin’ özellikleri ‘Mü’minun’ suresinde geniş çaplı olarak verilmiştir. ‘Mü’min’ kelimesi her Müslüman(Teslim olmuş) için kullanılamaz, çünkü ‘Mü’min’ kelimesi iman kalbine tam olarak yerleşmiş kişiyi belirtir ve Yüce Allah’ın da Hucurat 14. ayette dediği gibi her Müslüman’ın(teslim olmuş) kalbine iman yerleşmiş değildir.Yol ‘teslim olmakla’ başlayıp derece derece ‘İnsan-ı Kamil’ olmaya kadar gider. Teslim olmuş(Müslüman) kişinin samimiyetine ve inancının derinliğine göre de Yüce Allah onun derecesini arttırır ya da azaltır. Mü’min suresi 15.ayet ‘’ O Refî'dir, dereceleri yükseltendir; arşın sahibidir. Buluşma günü hakkında uyarmak için emrinden olan Rûh'u kullarından dilediğine indirir.’’ . . © Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan
'Sekar' Burası
'‘Dışa bakan rüya görür, içe bakan uyanır’' der Carl Gustav Jung.. Yani dışa bakan ‘uyuyor’, kendi içine dönen ise ‘uyanıyor’.. Dışarı yani dış dünya insanı ‘uyutmaktan’ başka bir şey yapmaz..Dışarı bir bakın gerçek bir şey var mı? Gündüz diyorsun, seviniyorsun ama kalıcı değil..Gece diyorsun o da kalıcı değil.. Yaz diyorsun, kalıcı değil, kış diyorsun o da kalıcı değil..Mutluluk diyorsun, kalıcı değil, hüzün diyorsun o da kalıcı değil.. Bebeklik kalıcı değil, gençlik kalıcı değil, yetişkinlik kalıcı değil, yaşlılık kalıcı değil.. Aylar kalıcı değil, mevsimler kalıcı değil, yağmurlar kalıcı değil, güneşli günler kalıcı değil.. Yemekten alınan haz kalıcı değil, cinsellikten alınan haz kalıcı değil, paradan alınan haz kalıcı değil, maldan alınan haz kalıcı değil, dünya başarılarından alınan haz kalıcı değil.. En önemlisi ‘ömür’ kalıcı değil.. Demek ki bu ‘dışarısı’ gerçek değil, çünkü ‘gerçek olan’ kalıcıdır.. Peki içteki ‘kalıcı olan’ öğe nedir? Allah’ın bize kendinden üflediği Ruh(Hicr 29) kalıcı olan işte o.. İçimizde bizim ‘rehberimiz’ olan o ‘Ruh’ kalıcı olan şeyin farkında ve bu dünya boyutundaki (sekar) hiçbir şeyin kalıcı olmadığının da farkında.Taha 117-119 "Adem," dedik, "Bu senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa perişan olursun. Senin burada ne acıkman söz konusudur ne de çıplak kalman. Burda ne susuzluk çeker, ne de sıcaktan bunalırsın." Kalıcı olan nasıldır görüyor musunuz? Üst boyutlarda (4. Boyuttan itibaren) ne susama,ne acıkma, ne doğum ne de ölüm vardır.. Bu dünya boyutu (sekar) 5 duyumuzla bizi buraya hapseden ve kalıcı hiçbir şey vermeyen bir eziyet yurdudur. Ta-ha 74. Ayet ‘’ Şu bir gerçek ki, Rabbinin huzuruna suçlu olarak gelen için cehennem vardır. Orada ne ölür ne de hayat bulur.’’ İşte burada söz edilen cehennem sekar yani dünya boyutunun ta kendisidir, kişi buradan kurtulup cennet katlarına ulaşamadığı sürece dünya üzerinde sürekli bir doğum-ölüm döngüsüne kapılır, yani ‘ne ölür ne de hayat’ bulur.. Birçok hayattan sonra istenilen frekansa ulaşıp cennete girmeyi başarırsa,işte o zaman ‘kalıcı yurdu’ bulur. Orada ne susar, ne acıkır, artık ne doğum vardır ne de ölüm.. . . © Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan
Ulül Elbab
Büyük düşünür Çuang Tzu milattan önce 4. yüzyılda Çin’de şöyle diyor; ‘’Göğün neler yapabileceğini ve insanın neler yapabileceğini bilmek; işte bu insan bilgisinin en üst ve nihai noktasıdır. Göğün neler yapabileceğini bilmek, her şeyin gökten geldiğini bilmektir.İnsanın neler yapabileceğini bilmek,bu insan bilgisinin zirvesidir.’’ Astroloji dahil Yüce Allah’ın evren içinde oluşturduğu bütün ilimlere ilgi duymak ve öğrenmek üstümüze farzdır. ‘İlim öğrenmek’ bir insan için ekmek gibi,hava gibi, su gibi önemlidir, çünkü evreni ilimlerle donatan ‘Alim’ ilk emrini bile ‘Oku’ olarak vermiştir. ‘İlim sahibi olmak’ kişiyi Yüce Allah’ın nezninde değerli hale getirir; Zümer 9 ‘’ De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Mücadele 11 ‘’“Allah içinizden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltsin.” Fatır 28 ‘’Kulları içinde Allah'tan ancak ilim sahipleri ürperir.’’ Ankebut 43 ‘’Bunlar bizim, insanlara vermekte olduğumuz örneklerdir ki ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez.’’ İnsana kendisini insan gibi hissettiren yegane unsur nedir? ‘Bilgi’ yani ilim.. Bizi yeme, içme, cinsellik ve uyuma dışında hayvanlardan ayıran şey nedir? ‘İlim’ yapabiliyor olmamız, ‘öğrenebiliyor’ olmamız.. Yani ‘ilim’ bize ‘insanlık’ kimliğini veren unsurdur. İnsan ‘ilim öğrenmekten’ uzaklaşırsa ‘insan’ kimliğinden de uzaklaşmış olur. İlim derken bunu illa akademik eğitim olarak algılamamalısınız, matematik,fizik,biyoloji,kimya, astroloji,marangozluk,botanik,seyislik ya da aklınıza gelebilecek herhangi bir ilmi öğrenmek ve bu ilimde ehil olmak kişinin ruhunun derecesini Yüce Allah’ın nezninde yükseltir. Yüce Allah bu nedenle ‘ilim sahiplerini’ ayrı bir kefeye koyuyor. Bilenle bilmeyenin bir olmayacağını söylüyor. Bütün evrendeki en önemli ilim ise Kur’an’ın bilgisidir. Yüce Allah Kur’an’ın bilgisini kendisine açtığı kullarına ‘Ulül Elbab’ diyor, bunun anlamı ‘Akıl sahipleri,Öz bilgi sahipleri’dir. Yalnız ‘Ulül elbab’ olabilmek için bir şart vardır o da şudur Vakıa 79 ‘Ona,(Kur’an’a) arındırılmışlardan başkası dokunamaz.’ Arınma ise derin bir inanç,ahlak kurallarına bağlılık,düzenli namaz ve ilim öğrenmeyle olur. .

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

24 Mart 2022 Perşembe

Kara Propaganda
Çok sık şöyle videolara denk geliyorum, genellikle soru sorulan kişi ya Holywood ünlüsü (sözde) ya da Amerikan ghettolarında büyümüş türlü bağımlılıkları olan bir rap şarkıcısı oluyor.. Soru:‘’Para mutluluğu satın alır mı?’’ ‘Bilge’ holywood yıldızı ya da ‘bilge’ ghetto rapçisinden cevap geliyor ‘’Hayır alamaz.. Daha fazlasını alır adamım!’’.. 10 yaşındaki çocukta bunları bir figür ve bir idol olarak kabul edip peşlerine takılıyor,kendi yaşam felsefesini bunların üzerine oluşturuyor.. ‘Perdenin arkasını’ göremiyor çünkü onun bunu görebilmesi için ‘perdenin arkasını gören’ ebeveynler lazım, ona bunun bir ‘göz boyama’, bir ‘propaganda’ olduğunu söyleyecek ebeveynler lazım.. Dünya sistemi boşuna ‘aile’ kurumuna karşı değil, ‘çocuklara’ yol gösterecek kimse istenmiyor dünya sisteminde, böylece çocuklar bir Holywood yıldızı ya da bir Amerikan rapçi tarafından kolayca yönlendirilebilirler.. Bir defa düşünmek lazım hayat hakkında böyle ‘önemli soruları’, neden bu kişilere soruyorlar? Sekar’dayız, buranın herşeyi ateş, kandırmaca ve aldatmaca.. Buranın en büyük yıldızı ‘Şeytan’.. Burada çekici görünen her şeyin arkasında zehir yatıyor.. Şöhret, parıltılı hayat, para insan bunlara kapılıp hayatını bu kavramlara adadığı an her birisi insanın boğazına yapışan, kanlı göz yaşları döktüren, hepsi insanın karnında ‘ateş’ olan öğeler.. Hayır parayla falan mutluluk satın alınmaz.. Parayla gerçek olan hiçbir şey satın alınmaz.. Mutlu hayat nedir söyleyeyim mi? İlim irfan dolu bir hayat, içinde inanç olan hayat, içinde sevgi olan bir hayat.. İşte bunların hiçbirini para ile satın alamazsınız.. Yani mutlu bir hayat içinde ‘ilim,inanç ve sevgi’ olan hayattır. Parayla sevgi sahibi olduğunuzu, insanların para sayesinde sizi sevdiğini düşünüyorsanız? Zaten o gerçek sevgi değildir, para bittiğinde de sözde sevgi de yok olur.. İnanç parayla satın alınmaz, inancın içine hiçbir maddi öğe sokulamaz, sokuluyorsa o ‘inanç’ değildir.. İlim-irfan parayla öğrenilemez, eğer ilim parayla öğrenilseydi zenginlerin hepsi allame-i cihan olurdu.. Rumi bitirsin ‘’ Lezzet dışardan gelmez içten gelir. Bunu böyle bil. Köşkleri kaleleri aramayı ahmaklık say.’’ . . © Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

1 Mart 2022 Salı

Yeni kitabım 'İLLA' çıktı!


 ‘İLLA’ kitabım satışta! Kitabın ücreti 200 tl dir. 

Kitabı @kadimastrolojianalistierdem Instagram sayfamdan dm atarak satın alabilirsiniz, kargo ücreti alıcıya aittir.

'İLLA' kitabım tasavvuf, hakikat ilmi ve vedik astrolojinin birleşimiyle içinde bulunduğumuz her an 'sahteleşen' dünyanın çarklarından çıkıp ufkunuzu genişletecek.. Kitap bir 'hakikate yolculuk' kitabıdır. Kitap 340 sayfadır. Kitabın içinde tasavvuf,hakikat ilmi,sırlar ve vedik astrolojiyi harmanlanmış şekilde bulacaksınız. Günümüzde tamamen yapaylaşmış olan ve ruhaniyetin kaybolduğu dünya hayatında bu kitabı kişiye bir 'rehber' olması için ve kişiyi bir 'uyanışa' sürüklemesi için yazdım.. Doğru bildiğiniz yanlışlar ve yanlış bildiğiniz doğruları ortaya çıkaran bu kitap, popüler kültürün ve sözde 'medeni' dünyanın kişiye vurduğu görünmez zincirleri ortadan kaldırmak için yazıldı.. Zincirleri görememeniz 'orada olmadıkları' anlamına gelmez.. Kitabım 'İLLA' bir astroloji kitabı değil, bir hakikate yolculuk, bir 'öz'e ulaşma ve uyanış kitabıdır. Astroloji dahil evrendeki çeşitli ilimlerin bir araya gelmiş halidir. İçindeki her konuyu her okuyan rahatlıkla anlayabilir. Bu kitaptan sonra hayata bakış açınız tamamen değişecek..

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

24 Şubat 2022 Perşembe

Kör,Sağır ve Çıplak
Celaleddin-i Rumi'nin Mesnevi'sinden Kör,Sağır ve Çıplak.. ‘’Üç kişinin birisi pek uzakları görürdü, fakat gözü kör; Süleyman’ı görmezdi de karıncanın ayağını görürdü!Öbürü pek keskin işitirdi,fakat sağır!Âdeta bir defineydi.İçinde yarım arpa kadar bile altın yok! Üçüncüsü çırılçıplak, edep yeri açık bir adamdı.Elbisesinin etekleri uzun!Kör dedi ki: “İşte bak, şuracıktan atlılar gelmekte.Onların nereli olduklarını ve kaç kişi olduklarını görüyorum.”Sağır “Evet,ben de duydum,gizli açık ne söylüyorlarsa işittim” dedi.Çıplak “Benim korkum da şundan:Gelirlerse elbisemin eteğini keserler!” dedi.Kör dedi ki: “İşte bak,yaklaştılar.Hadi onlar gelip çatmadan,bizi yakalayıp dövmeden,bağlamadan biz kaçalım.”Sağır dedi ki: “Hakikaten dostlar,gürültü gittikçe yaklaşıyor,haydin!Çıplak,eyvahlar olsun, dedi…gelirlerse tamah ederler,elbisemi alırlar,ben hiç emin değilim!Şehri bırakıp çıktılar,koşa koşa bir köye geldiler.Köyde bir kuş buldular.Kuşun vücudunda zerre kadar et yoktu,öyle arıktı ki!Ölmüş bir kuştu,kemikleri bile incelmiş,ipliğe dönmüştü.O kuşu yediler.Üçü de tok filler gibi semirip şiştiler.Üç genç de öyle şişmanladılar ki şişmanlıktan âleme sığamaz oldular!Bu kadar şişmanlıkla,bu koskocaman kelleyle,kulakla,bu iri yedi endamla beraber kapının çatlağından süzülüp geçtiler!Ölüm gizlidir,görünmez,acayip bir çıkış yeridir.İşte bak,kervanlar birbiri ardına ulanmış,o kapının gizli çatlağından geçip gitmede!O çatlağı arasan göremezsin ama ondan bunca kişileri geçirdiler,gelin evine güvey götürür gibi götürdüler.Sağır,istektir,dilektir.Bizim ölümümüzü duydu da kendi ölümünü duymadı,kendi görünüşünü görmedi.Kör de hırstır.Halkın ayıbını kıldan kıla görür,bir bir söyler de,Kör gözü kendi ayıbını zerre kadar göremez,fakat gene de âlemin ayıbını arar!Çıplak,elbisesinin eteğini kesecekler diye korkuyor ama çıplak adamın eteğimi olur ki kessinler!Dünyaya kapılan hem iflas etmiştir,korkaktır.Halbuki hırsızlardan hiç de korkmaması lâzım.Zaten dünyaya çıplak geldi,çıplak gidecek.Böyle olduğu halde hırsızlardan korkusundan yüreği kan olmakta!Fakat hayattayken bunca feryad etti ağlayıp sızladıydı ya,ölürken kendiside bu korkusuna şaşar,güler!O zaman zengin hiçbir pulu olmadığını…zeki,hiçbir hüneri bulunmadığını anlar.’’ . . Celaleddin-i Rumi

14 Şubat 2022 Pazartesi

Bir Yere Ait Olmak
Hepimiz bir ülkeye,bir şehre,bir toprağa aitiz..Doğamız gereği ‘bir yere ait’ olmak zorundayız..Çünkü bu bizim ‘mutluluğumuz’ için birinci dereceden önem taşıyor.Peki nasıl?..Bir vedik doğum haritasında kişinin 4. evi kişinin ‘mutluluğunu’ gösterir,mutluluğa dair her şey bu evdedir..Bu ev aynı zamanda kişinin yaşadığı yerdir,doğduğu vatandır, doğduğu ülke-şehir-ilçe dir,bir yere ‘ait’ olma duygusu da 4. Evin konusudur.Kişinin 4.evinde kötücül gezegenler olan Mars,Satürn,Rahu,Ketu gibi gezegenler var ise kişinin hayattan alacağı mutluluk önemli derece de zarar görecektir, aynı konum kişinin doğduğu yerden erken yaşlarda ayrılmasına neden olacaktır..Yani ‘doğduğun’ yerden ayrılarak uzaklara gitmek en eski kültürlerde bile şanssız bir durum sayılır.Türk halkı olarak dünyanın her yerinde gurbetçilerimiz var,onlar gittikleri ülkelerde çok iyi şartlarda yaşasalar bile hepsine sorabilirsiniz, çoğunluğunun vereceği cevap Türkiye’ye geldiklerinde yaşadıkları mutluluğun tarif edilemez olduğudur..Doğduğun ülkede yaşamak 4. evi yani hayat mutluluğunu korumak demektir, ama kişinin haritadaki 4. evi zarar görmüşse kişi mecbur olarak yurtdışına gitmek zorunda kalacaktır.Bunun nedeni finansal ya da tercih nedeniyle olabilir.Asıl sorun gurbetçi olmak değil,Allah gurbetçi vatandaşlarımıza bulundukları ülkelerde yardımcı olsun..Asıl sorun son yıllarda dünyada yapılan ‘dünyayı gez!’ ,’bir yere ait olma!’,‘karavanda yaşa!’,‘dünya vatandaşısın’ propagandaları..Kişi ‘bir yere ait olmazsa’ ne olur?? Hayat mutluluğu yok olur..Gurbetteki vatandaşımız kendini Türkiye’ye ait hissediyor bunda onlar için bir sorun yok ama tüm dünyada yeni yetişen neslin bir ‘ülkeye ait olma’, ‘bir toprağa’ ait olma hissi yavaş yavaş yok ediliyor..Milyonlarca insan ‘dünyayı gezmeyi’ hayal ediyor, bu normal bir şey ben kendim 80 den fazla ülke gezmiş biri olarak gezmenin,başka kültürler tanımanın çok güzel bir şey olduğunu onaylıyorum ama ‘tüm dünya’ buna ‘özendiriliyor’ ve ‘bir vatana’ ait olma hissi yavaş yavaş yok ediliyorsa ortada bir problem var demektir..Bir ‘vatana’ ait olmalı insan,kimliğini ‘orayla’ özdeşleştirmeli,’mutluluk’ ancak bu şekilde mümkün.. . . 

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

10 Şubat 2022 Perşembe

Rüya İçinde Rüya
‘’Gözlerini kapatırsan, işte o zaman ‘görürsün’, dinlemeyi bırakırsan, ‘gerçeği’ o zaman duyarsın. Sessiz olursan, kalbinin şarkı söyleyişini dinlersin. Kimseyi aramazsan, herkesle ‘bir’ olursun.. Hareketsiz durursan, ilahi enerjiyle akar gidersin.. Kibar ol! İşte o zaman güce ihtiyacın kalmaz. Sabırlı ol! İşte o zaman her şeyi başarırsın. Alçak gönüllü ol! O zaman kendinle barışırsın. Düşünmeyi bırak! İşte o zaman bütün problemlerini çözersin..’’ Eski bir Tao meditasyonunun sözleridir bu.. Dıştaki beş duyu sahte, içteki beş duyu ‘gerçektir’.. Bu ‘dünya’ bir rüyadır. Rüyadaki hiçbir şeyi yanına alamazsın, rüyadaki hiçbir şey ‘gerçek’ değildir.. Basit olarak ‘uykudasın’.. O zaman uykudayken ‘rüya aleminin’ geçici süsleri için hırslanma, savaşma, kalp kırma.. Rüya alemi olan dünyadan herkesin kendiyle birlikte götürdüğü tek şey ‘gönlüdür’, sahte ‘rüya aleminin süsü’ için gönül kırma.. Rüya için ‘gerçeği’ feda etme.. Şu iki alim bir ‘rüyanın’ içinde yaşadığımızı şöyle açıklıyorlar.. Celaleddin-i Rumi diyor ki ‘’ Bu âlem, bir rüyadır, zanna kapılma sen. Sen gündüzün de uykudasın. Bu uyku değil deme.Gölgenin parlaklığıdır bu, asıl ise ancak ay ışığından ibarettir.Ey yiğit, bil ki uykun da uyanıklığın da uyuyan adamın rüya içinde rüya görmesine benzer.Bu adam, kendisini uyuyorum sanır ama bilmez ki ikinci uykudadır, iki kat uyku içindedir.’’ .. Muhyiddin Arabi diyor ki ‘’ Alem bir sanrıdan ibarettir,onun gerçek bir varlığı yoktur.Bu ise 'hayal' ile kastedilen şeydir.Yani sen hayalinde zannetin ki bu alem kendi başına buyruk,kendi kendine oluşmuş bir gerçektir; bu alem Mutlak Gerçek'den(Hakk'dan) hariç bir varlıktır. Halbuki hiçde böyle değildir.Bil ki sen kendin de bir hayalsin; idrak ettiğin her bir şey ve 'bu ben değilim' dediğin her bir nesne de hayaldir.Şu halde bütün varlık alemi de hayal içinde hayaldir.’’ .. İşte böyle.. Rumi bitirsin ;’’ Tut ki bütün doğuyu, batıyı zaptettin, her tarafın saltanatına sahip oldun. Mâdem ki bu saltanat, sonunda sende kalmayacak, sen onu bir şimşek farzet; çaktı, söndü.Gönül, ebedi olmayan mülkü, bir rüya bil! Cellat gibi boğazına yapışan debdebeyi, şan ve şöhreti ne yapacaksın ki?’’

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

5 Şubat 2022 Cumartesi

Beden Yiyen Ruh
Alkol.. ‘Alkol’ kelimesinin kökeni Arapça ‘Al Kuhl ‘ ya da ‘Al Gawl’ kelimesinden gelir. ‘Al Kuhl’ ya da ‘Al Gawl’ kelimelerinin Arapça anlamları ‘Bedeni yiyen ruh’ demektir yani İngilizcesi ‘Body eating spirit’.. Enteresan olan İngilizce’de ‘Spirit’(Ruh) kelimesi bütün alkollü içeceklere verilen genel addır. Vücudumuzun genel bir frekansı vardır bu da her zaman 62-72 mhz arasındadır, vücudumuz hep bu aralıkta titreşir. Namaz gibi spiritüel aktiviteler, güzel çiçek kokuları özellikle ‘gül’ kokusu, olumlu düşünceler, mutluluk bu frekansı 72 mhz nin üzerine çıkarır ve kişinin frekansı yükseldikçe ruhaniyeti artar, sağlığı düzelir. Ama kişi alkol tükettiğinde(ve uyuşturucunun her türü) vücudunun frekansı 62-72 mhz aralığından aşağıya düşerek 35-30 mhz frekansına bazen de bu frekansın daha altına kadar geriler..Neydi alkolün Arapça anlamı? ‘Bedeni yiyen ruh’!… Alkol gibi zararlı bir madde bedenin frekansını adeta ‘yer’ ve kişiyi ‘tamamen’ ruhaniyetten ayırır, çünkü kişinin bedeni normal şekilde titreşmesi gereken aralığın çok altına düşmüştür.. Vücudun genel olarak 62-72 mhz olan bu frekansını alkol ve uyuşturucudan başka ne bu kadar aşağılara düşürür? Çok ağır, ölümcül hastalıklar vücudun frekansını bu kadar düşürürler, insan ölümle pençeleşirken insanın vücudunda görülen frekans aralığı da aynı ‘alkol’ tükettiğinde gelinen 35-30 mhz aralığıdır.. Enteresan değil mi? Ölümcül bir hastalığın pençesinde olan kimseyle, alkol tüketen kimsenin bedeninin yaydığı frekans aynı.. Fark ise hasta olan kişi bu konuda çaresiz, ama alkol tüketen kişi bu konuda gönüllü.. Vücudun frekansının 25 mhz altına gerilemesi ise kişinin ‘ölü’ olması demektir.. Peki vücudun frekansı düşerse bunun nasıl bir etkisi olur? Kişi de inanç zayıflar, ahlaki kavramlara önem vermemeye başlar, bunun düzenli olması kişinin sağlığını bozar, şansı yok olur( Jüpiter şans gezegenidir ve onun düşmanı alkolü ve uyuşturucuyu temsil eden Rahu gezegenidir).. Peki şöyle bir soru sorabilirsiniz? Peki neden Dünya ve Türkiye sineması-dizileri alkolü her saniye önümüze koyarak bu ‘ruh yiyen’ materyali normalize ediyor? Onu da siz düşünün Allah size ‘akıl’ vermiş değil mi? . . 

© Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan

26 Ocak 2022 Çarşamba

Gerçek Gıda
Bugün kendin için ne yaptın? Muhtemel cevapların ‘güzel bir yemek yedim!’,’arkadaşlarımla kahve içtim!’,’kendime yeni kıyafetler aldım!’ ya da bunların türevleridir..Ama sorumu yanlış anladın..Ben dedim ki bugün ‘kendin’ için ne yaptın? Sen bedenine ne yaptığını söylüyorsun,bu beden ‘sen’ değilsin ki..Bedenin bir gün ölecek ve çürüyecek,bedenin içinde bulunan ‘ruhun’ işte ‘sen’ O’sun,sonsuz olan,hiç ölmeyecek olan o..Ama yaptığın şeylerin %99’u sadece bedenine yönelik,sürekli bedenini besliyorsun,’kendini’ beslemiyorsun ki.. İnsan sürekli bedenini beslemekle,bedeninin gıdasıyla uğraşır,ama ‘kendini’ (ruhunu) beslemeyi çoğu zaman unutur..Bedenin gıdası yiyeceklerdir,peki ruhun gıdası nedir?Ruhun gıdası Yaratıcıyla günün belli vakitlerinde buluşmak ve Yaratıcı’dan bu ‘gıdayı’ temin etmektir.Yüce Allah Kuran’da namazı insana farz kılmıştır ama O’nun bu kıldığımız namaza ihtiyacı yoktur o zaman neden namaz kılmamızı istiyor? İşte olayın önemli kısmı burada.Allah ile günün belli vakitlerinde buluşup ona ‘secde’ edersek Allah bize ‘ruhumuzun gıdasını’ veriyor,nasıl fiziksel beden yemek yiyince genişliyorsa,ruhumuzda Allah’tan ‘gıdasını’ aldığında alabildiğince genişliyor..Beden ancak 0 ila 300 kg aralığında bir boyuta çıkabilirken,ruhumuz günlük olarak namazlarda ‘beslendiğinde’ bir ülke,bir kıta hatta ‘dünya’ boyutu ve fazlasına erişecek bir hale gelir..Nasıl mı? Cebrail kanatlarını açtığında ‘dünyayı’ kapladığı söylenir ki,Allah’ın melekleri bile devasa boyutlardadır,keza kıyamet gününde milyarlarca galaksi Allah’ın avucunda dürülü olarak kalacaktır.Zümer 67 ‘’ Onlar Allah’ı gereği gibi takdir edip tanımadılar. Kıyamet gününde bütün dünya O’nun avucundadır; gökler de O’nun kudret elinde dürülüp bükülmüştür. Allah, müşriklerin koştukları ortaklardan uzaktır ve yücedir.’’ Bu ne demek oluyor? Namaz ile alacağımız günlük ‘gıdalarla’ ruhumuzun boyutları ‘semayı’ aşacak duruma gelir.Yani Allah Alak 19’da ‘‘Secde et ve yaklaş!’’ derken bunun sadece manevi anlamını kastetmiyordu, ‘fiziksel’ anlamını da kastediyordu! Namazın ne kadar önemli olduğunu kavrayabiliyor musun? Namaz olmazsa,bedenin tok,ruhun ise ‘aç’ olarak yaşarsın.. . . © Kadim Astroloji Analisti - Erdem Çalışkan